Ekonomi-teknoloji haberleri (02.10.2021)

Otomotiv ihracatı eylülde 2,5 milyar dolar oldu

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre, otomotiv endüstrisinin eylül ayı ihracatı yüzde 5 düşüşle 2,5 milyar dolar oldu. Ocak-Eylül 2021 dönemi ihracatı ise yüzde 24 artışla 21,3 milyar dolar olan sektör, Türkiye ihracatında da yine ilk sırada yer aldı.

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “Küresel çapta etkili olan yarı iletken çip krizi nedeniyle motorlu araç üretiminde yaşanan kesintiler, otomotiv ihracatımıza olumsuz yansımaya devam ediyor. Binek otomobiller ve otobüs-midibüs-minibüs ihracatında çift haneli düşüş yaşarken, eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ihracatımız çift haneli arttı” dedi.

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, eylülde en büyük ülke pazarı bazında bir de değişim yaşandığını vurgulayarak “Birleşik Krallık, otomotivde en büyük ihracat pazarımız olan Almanya’yı bu yıl ilk kez geçen ülke olarak ilk sıraya yükseldi. Birleşik Krallık’a ihracatımız yüzde 20 arttı. ABD ve Rusya’ya da çift haneli ihracat artışımız sürdü” dedi.

Türkiye ekonomisinin 15 yıldır üst üste lider sektörü olan otomotivde yılın son çeyreğine girerken aylık bazda düşüş yaşandı. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre, otomotiv endüstrisinin eylül ayı ihracatı yüzde 5 düşüşle 2,5 milyar dolar oldu. Bununla birlikte yılın ilk dokuz ayı olan Ocak-Eylül 2021 döneminde otomotiv ihracatı yüzde 24 artışla 21,3 milyar dolar oldu. Bu yılın ilk dokuz ayındaki aylık ihracat ortalaması 2,36 milyar dolar olan sektör, Türkiye ihracatında da yine ilk sırada yer aldı.

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “Küresel çapta etkili olan yarı iletken çip krizi nedeniyle motorlu araç üretiminde yaşanan kesintiler, otomotiv ihracatımıza olumsuz yansımaya devam ediyor. Binek otomobiller ve otobüs-midibüs-minibüs ihracatında çift haneli düşüş yaşadık. Bununla birlikte eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ihracatımız çift haneli arttı” diye konuştu.

Baran Çelik, eylül ayında en büyük ülke pazarı açısından bir değişiklik yaşandığını da vurgulayarak “Eylül ayında Birleşik Krallık, en büyük ihracat pazarımız olan Almanya’yı bu yıl ilk kez geçen ülke oldu. Birleşik Krallık, yüzde 20 artışla otomotiv ihracatında ülke bazında ilk sıraya yükseldi. ABD ve Rusya’ya yönelik çift haneli ihracat artışımız sürdü” diye konuştu.

 En büyük ürün grubu Tedarik endüstrisinde yüzde 7 artış

Eylül ayında Tedarik endüstrisi ihracatı yine en büyük ürün grubu oldu. Tedarik Endüstrisi ihracatı yüzde 7 artarak 1 milyar 48 milyon dolar olurken, Binek Otomobil ihracatı yüzde 29 azalarak 642 milyon dolar, Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlar ihracatı yüzde 17 artarak 570 milyon dolar ve Otobüs-Minibüs-Midibüs ihracatı da yüzde 26 azalarak 118 milyon dolar oldu.

Tedarik Endüstrisinde en fazla ihracat yapılan ülke olan Almanya’ya ihracatta yüzde 3 artış görülürken, yine önemli pazarlardan ABD’ye yüzde 30, Rusya’ya yüzde 62, Polonya’ya yüzde 16, Belçika’ya yüzde 24, Hollanda’ya yüzde 27 ihracat artışı, Fransa’ya yüzde 11, Romanya’ya yüzde 65, Slovenya’ya yüzde 38 ihracat düşüşü görüldü.

Eylülde binek otomobillerde önemli pazarlar olan Fransa’ya yüzde 46, Birleşik Krallık’a yüzde 54, İtalya’ya yüzde 25, İsrail’e yüzde 49, Polonya’ya yüzde 64, Mısır’a yüzde 42, ABD’ye yüzde 55 ihracat düşüşü, diğer yandan İspanya’ya ise yüzde 37, Almanya’ya da yüzde 14 ihracat artışı yaşandı.

Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlarda ise Birleşik Krallık’a yüzde 104, Slovenya’ya yüzde 12, ABD’ye yüzde 42.447, Almanya’ya yüzde 17, Fas’a yüzde 445 ihracat artışı, Fransa’ya yüzde 15, İtalya’ya yüzde 41, Belçika’ya yüzde 21, Hollanda’ya ise yüzde 83 ihracat düşüşü yaşandı.

Otobüs Minibüs Midibüs ürün grubunda ise en fazla ihracat yapılan ülkeler olan Fransa’ya yüzde 50,  Almanya’ya yüzde 69, İtalya’ya yüzde 46 düşüş, Azerbaycan’a yüzde 6.706 artış görüldü.

 Birleşik Krallık ilk sıraya yükseldi

Eylül ayında Birleşik Krallık, otomotivde ülke bazında en büyük ihracat pazarı olan Almanya’yı geride bırakarak en fazla ihracat yapılan ülke konumuna yükseldi. Birleşik Krallık’a yüzde 20 artışla 338 milyon dolar ihracat yapıldı. Almanya’ya ise yüzde 5 düşüşle 319 milyon dolar ihracat yapılırken, üçüncü büyük pazar Fransa’ya olan ihracat da yüzde 34 azalarak 200 milyon dolar oldu. Eylülde İtalya’ya yüzde 23, Polonya’ya yüzde 34, İsrail’e yüzde 31 Romanya’ya yüzde 51, Hollanda’ya yüzde 12, Mısır’a yüzde 23 ihracat düşüşü yaşanırken, ABD’ye ise yüzde 23, Rusya’ya yüzde 74, Danimarka’ya yüzde 53, Portekiz’e yüzde 64 ihracat artışı görüldü.

 AB’ye ihracat yüzde 16 azaldı

Ülke grubu bazında en büyük pazar olan Avrupa Birliği Ülkelerine ihracat eylülde yüzde 16 azalarak 1 milyar 445 milyon dolar oldu. AB Ülkelerinin ihracattan aldığı pay yüzde 59 oldu.

Eylülde diğer Avrupa Ülkelerine ihracat yüzde 21, Bağımsız Devletler Topluluğuna yüzde 43, Kuzey Amerika Serbest Ticaret bölgesine yüzde 20,5 ihracat artışı görüldü.

 UİB’İN EYLÜL İHRACATI 2,5 MİLYAR DOLAR

Türkiye’nin Genel Sekreterlik bazında en fazla ihracat yapan ikinci birliği olanUludağ İhracatçı Birlikleri’nin (UİB) 2021 yılı eylül ayı ihracatı, 2 milyar 581 milyon 679 bin 477 dolar olarak gerçekleşti.

UİB’in 2021 Eylül ayı ihracat rakamları açıklandı. Eylül ayındaki ihracatı 2 milyar 581 milyon 679 bin 477 dolar olan UİB’in, geriye dönük 12 aylık dönemdeki ihracat tutarı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18 artışla 31 milyar 144 milyon 130 bin 476 dolar olarak gerçekleşti.

UİB Koordinatör Başkanı Baran Çelik, yılın son çeyreğine girdiğimiz bugünlerde, ihracattaki artış trendinin kısmen de olsa devam ettiğini ifade ederek, hedeflerinin bu yılı en iyi şekilde kapamak olduğunu belirtti.

Rakamları değerlendiren UİB Koordinatör Başkanı Baran Çelik, “Ekonomimiz; ihracatçımızın kabiliyeti, iş dünyamızın yatırım iştahı ve üretimimizin gücü sayesinde yaşanan bu küresel krizi en az zararla atlatırken, gösterilen iyi performansla da dünyadaki diğer ülke ekonomilerinden pozitif ayrılmaya devam ediyor. Yurtiçi ve yurtdışı fuarların yavaş yavaş fizikiye dönmesi ve uluslararası uçuşların gün geçtikçe artması ihracata olumlu yansıyacaktır. Mevcut potansiyelimizle ve ortaya koyulan ihracat vizyonuyla gelecek hedeflerimize emin adımlarla yürüyoruz” dedi.

OİB’in ihracatı Eylül ayında 2,1 milyar dolar

Eylül ayında 2 milyar 102 milyon dolar ihracat gerçekleştiren Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB), geriye dönük 12 aylık performansı ise 25 milyar 897 milyon dolar olarak açıklandı.

 UTİB’in ihracatı Eylülde 120,1 milyon dolar oldu

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB), Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 24 artışla 120,1 milyon dolar ihracata imza attı. UTİB’in geriye dönük 12 aylık dönemdeki ihracatı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24 artışla 1,2 milyar dolar olarak gerçekleşti.

 UHKİB’ten Eylülde 95,5 milyon dolar ihracat

Eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 27 artışla 95,5 milyon dolar ihracat gerçekleştiren Uludağ Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin (UHKİB), geriye dönük 12 aylık ihracatı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34 artışla 921,4 milyon dolar seviyelerinde gerçekleşti.

UMSMİB’in ihracatı Eylül ayında 21,8 milyon dolar

Eylül ayında bir önceki yılın eylül ayına göre yüzde 3,74 artışla 21,8 milyon dolar ihracat yapan Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği (UMSMİB), geriye dönük 12 aylık dönemde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 31 artışla 226,1 milyon dolar ihracat gerçekleştirmiş oldu.

UYMSİB’ten Eylülde 26,1 milyon dolarlık ihracat

Eylül ayında geçen yılın aynı ayına oranla yüzde 36,5 artışla 26,1 milyon dolar ihracat gerçekleştiren Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB), geriye dönük 12 aylık dönemde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 artışla 159,5 milyon dolar seviyelerinde dış satışa imza attı.

Öte yandan, UİB üzerinden ihracat kaydı yapılan ve ‘diğer’ başlığı altında listelenen sektörlerin Eylül ayı ihracatı, geçen yılın aynı ayına oranla yüzde 10 artışla 215,8 milyon dolar olarak açıklandı.

OSB’ler içindeki teknik kolejlerden en önemli ikisine sahip olan Kayseri ve Mersin Tarsus OSB heyetleri Kayseri’de bir araya geldi

GELECEĞİMİZ İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ

Mersin Tarsus OSB Başkanı Sabri Tekli ve Mersin Tarsus OSB’de bulunan Özel Şişecam Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğretmenleri Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’ni ziyaret etti. Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan’ın da katılımıyla Özel Kayseri OSB Teknik Koleji’nde bir toplantının da yapıldığı ziyaret ile ülkemizin mesleki eğitimdeki gözde okulları arasında tecrübe paylaşımı gerçekleştirildi.

Mersin Tarsus OSB Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Tekli, Mersin Tarsus OSB’de bulunan Özel Şişecam Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Esma Kök ve öğretmenlerden oluşan heyeti Kayseri OSB Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan karşıladı. Kayseri Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü Hizmet Binası içindeki Mirasa Sahip Çıkma Sergi Salonu ve Ahi Evran Konferans Salonu’nu gezen Mersin heyeti, yapılan hizmetlerle ilgili hayranlıklarını belirtti. Ziyarette Başkan Tahir Nursaçan’a Mersin Tarsus OSB Başkanı Sabri Tekli tarafından Özel Şişecam Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri tarafından farklı bir teknikle yapılmış olan Atatürk’ün portresi hediye edildi.

Ülkemizin mesleki eğitimde OSB’ler içerisindeki en önemli iki okulunun yöneticileri ve öğretmenleri Özel Kayseri OSB Teknik Koleji’nde de bir araya geldi. Mersin Tarsus OSB Başkanı Sabri Tekli ve Kayseri OSB Başkanı Tahir Nursaçan, Teknik Koleji ziyaretlerinde bir sınıfa girerek öğrencilerle de sohbet ettiler.

“KAYSERİ OSB TEKNİK KOLEJİ BİR ŞANS”

Mersin Tarsus OSB Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Tekli, Özel Kayseri OSB Teknik Koleji’nin çok güzel bir okul olduğunu ifade ederek Kayseri için bir şans olduğunu söyledi. Ülkemizin iyi yetişmiş gençlerimize ihtiyacı olduğunu ifade eden Tekli, öğrencilerden öğrenim gördükleri yılları çok iyi değerlendirmelerini istedi. Kayseri OSB’deki çalışmaları yakından izlediklerini de ifade eden Sabri Tekli, bu çalışmalardan gurur duyduklarını kaydetti.

Kayseri OSB Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan da gençlerin geleceğin teminatı olduğunu belirtti. Her genci bir cevher olarak gördüklerini dile getiren Nursaçan, sevgi ve saygı unsurlarına vurgu yaparak bunların olduğu her yerde bereketin olacağını söyledi.

Mersin Tarsus OSB Heyeti ile Kayseri OSB Heyeti arasında Özel Kayseri OSB Teknik Koleji’nde bir toplantı da gerçekleştirildi. Özel Şişecam Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Esma Kök ve Özel Kayseri OSB Teknik Koleji Müdürü Durmuş Payas tarafından sunumların yapıldığı toplantıda her iki okulda gençler için yapılan uygulamalar anlatılarak tecrübe paylaşımı gerçekleştirildi.

“KAYSERİ’Yİ ÖRNEK ALIYORUZ”

Gün boyunca yapılan incelemeleri değerlendiren Mersin Tarsus OSB Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Tekli, mesleki eğitim konusunda fikir alışverişinde bulunmak için Kayseri’yi ziyaret ettiklerini söyledi. Kayseri OSB Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan’ın Özel Kayseri OSB Teknik Koleji’ni Türkiye’nin en güzide okulu haline getirdiğini vurgulayan Tekli, “Tahir Başkanımız Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kurulu’nda da mesleki eğitimin önderliğini, komisyon başkanlığını yapıyor. Bizler Kayseri’yi örnek alıyoruz. İlkleri hep Kayseri yapıyor. Dolayısıyla örnek alacağımız çok şey var” dedi.

Kayseri OSB Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan da iki kolej arasında köprüyü sağlayan bir ziyaret gerçekleştirildiğini belirterek Mersin Heyetini misafir etmekten memnuniyet duyduklarını söyledi. Mersin Tarsus OSB Başkanı Sabri Tekli’nin öğrenciyi öz evladından ayırmayan bir anlayışla hizmet ettiğini vurgulayan Bakan Nursaçan, “Bizler de ilk fırsatta kendilerini ve Özel Şişecam Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ni ziyaret edeceğiz. Ülkemizin geleceği üretimde, üretimin geleceği de mesleki ve teknik eğitimde. Bu anlayışla güç birliğimizi sürdüreceğiz” diye konuştu.

TOYOTA’DAN OİB MTAL’E HİBRİT ARAÇ DESTEĞİ . ENDÜSTRİ, GELECEĞE YATIRIM YAPIYOR

 UIudağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından otomotiv endüstrisinin ihtiyaç duyduğu nitelikli eleman yetiştirilmesi amacıyla kurulan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne (OİB MTAL), firmalar da destek vermeye devam ediyor.

Otomotiv endüstrisi dünya genelinde büyük bir dönüşüm yaşarken, endüstrinin önemli oyuncuları ve endüstriye kalifiye eleman yetiştiren eğitim kurumları da iş birliği içerisinde bu dönüşüme ayak uydurmaya çalışıyor. Bu kapsamda Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye, OİB MTAL öğrencilerinin eğitimine destek olma amacıyla okula, Toyota C-HR hibrit araç bağışında bulundu.

Toyota C-HR hibrit araç bağış törenine; İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Metin Sezer, OİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Orhan Sabuncu, Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye Maliyet ve Muhasebe Grubu Genel Müdürü Cengiz Belgin OİB MTAL Müdür Baş Yardımcısı Abdullah Yaşar ve OİB MTAL Teknik Müdür Yardımcısı Mehmet Öztürk’ün yanı sıra öğretmen ve öğrenciler katıldı.

Hibe edilen aracın anahtar teslimi yapıldı

OİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Orhan Sabuncu, otomotiv endüstrisine nitelikli eleman yetiştiren OİB MTAL’e endüstrinin büyük oyuncularının yaptığı desteklerden dolayı memnuniyet duyduklarını ifade ederken, bu teknolojik dönüşüme; özel sektör, kamu, STK’lar ve eğitim kurumları olarak uyum sağlamak için iş birliği içerisinde çalışmak gerektiğini belirtti. Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye Maliyet ve Muhasebe Grubu Genel Müdürü Cengiz Belgin de eğitime desteği kurumsal bir değer olarak kabul eden anlayışlarıyla, öğrencileri teknik ve mesleki anlamda topluma kazandırmayı önemsediklerine değindi.

İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Metin Sezer de, OİB’e ve destek olan herkese çok teşekkür ederken, öğrencilerin heyecanıyla ve öğrenme azimleriyle geleceğe emin adımlarla yürüdükleri vurguladı. OİB MTAL Teknik Müdür Yardımcısı Mehmet Öztürk de, öğrencilerin eğitimlerinde son teknolojik araçlarla pratik yapmasının onlara büyük katkısı olduğunun altını çizdi.

Konuşmaların ardından Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye Maliyet ve Muhasebe Grubu Genel Müdürü Cengiz Belgin tarafından, Toyota C-HR hibrit aracın anahtar teslimi yapıldı. Heyet daha sonra okulda bir takım incelemelerde bulundu.

İYİ PAMUK UYGULAMALARI DERNEĞİ BAŞKANI İYİ PAMUK ÇİFTÇİSİ FUAT TANMAN OLDU

Türkiye’de sürdürülebilir pamuk üretimini yaygınlaştırarak ilgili taraflar için ortak fayda sağlanmasına hizmet eden İyi Pamuk Uygulamaları Derneği (IPUD), 4. olağan genel kurulunu gerçekleştirdi. Üyelik ve yönetim kurulu yapısında tüm tedarik zincirini kapsama hedefi ile çalışan derneğin yeni dönem yönetim kurulu üyeleri şöyle:

  • Yönetim Kurulu Başkanı: Ömer Fuat Tanman – Tanmanlar Ziraat İşletmesi
  • Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı: Ali Yayla – Yeşim Tekstil Sanayi ve Ticaret. A.Ş. (Almaxtex Tekstil Sanayi ve Ticaret. A.Ş.)
  • Sayman: Mehmet Levent Oğuz – Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası
  • Yönetim Kurulu Üyesi: Abdurrahim Yada – Çalık Pamuk Doğal ve Sentetik Elyaf Tic. A.Ş.
  • Yönetim Kurulu Üyesi: Nuri Uz – Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği
  • Yönetim Kurulu Üyesi: Harun Bayramoğlu – İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği
  • Yönetim Kurulu Üyesi: Vehbi Canpolat – İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği
  • Yönetim Kurulu Üyesi: Muzaffer Turgut Kayhan – Söktaş Tekstil San. ve Tic. A.Ş.
  • Yönetim Kurulu Üyesi: Ali Şimşek – Tariş Pamuk ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği
  • Yönetim Kurulu Üyesi: Ramazan Kaya – Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği
  • Yönetim Kurulu Üyesi: Leon Piçon – Ulusal Pamuk Konseyi

İyi Pamuk (Better Cotton) Standardı’nı uygulayan ve Türkiye’de bu standardın yürütülmesinden sorumlu olan derneğin yeni yönetim kurulu, başkan olarak Tanmanlar Ziraat İşletmesi temsilcisi ve aynı zamanda Söke’de İyi Pamuk çiftçisi olan Fuat Tanman’ı seçti.

2013 yılından bu yana faaliyetlerine devam eden derneğin her geçen gün güçlenerek büyüdüğünü ve çok önemli bir ihtiyaca cevap verdiğini belirten eski yönetim kurulu başkanı Leon Piçon, ‘Başkanlık görevini dernek kurulduğundan bu yana yönetim kurulumuzda aktif rol alan ve aynı zamanda sürdürülebilir pamuk üretimini kendi arazilerinde de benimsemiş Fuat Tanman Bey’e devretmekten mutluluk duyuyorum ve bu sorumluluğu başarıyla yürüteceğine inanıyorum.’ dedi.

Derneğin kurduğu güçlü ortaklıklar ile 2020-21 pamuk sezonunda Türkiye’deki pamuk üretiminin yaklaşık %10’unun İyi Pamuk (Better Cotton) standardında üretilmesinin sağlandığını belirten IPUD yönetim kurulu başkanı Fuat Tanman, ‘Pamuk üretiminin çevresel, ekonomik ve sosyal anlamda sürdürülebilir olduğu bir Türkiye vizyonuyla çalışmalarımıza devam edeceğiz.’ dedi. Çiftçilerden hiçbir şekilde ücret talep etmeden sahada faaliyetlerini yürüttüklerini belirten Tanman, doğru ortaklık, proje ve eğitim faaliyetleri ile çiftçilerimizin daha sürdürülebilir uygulamalar benimseyip girdi maliyetlerini azaltmayı hedefliyor ve uluslararası geçerliği olan bir sürdürülebilirlik standardına uygun üretimi sağlayarak Türkiye’de üretilen pamuğa artı değer katıyoruz.’ dedi.

TZOB: Eylül ayı üretici market fiyatları, Gübre fiyatlarındaki artışlar

 Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, eylül ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının 3 buçuk kata ulaştığını bildirdi.

Bayraktar, kuru soğanın 3,5 kat, maydanoz ve elmanın 3,4 kat, limonun 3,3 kat, yeşil fasulyenin 3,1 kat, kuru üzüm ve marulun 2,7 kat, sütün 2,6 kat fazlaya tüketiciye satıldığını vurguladı ve açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Üreticide 62 kuruş olan kuru soğan 2 lira 19 kuruşa, 66 kuruş olan maydanoz 2 lira 26 kuruşa, 2 lira 8 kuruş olan elma 6 lira 97 kuruşa, 2 lira 25 kuruş olan limon 7 lira 42 kuruşa, 4 lira 13 kuruş olan yeşil fasulye 12 lira 63 kuruşa, 12 lira 25 kuruş olan kuru üzüm 32 lira 80 kuruşa, 1 lira 88 kuruş olan marul 5 liraya, 3 lira olan süt 7 lira 87 kuruşa satılmaktadır.

Eylül ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 253,23 ile kuru soğanda görüldü. Kuru soğandaki fiyat farkını maydanoz yüzde 242,42, elma yüzde 235,10, limon yüzde 229,78, yeşil fasulye yüzde 205,81, kuru üzüm yüzde 167,76, marul yüzde 165,96, süt yüzde 162,33 oranında izledi.

Eylül ayında markette 24, üreticide 20 üründe fiyat artışı; markette 13, üreticide 7 üründe fiyat düşüşü; markette 1, üreticide 3 üründe fiyat değişmedi.

Eylül ayında fiyatı en fazla artan ürün markette domates, üreticide sivri biber, fiyatı en fazla düşen ürün ise markette ve üreticide limon oldu.”

“Markette en fazla fiyat artışı domateste, en fazla fiyat düşüşü ise limonda görüldü”

Eylül ayında markette en fazla fiyat artışının yüzde 26,89 ile domateste, en fazla fiyat düşüşünün yüzde 27,33 ile limonda olduğunu ve yeşil mercimekte ise fiyat değişimi olmadığını bildiren Bayraktar, açıklamasına şöyle devam etti:

“Markette yüzde 26,89 oranındaki domateste yaşanan fiyat artışını yüzde 23,91 ile kuru fasulye, yüzde 19,37 ile zeytinyağı, yüzde 15,96 ile pirinç, yüzde 15,33 ile kuru üzüm, yüzde 11,81 ile tavuk eti, yüzde 8,56 ile ıspanak, yüzde 6,27 ile kuru kayısı, yüzde 5,29 ayçiçek yağı, yüzde 5 ile Antep fıstığı, yüzde 4,81 ile elma, yüzde 4,63 ile maydanoz, yüzde 4,58 ile iç fındık, yüzde 3,74 ile yumurta, yüzde 3,52 ile marul, yüzde 2,47 ile süt, yüzde 1,65 ile beyaz peynir, yüzde 1,63 ile kuzu eti, yüzde 1,53 ile dana eti, yüzde 1,44 ile yoğurt, yüzde 1,10 ile kaşar peyniri takip etti.

Markette en fazla fiyat düşüşü ise yüzde 27,33 ile limonda yaşandı. Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 22,43 ile salatalık, yüzde 12,70 ile havuç, yüzde 11,38 ile kuru incir, yüzde 10,37 ile kırmızı mercimek, yüzde 9 ile nohut, yüzde 7,53 ile yeşil soğan, yüzde 7,18 ile mısırözü yağı, yüzde 4,75 ile yeşil fasulye, yüzde 4,37 ile kuru soğan, yüzde 2,50 ile patlıcan, yüzde 1,96 ile kabak izledi.”

“Üreticide en fazla fiyat düşüşü limonda, en fazla fiyat artışı ise sivri biberde oldu”

Eylül ayında üreticide yüzde 56,05 azalmayla fiyatı en fazla düşen ürünün limon, fiyatı en fazla artan ürünün ise yüzde 58,97 ile sivri biber olduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 33,33 ile kuru soğan, yüzde 15,33 ile salatalık, yüzde 14,49 yeşil fasulye, yüzde 5,45 ile elma, yüzde 3,85 ile iç fındık izledi.

Antepfıstığı, yeşil soğan ve ıspanak fiyatında ise bir değişim yaşanmadı.

Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 58,97 ile sivri biberde görüldü. Sivri biberdeki fiyat artışını yüzde 46,08 ile domates, yüzde 45,07 ile patates, yüzde 35,71 ile kuru kayısı, yüzde 31,58 ile havuç, yüzde 29,66 ile marul, yüzde 19,35 ile yumurta, yüzde 15 ile patlıcan, yüzde 10 ile maydanoz, yüzde 9,09 ile kabak, yüzde 8,91 ile yeşil mercimek, yüzde 6,67 ile kuru incir, yüzde 5,54 ile pirinç, yüzde 3,46 ile kırmızı mercimek, yüzde 2,08 ile kuru üzüm, yüzde 1,29 ile zeytinyağı takip etti.”

“Yeni sezon ürünlerin çıkması ve fiyatların geçen sene depoya alınan ürünlere oranla hesaplanması fiyat düşüklüğüne sebep olmaktadır”

Eylül ayında üretici ve markette fiyatı en fazla düşen ürünün limon olduğunu hatırlatan TZOB Genel Başkanı Bayraktar, limon fiyatının yeni sezona ait olup, fiyat düşüşünün geçen sezona ait depodaki ürün fiyatıyla kıyaslandığından kaynaklandığını belirterek açıklamasına şöyle devam etti:

“Yeni sezon limon hasadı başlamasına rağmen, üreticilerimiz ürününü pazarlamada sıkıntı yaşıyor ve ürünü satacak alıcı bulamıyor, bulsa da çok düşük fiyata satmak zorunda kalıyor.

Kuru soğanda kışlık ürünlerin hasadı başladı. Rekoltenin artması ve talebin de yavaş olmasına bağlı olarak pazarlama sorunları fiyatlarda düşüşe yol açtı. Bir önceki yıl ihracatın kapatılmasıyla yaşanan pazar kaybı tüccar alımlarını etkiledi. Üreticide soğan fiyatları düşük seyretti. Yaklaşık kilogram maliyeti 1 lira civarında olan soğanda, hasadın yoğunlaşmasıyla birlikte fiyatlar 62 kuruş seviyesine kadar indi ve ürünler tarlada bekliyor. Üreticilerimiz kuru soğanı tarladan toplatacak işçilik maliyetini bile karşılayacak durumda değil. Fiyat istikrarı için kuru soğanda ivedi olarak geçen yıl olduğu gibi TMO alım yaparak müdahale etmelidir. Belediyeler ile kamu kurumları alım konusunda harekete geçmelidir.

Sivri biber ve domateste arzdaki azalma fiyatların artmasına sebep oldu. Patateste ise okulların açılmasıyla talepteki artış fiyatları yükseltti. Kuru kayısıda TMO’nun alımları fiyat artışında etkili oldu. Kuru incirde rekoltedeki azalma ve TARİŞ’in fiyat açıklaması fiyatı artırdı. Yumurtanın fiyat artışına ise üretimdeki azalma ve artan maliyetler etkili oldu. Hasat öncesi arzda yaşanan azalma ve havaların soğumasıyla birlikte talebin artmasıyla havuçta da fiyat artışı meydana geldi.

Elmada üretici fiyatları yeni sezonda, geçen dönemin ortalama fiyatlarından düşük seyretmektedir. Fiyatın düşük seyretmesinin en önemli nedeni, geçen yıl pandemiden dolayı getirilen kısıtlamalar nedeniyle elma alan tüccar ve ihracatçılar ellerinde kalan elmaları düşük fiyattan meyve suyu fabrikalarına satmak zorunda kaldı. Bu sezon ihracatçı ve tüccarlar aynı sıkıntıyı yaşamamak için ihtiyaçları kadar elma alıyorlar, bu da fiyatların düşük oluşmasına neden oluyor. Piyasadaki bu tedirginliği kaldırmak için üreticilerimize depo desteği verilmelidir. Ayrıca daha fazla milli gelir elde edilmesi adına ortalama 225 bin ton olan elma ihracat miktarımızı artırmak için ihracat desteği sağlanmalıdır.

Pirinçte yaşanan fiyat artışları yeni sezona ait olup, artış geçen sezonla kıyaslamadan kaynaklanmaktadır. Maydanoz, kabak, patlıcan ve marulda hasat edilen ürün miktarındaki azalma fiyatlara yansımıştır.”

“Gübre Fiyatları Beklenenin Çok Üzerinde Astronomik Hızla Artıyor”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımsal üretimin en önemli girdilerinden olan gübrede son dönemlerde yaşanan ve üreticiyi ciddi anlamda olumsuz etkileyen fiyat artışları konusunda da açıklama yaptı.

“Üretici önünü göremiyor, başta gübre olmak üzere adeta füze gibi yükselen girdi fiyatlarını endişeyle izliyor. Acil tedbirler alınmalı!” diyen Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“24 Eylül 2021 tarihinde yapılan zamlarla azotlu gübre fiyatlarında önemli artışlar yaşandı.  Amonyum sülfat gübresinde yüzde 21 artış olurken, amonyum nitrat gübresi yüzde 16 ve üre gübresi yüzde 14 arttı. Aynı tarihte DAP gübresi yüzde 3 ve 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 2 oranında arttı.

Böylece son bir yıllık artış DAP gübresinde yüzde 146 ve üre gübresinde yüzde 145 olurken, amonyum sülfat gübresinde yüzde 157’lik, amonyum nitrat gübresinde yüzde 135’lik ve 20.20.0 gübresinde yüzde 117’lik bir artış yaşandı.

Yeni üretim sezonuna hazırlanan ve kuraklık endişesi taşıyan üreticilerimiz önünü göremiyor. Bu artışların devam etmesi halinde nasıl bir üretim yapacağını kestiremiyor.

Kuraklıktan dolayı rekolte kayıpları yaşayan, geliri azalan ve borcunu borçla kapatıp yeni kredi alamayan çiftçi bu fiyatlarla gübre alamaz ve gübre kullanamazsa verimde ve kalitede kayıplar meydana gelecek, bitkisel üretim düşecek, bu üretimi hammadde olarak kullanan hayvancılık sektörü de bundan darbe yiyecektir.”

“Acilen önlem alınmazsa tarımsal üretimde düşüş kaçınılmazdır”

Bayraktar, “Bakanlığımızın verilerine göre, yapılan çalışmalarda usulüne uygun gübrelemenin bitkisel üretimdeki artışa etkisi yüzde 50 ile yüzde 100 arasında değişmektedir” dedi. Bayraktar açıklamasına şöyle devam etti:

“Türkiye’de saf madde olarak gübre kullanımı 2,2 milyon tondur. Bu miktar 3 buçuk milyon ton civarında olan potansiyel ihtiyacın altında kalıyor. Dolayısıyla ülkemizde üreticilerimizin gübre kullanımı zaten yetersiz düzeydedir. Bu duruma bir de astronomik fiyat artışları eklenince, yeterli gübre kullanılamaması sonucu, üretim düşüklüğü sebebiyle yeterli arz sağlanamayacaktır.

Bu yaşananlara son yıllarda etkisi giderek artan tarımsal kuraklıkta eklenince verimde ve üretimde sert düşüşler görülecek. Üretimi düşen üreticimiz zarar edecek, ürün fiyatlarında artış olacak, tüketiciler de yüksek fiyattan ürün tüketmek zorunda kalacaktır. Bu da ülke ekonomisine daha yüksek enflasyon olarak geri dönecektir.

Yurtdışı fiyatlarının ve döviz kurlarının yüksekliği bahane edilerek üreticiye yüksek fiyatla gübre satmak, düşen talep nedeniyle gübre ithalatçılarını ve üreticilerini de vuracaktır. Bu nedenle ithalatçı ve üreticiler de ellerini taşın altına sokmalıdır.

Üretimi devam ettirebilmek için devletimizin de en kısa sürede tarımsal girdi fiyatlarını düşürecek tedbirleri alması an itibariyle en önemli konuların başında geliyor.”

“Tarım sektörü ihmal edilmeye gelmez, faturası çok ağır olur”

Bir ülkenin kalkınmasında imalat, inşaat, enerji ve diğer sektörlerin önemli olduğunu belirten Bayraktar, “Ancak tarım sektörü çok daha önemlidir, çok daha hayatîdir, bu sebeple çok daha öncelikli olmak durumundadır” dedi. Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Şu gerçeği asla unutmamalıyız; etkilerinden halen kurtulamadığımız pandemi sürecinin hemen başlangıcından itibaren insanların büyük bir talep patlamasıyla koşa koşa yöneldikleri ürünler ne ev ürünleri ne elektronik eşyalar ne tekstil ürünleri ne de başka ürünler oldu. İnsanlar tamamen ‘gıda ve tarım ürünlerine’ yöneldiler. Bu nedenle, ülkeyi yönetenlerin tarım sektörüne daima pozitif ayrımcılıkla bakması ve imkânların bu şartlarda sunulması gerektiğinin bir kez daha altını çizerek hatırlatmak gerekiyor.

Çünkü tarımsal ürünlerin ikame edilmesi çoğu zaman imkânsızdır veya çok pahalıya mal olur. Tarım ürünleri arzındaki istikrar ve devamlılık, gündelik kaygıların ağır bastığı, plansız programsız, ucu açık ithalat politikalarıyla sağlanamaz.

Üreticilerimize ödenen tarımsal desteklerin de yeterli olmadığı ortadadır. Bu desteklerin piyasalardaki fahiş girdi fiyatları titizlikle incelenerek mutlaka güncellenmesi ve makul düzeylerde artışların yapılması gerekmektedir.

‘Fark ödemesi’ destekleri doğru düzgün hesaplanmalı ve gereği yapılmalıdır. Tarımsal destekleme ödemeleri çiftçimizin derdine çare olacak şekilde, tam zamanında, geciktirilmeden ödenmesi de tarım sektörümüzün bekası açısından çok önemlidir.

Gübrede verilen destekler yetersizdir. Mazotta olduğu gibi fiyatın yarısı oranında gübre desteklenmelidir. Devletimiz geçmişte olduğu gibi bir aracı kurum vasıtasıyla ucuz gübre tedarik edip üreticiye doğrudan satmalı veya ‘Türkiye Zirai Donatım Kurumu’ benzeri gibi kâr amacı gütmeyen bir ‘Piyasa Düzenleyici Kurum’ oluşturularak piyasayı regüle etmelidir.”

“Gübre sektörü ithalat bağımlılığından kurtulamadığı sürece gübre ucuzlamaz”

“Gübre fiyatlarındaki döviz kuruna bağlı değişkenlik, astronomik fiyat artışı ve aşırı dalgalanmanın en önemli nedeni kabul edilebilir” diyen Bayraktar, devletimizin 2005 yılında gübre sektöründen çekildiğini belirterek şu bilgileri paylaştı:

 “Üretim büyük oranda 7 firma tarafından gerçekleştiriliyor. Sektör temsilcileri, pazarın büyük bir kısmının da 6 veya 7 firmanın kontrolünde olduğuna dikkat çekiyor.

Yerli üretimin gübre tüketimindeki payı yaklaşık yüzde 65 olduğuna göre geriye kalan yüzde 35’lik pay ithalat yoluyla karşılanmaktadır. Ancak yerli üretim hammadde açısından yüzde 80-85 oranında dışa bağımlıdır. Dolayısıyla son yıllara ait bu verilere göre gübrede dışa bağımlılık oranı gerçekte yüzde 87 dolayındadır.

Diğer yandan, son bir yılda besi yemi yüzde 53, süt yemi yüzde 55, sertifikalı tohumluk fiyatları yüzde 40-63 arasında ve elektrik fiyatları ise yüzde 56 arttı.

Destek verilmeyen karma yem ve bitki koruma ürünlerine destek getirilmeli, tarımsal sulamada kullanılan elektrikte vergi ve fonlar kaldırılmalı fiyatta düşüş sağlanmalı ve sertifikalı tohumluk desteği artırılmalıdır.”