Ekonomi-Teknoloji-Eğitim-Sağlık haberleri.. (18.03.2019)

Toyota Uzaya Araç Gönderecek

Toyota ve Japonya Uzay Araştırma Ajansı (JAXA), uluslararası uzay araştırmaları için önemli bir işbirliğine imza attı. İlk adım olarak Toyota ve JAXA, hidrojen yakıt hücreli elektrikli otomobil teknolojisine sahip keşif aracının yapımını hızlandıracak. 2029 yılında gönderilmesi planlanan bu araç ay yüzeyindeki araştırma faaliyetleri için kullanılacak. Araç, sınırlı enerji kaynaklarının olduğu ayda, 10 bin kilometreden daha fazla menzil kat edebilecek.

Astronotlara daha fazla özgürlük ve kolaylık sağlayacak keşif aracı, uzay araştırmalarına da ivme kazandıracak. Uluslararası uzay araştırmaları, insan faaliyetlerini genişletmek ve sürdürülebilir bir ortam yaratmak adına faaliyetlerini uzayda ve Mars’ta gerçekleştirecek. Araştırmalardaki hedeflere ulaşmak adına robotik misyonlardaki koordinasyonlar, keşif araçlarını kullanan insanların yer alması büyük önem taşıyor.

Toyota Başkanı Akio Toyoda global ölçekte çevresel sorunlara, kendi gezegenimiz açısından yanıt vermenin önem taşıdığını belirterek “Otomobiller insanlara her yerde özgürlük sağlamak için aktif rol oynuyorlar. Bu projeyle birlikte Toyota’nın sürüş performansını ve dayanıklılığını sergileyeceğiz. Uzay için yakıt hücreli teknolojilerimizi daha da geliştireceğiz” dedi.

Toyota ve JAXA’nın geliştirdiği keşif aracı, 6 metre uzunluğa, 5.2 metre genişliğe ve 3.8 metre yüksekliğe sahip. Araçta aynı zamanda 13 metreküplük bir yaşam alanı da bulunuyor. 2 kişilik kapasiteye sahip olan araç, acil durumlarda dört kişilik kapasiteyle kullanılabiliyor.

Etki Yaratan Aile Şirketi Olmak: TAİDER Kuzey Yıldızı Aile Şirketlerinde Sürdürülebilirlik Ödülleri 
Türkiye ekonomisine yön veren aile şirketlerine özgü bir sürdürülebilirlik projesi olan TAİDER Kuzey Yıldızı Ödülleri’nin başlangıcı niteliğindeki 2019 yılı toplantısı 10 Mart’ta İstanbul’da gerçekleşti. Türkiye’deki tüm aile işletmelerine açık olan ve aile şirketlerinin sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı hedefleyen ödül sürecine 8 Nisan 2019 tarihine kadar başvurulabiliyor.
TAİDER Aile İşletmeleri Derneği tarafından 2017 yılında aile şirketlerinin sürdürülebilir iş modelleri geliştirmelerine katkı sağlamak, iyi örnekleri paylaşarak öğrenmeyi hızlandırmak, gelişimin tüm kurumlara yayılımını sağlama yönünde itici güç oluşturmak amacıyla hayata geçirilen Kuzey Yıldızı Projesi’nin üçüncü döneminin tanıtım toplantısı 10 Mart 2019 tarihinde Sait Halim Paşa Yalısı’nda yapıldı. Proje kapsamında sürdürülebilirlik yaklaşımını benimseyerek bu alanda çalışmalar yapan ve ülke ekonomisine değer katarak fark yaratan aile işletmelerine yönelik tasarlanan Kuzey Yıldızı Sürdürülebilirlik Ödülleri, 1-2 Kasım 2019 tarihinde düzenlenecek TAİDER 7. Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi’ndeki törenle sahiplerini bulacak. Ödül için başvuran şirketler, şirketleri özelinde hazırlanacak olan değerlendirme raporu sayesinde gelişmiş ve geliştirilecek alanlarını tespit etme imkânı elde ediyor.
Kuzey Yıldızı Projesi tanıtım toplantısında 2018 yılında Kuzey Yıldızı Ödüllerini almaya hak kazanan şirketlerden Yorglas Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gülfem Yorgancılar Perçin ve Pagmat Genel Müdür Yardımcısı Hakan Akşaroğlu projenin şirketlerine kattığı faydaları ve yarattığı etkiyi katılımcılarla paylaştılar.

OTOMOTİV DÜNYASI DİJİTALLEŞMEYİ İSTANBUL’DA MASAYA YATIRACAK

 Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) tarafından her yıl düzenlenen Otomotiv Kongresi bu yıl “Otomotiv Perakendeciliğinde Dijital Dünya” temasıyla 21 Mart 2019 Perşembe günü gerçekleştirilecek. Otomotiv sektörünün dünyadaki ve Türkiye’deki en önemli temsilcilerinin katılacağı 9’uncu kez düzenlenen kongrede; tüketicilerin ve yetkili satıcıların dijital dönemin hakim olduğu yeni dönemdeki değişen alışkanlıkları masaya yatırılacak.

Otomotiv Kongresi’nde Peugeot Türkiye Genel Müdür İbrahim Anaç, Nissan Türkiye Genel Müdürü Sinan Özkök ve Ford Otosan Genel Müdür Yardımcısı Özgür Yücetürk’ün katılacağı bir panel düzenlenirken, Amerikan Ulusal Otomotiv Bayileri Derneği önceki dönem Başkanı Wesley Lutz “Otomotiv Perkendeciliğinin Geleceği” konulu bir konferans verecek. Kongrede ayrıca “Bayilerde Dijitalleşme ve Dijital Pazarlama Örnekleri’nin” ayrıntılarıyla tartışılacağı bir başka panel de yer alacak. Autorola Global Satış Direktörü Morten Holmsten ise “Avrupa’da Otomotiv Sektöründe Yaşanan Yıkıcı Değişimi” kongre katılımcılarına ayrıntı ve örnekleriyle anlatacak.

 Şahsuvaroğlu “Çağa Uyum Şart”

 Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) Başkanı Murat Şahsuvaroğlu, Otomotiv Kongresi’nin her yıl bir konuyu tüm yönleriyle ele aldığını ve sektöre ışık tutan bir yaklaşım sergilediğini belirterek “Bu yıl temamız Otomotiv Perakendeciliğinde Dijital Dünya. Dijitalleşme artık tüm insanların ve sektörlerin birinci sırasında yer alıyor. Buradan hareketle; süreçlerimizin daha basit, daha etkin ve daha hızlı yönetilmesi açısından dijitalleşmenin iş verimliliğine katkılarını konuşacağız. Yurt içinden ve yurt dışından katılımcılarımız bütün örnekleriyle sektörün dijital dünyadaki yönünü bizlere aktaracaklar” dedi.

“Aile şirketlerine kendilerini ölçümleme imkanı veriyor”
Bugüne kadar 14 aile şirketinin sürdürülebilirlik konusunda fayda sağladığı projenin önemini anlatan TAİDER Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Öğücü, ödüllerin, projenin dört bileşeninden sadece bir tanesi olduğunu belirterek: Aile işletmeleri başta olmak üzere tüm şirketlere kendilerini ölçümleyebilme imkânı veren ‘Kuzey Yıldızı Etki Değerlendirme Testi’ çalışanlar, toplum, çevre ve gelecek nesiller için yaratılan etkiyi puanlıyor ve geri besleme raporu sunuyor. Etki değerlendirme testini tamamlayan aile şirketleri için de takım çalışması ve birbirlerinden öğrenerek gelişme fırsatı sunan ‘Sürdürülebilirlik Çalışma Grupları’ oluşturuldu. Projede yer alan ‘Değerlendiriciler’ ise ödüle başvuran her şirket tarafından görevlendirilen aile üyeleri veya profesyonel çalışanlardan oluşuyor. Tasarım ve uygulaması ARGE Danışmanlık iş birliğiyle gerçekleşen TAİDER Kuzey Yıldızı Ödülleri sürecinde, değerlendiricilerin sürdürülebilirlik metodolojisini öğrenmeleri ve öğrendiklerini kendi şirketlerinde de uygulama fırsatı bulmalarının projenin en önemli çıktısı olduğunu düşünüyoruz”dedi.
Kuzey Yıldızı Projesi sunumunda ödül sürecinde değerlendirilen Yönetişim, Çalışanlar, Çevre, Toplum, Gelecek Nesiller boyutlarına bu yıl ilk defa Finansal kategorisinin de eklendiğini aktaran TAİDER Direktörü Selen Toron: “TAİDER Kuzey Yıldızı Aile Şirketlerinde Sürdürülebilirlik Ödülleri başvuruları 8 Nisan 2019 tarihinde sona erecek. Başvuru yapan firmalara kurum içi eğitim 10 Mayıs 2019’da, değerlendirici eğitimleri ise 30-31 Mayıs 2019 tarihinde düzenlenecek. Başvuru dosyalarının son teslim tarihi olan 19 Haziran 2019 gününden sonra ise iki ay süren şirketleri inceleme ve saha ziyaretleri süreci başlayacak. Başvuruların değerlendirmesini en son yapacak olan jüri, 31 Ekim 2019 tarihinde sonucu belirleyecek” dedi.
“Ödülü aldıktan sonra sürdürülebilir olacağımıza söz verdik”
Kuzey Yıldızı Sürdürülebilirlik Ödülü’nün şirket içinde heyecan yarattığını söyleyen Kuzey Yıldızı 2018 BÖİ Ödülü sahibi Yorglas Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gülfem Yorgancılar Perçin, projenin aile şirketlerine katkısına yönelik olarak şu görüşleri paylaştı: “Bu ödül süreci bizlere, sürdürülebilirlik farkındalığını şirketimizin tamamına yayma imkânı sağladı. Aile şirketimiz kurulduğundan beri babam hep şirketimizin geleceğini düşünür, bizleri de şirketle birlikte geleceğe hazırlardı. Ondan aldığımız bu düşünce ile sürdürülebilirlik çalışmalarımızı başlatmış uzun vadeli strateji planlarımızı belirlemiştik. Kuzey Yıldızı Ödülleri sürecinde mevcut çalışmalarımızı değerlendirme şansımız oldu. Şirketimize faydalı mesajlar veren bir süreçti. Kuzey Yıldızı Sürdürülebilirlik Ödülü’nü alarak kendimize şirketimizi sürdürülebilir kılma sözünü vermiş olduk. Bizim için sürecin en değerli sonucu buydu.”

“TAİDER sayesinde sürdürülebilirlik raporumuzu hazırladık”
Yarışmaya ekip olarak katılmaya karar verdiklerini söyleyen 2018 Kuzey Yıldızı KOÖİ Ödülü sahibi Pagmat Genel Müdür Yardımcısı Hakan Akşaroğlu, “Ödül sürecine başvuruyu konuştuğumuz bir toplantıda bütün başlıkları masaya yatırdık. Aslına bakarsanız farkında olmadığımız birçok şeyi yapıyormuşuz. Öncelikle bu farkındalığı sağlamamıza vesile oldu. Başvuru dosyasını hazırlama sürecinde ise bütün birimlerimizin yaptığı iş birliği sayesinde firma hikayemizi kurumumuzun içerisinde yaygınlaştırdık. En büyük kazancımız ise çok uzun zamandır hayalini kurduğumuz ve bunun için çalıştığımız sürdürülebilirlik raporunu hazırlamak oldu. Büyük markaların tedarikçisi olan bir şirketiz. Böyle bir ödül aldığımız için çok büyük takdir aldık, bize çok büyük katma değer sağladı. Süreçte iki arkadaşımızı ‘değerlendirici’ olarak projeye gönderdik. Almış oldukları eğitimler ve diğer firmaların değerlendiricileriyle sağladıkları etkiletişim, uygulamaya yönelik tecrübeleri ile hem bireysel hem kurumsal anlamda şirketimize katkı sağladılar. Firmamızın geleceğe dönük planlamasında sürdürülebilirlik alanında tecrübe kazanmış değerlendiricilerimizin olması çok kıymetli bir kazanım” dedi.
Ödüle kimler başvurabiliyor?
TAİDER’e üye olan veya olmayan aile şirketi tanımlamasına uyan kuruluşlar başvurabiliyor. Ödüllerde 250’den fazla çalışana ve 250 milyon TL’den fazla ciroya sahip olan işletmelere yönelik “Büyük Ölçekli İşletmeler” ve çalışan sayısı 250’den ve cirosu 250 milyon TL’den az işletmelere yönelik “Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler” olmak üzere iki kategori bulunuyor. Ödüle başvuran şirketler çalışanlar, çevre, toplum, gelecek nesiller, yönetişim ve finansal boyutlarında değerlendirmeye tabi tutuluyor.

Ticaret Bakanlığı Uzmanlarından Dış Ticaret Bilgilendirme Seminerleri

Ticaret Bakanlığı, TOBB ve TİM koordinasyonunda, Akdeniz İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği organizasyonu ve ilgili Ticaret ve Sanayi Odaları işbirliği ile düzenlenecek Dış Ticaret Bilgilendirme Seminerleri 18 Mart 2019 Pazartesi günü Mersin’de, 19 Mart 2019 Salı günü Adana’da, 20 Mart 2019 Çarşamba günü Antakya’da, 21 Mart 2019 Perşembe günü Dörtyol’da ve 22 Mart 2019 Cuma günü Osmaniye’de olmak üzere 5 noktada düzenleniyor.

Rusya St. Petersburg Gıda Sanayi Ürünleri Yerinde Pazar Araştırması, İhracatta Sağlanan Devlet Yardımları, Gümrük Mevzuatı ve Uygulamaları, Bağlayıcı Tarife Bilgisi ve Ön Bilgilendirme konularının Ticaret Bakanlığı Uzmanları tarafından anlatılacağı Dış Ticaret Bilgilendirme Seminerleri Mersin’de AKİB Toplantı Salonu’nda, Adana’da Adana Sanayi Odası Toplantı Salonu’nda, Antakya, Dörtyol ve Osmaniye’de de Ticaret ve Sanayi Odaları Toplantı Salonlarında 12.30-17.30 saatleri arasında düzenlenecek.

Konuyla ilgili açıklama yapan AKİB Koordinatör Başkanı Uğur Ateş; “İhracatçılarımızın en büyük ihtiyacı finansal kaynaktır ve buna rağmen ihracata yönelik devlet yardımları etkin şekilde kullanılmamaktadır, bu biraz eksik bilgiden biraz da yanlış bilgiden kaynaklanıyor. İhracatçımız en önemli sorunu ise gümrüklerde yaşar, bu seminerlere katılan firmalarımız bu konuları bizzat yönetmeliği oluşturan uzmanlardan dinleme ve onlara sorularını yönelterek doğru kişilerden bilgi alma imkanı bulacaklardır. Ayrıca gıda sektöründe olup Rusya pazarına girmeyi planlayan firmalarımız için de ilk ağızdan bilgiler verilecektir” dedi.

“Dış Ticaret Bilgilendirme Seminerleri” ile ilgili olarak AKİB’in www.akib.org.tr adresli web sayfasından detaylı bilgi alarak programa kaydınızı yaptırabilirsiniz.

Kapadokya Üniversitesinden MEB Öğretmenlerine Kodlama Eğitimi

 Kapadokya Üniversitesi ile Nevşehir Milli Eğitim Müdürlüğü’nün iş birliği sonucunda hayata geçirilen proje kapsamında matematik öğretmenleri robotik kodlama eğitimi aldı.

Kapadokya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından projelendirilen, Nevşehir Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliği ve Ahiler Kalkınma Ajansı desteğiyle hayata geçirilen “Oyunmatik Projesi” kapsamında Nevşehir’deki okullarda görev yapan gönüllü Matematik Öğretmenlerine robotik kodlama ve oyunlaştırma teknikleri eğitimi verildi.

Proje kapsamında hazırlanan eğitim içeriğinde, oyunlaştırma, sorgulama tabanlı eğitim metodolojileri ve STEM eğitim yaklaşımlarının benimsendiği Kapadokya Üniversitesi tarafından açıklanırken, eğitmenlere ise soru teknikleri, bilgi ölçme ve uygulama metotları, kullanılması gereken ortak sembolik dillerin kullanımı, analitik düşünce, algoritma geliştirme, kodlama kavramının algılanması, soru sunum çeşitleri ve oyunlaştırma ile öğrenme konularında içerik eğitimleri verildiği belirtildi.

Orta öğretim seviyesindeki eğitim kalitesinin ve eğitici kalifikasyonunun artırılmasının hedeflendiği eğitimlerin bitişi ile yapılan testlerde başarılı olan öğretmenlere “Oyunlaştırma ile Öğrenme – Robotik Kodlama Eğitimi Sertifikası” verildi.

Havalimanları Kapadokya Üniversitesi Öğrencilerine Emanet

Türkiye’de havalimanı yer hizmetlerinde faaliyet gösteren ilk şirket olan Havaş, nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak üzere Kapadokya Üniversitesi öğrencilerine sınav düzenledi.

Yurtiçinde 26, yurtdışında ise 2 istasyonda olmak üzere 200’den fazla havayolu şirketine yer hizmeti servisi veren HAVAŞ, istenilen pozisyonlara uygun aday profili belirlenmesine yönelik asgari düzeyde sahip olunması gereken yetenekler, bilgi, beceri ve davranışların ölçülmesi amacıyla önceki yıllarda eğitimde iş birliği anlaşması yaptığı Kapadokya Üniversitesi Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği programı öğrencilerini çeşitli sınavlara tabi tuttu.

Sınav ve mülakat aşamasını takip eden süreçte başarılı olan adaylara şirketin Nevşehir ve Sivas istasyonundan görevlendirilen eğitimci personeller tarafından iş başı eğitimler verileceği Kapadokya Üniversitesi tarafından açıklanırken, öğrencilerin üniversitede aldıkları eğitimi uygulamak üzere şirketin hizmet verdiği iki farklı havalimanında görev yapacağı duyuruldu.

Kapadokya Üniversitesi ile Azerbaycan Hazar Üniversitesi Arasında İş Birliği Protokolü İmzalandı

Kapadokya Üniversitesi (KÜN) ile Azerbaycan Hazar Üniversitesi arasında iş birliği protokolü imzalandı.

Kapadokya Üniversitesi Rektörlük makamında Kapadokya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar ile Azerbaycan Hazar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Hamlet İsahanlı iki üniversite arasında ortak yapılacak iş birliği çalışmalarıyla ilgili bir süre görüşürken, görüşme sonrası hazırlanan protokolü karşılıklı olarak imzaladılar.

İmzalanan protokol kapsamında araştırma ve kültürel değişim projeleri başta olmak üzere, üniversiteler arasında öğrenci ve personel değişimi ile ortak iş birliği programları gibi konular üzerine uzun soluklu iş birliğinin sağlanması amacıyla imzalar atıldığı Kapadokya Üniversitesi tarafından duyuruldu.

Rektörlük makamında gerçekleşen protokolde Kapadokya Üniversitesi Genel Koordinatörü Halil İbrahim Ünser ve Hazar Üniversitesi Genel Sekreteri Alovsat Amirbeyli de hazır bulundular.

Kapadokya’da Kardeşlik Temalı Söyleşi ve Şiir Dinletisi Düzenlendi

Azerbaycan Hazar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Hamlet İsahanlı’nın katılımıyla Kapadokya Üniversitesinde konferans ve imza günü düzenlendi.

Kapadokya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Süleyman Yazgı’nın Azerice yaptığı açılış konuşmasının ardından kürsüye çıkan Türk Edebiyatı Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, “Hazana Övgü” adlı kitabın çevirmeni İmdat Avşar, “Birkaç üniversitede benzer etkinlikler düzenledik lakin Kapadokya Üniversitesinde olağanüstü bir atmosferle karşılaştık. Rektörümüze, genel koordinatörümüze, öğretim üyelerimize ve öğrencilerimize çok müteşekkirim. Hayatta, uçmak için çifte kanat gerekiyor işte Hamlet İsahanlı da bir kanadı bilim, diğer kanadı da sanat ve kültür olan çift kanatlı bir bilim insanıdır” şeklinde konuştu.

İmdat Avşar’ın ardından kürsüye çıkan Kapadokya Üniversitesi Öğrencisi Eda Sert’in Prof. Dr. Hamlet İsahanlı’nın şiirlerini slayt gösterileri ile birlikte okumasından sonra sözü alan Hamlet İsahanlı, “Şiir, çocukluğun insanın içinde yaşaması ve devam etmesidir” dedikten sonra “Bizim hem Türkiye’miz hem de Azerbaycan’ımız var, aramızda hiçbir fark yok ve işte bu sebeple bugün buradayım, ben öz dilimle şiir okuyabiliyorum ve sizler de beni dinleyip anlayabiliyorsunuz. Bizlere bu ortamı sağlayan, birçok alanda iş birliği yapacağımız Kapadokya Üniversitesine teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Konferansta öğrenciler ile birlikte “Hazana Övgü” adlı şiir kitabından şiirler okuyan Azerbaycan Hazar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Hamlet İsahanlı, üniversite öğrencilerinin Hazar Üniversitesi, Azerbaycan ve şiir ile ilgili tüm sorularını cevapladığı soru cevap bölümünün ardından söyleşisine son verdi.

Azerbaycan Hazar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Hamlet İsahanlı, konferans sonunda “Hazana Övgü” adlı kitabını üniversite öğrencileri için imzaladı.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği üye ilişkileri ekibi kurdu

Türkiye’ye 2018 yılında 831 milyon dolar döviz kazandıran ve 2019 yılı için 1 milyar 50 milyon dolar ihracat hedefi koyan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, üyelerin taleplerine hızlı çözümler geliştirmek amacıyla üye ilişkileri ekibi kurdu.

Ege İhracatçı Birlikleri’nden yapılan yazılı açıklamaya göre; Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, 2018 yılı Nisan ayında yapılan Genel Kurulda aday olduklarında, üyeye daha fazla dokunma hedefi ile aday olduklarını ve “Üye İlişkileri Ekibi” kurma sözünü yerine getirdiklerini, Bir ziraat mühendisi ve bir halkla ilişkiler uzmanından oluşan ekibin 2018 yılı Ekim ayından beri üyelere hizmet verdiğini kaydetti.

Ege Bölgesi’nde, İzmir, Manisa, Aydın, Uşak ve Afyon illerinde yaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri sektörlerinde faaliyet gösteren üyelerinin bulunduğu bilgisini veren Uçak, “Üye ilişkileri ekibimiz, İzmir, Manisa, Aydın, Uşak ve Afyon’da yerleşik üyelerimizin devlet yardımları, tarımsal iadeler başta olmak üzere; Ege İhracatçı Birlikleri, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve diğer kurumlarla olan ilişkilerinin sağlıklı yürümesi adına danışmanlık hizmeti veriyorlar. Önümüzdeki dönemde Denizli, Muğla ve Balıkesir’deki üyelerimizi de ziyaret edecekler” diye konuştu.

EYMSİB Üye İlişkileri Timi üyelerin talep ve isteklerini tablo haline getirip Yönetim Kurulu’na sunarken, Yönetim Kurulu’nda konuyla ilgili alınan kararları, çözüm önerileri doğrultusunda işlemleri gerçekleştiriyor. Aylık sektör raporları hazırlayan EYMSİB Üye İlişkileri Timi, yaş meyve sebze üretim bölgelerinde düzenlenen periyodik toplantılarında hazırlıklarını üstleniyor.

EYMSİB Üye İlişkileri Timi, göreve başladığı 2018 yılı Ekim ayından bu yana İzmir, Manisa, Aydın, Uşak ve Afyon’da yerleşik 129’u meyve sebze mamulleri ihracatçısı, 124 tanesi yaş meyve sebze ihracatçısı 253 firma ziyareti gerçekleştirdi.

Ziyaretlerin bir kısmına Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak’ta eşlik etti.

Zorunlu Deprem Sigortası seferberliği başlıyor!
Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), Türkiye’de deprem bilincini güçlendirmek ve Zorunlu Deprem Sigortası yaygınlığını artırmak amacıyla 2019 yılında “Şehirler Yarışıyor, Sigortalılar Kazanıyor” yarışmasının altıncısını düzenliyor.  Bu sene 24 ilin yer aldığı yarışmada AFAD İl Müdürlükleri, uzmanlar tarafından hazırlanan eğitim içeriklerini binlerce vatandaşa aktaracak.
Zorunlu Deprem Sigortası seferberliği niteliğindeki “2019 Şehirler Yarışıyor, Sigortalılar Kazanıyor” yarışmasıyla ülke genelinde sigortalılık bilinci ve oranının artırılması, deprem güvenceli hayatın teşvik edilmesi amaçlanıyor. Yarışma kapsamında iller 15 Aralık 2019 tarihine kadar düzenledikleri yerel bilinçlendirme kampanyaları, poliçe adetlerindeki artış, ulaşılan sigortalılık oranı ve eğitime katılanlarda yarattıkları etki olmak üzere dört farklı kritere göre değerlendirilecek.
Türkiye’de Zorunlu Deprem Sigortası bulunan konut sayısı 9 milyona ulaşırken, ülke genelinde sigortalılık oranı da yüzde 50 seviyesine ulaştı. Deprem ve sigorta bilincini artırmak için 15 Mart 2019 tarihi itibariyle hayata geçirilen projelerle sigortalı konut sayısının artırılması hedefleniyor.

Hakkari’den Tekirdağ’a 24 ilde eğitimler düzenlenecek
Bu yıl, “2019 Şehirler Yarışıyor, Sigortalılar Kazanıyor” yarışmasına Afyon, Aydın, Bartın, Batman, Burdur, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Gaziantep, Hakkâri, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Konya, Mersin, Muğla, Niğde, Sakarya, Samsun, Sivas, Tekirdağ, Yalova illeri katılım sağlayacak. DASK tarafından uzmanların danışmanlığında hazırlanan eğitim materyalleri yarışmacı AFAD İl Müdürlükleri’ne gönderildi ve yarışma heyecanı 24 ilde başladı. Katılımcı illerin AFAD görevlileri eğitim materyalleriyle Halk Eğitim Merkezleri’nde, okullarda, açık ve kapalı alanlarda eğitim ve etkinlikler düzenleyecek.
“Evimizde Güven, Şehrimize Güven”
“Şehirler Yarışıyor, Sigortalılar Kazanıyor” yarışmasının 2019 yılı konsepti hakkında DASK’tan yapılan açıklamaya göre, proje bu yıl geçtiğimiz yıllardan farklı olarak daha geniş kitlelere ulaşacak. Tüm Türkiye’de vatandaşların aktif katılımının hedeflendiği yeni konsept ‘Evimizde Güven, Şehrimize Güven’ başlığıyla hayata geçiyor. Yeni proje kapsamında uzman akademisyenler tarafından deprem bilincinin güçlendirilmesine yönelik kapsamlı eğitim kitleri hazırlandı. Yarışmaya katılan 24 ilin bu kitlerden yararlanarak projelerini gerçekleştirmeleri bekleniyor. Eğitim materyallerinde depremin ne olduğundan depreme yönelik alınması gereken önlemlere ve sigortanın önemine kadar geniş kapsamlı bir içerik bulunuyor. Projeyle 7’den 77’ye herkese ulaşılması hedefleniyor.
Yarışmanın birincisine 125 bin TL afet malzemesi yardımı
DASK, “2019 Şehirler Yarışıyor, Sigortalılar Kazanıyor” yarışmasında ilk üçe giren illerin Afet ve Acil Durum Müdürlüklerine depremle ilgili çalışmalarda kullanılmak üzere malzeme yardımı yapacak. Birinci 125 bin TL, ikinci 75 bin TL ve üçüncü 50 bin TL tutarında malzeme yardımı almaya hak kazanacak.

Türkiye’de üretilen organik ürün sayısı 250’ye ulaştı

Türkiye’nin organik ürün ihracatının yüzde 75’ini gerçekleştiren Ege İhracatçı Birlikleri, Türkiye Tanıtım Grubu işbirliğinde hayata geçirdiği, “Organik Sektörünün Tanıtımı, Tanınırlığının ve Güvenirliğinin Arttırılması Projesi”ni Japonya’da Foodex Japan 2019 Fuarı’nda Japon ve Uzakdoğu’dan gelen organik ürün ithalatçılarına tanıttı.

Şubat ayında Almanya’da BioFach Organik Ürünler Fuarı’nda başlayan “Turkish Organics” seminerler serisine bu sefer Japonya’da düzenlenen Foodex Japan 2019 Fuarı’nda devam edildi.

Japonya’nın yıllık 65 milyar dolar gıda ithalatı yapıyor olması ve kaliteli ve sağlıklı gıda talebi Türk organik sektörünün iştahını kabartıyor.

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gürcan Şen tarafından verilen “Turkish Organics” seminerinde Japon ithalatçılara Türkiye’nin organik sektöründe 1980’li yıllarda başlayan serüveninin bugün, 543 bin hektar alanda 2.4 milyon ton üretim rakamına ulaştığı bilgisi paylaşıldı.

Türkiye’de organik ürün sayısı 250’ye ulaştı

Türkiye’deki organik ürünler üretim ve ihracatında Ege Bölgesi’nin lider konumda olduğu bilgisini veren Şen, “Dünya genelinde, her geçen gün artan tüketici bilinci ve sağlıklı gıda talebi ile özellikle gelişmiş toplumlarda daha fazla kabul gören organik ürünler, hayatımızın her alanında yerini almaya devam ediyor. Önümüzdeki dönemde tüketici bilincinin daha da artmasına paralel olarak organik ürünlerin üretimi ve ticaretinin de daha da artacağını öngörüyoruz. Ülkemizde, geleneksel ihraç ürünlerimizden kuru üzüm ve kuru incir ihracatı ile başlayan organik tarım uygulamaları devam eden süreçte yaklaşık 250 ürüne ulaşmayı başardı” diye konuştu.

Organik ürünlerde en önemli ihraç pazarlarının başta AB ülkeleri, ABD ve Japonya gibi gelişmiş ülkeler olduğu bilgisini veren Şen, sözlerini şöyle tamamladı; “Organik sektöründe bitkisel üretim rakamlarımız 2005-2017 yılları arasında alan bazında yüzde 560, üretici sayısında yüzde 520, üretim miktarı açısından da yüzde 570’lik artış kaydetti. Dünyadaki organik üreticilerin sayısına baktığımızda, Türkiye Avrupa’da 1., dünyada ise 8. sırada yer alıyor. Üretici sayımız ve üretim rakamlarımız her geçen yıl artıyor, sizleri Türk organik ürünlerini tüketmeye davet ediyoruz.”

Foodex Japan 2019 Fuarı kapsamında düzenlenen “Turkish Organics” seminerinde Japonya ve dünyanın dört bir tarafından gelen organik ithalatçılarına Ege İhracatçı Birlikleri Ziraat Mühendisi Oğuz AŞÇIOĞUL Türkiye’de Organik Tarım konulu sunum gerçekleştirildi. Sunumda Türkiye’de Organik Üretim, Kontrol ve Sertifikasyon, Denetim, İhracat ve İç Pazar hakkında kapsamlı bilgi verildi. Ayrıca, toplantı salonunda Türk organik ürünleri de sergilendi.

Ege İhracatçı Birlikleri, Türkiye Tanıtım Grubu işbirliğinde yürüttüğü “Organik Sektörünün Tanıtımı, Tanınırlığının ve Güvenirliğinin Arttırılması Projesi” kapsamında düzenlediği “Turkish Organics” seminerlerinin üçüncüsünü ise; Haziran ayında Amerika Birleşik Devletleri’nde düzenlenecek olan Fancy Food Show Fuarı’nda gerçekleştirecek.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği üye ilişkileri ekibi kurdu

Türkiye’ye 2018 yılında 831 milyon dolar döviz kazandıran ve 2019 yılı için 1 milyar 50 milyon dolar ihracat hedefi koyan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, üyelerin taleplerine hızlı çözümler geliştirmek amacıyla üye ilişkileri ekibi kurdu.

Ege İhracatçı Birlikleri’nden yapılan yazılı açıklamaya göre; Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, 2018 yılı Nisan ayında yapılan Genel Kurulda aday olduklarında, üyeye daha fazla dokunma hedefi ile aday olduklarını ve “Üye İlişkileri Ekibi” kurma sözünü yerine getirdiklerini, Bir ziraat mühendisi ve bir halkla ilişkiler uzmanından oluşan ekibin 2018 yılı Ekim ayından beri üyelere hizmet verdiğini kaydetti.

Ege Bölgesi’nde, İzmir, Manisa, Aydın, Uşak ve Afyon illerinde yaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri sektörlerinde faaliyet gösteren üyelerinin bulunduğu bilgisini veren Uçak, “Üye ilişkileri ekibimiz, İzmir, Manisa, Aydın, Uşak ve Afyon’da yerleşik üyelerimizin devlet yardımları, tarımsal iadeler başta olmak üzere; Ege İhracatçı Birlikleri, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve diğer kurumlarla olan ilişkilerinin sağlıklı yürümesi adına danışmanlık hizmeti veriyorlar. Önümüzdeki dönemde Denizli, Muğla ve Balıkesir’deki üyelerimizi de ziyaret edecekler” diye konuştu.

EYMSİB Üye İlişkileri Timi üyelerin talep ve isteklerini tablo haline getirip Yönetim Kurulu’na sunarken, Yönetim Kurulu’nda konuyla ilgili alınan kararları, çözüm önerileri doğrultusunda işlemleri gerçekleştiriyor. Aylık sektör raporları hazırlayan EYMSİB Üye İlişkileri Timi, yaş meyve sebze üretim bölgelerinde düzenlenen periyodik toplantılarında hazırlıklarını üstleniyor.

EYMSİB Üye İlişkileri Timi, göreve başladığı 2018 yılı Ekim ayından bu yana İzmir, Manisa, Aydın, Uşak ve Afyon’da yerleşik 129’u meyve sebze mamulleri ihracatçısı, 124 tanesi yaş meyve sebze ihracatçısı 253 firma ziyareti gerçekleştirdi.

Ziyaretlerin bir kısmına Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak’ta eşlik etti.

SIK UÇUŞ YAPANLAR BU 8 RİSKE DİKKAT ETMELİ

Uçak seyahati sırasında; bioritmin bozulması, radyasyon artışı, basınç dengesizliği, nem düşüşü gibi sebepler çeşitli sağlık problemlerinin ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Gökyüzünde özellikle kalp sorunları artarken, pratik önlemlerle pek çok rahatsızlıktan korunmak mümkün olabiliyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Aytaç Karadağ, uçak yolculuklarında ortaya çıkabilecek hastalıklar ve korunma yolları hakkında bilgi verdi.

1 – 6 saatlik uçuş bile jet-lag yapabilir

Yaşanılan yerin saatine adapte olunduğundan 6 saatlik uçuşta bile bioritim bozulabilmektedir. Bioritim bozulduğu takdirde yapılan eforla orantısız yorgunluk, kırgınlık, bitkinlik, sersemlik, konsantrasyonda eksilme, karında şişkinlik, gaz, kabızlık, ishal, uyku düzensizliği, iştahsızlık, kalp atımlarında düzensizlik yaşanabilmektedir. Özellikle batıdan doğuya uçuşlarda ve gündüz uçuşlarında jet-lag olma riski daha fazladır.

2 – Uçaktaki basınç, oksijen ve ısı dengesizliği kalp hastalıklarını tetikliyor

Kabin içindeki basınç dengesizliklerinden ötürü varislerde belirginleşme, bacaklarda ödem, ayaklarda ağrı, uyuşma gibi damarsal bozukluklar görülebilmektedir. Uzun uçuşlarda türbülans nedeniyle kanın damar içinde pıhtılaşması akciğer embolisi, kalp krizi, beyin felci, bacaklarda damar tıkanıklığı gibi problemlere neden olabilmektedir. 65 yaş üstündeki kişilerde, özellikle böbrek, akciğer, şeker hastalığı gibi eşlik eden kronik hastalığı olan kişilerde, kalp krizi geçirmiş, kalp yetmezliği olan, stent takılmış, açık kalp ameliyatı yapılmış kişilerde, daha önce vücudun herhangi bir bölgesindeki damarda pıhtı öyküsü olan hastalarda ve gebelerde kalp rahatsızlıkları riski yüksektir.

3 – Sık uçuşlar cilt ve meme kanseri riskini artırıyor

Uçuş sırasında manyetik ve kozmik radyasyona maruz kalınmaktadır. Yükseldikçe, uçuş süresi uzadıkça ve kutuplara doğru gidildikçe radyasyon miktarı artmaktadır. Uçağın ön tarafında radyasyon daha yüksekken arka tarafa gidildikçe radyasyon azalmaktadır. Özellikle kalp krizi, kalp ritim anormallikleri, mide-bağırsak hastalıkları, nörolojik problemler, tiroit, meme, cilt, kan kanseri, hücre yaşlanması, kısırlık riski artmaktadır. Maruz kalınan radyasyon hücre çekirdeğinde mutasyon yaptığından cilt kanseri riski uçuş görevlilerinde 2 kat, meme kanseri yüzde 30 daha fazla görülür. Sık seyahat edenlerde bu radyasyon biriktiği için kadınlarda adet düzensizlikleri, düşük, gebe kalmada zorluk, erkeklerde kaliteli sperm sayısında azalma, sperm hareketliliğinde azalma yaparak kısırlığa neden olabilmektedir.

4 – Cilt kuruluğu görülebiliyor

Uçaktaki kuru hava ve basınç yüksekliği ciltte kuruma, kaşıntı, gözlerde kuruma yapabilmektedir. Bunu önlemek için uçuş sırasında bol su içilmeli ve su bazlı nemlendiriciler kullanılmalıdır.

5 – Enfeksiyon riskine dikkat!

Uçak gibi yapay havanın olduğu kapalı bir alanda yolculardan veya kabin ekibinden herhangi biri öksürdüğünde, hapşırdığında milyarlarca mikrop havaya saçılır. Her ne kadar uçak içindeki hava saatte 20 defa değişse, özel bakteri, virüs, mantar filtreleri ile süzülse de bazı virüsler filtrelerden geçebilecek kadar küçük boyuttadır. Ortama saçılan bu mikroplar nefes alındığında damlacık enfeksiyonu yoluyla vücuda girmektedir.

6 – Kandaki oksijen azalabiliyor

Hücrelerin ihtiyacı olan oksijen, uçuş sırasında yüzde 25 azalır. Oksijen azalması yorgunluk, baş ağrısı, sersemlik, hafızada zayıflama yapabilmektedir.

7 – Soğuk algınlığı, grip, nezle gibi durumlarda uçuşu erteleyin

Uçuşlarda özellikle kalkış ve iniş sırasında kulak zarı ciddi bir basınca maruz kalmaktadır. Soğuk algınlığı olduğu halde uçulduğunda östaki borusunun burun ucu kapanarak kulak zarı çok yüksek bir basınca maruz kalacağı için kulak zarında delinme, kanama gibi durumlar oluşabilmektedir. Barotravmatik otit denilen bu durumda kulak ağrısı, işitme azlığı, kulakta basınç hissi gelişir. Bu nedenle soğuk algınlığı, grip, nezle gibi durumlarda mümkünse uçuşu ertelemek uygun olur. Uçuş sırasında kulakta ses, basınç, ağrı hissedildiği an esneme, yutkunma, sakız çiğneme, konuşma, valsalva manevrası yapılması rahatlatıcı önlemlerdendir. Valsalva manevrası, ellerle iki burun deliği kapatılarak, yavaşça burundan nefes verilmesidir. Hızlı ve basınçlı verilirse kulak zarı delinebileceğinden dikkat edilmelidir.

8 – Mide ve bağırsak problemleri

Uçuş sırasında mide bağırsak kanalındaki gazlar kabin içindeki basınç azaldığı için çözünüp genişlemeye başlamaktadır. Bu nedenle uçuş sırasında veya uçuştan sonra bile devam edecek boyutta karında şişkinlik, gaz, ağrı, ishal, kabızlık gibi sindirim sistemi problemleri ortaya çıkmaktadır.

Sık uçuş yapıyorsanız hastalıklardan korunmak için bu önerilere kulak verin

  • Uçuş sırasında iyi dinlenin ve uyuyun. Mümkünse gece uçuşlarını tercih edin.
  • Gece indiğinizde uykunuz olmasa bile uyumaya çalışın, gündüz saatlerinde indiğinizde uyumamaya ve gün ışığında vakit geçirmeye özen gösterin.
  • Uçuş sırasında alkol, kahve, çay gibi uyarıcı özelliği olan içecekler tüketmeyin.
  • Jet-lag şikâyetlerinin daha hafif atlatılmasını sağlamak amacıyla biyolojik iç saatini ayarlayan beynin epifiz bölgesinin ürettiği melatonin hormonunu seyahat öncesinde ve seyahatten sonra uzman kontrolünde ilaç olarak alın.
  • Uzun yolculuk yapmadan 2 gün önce biyolojik iç saatinize alıştırma yaptırın. Batıya doğru uçulacaksa her zamankinden 1-2 saat geç yatıp geç uyuyabilir, doğuya doğru uçulacaksa 1-2 saat erken yatıp erken uyanılabilir.
  • Kalp hastalığınız varsa uçuş öncesinde kabin ekibine rahatsızlığınızı bildirin. Hastalığınızı takip eden uzmandan kalp hastalığıyla ilgili epikriz, stent, by-pass, pil cihazı, kullanılan ilaçla ilgili bir doküman alarak yanınızda hazır bulundurun.
  • Kalp hastaları uzun uçuş öncesi doktorlarına danışarak uçuştan 2-3 saat önce kan sulandırıcı iğne yaptırabilir. Sanıldığının aksine aspirin gibi kan incelticilerin koruyucu etkisi bulunmamaktadır.
  • Kalp hastaları için acil durumda ulaşımının kolay olması için dilaltı hapı kolay ulaşılabilir bir yerde olmalıdır.
  • Uçuş öncesinde, uçuş sırasında ve uçuş sonrasında kalp yetmezliği gibi sıvı alımını kısıtlayan hastalık yoksa bol sıvı tüketin. Sıvı olarak su, ayran, meyve suyu tüketilebilir. Alkol, soda, meşrubatlı içeceklerden kaçının.
  • Uçuş sonrasında antioksidan içeriği fazla olan yeşil çay, nar, domates, kırmızı üzüm, böğürtlen, brokoli, havuç, elma, avokado, ananas, biber, kiraz, enginar gibi doğal ürünleri bolca tüketerek radyasyonun oluşturduğu serbest radikallerin etkisini azaltın.

Burun estetiği ameliyatının sağlığımıza 10 temel faydası

Burun estetiği yani rinoplasti, burun şeklinin kişiye özel yeniden tasarlanması amacıyla yapılan cerrahi işlemdir. Uygun hasta seçimi ve doğru işlem ile yapıldığında bu ameliyat ile, diğer birçok estetik ameliyattan farklı olarak, aynı zamanda sağlık açısından pek çok kazanımlarda olabilmektedir.

Ülkemizde ve dünyada özellikle estetik cerrahi işlemlere olan talebin artmasının altında yatan birçok neden bulunuyor. Örneğin burun ucunun düşüklüğü çoğu zaman sadece bir estetik sorunu olmayıp, kişiyi daha sinirli veya gergin gösterebiliyor, böyle olunca özellikle pazarlama ve halkla ilişkiler başta olmak üzere pek çok meslekte handikap oluşturabiliyor. Dahası artık iş başvuruları genellikle dijital ortamlarda yapılıyor ve şirketler de CV ile birlikte fotoğraflarında enerjik buldukları kişileri görüşmeye çağırabiliyor, bu durum da profil fotoğraflarının önemini ortaya çıkarıyor. Tüm dünyada en sık yapılan estetik ameliyatların başında, burun estetiği ameliyatları da geliyor.

Burun estetiği ameliyatlarının estetik ve sosyal sonuçlarının ötesinde, sağlığımıza olan katkıları hakkında bilgi veren Kulak Burun Boğaz ve Burun Estetiği Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları söyledi:

“Burun estetiği ameliyatlarını sadece bir kozmetik işlem gözüyle değerlendirmeyip, sağlığa olan önemli katkıları sebebiyle, hem burun dış görüntüsü, hem de burun içini bir bütün kabul ederek, ameliyatın bu holistik algoritma ile planlanması doğru bir yaklaşım olacaktır. Çünkü burun birçok vazifesi olan çok yönlü bir organdır. Başarılı bir cerrahi işlem ile hastalarımızın hayat konforları artar” dedi.

KBB ve Burun Estetiği Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, burun estetiğinin genel sağlığımıza olan etkilerini 10 maddede özetleyerek, şunları söyledi:

1-Rahat nefes almanın dayanılmaz ferahlığı: Burun estetiği ameliyatının en önemli kazanımı, burundan doğal nefes almayı sağlamasıdır. Burun dışındaki göze hoş gelmeyen eğrilikler, içeride de hava yollarını kapatırlar. Ameliyatla hava pasajının düzeltilmesi, kişiye burun fizyololojisini geri sunar. Zira burun başta havayı nakletmesi yanında, alınan havayı ısıtıp nemlendirerek akciğerler için ideal kıvama getiren organdır.

2-Kendinizle daha barışık bir psikoloji: Kişinin kendisi ile daha barışık ve mutlu olmasını sağlayacak dahası aile hayatına olumlu katkıları olabilecek bir görüntüyü kim istemez ki? Bu durum, hem iş hayatında hem de özel hayatında, kişiye getireceği olumlu psikolojik katkılar belki de bir nevi doğal bir antidepressan etkisi yaratacaktır.

3-Daha iyi koku alabilmek: Burun aynı zamanda koku yollarının ilk başlangıç organıdır.  Beş duyunun en karmaşığı olan koku, en fazla gen ile kodlanan duyumuzdur ve halen anlaşılamamış birçok bilinç ve bilinçaltı davranışımızda anahtar rolleri olduğunu düşünüyoruz. Koku duyusunun geri kazanılması, kişiye hem sosyal, hem de yaşam kalitesi açısından pek çok olumlu katkılar sağlayacaktır.

4-Kalp ve damar sağlığına önemli katkıları vardır: Burundan iyi nefes alabilmenin, hem kalbimizin güzel çalışmasına, hem de kilo dengelemenin kontrolünde önemli katkılarının olduğu pek çok bilimsel çalışmada gösterilmiştir.

5-Sinüzitten ve orta kulak rahatsızlıklarına direnç kazanmak: Sinüsler, burun içerisine, orta kulakta geniz arkasına, yani burnun bittiği bölüme açılırlar. Dolayısıyla burun, bu organların tek dışarı açılan kapısıdır. Burun tıkanıklıklarında çok basit bir virüs enfeksiyonu yada basınç değişiklikleri bile, sinüs ve orta kulağın kronik enfeksiyonlarına uzanan süreçlere neden olabiliyor. Dolayısıyla burnun rahat çalışmasıyla, sinüsler ve orta kulak, sorunlara karşı daha dirençli hale gelecektir.

6-Üst solunum yolları enfeksiyonlarının azalması: Bu durum, kışın daha az grip ve nezleye yakalanmamız anlamına gelir ki, burundan iyi nefes almanın çok önemli katkıları olacaktır. Doğal solunum yollarımızın ilk organı burundur, ama tıkalı ise mecburen ağızdan sıkça nefes almak zorunda kalırız. Böylece burunun ısıtma, süzme ve nemlendirme gibi vazifeleri yeterince çalışmaz. Bu da daha sık; farenjit, larenjit, bademcik iltihabı gibi üst solunum yolu hastalıklarına, hatta bunların akciğerlerimize doğru ilerleyerek tehlikeli olabilecek alt solunum yollarımızda da birçok soruna neden olabilir. Burun estetiği ile birlikte yapılan burun kıkırdağı düzeltme, burun eti küçültme gibi işlemler, tüm üst ve alt solunum yollarımıza direnç kazandıracaktır.

7-Daha güzel bir ses: Bazı kişilerde doğuştan beri burun tıkanıklığı olması sonucu, halk arasında “genizden konuşma” denilen bir duruma neden olur. Ayrıca, burun tıkanıklığı durumlarında, ağızdan nefes almaya bağlı ısıtılmamış ve nemlenmemiş hava ses tellerini de sıkça tahriş edip, konuşma farklılıklarına neden olabilir. Burun estetiği yapılınca, burun pasajı açılır ve ses sorunları da buna bağlıysa normale döner.

8-Horlamaya son vermenin tüm aileye faydası olacaktır: Burun tıkanıklığı, başlıca horlama nedenidir. Horlama genelde erkeklerde görülmekle birlikte, 35 yaş sonrası kadınlarda da sıkılığı artan önemli bir sosyal sorundur. Horlayan kişinin gürültüsü bazen 80 DB gibi düzeylere çıkabilmekte ve hem çevresindekileri uykusuz bırakmakta, ayrıca işitme kayıpları yapabilmektedir. Fonksiyonel bir burun estetiği ameliyatı sonrasında, horlamanın düzeltilmesinin özellikle aile bireyleri açısından önemli kazanımı olacağı aşikardır. 

9-Derin uyku ve zinde sabahlar: Bilindiği gibi uyku, hem ruhsal hem bedensel dinlenme için en temel ihtiyacımız. Burundan rahat nefes alamayan bir kişi, gece sık sık uyanır ve derin uyku safhasına bir türlü ulaşamaz. Dolayısı ile sabah dinlenmiş olarak kalkamayacaktır. Toplumda erkeklerde %4, kadınlarda %2 oranında bulunan uykuda nefes durması, yani uyku apnesi oldukça yaygın ve sinsi bir durum olup, başta kalp ve damar sağlığı olmak üzere, diğer vücut sistemlerinde de bozukluklara neden olabilen bir durumdur. Burundan rahat nefes alabilmek, hem uykuda nefes durmalarının sayısını oldukça azaltacak, hem de ileri evreli uyku apneli olgularda tek altın standart tedavi olan maske cihazı (CPAP)  kullanımına çok önemli faydaları olacaktır.

10-Daha iyi fiziksel performans: Doğru nefes alma tekniği, burundan derin nefeslerin alınabilmesini gerektirir. Bu durum doğru egzersizler yapıldığından kişinin fiziksel direncine ve sportif performansına çok önemli katkılar sağlayacaktır.

Eskişehir Özel Yesevi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Öğretmenimiz Dr. Senanur CAN Kanser Araştırmaları konusunda Romanya’da Sağlık Meslek Lisesi Öğrencilerine Ders Anlatacak…

Okulumuz Eskişehir Özel Yesevi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olarak, öğrencilerimizi meslek alanlarında hastanelerin istedikleri yeterliklere sahip olmaları için okulumuzda gerekli eğitimler verilmektedir. Öğretmen kadromuz alanlarında uzman ve mesleki yeterliklerine sahipler. 2018 yılı Erasmus+ kapsamında hazırladığımız projemiz Türk Ulusal Ajansı tarafından kabul görmüştür. Romanya’nın Bükreş şehrinde Scoala Postliceala Sanitara “Fundeni” sağlık meslek lisesinde öğrencilere “Kanser Araştırmaları” konusunda 1 hafta süre ile ders anlatacaktır. Proje kapsamında Avrupa düzeyinde meslek liseleri arasında öğretmen değişimini gerçekleştirerek, bilginin Avrupa Birliği ülkelerince ortak kullanımını sağlamış bulunmaktayız. Ders anlatacak öğretmenimiz Dr. Senanur CAN “Kanser Araştırmaları” konusunda 18-22 Mart 2019 tarihleri arasında 1 hafta ders verecektir. Okul yönetimimiz olarak öğretmenimize başarılar dileriz.

Proje Adı: Doğum Öncesi Bakım Staj Hareketliliği Projesi

Proje NO: 2018-1-TR01-KA102-055792