Ekonomi haberleri (14.05.2018)

BAŞKAN AKAY; TURHAL ŞEKER FABRİKASI DEVLETTEYDİ ÖZELLEŞTİRME İLE MİLLETE GEÇTİ

Kamuya ait Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi aşamasında Şeker sektörünün tek temsilcisi olarak ihalelere katılarak Turhal  Şeker Fabrikasını da bünyesine katmayı başaranKayseri Şeker, ihalelerin onaylanmasından sonra öncelikle Turhal Şeker Fabrikasının sözleşmeli pancar ekimi yapan dokuz  bölgede Pancar ekicileri  ile toplantılar yapmaya başladı.

Kayseri Pancar Kooperatifi Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri, Kayseri Şeker Fabrikası  Yönetim Kurulu Üyeleri, Kayseri Şeker Fabrikası Genel Müdürü, Genel Müdür yardımcıları, Şeker İş Sendikası Kayseri Şube Başkanı, Birim Müdürleri ve diğer yetkililer hep birlikte öncelikle pancar çiftçileri ile görüşme yaptılar. erek

Tokat Merkez, Niksar, Artova ve Çamlıbel  Pancar çiftçileri ile tanışma toplantısı esnasında konuşan  Kayseri Pancar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay; Kayseri ve Boğazlıyan Şeker Fabrikalarından sonra Turhal Şeker Fabrikasını da  Kayseri Şeker’in   bünyesine katmaktan duyulan memnuniyeti dile getirdi.

Kayseri Şeker’in bir çiftçi kuruluşu olduğuna dikkat çeken Başkan Akay; Kayseri Şeker’in bünyesine katılan Turhal Şeker Fabrikasının özelleştirilmesini, Turhal Şeker fabrikası devletteydi  şimdi Kayseri Şeker’in almasıyla Devletten Milletin uhdesine geçmiştir diyerek değerlendirdi.

Başkan Akay; Kayseri Şeker Türkiye’deki Şeker sektörünün önemli aktörlerinden, güçlü kuruluşlarından bir tanesidir ve yaptığımızbaşarılı çalışmalar sonucunda şu anda şeker sektörünü ayakta tutan en güçlü kuruluş haline gelmiştir. Dolayısıyla Kayseri Şeker bu sektörde varlığını daha güçlü bir şekilde sürdürmek adına bu ihalelere girerek Turhal Şeker Fabrikasını almıştır. Bizim niyetimiz Turhal Şeker Fabrikasını geliştirerek çalıştırmaktır. 84 ncü kampanya dönemini yaşayan Turhal Şeker Fabrikasının Kayseri Şeker ile birlikte daha onlarca yıl Turhal’da varlığını sürdürmesi azim ve kararlılığıiçerisinde çalışacağız, çalıştıracağız diye konuştu.

Başkan Akaysözlerini şöyle sürdürdü; Kamuya ait Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi aşamasında şeker sektöründen ve Pancar Kooperatiflerinden Kayseri Şeker’in dışında hiçbir kuruluş tek başına gelip de talip olmamış ve fabrika alamamıştır. Biz Kayseri Şeker olarak özelleştirme ihalelerinde sekiz fabrikanın ihalesine katıldık. Turhal Şeker’i aldık ama diğer fabrikaların da değerlerinin artmasına katkı sağlamak  suretiyle Devletimizin, hazinemizin kazanmasına da vesile olduk. Bütün bu gelişmeler Kayseri Şeker’in gücünün ve bu sektördeki rolünün bir ifadesidir.

Bizim için öncelik çiftçidir. İhale onaylandıktan sonra bir ekip olarak fabrikadan önce çiftçiye geldik. Bu uygulamayı  çiftçiye verdiğimiz değer ve saygının bir ifadesi olarak görüyoruz.Biz  öncelikle çiftçilerimizle görüşelim, çiftçilerimizi tanıyalım onlar da bizi tanısınlar  sektöre ve pancar tarımına bakışımızı, niyetimizi ifade edelim. Karşılaştıkları sorunlar varsa onları da dinleyelim  istedik o nedenle ilk ziyaretimizi çiftçilerimize gerçekleştirdik.

Turhal’da bir afiş gördük “Şeker yoksa Turhal yok diyor” biz o kanaatte değiliz. Şeker de var olacak Turhal da var olacak, Tokat ta var olacaktır. Çünkü biz şuna inanıyoruz. Şeker sektörü Türkiye’de stratejik ve önemli bir sektördür.  Pancar Çiftçisi ve şeker pancarı tarımı  bizim için, Türkiye için çok değerli anlamlıdır. Bölgemiz açısından Şeker pancarı olmazsa olmazımızdır. O nedenle bu fabrikaların yaşaması ve mutlaka varlığını sürdürmesi lazımdır.

Fabrikayı yaşatacak olan üretimdir. Fabrikanın ihtiyacı olan üretim yapılırsa bu fabrikalar yaşayabilir. Çiftçi olmadan bu fabrikaların üretim yapıp varlığını sürdürmesi mümkün değildir. O nedenle, mutlaka pancar çiftçisinin ayakta kalması varlığını sürdürmesi, şeker pancarının üretiminin devam etmesi ve şeker fabrikalarının yaşaması bizim için vaz geçilmez Milli görevlerden bir tanesidir. Biz bu işi Milli bir görev olarak kabul ettiğimiz bu kadar bu işe sahip çıkıyoruz.

Akay; Burası çiftçinin malıdır.Bizler  Fabrikamızaemanetçi olarak sahip çıktığımız gibi çiftçilerimiz de üretim yaparak, Fabrikasına kendi malı gibi sahip çıkacak ve dolayısıyla  hep birlikte Şeker Pancarına da Şeker Fabrikalarımıza da sahip çıkacağız dedi.

Tokat Merkezde yapılan toplantıya Pancar ekicisi çiftçiler, Ziraat Odası, Kooperatif ve tarımsal kuruluş temsilcileri, Köy ve Mahalle muhtarları ile nakliyecilerin büyük ilgi göstermesi Kayseri Şeker yöneticilerini de memnun etti.

KTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, Bakan Özhaseki’yi Ziyaret Etti

Kayseri Ticaret Odası (KTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy ve Meclis Başkanı Cengiz Hakan Arslan geçtiğimiz hafta Başbakan Binali Yıldırım ile birlikte Odamızı ziyaret eden Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’ye teşekkür ziyaretinde bulundu.

Ziyarette konuşan Başkan Ömer Gülsoy, Oda tarihinde ilk defa Başbakan düzeyinde gerçekleşen ziyarete diğer bakan ve milletvekillerinin de eşlik etmesinin Kayseri  Ticaret Odası açısından  onur verici olduğunu belirtti.

Gülsoy, ziyaretle ilgili, kurumlar ve üyelerden gelen geri dönüşlerin de son derece memnuniyet verici olduğunu Bakan Özhaseki’ye aktardı.

Bakan Mehmet Özhaseki de, KTO Yönetim Kurulu Başkanı seçilen  Ömer Gülsoy’u tekrar tebrik  ederek, Gülsoy’un Kayseri için  önemli ve güzel işlere imza atacağından emin olduklarını ifade etti.

Çiftçiler Dünya Çiftçiler Günü için “Kara Toprağı” seslendirdi

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Dünya Çiftçiler Günü için bu kez farklı bir etkinliğe imza attı, çiftçilerle müzik klibi çekti.

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, tarlasında, bağında, bahçesinde, ahırında, ağılında üreten, bu ülkeyi doyuran çiftçinin, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü için bu kez, ekmek teknesi toprağı gündeme taşıdığını ve Âşık Veysel Şatıroğlu’nun “Benim Sadık Yârim Kara Topraktır” eserini seslendirdiğini bildirdi.

Toprağı, toprağın sahibi çiftçiden daha iyi anlatacak bir kesim olamayacağını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

“Müzik evrensel bir dil. Bütün insanları birleştiriyor. Müzikle insanlar bir potada yoğruluyor. İnsanlar, duygularını, sevgilerini, düşüncelerini, hatta günlük hayatlarını bile müzikle anlatabiliyor. Yaşadığımız bu kadim topraklar, müzikte de dünyaya en güzel örnekleri sunmuş, sunuyor, gelecekte de sunacaktır.

Büyük halk ozanımız Âşık Veysel Şatıroğlu da toprağı muhteşem anlatmış ve ‘Benim Sadık Yârim Kara Topraktır’ eserini ortaya çıkarmıştır. Âşık Veysel’in kendisi de örnek bir çiftçidir ve yöresinde meyveciliği başlatmıştır. Veysel, gören gözlerden çok daha iyi bir şekilde toprağı ve doğayı görmüş, onunla kaynaşmıştır. ‘Bu büyük ozanımızın eserini seslendirmek de çiftçilerimize düşer’ dedik ve bu çalışmayı ortaya koyduk.”

Bayraktar, profesyonel bir ekibin klip için Edirne’den Kars’a, İzmir’den Rize’ye, Sakarya’dan Şanlıurfa’ya, Adana’dan Sivas’a, Konya’ya gittiğini, toplam 80 saatte 7 bin kilometreye yakın yolu geride bıraktığını, 9 gün çekim yaptığını ve klibi ortaya çıkardığını belirtti.

Klip, Yönetmen Sinan Demirkaya tarafından ülkenin farklı co

İmar affı 2.6 trilyon lira değer yaratacak
Zingat.com Kurucu Ortağı ve CEO’su Ahmet Kayhan, Bakanlar Kurulu’nda görüşülmeye başlanan imar affı konusunda önemli değerlendirmelerde bulundu. İmar affının yaratacağı ivmenin etkisinin yeterince anlaşılamadığını vurgulayan Kayhan, “İmar affı, Türkiye ekonomi tarihinde çok büyük ve ciddi bir adım” dedi.
 Mülkiyet sorunu nedeniyle hâlihazırda arsa olarak görünen yapıların kayıt altına alınmasını öngören imar affı konusunda görüş bildiren Zingat.com Kurucu Ortağı ve CEO’su Ahmet Kayhan, Türkiye’de gayrimenkul sektörünün gücüne değinerek, imar affının Türkiye ekonomi tarihinde çok büyük ve ciddi bir adım olacağını vurguladı.

“İmar affıyla birlikte kısa vadede 50-60 milyar lira vergi girişi olacak”
Kayhan, imar affından önce Türkiye’de 13 milyona yakın imarsız yapı olduğunun tahmin edildiğini belirterek şöyle konuştu: “Söz konusu 13 milyon imarsız yapıya imar affının gelmesiyle birlikte, her bağımsız üniteye tahmini olarak 200.000 TL üzerinden değer biçtiğimizde, toplamda 2.6 trilyonluk bir ekonomik değer olduğunu düşünüyoruz. İmar affı ile birlikte, kısa vadede toplanacak vergilerle ekonomiye 50-60 milyar lira değerinde vergi girişi sağlanacak. Bakanlığın açıklamasına istinaden bu tutarın tamamının kentsel dönüşüm ve altyapı yatırımları için belediyelere düşük faizli bir borç desteği olarak kullanılacağı düşünülüyor.”

Yasa ile kanuna karşı yapılan ihale listelerinin tamamıyla biteceğini vurgulayan Kayhan, “Hazine arazisi en uygun bedelle satıldığı için bir taraftan Hazine kazanıyor, bir taraftan da vatandaş kendi evini ve işyerini yasallaştırıyor. Gerekirse bunu bankalar nezdinde bir değer haline geldiği için ekonomik olarak da kullanabiliyor. İmar affı uygulamasıyla birlikte belediyeler; arsa üzerinden değil, konut veya işyeri üzerinden vergi alabilecekler. Böylelikle vergi kaybı da önlenecek. En önemlisi ise toplamda önemli bir gelir elde edilecek. Bir ülkenin gelişmiş ülke seviyesine çıkabilmesi için en başta menkul ve gayrimenkullerin sermayeye dönüşüm mekanizmalarının sağlam ve sağlıklı bir şekilde kurulması çok önemli. İmar affıyla uzun vadede bu mekanizmalar sayesinde reel ekonomiye muazzam katkı sağlayacak bir kaynak yaratılacak. Eğer doğru düzenleme yapılırsa, imar affı uzun yıllar Türkiye’ye fayda sağlayacak bir gelişme” dedi.
“İmar affının etkisi anlaşılmadı”
İmar affının neredeyse serbest ekonomiye geçiş kadar ciddi bir adım olduğunu belirten Ahmet Kayhan, imar affının gayrimenkul sektöründe ve ekonomide yaratacağı ekonomik ivmenin etkisinin doğru anlaşılmadığını kaydetti. Kayhan, “Yaratılacak 2.6 trilyonluk ekonomik değerin yüzde 1’i bile her sene ekonomiye girecek olsa; bunun sermaye olarak ve ekonomik istihdam yaratarak ekonominin içinde dönüşmesi hem gayrimenkul sektörü hem de ekonomi için devrim niteliğinde bir etki yaratır” şeklinde konuştu.

İmar affı kentsel dönüşümde de kilit rol oynayacak”
Kayhan, Türkiye’de hala konutta arz ve talep arasında çok büyük bir açık olduğuna değindi. Kentsel dönüşümün bu açığı kapatmada önemli bir aşamayı oluşturduğunu kaydeden Kayhan, imar affının kentsel dönüşüme etkisini ise şöyle açıkladı: “Türkiye’de 7 milyona yakın konut imar anlamında deprem bölgesinde ve depreme dayanıklı değil. O konutların yıkılıp yeniden yapılması yüzde yüz şart. Bu konutların yıkılıp yeniden yapılabilmesi için ise finansmana ihtiyaç var. İmarı olmayan gayrimenkulün finanse edilmesi mümkün değil. Bu yapılara, imarla birlikte kredi sağlanabilir hale gelecek ve kendi kendini çeviren bir sistem yaratılmış olacak. Hem ek sektörlere kredi anlamında bir varlık yaratarak önemli bir katkı sağlanacak hem de kentsel dönüşümün doğru yapılmasını sağlayan altyapı temin edilecek.”

İmar affı gelişmekte olan ülkeler için gerekli bir adım”
Kayhan, Türkiye ekonomisi için büyük bir ivme yaratacak imar affının dünyadaki örneklerine de değindi: “İmar affı yapan ülkelerin, endüstriyel devrimle birlikte gelişmekte olan ülke statüsünden gelişmiş ülkeler seviyesine yükselmeyi çok hızlı gerçekleştirdiğini görüyoruz. Buna örnek olarak Amerika, Japonya, İngiltere ve Güney Kore’yi verebiliriz. Örneğin; Güney Kore 1980’li yılların başında imar affını gerçekleştirmeden önce Gayrisafi Milli Hasıla bakımından Türkiye ile başa baş konumdaydı. İmar affının ardından geçen 30 yıl içinde Güney Kore’nin buradan yaratılan kaynaklarla yaptıkları reel sektör yatırımları ile neredeyse Türkiye’nin Gayrisafi Milli Hasıla oranının iki katına ulaştığını görüyoruz. İmar affı ekonomik anlamda bu denli büyük bir fark yaratabilecek bir gelişme.”

“Mesleki eğitim alanlar ara değil, aranan eleman statüsünde”

Makina İmalatçıları Birliği (MİB) ve Takım Tezgâhları Sanayici ve İşadamları Derneği (TİAD) iş birliği ile Konya’da düzenlenen ve  4 gün süren Konya Endüstri Zirvesi  sona erdi.

Zirve’nin önemine değinen MİB Başkan Yardımcısı Ender Yılmaz, Dünya’da artık konveksiyonel tezgahların yerini Endüstri 4.0’a bırakmaya başladığını söyledi. Makine sektörünün bu konuda uzun bir yolu olduğunu kaydeden Yılmaz, “Sadece kendi üretimimizi Endüstri 4.0 olarak gerçekleştirdiğimizde ve otomasyon hattığımızı kurduğumuzda bu yetmeyecektir. Çünkü gelecekte bunu pazarlayacak alanlarda da bizim ürünlerimizin Endüstri 4.0’a uygun hale getirilmesi gerekmektedir” dedi.

Makine sektörünün en önemli gündem maddelerinden birinin hala ara eleman ihtiyacı olduğunu belirten Yılmaz, “Günümüzde mesleki eğitim alan gençler artık ara eleman değil ‘aranan eleman’ statüsündedir. Özellikle yüksek katma değerli üretime geçme noktasında, nitelikli insan gücünün ve eğitimin önemi ortadadır. Tüm sanayiciler de bu anlayışla hareket edip, okul-sanayi iş birliğini artırma çalışmalarına destek vererek, ülkemizin geleceğine katkı sağlamalıdır” diye konuştu.

TÜYAP tarafından Makina İmalatçıları Birliği (MİB) ve Takım Tezgâhları Sanayici ve İşadamları Derneği (TİAD) iş birliği ile TÜYAP Konya Uluslararası Fuar Merkezi’nde düzenlenen ve 4 gün süren KONMAK 2018 Konya Endüsti Zirvesi sona erdi.

Metal işleme makinelerinden sac işlemeye, istifleme teknolojilerinden otomasyona kadar geniş ürün profilinin sergilendiği fuarda; 4 salonda, 199 stand ile imalatçı ve ithalatçı firmalar makine ve makine donanımları ile üretim süreçlerine ilişkin yenilikler ve teknolojik gelişmeleri yurt içi ve yurt dışından gelen ziyaretçilerle buluşturdu.

Konya Endüstri Zirvesi’ni değerlendiren Makina İmalatçıları Birliği Başkan Yardımdısı Ender Yılmaz, özellikle Anadolu’nun üretim üssü Konya’da böyle bir fuar düzenlemenin önemine değindi. Fuara katılan firmaların önemli satışlar yaptığını ve yeni iş bağlantıları kurduğunu belirten Yılmaz, Dünya’da artık konveksiyonel tezgahların yerini Endüstri 4.0’a bırakmaya başladığını söyledi.

Endüstri 4.0’ın neresindeyiz?

2011 yılında Almanya Hannover’de başlayan Endüstri 4.0 akımının bugün tüm dünyayı arkasından sürükleyen çok güçlü bir rüzgara dönüştüğünü ifade eden Yılmaz, “Burada önemli olan şu: Endüstri 4.0’ın neresinde olacağımız? Kendi ürünlerimizi endüstri 4.0’a ne kadar uygun yapıyoruz?  Endüstri 4.0’ın hangi boyutunda üretimimizi gerçekleştiriyoruz? Sadece kendi üretimimizi Endüstri 4.0 olarak gerçekleştirdiğimizde ve otomasyon hattığımızı kurduğumuzda bu yetmeyecektir. Çünkü gelecekte bunu pazarlayacak alanlarda da bizim ürünlerimizin Endüstri 4.0’a uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Bu çok kritik bir noktadır. Üzerinde çalışılması gereken bir noktadır.” dedi.

Ara değil “aranan eleman”

Sektörün en önemli ihtiyacının nitelikli ara eleman ihtiyacı olduğunu söyleyen ve mesleki ve teknik eğitime önem veren ülkelerin her yönüyle geliştiğini, sanayileştiğini kaydeden Yılmaz, “Günümüzde mesleki eğitim alan gençler artık ara eleman değil ‘aranan eleman’ statüsündedir. Özellikle yüksek katma değerli üretime geçme noktasında, nitelikli insan gücünün ve eğitimin önemi ortadadır. Bizler MİB meslek sahibi çocukların yetişip sanayiye kazandırılması adına gerekli çalışmaları titizlikle yürüterek, bu konuda üzerimize düşen sorumlulukları almaktayız.Tüm sanayicilerin de bu anlayışla hareket edip, okul-sanayi iş birliğini artırma çalışmalarına destek vererek, ülkemizin geleceğine katkı sağlaması gerektiğine inanıyoruz.” diye konuştu.

Givin mobil uygulaması, ilk yılında 500 bin TL bağış potansiyeli yarattı

Elektronikten giyime, tiyatro biletlerinden pilates dersine kadar her türlü ürün ve hizmetin satılarak Sivil Toplum Kuruluşları (STK) için alışveriş yoluyla bağışa dönüştüğü mobil uygulama Givin’e ilk yılında 500 bin TL değerinde bağış ürünü eklendi.
Türkiye’nin sivil toplum kuruluşlarına destek olmak için geliştirilmiş ilk iş modeli ve mobil uygulaması Givin, uygulama mağazalarına geçtiğimiz yıl hızlı bir giriş yaptı. Kişilerin ve markaların her türlü ürün ve hizmetin satış gelirini sivil toplum kuruluşları için bağışa dönüştürmelerini sağlayan, tüm alışveriş gelirlerinin sivil toplum kuruluşlarına aktarıldığı Givin, ilk senesini 500 bin TL’lik bağış potansiyeli yaratarak tamamladı. “Alışverişin en “iyi” hali” olarak tanıtılan uygulamada kullanıcılar ve markalar bir yıl içerisinde toplam 500 bin liralık kullanılmayan eşya, ürün ve hizmeti geliri bağışlanmak üzere Givin’de satışa çıkardı. Givin’de geliri bağışlanmak üzere satışa çıkarılan bu ürün ve hizmetlerden de, TOG, Tohum Otizm Vakfı, KAÇUV, TOÇEV, TEGV, Koruncuk Vakfı ve HAÇİKO için toplam 100 bin TL’lik bağış işlemi gerçekleşti.
Duyarlı markalar da durmuyor, destek oluyor
Givin’de artık markaların ürünlerini de uygun bağış tutarlarına bulabilmek mümkün. Kişiden kişiye bağış karşılığında eşya alışverişi ile başladığı yolculuğunda duyarlı markaları da dahil ederek büyümeye devam eden Givin’de promosyonla iyiliği birleştiren markalar, indirim kodları, denetmek istedikleri ürünlerini ya da hizmetlerini uygun bağış tutarları karşılığında yeni kullanıcılarla buluşturabiliyor. Bir yandan eğitim, çocuklar, gençler ve hayvanlar için çalışan sivil toplum kuruluşlarına destek olan markalar, bir yandan da potansiyel kullanıcılara ulaşabiliyor.
Yenilikçi sosyal girişimin kurucu ortağı Başak Süer, “Biz Givin ile iyilik için bir tohum attık ve uygulamayı indirip aramıza katılan her yeni kullanıcımızla iyiliği daha da büyütüyoruz. İlk yılımızdaki rakamlar, bağışçılık ve sosyal fayda alanında büyük bir potansiyeli gerçekleştirmeye başladığımızı gösteriyor. Givin ile herkesin verebileceği bir şeyler var; tüm kişi ve kurumlar için bağışı özgürleştiriyor ve verimli bir hale getiriyoruz. O yüzden, Givin uygulamasını indirmek bile iyiliğe desteğin bir göstergesi. Bu güzel hareketin parçası olmak isteyen herkesi givin ile modern kahramanlar topluluğumuza bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Tüm alışveriş gelirlerinin bağışa dönüştüğü givin mobil uygulamasında destek sağladıkça toplanan puanlar ile lider tahtasında yükselerek dönemsel yarışmalarla birbirinden farklı ödüller de kazanmak mümkün.

“TOSB, inovasyon ekosistemi haline geldi”

Gebze Teknik Üniversitesi (GTÜ)’nün düzenlediği ve ‘Teknolojik Dönüşüm’ün konuşulduğu ‘Girişimcilik Zirvesi 2018’ sona erdi. Zirvede Otomotiv Yan Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (TOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğlu, yatırımcıların yeni nesil mühendis adaylarına ihtiyacı olduğunu belirtirken, Gebze’ye açılacak Girişim Evi’ni de müjdeledi.

Yeni girişimci gençlerin avantajlı olduğunu belirten Burhanoğlu, “Biz, büyüklerimiz bize ne öğrettiyse onu yapmaya ve uygulamaya çalıştık. Şimdiki girişimci gençler; istediği her ne ise onu öğreniyor, onu yapıyor ve kendini dünyaya çok daha rahat adapte edebiliyor. Bunların hepsi veri kullanımının dünyada kolaylaşmasıyla sağlandı. Artık sadece internet ve insanlar değil, makineler ve diğer bütün bilişim sistemleri birbirleriyle haberleşebiliyor. Bu da yepyeni iş modellerini ortaya çıkarıyor. Artık tek seferlik kazanç sağlayan modeller değil; tüketici bağımlılığı yaratan, onlara hayatı kolaylaştıran yeni iş modelleri var” dedi.

“Gebze’nin girişim evi TOSB’da olacak”

Türk Ekonomi Bankası (TEB) ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) işbirliğiyle oluşturulan TEB – TİM girişim evlerinden TOSB’a da açılacağını belirten Burhanoğlu, “Gebze bölgesine yeni bir girişim evi açılacak ve bu da TOSB’da olacak. Bu girişim evlerine otomotivde yenilik üzerine çalışan girişimci arkadaşlarımız alınacak ve onlara serbestlik tanınacak. Yani girişimci arkadaşlarımız başka bir kuluçka merkezinde de çalışıyor olabilecek. Girişim evine kabul edilen girişimci arkadaşlarımız burada geliştirdiği uygulamaları test etme imkanı bulacak.” dedi.

“TOSB’da yatırım ağı oluşturacağız”

TOSB içerisinde kendi konusunda uzman çok sayıda yan sanayici olduğunu belirten Burhanoğlu, “Girişimci gençler burada istedikleri firmada, istediği konuda çalışma yapabilecek ve uygulamalarını oralarda test etme şansı bulabilecek. Burada yatırımcı ile girişimci arasında bağ kurulacağına inanıyoruz, çünkü oradaki yeni nesil aklı ve inovasyonu gören yan sanayicimiz onlara yatırım yapacak, böylece yeni bir yatırım ağı oluşacak” dedi.

“Gençlere ihtiyacımız var”

Yeni iş modellerine ve gençlere ihtiyacımız olduğunu söyleyen Burhanoğlu, “Yeni akla, inovasyona ihtiyacımız var. Dünyada ekonomi artık inovasyon üzerine dönüyor. Dünyada aracılar ortadan kalkıyor. Bugün olmasa bile yarın konumuz blockchain olacak. Blockchain geldiği zaman aracılar ortadan kalkacak.

AKDENİZ BÖLGESİ 2018 YILI NİSAN AYI

HAZIR GİYİM İHRACATI 29,8 MİLYON DOLAR OLDU

2018 yılı Nisan ayı sektörel bazda ihracat rakamlarına göre; Türkiye hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı, 2017 yılının eş değer dönemine kıyasla, %9,2 oranında bir artış kaydederek 1,47 milyar dolar olarak gerçekleşti. Sektörün Nisan ayı Türkiye toplam ihracatındaki payı ise %10,9 oldu.   2018 yılı Nisan ayında Türkiye’den en fazla hazır giyim ve konfeksiyon ihraç edilen ülkeler Almanya, İspanya ve İngiltere olarak sıralandı.

2018 yılı Nisan ayı sektörel bazda ihracat rakamlarını değerlendiren Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayri Uğur, 29,8 milyon dolarlık hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı gerçekleştirildiğini ve bir önceki yılın eş değer dönemine kıyasla sektör ihracatında değişen ihracat pazarları koşullarına bağlı olarak ülke geneli hazır giyim ve konfeksiyon ihracatındaki payının %2 olduğunu belirtti. AHKİB yılın ilk dört ayında 116 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirmiş oldu.

Uğur, Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliğinin 2018 yılı Nisan ayında değer bazında ihracatı ürün gruplarına göre incelendiğinde; bayan dış giyimin %49 pay ile ilk sırada, bay dış giyimin %15 ile ikinci sırada, ev tekstili ise %14 ile ise üçüncü sırada yer aldığını ifade ederek, “2017 yılı Nisan ayı ile kıyaslandığında, ilk 10 sırada yer alan ürün gruplarından pamuklu yatak kıyafetleri, bay iç giyim ve yünlü ev tekstili ihracatında önemli oranda artış kaydedildi” şeklinde bilgi verdi.

 – AHKİB’den Nisan ayında Bulgaristan’a ihracatta %210’lık değer artışı

 Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin 2018 yılı Nisan ayında değer bazında ihracatı ülkelere göre de değerlendiren Uğur, “İspanya %36 pazar payı ile ilk sırada, Almanya %21 ile ikinci sırada ve Suudi Arabistan ise %10 ile üçüncü sırada yer aldı. 2017 yılı aynı döneme kıyasla, Bulgaristan’a ihracatta %210’luk değer artışı yaşandı” diye konuştu.

AHKİB’in Nisan 2018 döneminde 87 ülkeye ihracat yaptığını kaydeden Uğur, ihracatın %70’ten fazla bir kısmının AB 28 bölgesine gerçekleştirildiğine, Meksika, Umman ve Dubai’ye gerçekleşen değer artışı ile beraber ihracat pazarlarının da genişlediğine vurgu yaptı.