Ekonomi-teknoloji haberleri (03.02.2021)

Gıda ve tarım sektörü, 2020’yi dış ticarette nasıl geçirdi?

Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Dış Ticaret Verileri baz alınarak Agrimetre tarafından hazırlanan TGDF Dijital Veri Paneli’ne göre 2020 yılında tarım, gıda ve içecek sektörü 20,7 milyar dolar ihracat, 16,1 milyar dolar ithalat gerçekleştirdi. 01 ile 24 fasılları arasındaki tüm GTIP kalemleri ile 29. ve 35. fasıllardan seçili ürünlerin dahil edildiği hesaplamalara göre, 2020 yılında sektörün dış ticaret dengesi, önceki yılın aynı dönemine kıyasla %12 arttı. 2020 Aralık ayında ithalattaki önemli artış dikkat çekti.

Genel Ticaret Sistemine (GTS) göre yayınlanan dış ticaret verilerine göre ihracat 2020 yılında önceki yıla göre %5 oranında artarken, ithalat %3,1 arttı. 2020’nin ilk 6 ayında ithalat önceki yılın aynı dönemine göre %7,6 oranında artış göstermişti. Sonraki aylarda ithalat yavaşlamış, 2020’nin ilk 11 ayındaki ithalat, önceki yılın aynı ayına göre %1 yüksek seviyede kaydedilmişti. Ancak Aralık ayında ithalattaki büyük artış, yıl genelindeki verilere önemli etki etti.

Aylık bazda bakıldığında Aralık ayında ithalat bir önceki yılın aynı ayına göre %24,9 artışla 1,8 milyar dolara, aylık ihracat ise %14,6 artışla 2,2 milyar dolara yükseldi.

Dış ticaret dengesi yıl sonuna doğru geriledi

Kasım ve Aralık aylarındaki aylık ithalatta kaydedilen önemli ve yıl ortalamasının üzerine artışlar (sırasıyla %9,4 ve %24,9) dikkat çekerken, dış ticaret dengesini yılın önceki dönemlerine kıyasla daha düşük bir seviyeye çekti.

2020 yılında sektörün dış ticaret dengesi önceki yıla göre %12,1 artarak 4,6 milyar dolar olarak gerçekleşti.

2020’nin ilk 7 ayında sektörün dış ticaret dengesi önceki yılın aynı dönemine göre %11,6 artışla 2,1 milyar dolara yükselmiş, 10. ay itibariyle önceki yılın aynı dönemine kıyasla %26,4’lük önemli bir artışla 3,8 milyar dolara ulaşmıştı. 2020’nin ilk 11 ayında ise önceki yılın aynı dönemine kıyasla %16’lık önemli bir artışla 4,26 milyar dolara yükselmişti. Yaz aylarında artan tarımsal üretimle hızla yükselen dış ticaret dengesinin yıl sonuna doğru azalması dikkat çekti .

İhracat birim değeri 2020 yılında bir önceki yıla kıyasla %3,7’lik bir artışla 1.019 dolar/ton, ithalat birim değeri %5,7’lik bir artışla 498 dolar/ton olarak gerçekleşti.

Dış ticarette en yüksek hacimli ürünler

2020 yılında ihracatta öne çıkan ürünler sırasıyla Fındık İçi, Un ve Makarna olurken bu ürünler toplam ihracatın yaklaşık %13,6’sını oluşturdu.

En çok ithal edilen ürünler ise sırasıyla Buğday, Soya Fasulyesi ve Ayçiçeği Yağı oldu. Bu 3 ürün, toplam ithalatın yaklaşık %24,2’sini, neredeyse 4’te 1’ini oluşturdu.

2020 yılı Aralık ayında en çok ihraç edilen ürünler Mandalina, Fındık içi ve Buğday Unu olarak sıralanırken, en çok ithal edilen ürünler Buğday, Soya Fasulyesi ve Ayçiçek yağı oldu.

Son dönemde fiyat artışları ile sıkça gündeme gelen Ayçiçek yağı, 760 milyon dolarlık ithalat ile yıl genelinde en fazla ithal edilen 3. ürün olurken, yalnızca Aralık 2020’de 100,4 milyon dolarlık ithalat yapıldı.

En çok ihracat yapan sektörler

2020 yılı dış ticaret verileri sektörlere göre incelendiğinde Sert Kabuklu Meyveler, Yaş Meyve, Şeker ve Şekerli Mamuller, Bitkisel Yağ ve Kuru Meyve/Sebze Sektörleri en fazla ihracat yapan sektörler olarak sıralandı. Toplam ihracatın %43,8’i bu 5 sektör tarafından gerçekleştirildi.

Hayvan Yemi, Bitkisel Yağ, Un, Nişasta ve Kakao-Çikolata sektörleri ise aynı dönemde en çok ithalat yapan sektörler olarak sıralandı. Toplam ithalatın %64,8’i, yani neredeyse 3’te 2’si bu 5 sektör tarafından gerçekleştirildi. Bu oran, ihracatın az sayıda sektörde yoğunlaştığını gösterdi.

Tek başına Hayvan Yemi Sektörü, 3,8 milyar dolarlık hacim ile toplam ithalatın %23,5’ini, yani neredeyse 4’te 1’ini oluşturdu.

Fiyat artışları ile gündemde yer bulan Bitkisel Yağ Sektörü ise 2,7 milyar dolarlık ithalat ise toplam ithalatın %17’sini oluşturdu. Küresel piyasalardaki fiyatın Mayıs 2020 – Ocak 2021 döneminde neredeyse 2 katına çıkması, ithalata bağlı bu sektörde ülke içi fiyatların artmasıyla sonuçlandı.

İhracatın arttığı ve azaldığı sektörler

2020 yılında önceki yıla göre ihracatını değer olarak en fazla arttıran sektörler Yaş Meyve (422 milyon dolar artış) ve Bitkisel Yağ (353 milyon dolar artış) sektörleri olurken, bunları Makarna (163 milyon dolar artış), Baklagil (128 milyon dolar artış) ve Meyve Suyu (79 milyon dolar artış) Sektörleri izledi.

Yılın son bölümünde Sert Kabuklu Meyveler Sektörü’nde büyük düşüş!

2020 yılının 9. ayı itibariyle önceki yılın aynı dönemine göre 211 milyon dolar artış kaydedilen Sert Kabuklu Meyveler Sektörü ihracatında, Ekim ve Kasım ayında önemli bir düşüş yaşandı. Sektörün ihracatı 2020 yılının ilk 11 ayında, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla 57 milyon dolar geriledi. 2020 yılı toplamında ise 82 milyon dolar geriledi.

2020 yılında ihracatın en çok gerilediği sektörler ise Un Sektörü (110 milyon dolar düşüş), Sert Kabuklu Meyveler Sektörü (82 milyon dolar düşüş), Kuru Meyve/Sebze Sektörü (60 milyon dolar düşüş), Hayvan Yemi Sektörü (47 milyon dolar düşüş) ve Yumurtacılık (41 milyon dolar düşüş) sektörleri oldu.

2020’de önceki yıla göre ithalatı en çok artan sektörler 425 milyon dolar artış ile Bitkisel Yağ, 172 milyon dolar artış ile Un, 164 milyon dolar artış ile Baklagil, 44 milyon dolar artışla Pirinç Değirmenciliği ve 40 milyon dolar artışla Şeker ve Şekerli Mamuller ve sektörleri oldu.

İthalatın en çok düştüğü sektörler Canlı Hayvan Ticareti (254 milyon dolar düşüş), Makarna (105 milyon dolar düşüş), Tütün ve Mamülleri (85 milyon dolar düşüş), Sebze (67 milyon dolar düşüş) ve Hayvan Yemi (59 milyon dolar düşüş) sektörleri oldu.

Özellikle Hayvan Ticareti Sektörü ithalatındaki 254 milyon dolarlık gerileme, ülke ekonomisi ve dış ticaret açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirildi.

Dış ticarette öne çıkan ülkeler

2020 yılında dış ticaret verileri ülkeler bazında incelendiğinde en çok ihracat yaptığımız ilk üç ülke 2,9 milyar dolar ile Irak, 1,6 milyar dolar ile Almanya ve 1,4 milyon dolar ile Rusya şeklinde sıralandı.

Bu 3 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatımızın %28,6’sını oluşturdu. Ülkelere göre en çok ihraç ettiğimiz ürünler Irak için un, tavuk eti, gofret ve waffle; Almanya için ambalajlı fındık, fındık içi ve kiraz; Rusya içinse mandalina, şeftali ve üzüm oldu.

Ülke bazında ithalat verileri incelendiğinde, 2020 yılında en fazla ithalat yaptığımız ülkeler 3,2 milyar dolar ile Rusya, 1,4 milyar dolar ile Brezilya ve 1 milyar dolar ile Ukrayna oldu. Rusya, Brezilya ve Ukrayna’dan yapılan ithalat toplam ithalatın %35,1’ini oluşturdu.

Yılın ilk 7 ayında Ukrayna en çok ithalat yaptığımız 3. ülkeyken, Ağustos – Eylül döneminde 4. sıraya gerilemiş, yerini ABD’de kaptırmıştı. Kasım ayında Ukrayna tekrar 3. sıraya yükseldi ve yıl genelinde de bu pozisyonunu korudu.

Rusya’dan yapılan ithalatta öne çıkan ürünler buğday, ayçiçeği yağı ve ayçiçeği olurken; Brezilya’dan soya fasulyesi, kahve, tütün; Ukrayna’dan yapılan ithalatta soya fasulyesi, buğday ve dane mısır ürünleri öne çıktı.

Toyota’nın Finans Kampanyası Şubat’ta da Devam Ediyor

Toyota’nın büyük finans avantajlarıyla dolu kampanyası şubat ayında da devam ediyor. 2021 model tüm Corolla ve C-HR modelleri ile 2020 model tüm Corolla, C-HR, Corolla Hatchback ve Yaris modellerine Toyota Finans çatısı altında ve anlaşmalı bankalar aracılığıyla 100 bin TL 12 ay vade ve yüzde 0,99 finansman oranı ile sahip olunabilecek. Bunun yanında 2020 model yılı Toyota RAV4 modeli de 200 bin TL 12 ay yüzde 0.99 finansman oranıyla satışa sunulacak.

Avantajlı fiyatların şubat ayında da devam ettiği kampanyaya; Toyota Corolla 2020 benzinli modeller 191.000 TL’den, Corolla 2021 benzinli modeller 203.600 TL’den, Corolla Hybrid 2020 modeller 314,700 TL’den, Corolla Hybrid 2021 modeller 329.150 TL’den başlayan fiyatlar ile, Yeni Corolla Hatchback 228,750 TL’den, Yeni Corolla Hatchback Hybrid ise 337.200 TL’den başlayan fiyatlar ile dahil olacak.

Türkiye’de üretilen Toyota C-HR Hybrid 2020 modeller 314.150 TL’den, C-HR Hybrid 2021 modeller de 346.650 TL’den başlayan fiyatlar ile satışa sunulacak. Yeni Yaris 209.200 TL’den, Yeni Yaris Hybrid ise 299.300 TL’den başlayan fiyatlar ile tüm Toyota plazalarındaki yerini alacak. Segmentine adını veren Toyota RAV4 Hybrid’in Flame versiyonu ise 607.850 TL’lik fiyatıyla satışta olacak.

Bu çok avantajlı fiyatların yanı sıra, yüzde 0,99’dan başlayan finansman oranları ve her bütçeye göre şekillendirilebilen 24-36 ay arasında değişen vade seçenekleri ile Toyota’nın şubat kampanyasından yararlanmak isteyenler ile markası ne olursa olsun eski araçlarını değiştirip yeni bir Toyota almak isteyenlere “takas” imkanı da bulunuyor.

BugBounter, kısıtlı kaynakla siber güvenliği sağlamanın yollarını paylaşıyor
2020’den itibaren artık herkes dijital ortamda çok daha fazla aktif oldu. Bu da siber saldırganlar için yeni fırsatlar yaratırken BT ekiplerinin yükünü artırıyor. Peki şirketler, kısıtlı kaynakla nasıl saldırganların bir adım önünde kalmayı başarabilir? Bu ve daha birçok sorunun cevabını BugBounter açıklıyor.
Bugbounter.com platformuna kayıtlı yüzlerce uzman araştırmacıyla siber güvenlik testleri ihtiyacını hızlı, hesaplı ve etkin bir şekilde çözen BugBounter, şirketlere siber güvenlik alanındaki en önemli sorunlardan birisi olan kısıtlı kaynakla siber güvenliği sağlamanın yöntemlerini aktarıyor.
Bilginin paradan daha değerli olduğu günümüzde siber güvenlik, artık milli güvenlik kapsamında değerlendirilecek kadar önemli bir noktaya geldi. Ancak bu kadar kritik bir alanda tüm dünyada yaşanan uzman eksikliği, siber suçluların kendisinden daha büyük bir tehdit haline gelebiliyor. Öte yandan siber saldırıların sayısı da artmaya devam ediyor.
Hackerlar bu yarışa avantajlı olarak başlıyor çünkü sisteme girebilmesi için bir açık bulması yeterliyken siber güvenlik uzmanları potansiyel tüm açıklardan sorumlu. Savunma amaçlı kurulan sistemlerde keşfedilen güvenlik açıklarının sayısı da her geçen gün artıyor.
Dijital dünyaya dahil olan herkes, siber güvenlik farkındalığını artırmalı
İş dünyası 2020’yi COVID-19’un olumsuz etkileriyle, mecbur tuttuğu kaynak kısıtlamalarıyla ve çalışma koşullarında yarattığı değişimlerle geçirdi. Uzaktan çalışmaya adapte oldular ancak sayısı artmaya devam eden kötü niyetli hackerlar ve beraberinde gelen siber tehditler hala varlığını sürdürüyor.
Bulut tabanlı bir bilgi güvenliği şirketi Zscaler da Ocak-Nisan 2020 arasında COVID-19 temalı oltalama, truva atları, kötü amaçlı web sitesi ve uzaktan çalışan kötü amaçlı yazılımlarda tam 300 kat artış olduğunu aktarıyor. Rakamsal olarak bakıldığında şirket ocak ayında bu şekilde 1.200 adet saldırı engellediklerini ve mart ayında bu sayının 380.000’e çıktığını kaydediyor.
Siber riskler sadece COVID-19 temalı tehlikeli içeriklerden ibaret değil. Şirketlerin uzaktan çalışma yöntemine geçmesiyle evlerdeki güvenlik seviyesi zafiyet gösteren modem, router gibi cihazlar ve Wi-Fi ağlar da şirketin bir parçası haline geldi. İş yapabilmek için gereken sunuculara bağlanma yazılımları, dosya gönderme/alma servisleri ve video konferans araçları da olağanüstü bir düzeyde kullanılmaya başlandı. Öyle ki 2019’da günlük 10 milyon toplantının yapıldığı Zoom’da 2020 Mart ayında günde 200 milyon, nisan ayında da günde 300 milyon toplantı yapıldı.
Ancak aynı dönemlerde video konferans uygulamalarında önemli güvenlik açıkları keşfedildi. Bu tür siber güvenlik zafiyetleri ile itibar ve müşteri kaybı yaşamak istemeyen kurumların ve siber güvenlik uzmanlarının dikkat etmesi gereken konular var. Çalışanları bilinçlendirmek ve bilgi güvenliği farkındalığı sağlamak ise önceliklerin başında geliyor.
Her şirket geleneksel veri güvenliği yöntemlerinin maliyetini karşılayamıyor
Başarılı bir siber saldırı şirketlerin büyük kayıplar yaşamasına yol açabildiği gibi bu saldırılara karşı korunmak da masraflı bir alan. Şirketlerin olası güvenlik açıklarını keşfetmek için hemen her şirketin başvurduğu klasik yöntemlerin başında sızma (penetrasyon) testleri geliyor. Adam/gün maliyet üzerinden hesaplanan bütçe ile tanımlı bir alandaki tüm güvenlik açıklarını bulup raporlamak üzerine kurulu olan bu model de maliyeti sebebiyle genellikle yılda bir kez, nadiren de birkaç kez yapıldığı için hackerları durduramıyor. Testlerin gerçekleştirildikten sonraki 2 hafta içinde yeni yazılım sürümleri çıkabiliyor ve olası yeni açıklar da beraberinde geliyor.
BugBounter Kurucu Ortağı Arif Gürdenli, konuyla ilgili şunları söyledi: “Şirketler siber güvenlik seviyelerini doğrulayabilmek için sızma testleri ve red team gibi yöntemler kullanıyor. Ancak o an hizmeti sunan kısıtlı sayıdaki uzmandan kurulu takımın becerileri ve motivasyonu ile sınırlı olan bu hizmetler, gerçekten ihtiyaç duyulan esnekliği, yaratıcılığı ve sürekliliği tam olarak sunamıyor. Öte yandan Ödül Avcılığı programları, sunduğu birçok avantaj sayesinde gün geçtikçe şirketlerin siber güvenlik test portföyüne katmayı tercih ettiği bir yöntem haline geliyor. Programın sunduğu en büyük avantaj, sistemi istismar edebilecek siber saldırganlarla benzer becerilere ve araçlara sahip bağımsız araştırmacılar, sistemdeki kritik açıkları hızla keşfederek doğrudan platforma raporluyor. Platformda doğrulanan ve derecelendirilen güvenlik açıkları da şirkete bildiriyor. Böylece şirketler hem hızlı ve etkili sonuç alıyor hem de hizmetin seviyesini kendi bütçesine uygun olacak şekilde esnek yönetebiliyor.”

Uzak Doğu’nun 16 milyar dolarlık iki pazarına dijital markaj

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), Türkiye’nin alternatif pazarlarından olan Tayland ve Vietnam’a toplamda ortalama 50 milyon dolar olan otomotiv ihracatını artırma hedefiyle dijital sektörel ticaret heyeti düzenledi.

Açılışta konuşan OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “Bu yıl tekrar 30 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmayı hedefliyoruz. Kriz döneminde önemi artan alternatif pazarlardan Tayland ve Vietnam’ın toplamda 16 milyarı aşan otomotiv ithalatı var. Yatırımları ile önemli potansiyele sahip bu iki ülke ile olan ticaretimizin bu toplantımızla artacağına inanıyoruz” dedi.

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), Türkiye’de son 15 yılın üst üste ihracat şampiyonu olan otomotiv endüstrisinin dünyadaki güvenilir tedarikçi konumunu güçlendirmek için çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor. Pandemi nedeniyle geçen yıl yüz yüze etkinliklerini iptal ederek öncelikle Meksika, Almanya ve İngiltere’ye dijital sektörel ticaret heyeti toplantılarına imza atan OİB, 2021 yılının ilk toplantısını ise alternatif pazarlardan Vietnam ve Tayland’a gerçekleştirdi.

Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) desteği ile düzenlenen ve 5 Şubat’ta sona erecek olan Vietnam-Tayland Dijital Sektörel Ticaret Heyeti programında firmalar, webinarlar ve ikili görüşmelerle bu iki ülkeyle ticaretin artmasına katkıda bulunmayı hedefliyor.

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik’in ev sahipliğinde gerçekleşen programın açılışına; Vietnam/Hanoi Ticaret Müşaviri Burak Cihan Ürkmez, Tayland Ticaret Müşaviri Öykü Ünal, EVAT Başkan Yardımcısı Sanpetch Tangsawapark ve Vietnam Endüstri ve Ticaret Bilgi Merkezi Direktör Yardımcısı Dinh Bao Linh ve VEAS Direktörü Viny Nguyen da katıldı.

Açılışta konuşan OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, Covid-19 pandemisinden en fazla etkilenen sektörlerin başında gelen otomotiv endüstrisi olarak 2021 yılının bir bölümünde daha etkinliklerin dijital olarak devam edeceğini, pandeminin seyrine göre de yüze yüze etkinliklere yıl içerisinde başlamayı hedeflediklerini söyledi.

Bu yıl ihracat hedefi 30 milyar dolar

Türkiye otomotiv endüstrisinin pandemi öncesindeki üç yıllık ihracat ortalamasının 30 milyar dolar olduğunu hatırlatan Baran Çelik “2020 yılı ihracatımız 25.5 milyar dolara gerilese de, 2021 yılında hedefimiz tekrar 30 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmak olacak. Yıllık 2 milyon adetlik üretim kapasitemiz ve 1.5 milyon adetlik araç üretimimiz ile dünyada 14’üncü, AB ülkeleri arasında ise 4. büyük motorlu araç üreticisi konumundayız. Ayrıca Avrupa’nın 3. büyük ticari araç üreticisiyiz. Otomotiv endüstrimiz açısından ihracatımızdan yüzde 75 pay alan AB ülkelerinin önemi yadsınamaz. Ancak alternatif pazarların önemi özellikle kriz dönemlerinde daha fazla ortaya çıkıyor. Güneydoğu Asya ülkelerinin öneminin her geçen yıl arttığı bir dönemde bölgenin önde gelen ülkeleri Vietnam ve Tayland’a yönelik gerçekleştireceğimiz etkinlikler büyük önem arz ediyor” dedi.

Her iki ülke pazarları da büyük potansiyele sahip

Tayland’ın 10 milyar doların üzerinde otomotiv ithalatı olduğunu, Vietnam’ın da 100 milyona yaklaşan nüfusu, hızla büyüyen otomotiv pazarına rağmen düşük araç sahipliği oranı ve artan otomotiv yatırımları ile otomotiv için önemli potansiyel barındıran ülke olduğuna dikkat çeken Baran Çelik, her iki pazara yönelik olarak şunları söyledi:

“Bölgesinin en büyük motorlu araç üreticilerinden olan ve çok sayıda otomotiv firmasının yatırımına ev sahipliği yapan Tayland, 2 milyon adedin üzerinde üretim rakamı ile dünyanın 11. büyük motorlu araç üreticisi. Ülke, ticari araç üretiminde ise dünyada 6.sırada. Diğer taraftan, Tayland’daki iç pazar büyüklüğü de 1 milyon adedin üzerinde seyrediyor. Tayland’ın 10 milyar doların üzerinde otomotiv ithalatı da bulunuyor. Vietnam ise 250 bin adetlik üretimi ve 300 bin adede ulaşan iç pazarı ile önemi giderek artan bir ülke. Ülkede üretim yapan OEM’lerin sayısı sürekli artıyor. Vietnam 100 milyona yaklaşan nüfusu, hızla büyüyen otomotiv pazarına rağmen halen düşük araç sahipliği oranı, düşük işçilik maliyetleri dolayısıyla artan otomotiv yatırımları ile otomotiv endüstrisi açısından önemli bir ülke konumuna geliyor. Ülkeye yapılan yatırımların önümüzdeki yıllarda da devam etmesiyle ülkedeki iç pazarın ve otomotiv üretiminin hızla artması bekleniyor. Tayland ve Vietnam’a yönelik otomotiv ihracatımız yılda yıla değişim göstermekle birlikte toplamda ortalama 50 milyon dolar olarak gerçekleşiyor. Her iki ülkeye de otomotiv ihracatımız tedarik endüstrisi ağırlıklı yapılıyor. Ancak ülkelerin bu rakamlardan çok daha büyük potansiyel barındırdığını söyleyebiliyoruz. Biz önümüzdeki dönemde Türkiye, Vietnam ve Tayland sektör temsilcileri arasındaki işbirliğinin daha da güçleneceğine ve karşılıklı ticaretin de giderek artacağına inanıyoruz.”

İkili iş görüşmeleri 5 Şubat’a kadar sürecek

Başkan Çelik’in ardından konuşan Vietnam/Hanoi Ticaret Müşaviri Burak Cihan Ürkmez de Vietnam ile olan ticari ilişkilerimize ve ülkenin otomotiv sektörüne dair bilgilendirmede bulundu. Vietnam otomotiv sektörünün genelde montaj sanayisi olduğuna değinen Ürkmez, sektörün yıllık büyüme beklentisini ise yüzde 6 olarak açıkladı. Vietnam’ın otomotiv ithalatındaki toplam rakamın 800 milyon dolardan 2 milyar dolara çıktığını belirten Ürkmez, bu verinin tersine Türkiye’den ithalatının ise düştüğünün altını çizdi. Toplam araç satışlarının yüzde 70’inin yolcu taşımaya mahsus araçlar olduğunu ifade eden Ürkmez, başlıca tedarikçilerin Tayland, Endonezya, Japonya, ABD ve Güney Kore olduğunu söyledi.

Tayland Ticaret Müşaviri Öykü Ünal ise 2021’de üretimde yüzde 3 ila 4’lük bir büyüme beklentisi olduğunu belirtirken, tedarik zincirinin içten yanmalı motorlara yönelik olduğunu ifade etti. Türkiye ve Tayland arasında süren Serbest Ticaret Anlaşmaları Müzakerelerinin gelecek adına fırsat olduğunu söyleyen Ünal, Japon yatırımcıların Tayland’da ağırlığının fazla olmasının ise bu ülkeyle yapılan ticarette bir zorluk teşkil edebileceğini vurguladı.

EVAT Başkan Yardımcısı Sanpetch Tangsawapark ve Vietnam Endüstri ve Ticaret Bilgi Merkezi Direktör Yardımcısı Dinh Bao Linh ve VEAS Direktörü Viny Nguyen’ın sunumu ve soru-cevap bölümü ile programın açılış bölümü sona erdi.

5 Şubat’ta sona erecek programın diğer günlerinde Taylandlı ve Vietnamlı firmalar ile Türk firmalar arasında online ikili iş görüşmeleri yapılacak.

Türkiye’deki satıcılara Amerika’da hızlı büyümenin yolu açılıyor
Amerika’nın en büyük online pazaryerlerinde yer alan ya da almak isteyen satıcılara; depo, lojistik ve sipariş yönetimi hizmeti sunan yeni nesil gönderi merkezi SEND4US, sektöre yeni bir yaklaşım getiriyor. Amerika’daki operasyonları sayesinde e-ticaret satıcılarına hızlı, kolay ve düşük maliyetli hizmetler sunan SEND4US, bu sayede müşterilerinin Amerika pazarında daha sağlam adımlarla ve daha hızlı büyümelerini sağlıyor.
Dünyanın en büyük e-ticaret hacmine sahip olan Amerika’da 2020 yılında 794 milyar dolarlık e-ticaret satışı gerçekleşti. Öte yandan COVID-19 salgını sonrasında Çin’den kesilen tedarik kanalları farklı ülkelere kaymaya başladı ve Türkiye de bu ülkelerin başında geliyor. Durum böyle olunca Türkiye’deki firmalar da Amerika’da ürün satmanın en kolay yolunu arıyor. İşte bu noktada satıcıların yardımına yeni nesil gönderi merkezi SEND4US koşuyor.
Üç Türk girişimci Okan Barlas, Merih Fındık ve Onur Kutlubay tarafından kurulan SEND4US; güçlü teknoloji altyapısıyla, Amazon, eBay, Walmart ve Shopify gibi online pazaryerlerine girmek veya kendi web sitesinden satış yapmak isteyenlere, işlerini büyütmeleri için uçtan uca e-ticaret operasyon yönetimi sunuyor. SEND4US; tekstilden hazır gıdaya, mobilyadan teknolojik ürünlere ve maske, eldiven gibi hijyen ürünlerine kadar pek çok farklı sektöre hizmet veriyor.
Uçtan uca e-ticaret operasyonu nedir?
Uçtan uca e-ticaret operasyon yönetiminde ürünün uluslararası sevkiyatı, siparişin karşılanması, ürünün depolanması, sipariş gönderimi ve iade yönetimi gibi hizmetler yer alıyor. Yani bir satıcının ürünlerinin Amerika’ya sevkiyatından izin süreçlerine, mal kabulünden paketlenmesine ve depolanmasına, pazaryerleri entegrasyonlarından stok yönetimine, sipariş yönetiminden kargo takip süreçlerine, proje koordinasyonundan iş geliştirmeye kadar müşterilerin tüm ihtiyaçları karşılanıyor.
Dil bariyeri ortadan kalkıyor
SEND4US, Amerika’da nüfusun yoğun olduğu bölgelerde, e-ticaret operasyonları ve gönderi merkezi olarak özel tasarlanan depoları sayesinde; e-ticarette satıcıların büyümeleri için en önemli unsurlardan biri olan “hız” konusunda büyük bir avantaj sağlıyor ve müşterilerinin teslimat süreçlerini oldukça hızlı bir şekilde gerçekleştiriyor. Ayrıca Amerika’da satış yapmak isteyenler için sunduğu Türkçe müşteri hizmetleriyle dil bariyerini de ortadan kaldıran SEND4US, yerli ve milli ürünlerin online pazaryerlerinde oldukça kolay satılabilmesini sağlıyor.
“Hem ticarette hem telefonda aynı dili konuşuyoruz”
SEND4US Kurucu Ortağı Okan Barlas, “2020 yılı, pandeminin de etkisiyle e-ticaretin çok daha hızlı bir şekilde büyüdüğü bir yıl oldu. Birçok satıcı, satın alma gücü ve kıtada yaşayan insan sayısının fazlalığından dolayı, Amerika’ya satış yapmak istiyor. SEND4US olarak, özellikle Amerika’daki online pazaryerlerine girmek isteyen firmalara sunduğumuz uçtan uca e-ticaret operasyon yönetimi sayesinde deyim yerindeyse anahtar teslim iş yapıyoruz. Uzun yıllardır Amerika’da bulunmamız ve sektörde sahip olduğumuz deneyimimizle, Türkiye’deki satıcılar için tüm zorlukları ortadan kaldırıyoruz. Türkiye’deki bir satıcı için en büyük avantajımız, hem ticarette hem telefonda aynı dili konuşmamız. Yerli ve milli ürünlerimizin bu pazarda yer almasını sağlayarak hem Türkiye’deki üreticilere hem de Türkiye’nin e-ihracat hedeflerine katkı yapmayı hedefliyoruz” dedi.
“Teknolojinin gücünü kullanarak, müşterilerimizin işlerini büyütüyoruz”
Amerika’da e-ticaretin ağırlıklı olarak Los Angeles ve New York tarafında gerçekleştiğini belirten Merih Fındık, “Depolarımız, nüfusun yoğun yaşadığı bölgelere göre mümkün olduğu kadar çok e-ticaret tüketicisine, en kısa sürede ulaşacak şekilde konumlandırıldı. Bu sayede ürünlerin teslim süreçleri hızlı bir şekilde tamamlanıyor. Ayrıca müşterilerimize hızlı ve ekonomik servis olmak üzere ihtiyaca göre hizmet sunuyoruz. Bir satıcının işinin büyümesi, kısa sürede ürünlerini teslim edebilmesine bağlı. Satıcı, bir satış yaparken söz veriyor, biz ise satıcının o sözünü hızlıca tutabilmesi için bir operasyon yürütüyoruz. Müşterilerimizin, ürünlerini pazarlarken verdikleri sözleri tutmaları, onlara pozitif yorumlar, tekrarlanan siparişler ve yeni müşteriler kazandırıyor. Tüm dünyadaki alıcıların ortak beklentisi sipariş verdiği ürünü, zamanında ve en uygun maliyetlerle almaktır. Teknolojinin gücünü kullanarak müşterilerimizin süreçlerini optimize ediyor, maliyetlerini düşüyor ve rekabette yukarıya taşıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Müşterilerimize stok ve gönderi yönetimi sağlıyoruz”
Sahip oldukları yazılım ve otomasyon teknolojisiyle, müşterilerine stok, sipariş, gönderi ve depo yönetimi hizmetlerini kolayca sunduklarını söyleyen SEND4US kurucularından Onur Kutlubay, “Müşterilerimiz, SEND4US’ın sunduğu teknolojik platform sayesinde; birden çok satış kanalındaki siparişleri, stok düzeylerini, gönderilerini ve iade süreçlerini izleyebiliyor. Her siparişin durumunu, siparişin verildiği andan müşterilerinin kapısına ulaşma sürecine kadar kolayca takip edebiliyorlar. Dolayısıyla müşterilerimiz tüm operasyona yönelik tam bir kontrol ve erişime sahip oluyorlar” dedi.

Yeni KOP Başkanı Mahmut Sami Şahin Görevine Başladı

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile KOP İdaresi Başkanlığı görevine atanan Mahmut Sami Şahin göreve başladı. Yeni Başkan Şahin, bölgenin kalkınmasına yönelik İdare tarafından çok önemli projeler yürütüldüğünü belirterek, birlik ve beraberlik içerisinde yeni ve yenilikçi projelerde bölge kalkınmasına sağladıkları katkının artarak devam edeceğini söyledi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı görevine başlayan Mahmut Sami Şahin; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından tevdi edilen Başkanlık görevini en iyi şekilde yerine getirmeye çalışacağını belirterek, KOP bölgesi illerinin kalkınmasında önemli bir lokomotif görevi üstlendiğini, bu sorumluluğu hem yürütülmekte olan mevcut projelerle hem de yeni hibe desteği yapılacak projelerle katlayarak sürdüreceklerini vurguladı. Aksaray, Karaman, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde ve Yozgat illerinden oluşan KOP Bölgesinin topyekûn kalkınması için ekip ruhuyla çalışacaklarını vurgulayan Başkan Şahin, bugüne kadar emekleri geçen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank başta olmak üzere tüm idarecilere ve personele de teşekkür etti.

KOP İDARESİ BAŞKANI MAHMUT SAMİ ŞAHİN KİMDİR?

1971 yılında Karaman’da doğdu. İmam Hatip Lisesi’nden 1989 yılında mezun oldu. Selçuk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümünü 1993 yılında bitirdi ve aynı Üniversitede yüksek lisansını tamamlayarak Makine Yüksek Mühendisi oldu. 1992-1993 döneminde S.Ü. Eğitim Fakültesi’nden Pedagojik Formasyon eğitimi aldı.

Mezuniyet sonrası bir süre devlet memurluğu görevinde bulunduktan sonra, Konya’da özel sektörde makine imalat ve hidrolik otomasyon sektörlerinde yönetici olarak çalıştı. 1998 yılında kendi firması olan Simya Hidrolik Otomasyon Ltd. Şirketini kurdu. 2004 yılında Bosch Rexroth firmasının Konya Bölge Ana Bayisi ve Bölge Müdürü oldu.

Savunma sanayi ile ilgili bazı projelerde çözüm ortağı olarak görev aldı. Türk Uçak Sanayi  (TAİ) ve ASELSAN bünyelerindeki projelerde çözüm mühendisi olarak proje uygulamaları yaptı. Aselsan firmasının Konya fabrika yatırımı ile alakalı Konya Büyükşehir Belediye Başkan vekili olarak koordinasyon çalışmasını yürüttü. İleri hidrolik ile alakalı yüksek teknolojik projelerde, savunma sanayiinde ve yüksek teknolojik makinalar konusunda özel proje uygulamaları devam etmektedir. Üniversitelerde, odalarda ve özel sektörde Hidrolik ve Endüstri 4.0 konularında seminerler vermekte ve Necmettin Erbakan Üniversitesi Uzay ve Havacılık Fakültesi Uçak Mühendisliği Bölümünde Misafir Öğretim Üyesi olarak Hidrolik Otomasyon dersleri vermektedir.

29.01.2021 tarihinde 2021/93 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığına atanan Mahmut Sami ŞAHİN, orta derecede İngilizce ve Arapça bilmekte olup evli ve 4 çocuğu bulunmaktadır.