Ekonomi, magazin, teknoloji haberleri (11.07.2019)

İngilizce öğrenmek için yılda 300 Milyon TL harcanıyor

“Peki neden hala İngilizce öğrenilemiyor?” 

İlk okul çağlarından beri bir fiil İngilizce dersi alıyoruz ancak tam anlamıyla İngilizce öğrenemiyoruz. Ve hatta  her yıl 300 milyon liradan fazla İngilizce öğrenmek için para ödüyoruz. Peki İngilizce öğrenmek bu kadar zor mu? Aslında dünyada 1.4  milyardan fazla kişinin ana dili olan İngilizceyi öğrenmek zor değil. Ancak yeterli eğitim ve özveri olmayınca işin içinden çıkılmaz bir durum ortaya çıkıyor. English Time Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Şimşek, Türkiye’de İngilizce öğrenememe sorununa dikkat çekerek öğrencilerin bu alanda neler yapmaları gerektiğini anlattı. İşte İngilizce öğrenmenin sırrı.

Günümüzde işte, evde, seyahatte kısacası her yerde İngilizceyle karşılaşıyoruz. Türkiye’de her yıl İngilizce eğitim için 300 Milyon TL harcanıyor. Ancak İngilizce yeterlilik araştırmalarında hala Türkiye son sıralarda yer alıyor. Dolayısı ile herkesin aklındaki tek soru da “neden İngilizce öğrenemiyoruz?” oluyor. English Time Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Şimşek, Aslında bu alanda öğrencilerin tam olarak İngilizce öğrenmeye meyilli olmadıklarını ve ülkemizde yabancı eğitmenlerden yeterince istifade edilmediğini dile getiriyor. Şimşek, “tabi ki yalnızca eğitim sistemini eleştirmek doğru olmaz. Öğrencilerde öğrenme aşamasında çok da istekli ve özverili olamayabiliyorlar. İngilizce öğrenmek isteyenlerin hedefleri ve gelecek planlarını tam konsantre bu alana yönelttiklerinde İngilizceyi rahatlıkla öğrendiklerini görüyoruz” diyor.

Hedefleri ve gelecek planlarını iyi belirlemek

İngilizce öğrenmek isteyenlerin hedeflerini bu yönde keskin kurallarla belirlemeleri gerekiyor. Aksi takdirde, hedefsiz ve plansız çalışmak, öz verisiz çalışmak, mahalle baskısı yüzünden öğrenmeye çalışmak gibi etkenler başarısızlığa itiyor. Bu bağlamda, İngilizce öğrenme yolundaki başarının en temel sırrı motivasyon. Kendi dilini iyi bilen, bu alanda farkındalığı olan ve genel kültür öğrenmeye açık olan her öğrenci İngilizceyi kolaylıkla öğrenebiliyor.

Türkiye’de yabancı eğitmenlerden yeteri kadar istifade edilmiyor

Türkiye’deki yabancı dil eğitmenleri çok başarılı ancak İngilizce öğrenmek için ne yazık ki yeterli olmuyor. Yabancı eğitmenler, öğrencilerle hem pratikte hem de derslerde daha fazla İngilizce iletişime geçtiklerinden öğrenciler pratik yaparken dil ile duygusal bir bağ oluşturmuş oluyorlar. Dil ile duygusal bağ oluşturan öğrenci odak noktasını bu alana yoğunlaştırdığından dilini kolaylıkla geliştirebiliyor.

Sadece ders geçmek için çalışmak

Öğrencilik yıllarındaki en önemli hatalarımızdan biri de İngilizceyi sadece ders olarak görmek ve İngilizcenin bir dil olduğunun farkına varamamak. Hal böyle olunca ana hedef de notum yüksek olsun, ortalamam düşmesin, lise veya üniversite yerleştirme sınavlarında nasılsa çok önemli bir etkisi yok düşüncesine sebep oluyor. Hemen herkesin okul yıllarında yaptığı gibi İngilizceye de sırf dersi geçmek için çalışmak bu dilde yetersiz kalmamıza sebep oluyor. İster dil okulu olsun ister üniversite, öğrencilerin günü kurtarmak için yaptığı çalışma tabi ki bir dil öğrenmeye asla yetmiyor. Ana diliniz gibi İngilizce biliyor olsanız dahi, uzun süre o dili kullanmadığınızda unutma ihtimaliniz de çok fazla yükseliyor. Dolayısıyla kitap okuyarak, film izleyerek veya müzik dinleyerek düzenli olarak pratik yapmanız gerekiyor. Unutulmaması gereken şey; nasıl ki ana dil, anne babadan veya etraftaki o dili konuşan insanlardan öğreniliyor, ikinci bir dil de öğrenmek için, bol bol dinleme yapılması gerekiyor

 Neden İngilizce öğrenmeliyiz?

Dünyada 1.4 milyar insanın ana dili olan İngilizce gelişmekte olan ülke ekonomileri için neredeyse bir zorunluluk. İş hayatının her alanında ihtiyaç  olan bu dili Avrupa şirketlerinin yaklaşık % 60’ ı birbirleriyle iletişim kurmak için kullanıyor. Ayrıca Günümüzde İngilizce öğrenen Çinlilerin sayısı Amerika Birleşik Devletleri nüfusundan daha fazla.

Neden English Time?

Türkiye’nin en çok mezun veren ve 22 yıllık köklü bir dil okulu English Time; öğrencilere ömür boyu ücretsiz eğitim hakkı sunuyor. Bunların yanında; Uluslar arası Eğitim Memnuniyet Ödüllütek Türk okulu olma, %100 Başarı Garantisi, 400.000’den fazla mezun, 27.000 den fazla okuyan öğrenci, Ücretsiz 4 aşamalı profesyonel seviye belirleme sınavı, 1 Kur’da ana ders olarak 120 saat eğitim veren tek dil okulu, Genel İngilizce eğitimlerinde %100 Başarı oranı, sınav hazırlıklarında %98 Başarı Oranı, Sürdürülebilir Sistemini Öğrencilerinin görüşleriyledeğerlendiren yönetim sistemi ve Kişiye Özel Eğitim Reçetesi Sunan tek dil Okulu, Türk özel sektöründe en çok tanınan başarı sertifikası ile Türkiye’nin en başarılı dil okulu olma özelliğini taşıyor.

Muhafazakar turizmi dünyada 300 Milyar Dolarlık bir hacme ulaştı

Dünya pazarında helal turizme çok büyük bütçeler ayrılırken Türkiye’de bu pazar, istenilen seviyelere ulaşmasa da son 10 yıl içerisinde önemli ilerlemeler kaydetmiş durumda. Alya Grubu Yönetim Kurulu başkanı Tahir Başarır, “Muhafazakar turizmi dünyada 300 Milyar Dolarlık bir pazar payına sahip. Son yıllarda Türkiye ekonomisinin lokomotifi olarak görülen turizm sektörüne, “Muhafazakar tatil” konseptti yeni bir kan getirdi. Önümüzdeki yıllarda bu  geniş dünya pazarından ciddi bir pay almayı hedefliyoruz” dedi.  İşte İslami şartlara uygun villa konseptinin detayları…

Yemek, hizmet ve tesis kalitesi olarak bir çok ülkeden daha iyi konumda olan Türkiye muhafazakar tatil konseptinde de yerli ve yabancı turistin ilgisini oldukça fazla çekmiş durumda. Özellikle tatilini sessiz, sakin, özel havuzlu ve İslami şartlara uygun bir biçimde geçirmek isteyenler,  İslami konseptine uygun villa ve otellere akın ediyor. Dünyada da oldukça gelişen bu sektör muhafazakar ailelerin tüm ihtiyaçlarını karşılıyor.

“Nitelikli turist sayısını arttırmayı hedefliyoruz”

Alya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Başarır, “İslami şartlara uygun otel konsepti dünyada 300 Milyar Dolarlık bir Pazar payına sahip olduğunu gözlemliyoruz. Son yıllarda Türkiye Ekonomisinin lokomotifi olarak görülen turizm sektöründe, muhafazakar villalar ve oteller turizm sektörüne yeni bir heyecan ve çeşitlilik getirdi. Geçmişte 30’u geçmeyen tesis sayısı artık 80’i geçmiş durumda. Bizler de ortaya koyduğumuz villa tatili konseptiyle, Turizm Bakanı Sayın Mehmet Ersoy’unda sürekli dile getirdiği gibi “nitelikli turist” sayısını arttırmayı hedefliyoruz.

Her bütçeye uygun tatil imkanı

İster villa olsun ister bir otel, herkesin kendi hayat tarzında göre tatil yapması en büyük hakkı. Toplamda 32 adet özel havuzlu villayla hizmet veren Alya Villa Grubu, bu talepler doğrultusunda hayata geçirdiği Muhafazakar villa ve otel konseptiyle, her kesimden  ve her bütçeden tatilciye hitap ediyor. Marmaris ve Bodrum destinasyonlarında bulunan tesislerin en dikkat çekici özelliğiyse yeşille maviyi buluşturuyor. Tüm villalardan deniz ve orman manzarası izleme konforunu yaşatıyor. Aynı zamanda isteğe bağlı sabah kahvaltı ve akşam yemeği hizmeti, günlük temizlik, 7×24 güvenlik ve restoran hizmetiyle de ailelere eşsiz bir tatil yapma fırsatı sunuyor

Avrupalılar Alya villalarını tercih ediyor

Muhafazakar tatil konsepti Türk turizminin can damarı yabancı turistlerin de dikkatini çekmiş durumda. Turizm sektörünün bu yeni kolu, döviz girdisi bakımından hem ülke ekonomisine hem de sektöre yeni bir soluk getirmeyi hedefliyor. Avrupalı Müslüman aileler ege bölgesini tercih ederken, Orta doğudan gelen turistler genelde Akdeniz bölgesini tercih ediyor.

ANKAMALL’DAN ÇOCUKLARA ÜCRETSİZ ATÖLYELER

Ücretsiz yaratıcı çocuk atölyeleri ile hem çocuklar hem de anne babalar verimli ve keyifli bir tatil geçirecek.

ECE Türkiye tarafından yönetilen ve bu yıl 20’nci yılını kutlayan ANKAmall, çocuklar için hazırladığı eğitici ve öğretici çocuk atölyeleri ile yaz tatilini renklendiriyor. Temmuz ayı sonuna kadar devam edecek ve ücretsiz katılım sağlanabilecek atölyelerde takı tasarımından t-shirt boyamaya kadar geniş bir yelpaze sunuluyor.

Eğitmenler eşliğinde gerçekleştirilen yaratıcı atölyeler 7-12 yaş aralığındaki çocukları ağırlayacak. Hafta sonları 30 dakikalık periyotlarla yapılacak ve dekoratif elbise askılığı ile başlayan atölyeler 13-14 Temmuz’da takı tasarımı atölyesi, 20-21 Temmuz’da T-shirt tasarımı atölyesi 27-28 Temmuz’da da maske boyama atölyesi ile devam edecek.

Türkiye’nin en köklü ilaç firmalarından Santa Farma çalışanlarından gurur verici gösteri
Kurulduğu günden itibaren sağlığa sağlıklı hizmeti kesintisiz sunma misyonuyla büyüyen,Türkiye’nin en köklü ve güçlü yerli ilaç firmaları arasında yer alan Santa Farma çalışanları, şirketin 75’inci yılı kapsamında unutulmayacak bir projeye imza attı.
Türkiye’nin yerli ve milli şirketi Santa Farma’nın çalışanları, şirketin 75’inci yılı kapsamında eşsiz ve gurur verici bir projeye imza attı.
Santa Farma çalışanları ellerinde tuttukları kartonlardan 62 metrekare genişliğinde bir Türk Bayrağı görseli oluşturdu. Daha sonrasında aynı kartonlarla Santa Farma logosunu oluşturan çalışanlara etkinlik boyunca çeşitli şarkı ve marşlarla bando ekibi eşlik etti. Tam bir görsel şölene dönüşen o anlar ise drone’la kaydedildi.
Santa Farma çalışanları bu projeyle, 75 yıl kutlamalarında gurur dolu anlar yaşarken, festival havasında geçen kutlamanın keyfini hep birlikte çıkardılar.

GittiGidiyor’un mobil uygulaması 10 milyon “cep”e girdi 
Türkiye’nin öncü e-ticaret sitesi GittiGidiyor’un, mobil cihazlarda hızlı ve kolay alışverişi mümkün kılan uygulaması 10 yaşında. Kullanıcılara sunulduğu günden bu yana 10 milyon kez indirilen mobil uygulama, son 5 yılda ise tam 15 kat büyüdü. Uygulama üzerinden yapılan alışverişlerde sepet ortalaması son 5 yılda 2.5 kat artarken, mobil ticaretin payı toplam satışın içinde yüzde 55’e ulaştı. Mobilden satılan en pahalı ürün 36 bin TL ile ev sinema sistemi, en ucuz ürün ise 11 kuruş ile vida oldu.
Türkiye’nin öncü e-ticaret sitesi GittiGidiyor’un mobil uygulaması 10’uncu yaşını doldurdu. 10 yıl önce kullanıcılarının tablet ve akıllı telefonlarla da hızlı ve kolay alışveriş deneyimini yaşamasını sağlayan platform, mobil uygulamasına dair dikkat çeken verileri aktardı.
Platformun verilerine göre, GittiGidiyor mobil uygulaması 10 yıl içinde 10 milyon kez indirildi.  Mobil uygulama üzerinden gerçekleşen satışlar son 5 yılda 15 kat, yine son 5 yılda mobil uygulama üzerinden yapılan alışverişlerde sepet ortalaması 2.5 kat arttı. Mobil ticaretin payı ise toplam satışın içinde yüzde 55’e ulaştı. Mobilden satılan en pahalı ürün 36.000 TL ile ev sinema sistemi olurken, en ucuz ürün ise 11 kuruş ile vida oldu.
Mobilden alışverişi akşam saatlerinde yaptık
GittiGidiyor’un mobil uygulamasını kullanarak mobilden alışveriş gerçekleştiren kullanıcıların yaş aralığı 30-35 olurken, en çok pazartesi günü alışveriş yapıldı. Öte yandan, mobilden en çok alışveriş yapılan saat ise 22.00-23.00 saatleri arası oldu.
Mobil ticaretin payı yükseldi
Türkiye’de internet ve akıllı telefon kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte e-ticarette kullanım alışkanlarının değiştiğini belirten GittiGidiyor Pazarlama Direktörü Feyza Dereli Fedar, günümüzde geçmişe kıyasla mobilden daha fazla alışveriş yapıldığını ifade etti. Mobil ticaretin payının, toplam satış içinde yüzde 55’e ulaştığını aktaran Fedar, “Akıllı telefon ile e-ticaret birlikteliği alışverişi her an mümkün kılarak tüketici alışkanlıklarına yön veriyor. Dolayısıyla kullanıcılar, geçmişe kıyasla mobilden çok daha fazla alışveriş yapıyor. 2021 yılında mobil ticaretin tüm e-ticaret içindeki payının yaklaşık yüzde 73 olması bekleniyor” dedi. Fedar, yakın bir gelecekte de gelişmiş ekonomilerde her 5 kişiden 3’ünün online alışveriş için, her 10 kişiden 7’sinin de ödeme yapmak için mobil telefonlarını kullanacağının öngörüldüğünü de sözlerine ekledi.
2009’da bilgisayar oyunu, 2019’da cep telefonu! 
Alışveriş sayısı ve e-ticarete duyulan güvenin artmasıyla yıllar içinde mobilden satın alınan ürünlerin de değiştiğini anlatan Fedar, şöyle devam etti: “2009 yılında mobil uygulamada en çok bilgisayar oyunları, oyun konsolu ve ekran koruyucu gibi ürünler tercih edilirken; 2019 yılına gelindiğinde hızlı tüketim ürünleri arasında yer alan bebek bezinin ilk sıraya yerleştiğini, onu cep telefonu ve kedi & köpek mamasının izlediği görüyoruz.”

İnşaat 2. Çeyreği Gerileme ile Kapattı…

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen inşaat ve bununla bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri ortaya koyan “Hazır Beton Endeksi” 2019 Haziran Ayı Raporu’nu açıkladı. Rapor’daki bütün endeks değerleri, inşaat sektöründe mevcut ve beklenen faaliyet düzeyinin yeterli olmadığını ortaya koydu. Önceki yılın aynı dönemine göre her üç endeksin de düşüş sergilediğini ortaya koyan Rapor, sektörde bir canlanma belirtisi bulunmadığına işaret etti.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörünün ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra hızlı bir süre içinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan en önemli göstergelerden biridir.

THBB, her ay merakla beklenen Hazır Beton Endeksi’nin 2019 Haziran Ayı Raporu’nu açıkladı. Hazır Beton Endeksi 2019 Haziran Ayı Raporu’nda bütün endeks değerleri, inşaat sektöründe mevcut ve beklenen faaliyet düzeyinin yeterli olmadığını ortaya koydu. Nisan ayından bu yana endeksler aşağı yönlü seyretti. Ekonomiye güven sorununun ötesinde inşaat sektörü özelindeki belirsizlik, beklenti düzeyini aşağı çekti.

Hazır Beton Endeksi 2019 Haziran Ayı Raporu’na göre, her üç endeks de önceki yılın aynı dönemine göre düşüş sergiledi. Özellikle Güven Endeksi’ndeki görece yüksek düşüş, hem makro ekonomik gelişmeler hem de inşaat sektörünün hâlihazırda yaşadığı darboğazın bir arada olmasından kaynaklandı. Rapor, sektörde bir canlanma işareti bulunmadığını ortaya koydu.

“Temmuz ayındaki olası bir faiz indiriminin, konut kredisi gibi faiz haddine çok daha fazla duyarlı olan kredi hacmini tetikleyecek seviyede olmasını beklemiyoruz”

Hazır Beton Endeksi 2019 Haziran Ayı Raporu’nun sonuçlarını değerlendiren Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) ve THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Bütün endeks değerleri, inşaat sektöründe mevcut ve beklenen faaliyet düzeyinin yeterli olmadığını ortaya koymaktadır. Her üç endeks de önceki yılın aynı dönemine göre düşüş sergilemiştir. Sektörde bir canlanma işareti bulunmamaktadır.” dedi.

Ekonomik gelişmeleri değerlendiren Yavuz Işık, “Enflasyon rakamlarında özellikle gıda enflasyonu ile birlikte görülen gerileme beraberinde enflasyona endeksli konut kredilerinde bir hareketlilik ortaya çıkarabilecektir. Ancak, bunun kısa vadede inşaat sektörü üzerinde önemli bir etki yaratmasını beklemiyoruz. Temmuz ayındaki toplantıda Merkez Bankasının faiz indirme olasılığının, düşen enflasyon ile birlikte artması, konut kredilerinin asıl belirleyicisi olacaktır. Temmuz ayındaki olası bir faiz indiriminin, konut kredisi gibi diğer kredi türlerine kıyasla faiz haddine çok daha fazla duyarlı olan kredi hacmini tetikleyecek seviyede olmasını beklemiyoruz. İnşaat sektörü, önünü göremediği sürece Türkiye’nin büyümesine maalesef katkı sağlayamayacaktır.” dedi.