Ekonomi- Teknoloji haberleri (04.04.2019)

Belediye başkanlarına projelerinizde Türk doğaltaşı kullanın çağrısı

Türkiye’de çıkan doğaltaşlar, Kabe’den Beyaz Saray’a, dünyanın en büyük havaalanlarından ünlülerin malikanelerine dünyanın en prestijli yapılarını süslerken, Türkiye’de kamu binalarında ithal granit kullanılması Türk doğaltaş sektörünü harekete geçirdi.

Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinde seçilen Belediye Başkanlarına, “Projelerinizde Türk doğaltaşı kullanın, müteahhitlere Türk doğaltaşı kullanmalarını şart koşun” çağrısında bulundu.

Gazeteci Serap Dikmen Ahmetoğlu’nun TV35 Televizyonu’nda hazırlayıp sunduğu, Ekonomi Muhabirleri Derneği İzmir Şubesi Başkanı Murat Demircan’ın sürekli stüdyo konuğu olduğu “Reel Ekonomi Programı”na konuk olan EMİB Başkanı Kaya, “Dünya’nın her tarafında örneğin İspanya’da, İtalya’da, İsrail’de kamu binalarında, havaalanlarında, mahalli idarelerin prestijli yapılarında o yörelerin doğaltaşları kullanılıyor, Türkiye’de mermerin başkenti konumundaki Afyon’da yapılan Devlet Hastanesinde ise ithal taş kullanıldı. Yeni seçilen Belediye Başkanlarından beklentimiz yeni projelerinde Türk doğaltaşı kullanılmasını şart koşmaları. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilen Sayın Tunç Soyer’i ziyaret ederek hem hayırlı olsun diyeceğiz, hem de sektörümüzün talebini paylaşacağız. Sayın Soyer’in bu konuda Türkiye’deki tüm belediye başkanlarına örnek olmasını diliyoruz” şeklinde konuştu.

Marble Fuarı’nda 30 bin ton taş sattık

Doğaltaş sektörünün Mart ayında katıldığı Xiamen ve Marble Doğaltaş Fuarlarından beklentilerinin üzerinde ihracat bağlantılarıyla döndüğünü de dile getiren Kaya, Xiamen Fuarı’ndan yüzde 70’in üzerinde memnuniyetle ayrıldıklarını, İzmir Marble Fuarı’nda ise; bin 800 adet blok mermer sergilediklerini ve bu blokların yüzde 90’dan fazlasını sattıklarını, bu taşların miktar olarak 30 bin ton’a ulaştığını, 2019 yılında 2 milyar dolar ihracat hedeflediklerini sözlerine ekledi.

New Holland Tr5 Electro Command çiftçilerle buluştu

Lider traktör markası New Holland’ın Polatlı Bayisi Üstünler Tarım, Türkiye’nin ilk yarı otomatik transmisyona sahip yerli üretim traktörü TR5 Electro Command’i bölge çiftçileriyle biraraya getirdi.

Öncü çalışmalarıyla 65 yıldır Türkiye tarımına yön veren TürkTraktör; Türkiye’de üretilen ilk yarı otomatik şanzımanlı yerli traktörünü Mart ayında pazara sundu. New Holland Polatlı Bayisi Üstünler Tarım ile birlikte düzenlenen özel tanıtım etkinliğinde New Holland TR5 Electro Command, bölge çiftçileriyle buluştu.

Yoğun ilgi gösterilen etkinlikte çiftçiler, ileri şanzıman teknolojisini günümüz ihtiyaçlarıyla buluşturan, ilk yerli üretim yarı otomatik transmisyon sayesinde kullanıcısına sunduğu vites seçenekleri ve kullanım kolaylığıyla hem zamandan hem yakıttan ciddi tasarruf edilmesine yardımcı olan TR5 Electro Command’iyakından incelenme fırsatı yakaladı.

Çiftçilerin son teknolojiye sahip traktörleri yakından görebilme ve inceleme fırsatı yakaladıklarını belirten TürkTraktör Satıştan Sorumlu Genel Müdür YardımcısıRehda Cem Akyüz: “Bugün, Aksaray, Ankara, İzmir, Tekirdağ, Eskişehir Adana, Şanlıurfa, Diyarbakır, Erzurum ve Konya illerini kapsayan tanıtım etkinliklerimizin ikinci durağında bulunuyoruz. Bu etkinliğimizde bizimle bir araya gelen çiftçilerimize tarım alanındaki son gelişmeleri aktarırken; geçtiğimiz ay Konya Tarım Fuarı’nda lansmanını yaptığımız ve Türkiye’nin ilk yarı otomatik şanzımanlı yerli üretim traktörü olan New Holland TR5 Electro Command’i de birebir deneyimleme fırsatı sunuyoruz. Çiftçilerimizle böyle farklı platformlarda bir araya gelebilmekten ve onların yoğun ilgisini görmekten dolayı son derece mutluyuz ve bizlere her zaman sağladığı destekle yanımızda olan Polatlı bayimiz Üstünler Tarım’a çok teşekkür ediyoruz” dedi.

Etkinliğe evsahipliği yapan New Holland Bayisi Üstünler Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Üstün etkinlikle ilgili olarak şöyle konuştu:

Verimli ve yüksek performanslı traktörleri, teknolojik tarımsal çözümleriyle New Holland çiftçilerimizin hayatını her anlamda kolaylaştırıyor. Bugün ise üstün konforuyla ve ergonomisiyle dikkat çeken, çok yeni bir ürün olan TR5 Electro Command’ı çiftçilerimizle buluşturduk. İlk kez geçen ay tanıtımı yapılan New Holland TR5 Electro Command‘i onların beğenilerine sunmaktan ve çiftçilerimize bu ürünümüzü yakından görme olanağı sağlayabilmekten dolayı son derece memnunuz.”

KRİPTO PARALARDA “AYI PİYASASI” SONA MI ERİYOR

Kripto paralar, 2018’in başından beri sektörde “Ayı Piyasası” diye tabir edilen aşağı yönlü bir hareket içerisinde bulunuyor.

Bir yılı aşkın süredir durağan seyreden kripto paralar, bir anda yükselişe geçti. Kripto paraların lokomotifi sayılan Bitcoin, 2018 Kasım ayından bu yana en yüksek değer seviyesini gördü. Hacimli bir artış gösteren Bitcoin, yatırımcıların da yönelmesiyle 5000 dolar seviyelerini görerek altcoinlerin değerlerinde de artışa neden oldu.

Bu yukarı yönlü hareketin ayı piyasasını sona mı erdirdiği merak konusu olurken,Intexcoin CEO’su ve Blockchain Teknolojileri Uzmanı Erdoğan Köse konu hakkında şu açıklamaları yaptı: “Geçtiğimiz Kasım ayından bu yana Bitcoin ilk defa 4200 dolarlık direnç seviyesini kırarak %20’nin üzerinde bir artış oranı yakaladı. Bu hem Bitcoin hem de altcoin yatırımcılarının yüzünü güldürdü diyebiliriz. Balinalar taşın altına elini koyarak gelecek için umut vadeden girişimlerde bulunuyor. Biz de bu olumlu hareketin devam etmesini umuyoruz. Kripto paraların lokomotifi olan Bitcoin’in artışı altcoinlere de olumlu yansıyor. Fakat ayı piyasasının bu hareketle tamamen sona erdiğini söylemek pek mümkün değil. Bundan sonra Bitcoin 5000 – 5500 dolar seviyelerinde tutunması gerekiyor. Bu yükseliş, uzun süredir yaşanan sert düşüşün ardından umut verici bir gelişme oldu. Intexcoin olarak biz de bu yönde hareketler bekliyoruz. Ben yatırımcılara Bitcoin’den ziyade altcoinlere yatırım yapmalarını öneriyorum. Bitcoin’in eskisi gibi olağanüstü bir yükseliş sağlaması için çok büyük yatırımlar gerekiyor. Daha önceki açıklamalarımda belirttiğim gibi 2019 yılı kripto paraları anlama ve tanıma yılı olacak. Bu yüzden de daha ayakları yere basan, stabil gelişmeler olacağını ön görüyorum.”

Kripto paralardaki sürpriz yükseliş, yatırımcıların umudunu artırırken gelecek için yeşil ışık yakıyor.

TÜRSAB Başkan Yardımcısı Selçuk Boynueğri

M.I.C.E. ENDÜSTRİSİNDE FAALİYET GÖSTEREN ACENTALARIMIZ, TURİZM SEKTÖRÜNÜN SESSİZ KAHRAMANLARIDIR.

TÜRSAB ve Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı olarak, bu sene 7’incisi gerçekleştirilen ACE of M.I.C.E. Awards, Etkinlik ve Toplantı Ödül Töreni’ne ev sahipliği yapmayı çok anlamlı buluyoruz.

TÜRSAB olarak M.I.C.E endüstrisinde hizmet veren yaklaşık 400 seyahat acentamızı, turizm sektöründe yarattıkları katma değerli hizmetler için çok önemsiyoruz. Bu ihtisasta faaliyet gösteren acentalarımız, stratejik sektör olarak ilan edilen turizm sektöründe çok önemli işler yapıyorlar.

Yurt dışındaki toplantı, kongre ve organizasyonları takip ederek, ülkemize kazandırmak için diğer ülke ve şehirlere karşı bayrak taşıyıcımız oluyorlar. İhalelere katılıp, kıyasıya bir rekabete giriyorlar. Kazandıkları uluslararası işler sayesinde de normal bir turiste göre üç kat daha fazla döviz girdisi sağlıyorlar. Yani hizmet ihracatı yapıyorlar.

Ulusal alanda ise; tatil sezonunun tam tersi olan bahar ve kış aylarında düşük turizm sezonunda ulusal toplantı, etkinlik ve kongre organizasyonlarını gerçekleştirirken, doluluk oranları düşük olan otellerimizi dolduruyorlar. Aynı zamanda kırktan fazla sektöre iş imkanı ve istihdam yaratıyorlar. Ülke ekonomimize böylesine önemli katma değer yaratan acentalarımız, turizm sektörünün sessiz kahramanlardır.

Başarılı bir toplantı ve kongre organizasyonu için gerekli olan, çalışma disiplini, azim, sanat ve vizyonu, eksiksiz yerine getirerek yarattıkları muhteşem organizasyonlar sayesinde ülkemizin tanıtımında da paha biçilemez bir rol üstlenen meslektaşlarımıza çok teşekkür ederiz.

Bu vesile ile 7’incisi gerçekleşen Ace Of M.I.C.E. Awards, Etkinlik ve Toplantı Ödül Töreni’ni düzenleyen Turizm Medya Grubu’na, desteklerini esirgemeyen kamu ve özel kurumlara, yarışmaya projeleri ve yatırımlarıyla katılan tüm adaylara da teşekkür ederiz.

Türkiye şarap ihracatına odaklanacak

Dünya’nın en büyük üzüm üreticilerinden olan Türkiye’nin şarap ihracatının çok düşük olduğunu belirten Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, Türkiye’de şarap ihracatının gelişime açık bir sektör olduğunu kaydetti.

Şarap ihracatında milyar dolar seviyesine çıkabiliriz

Fransa’nın yıllık 15 milyar dolar şarap ihracatı yaptığını, Türkiye’den çok daha küçük olan Şili’nin şarap ihracatından yıllık 2 milyar Avro gelir elde ettiğini anlatan Uçak, “Türkiye’de şarap üretilen 120 farklı üzüm çeşidi var. Bu sektöre destek olduğumuz takdirde günümüzde 10 milyon dolar seviyesinde olan ihracatını milyar dolar mertebesine kısa sürede çıkarabiliriz. İzmir’de özellikle Urla ve çevresinde şarap sektörü ile ilgili bir ekosistem oluştu. Bu ekosistem ilerleyen dönemde ihracatımızın hızlı bir artış göstermesini sağlayacak” şeklinde konuştu.

Urla’da faaliyet gösteren Urla Şarapçılığı ziyaret eden Urla Şarapçılık Yönetim Kurulu Başkanı Can Ortabaş ile bir araya gelen Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, şarap üretimi ve ihracatı konularında görüş alışverişinde bulundu.

Urla Şarapçılık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Ortabaş; 22 yıl önce Uzbaş çiftliğini kurduklarını, şimdiki hali ile Uzbaş Arberatoryumunda 1900 farklı bitki çeşidi bulunan yeşil bir müzeye dönüştüğünü, ana faaliyeti Şarapçılık ve Bağcılık olan Urla Şarapçılık A.Ş.’nin 18 yıl içerisinde Anadolu’ya ait çeşitlerin ve yerel üzümlerin seleksiyonu, yeniden çeşitlendirilmesi ve hayata döndürülmesi için çalıştıklarını ve yıllık 300 bin şişe max. Üretim yaptıklarını, bunu da hiçbir zaman arttırmayacaklarını sadece kaliteye odaklanacaklarını belirtti.

Her yıl 80 bin kişi Urla bağlarını görmeye geliyor

Yaptıkları çalışmalar sonucunda Urla Şarapçılığın bugün 10 çeşit şarap üreten bir portföye ulaştığını dile getiren Ortabaş, “İyi tarım uygulamalarımız, dünya şarapçılığında bilinilirliğimiz, 2010 Arkitera ödülümüz var. Urla Karası’nın Dünya Üzüm Atlasına girmesi gibi gelişmeler bizlere gurur veriyor. Urla’da şarapçılık alanında yapılan yatırımlar agro ve gastro turizm meraklılarının gözlerini bu rotaya çevirtti. Urla Şarapçılık Bağlarını tanımaya gelen yıllık yaklaşık 100 bin civarındaki ziyaretçimiz aynı zamanda Urla’yı tanıma, Urla’da konaklama, yerel lezzetleri ile tanışma fırsatını da buluyor. Urla gastronomiye ve şarapçılığa gönül verenler için önemli bir rota haline gelmeye başladı” diye konuştu.

Türk şarabını en çok KKTC, Belçika ve İngiltere tercih etti

2018 yılında Türkiye’de 51 firma, 27 ülkeye 10 milyon 225 bin dolarlık şarap ihraç ederken ilk sırayı 1,8 milyon dolar ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti aldı. Belçika, 1,6 milyon dolarlık Türk şarabı tercih ederken, İngiltere 1.5 milyon dolarlık şarap ihracatı ile zirvenin üçüncü basamağının sahibi oldu.

AVRUPA HAFİF TİCARİ ARAÇ SEGMENTİNİN  YENİ OYUNCUSU TOYOTA PROACE CITY

Toyota, Avrupa’nın hafif ticari araç segmentine tamamen yeni Proace City ile iddialı bir giriş yapmaya hazırlanıyor. Tamamen yeni Toyota Proace City, 30 Nisan’da İngiltere’nin Birmingham kentindeki 2019 Ticari Araç Fuarı’nda ilk kez tanıtılacak. Yeni Proace City, Toyota’nın hafif ticari araç ürün gamının çeşitliliğini artıracak ve sunduğu geniş yaşam alanı, çekiciliği ile sınıfının en iddialı modellerinden biri olacak.

Avrupa hafif ticari araç pazarında Proace minibüs ve Hilux Pick-up modelleriyle yer alan Toyota, sahneye çıkartacağı Proace City ile de pazardaki toplam varlığını güçlendirmek istiyor. PROACE CITY markanın hafif ticari ürün gamında yaklaşık yüzde 35’lik bir paya sahip olacak.

Yeni Proace City, Toyota’nın daha önce Proace modelinde olduğu gibi PSA Grubu ile yaptığı işbirliğinin bir sonucu olarak yollara çıkacak.

Kocaman ‘Migros İyi Gelecek Festivali’nde

 Kocaman Balıkçılık, birbirinden lezzetli donmuş ve marine deniz ürünleriyle, gıdadan kozmetiğe, temizlikten zücaciyeye, tekstilden elektroniğe kadar on binlerce ürüne ev sahipliği yapan Migros İyi Gelecek Festivali’ne katılıyor. 5-7 Nisan 2019 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde ilk kez düzenlenecek olan festival kapsamındaKocaman, karides söğüş, jumbo söğüş, ahtapot söğüş, torik lakerda ve deniz ürünleri salatası ile yer almak için gün sayıyor.

 Gıdadan kozmetiğe, temizlikten zücaciyeye, tekstilden elektroniğe kadar on binlerce ürüne ev sahipliği yapmaya hazırlanan Migros İyi Gelecek Festivali, İstanbul’da ilk kez kapılarını açmaya hazırlanıyor.

Canovate fiber optik ürünlerine, Hollanda’daki fuarda yoğun talep

 Ar-ge ve inovasyon odaklı Türk firması Canovate Group, 12- 14 Mart tarihleri arasında Hollanda Amsterdam’daki FTTH Conference ve Fuarı 2019’a katıldı. Fuarda, fiber optik haberleşme ürünleri başta olmak üzere, dünya genelinden sektördeki yeni ürünler sergilendi. Fiber optik teknolojilerinde dünyadaki en önemli etkinlik ve sektöre yön veren tüm aktörlerin buluştuğu fuar, tam anlamıyla fiber teknoloji şovuna dönüştü. Konferansa ve fuara tek Türk firması olarak katılan Canovate Group, fiber optikteki çözümlerini ve yeni ürünlerini tanıttı. Ar-ge ve inovasyon odaklı olan Canovate Group, veri merkezi (data center) ve fiber optik sistemlerindeki teknolojisi ve uçtan uça ürün portföyü ile dünyanın ilk 10 global markası arasında yer alıyor.

Dünya genelinde, 40’ın üzerindeki uluslararası operatöre çözüm sağlıyor 

Fuarı değerlendiren Canovate Group Satış ve İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gün Evren Gören, şunları söyledi:

“2000 yılından itibaren Vodafone, Deutsche Telekom, O2, KPN, Etisalat, STC, Mobily, Azercell, Newroz Telekom, Telecom Egypt, Claro, Entel, Türk Telekom, Turkcell, vb. 40’tan fazla uluslararası operatöre çözümler sağlıyoruz ve 6 kıtada 70’in üzerindeki ülkeye ihracat yapıyoruz. İstanbul’daki 30 bin metrekare alana sahip modern fabrikamızda uçtan uca fiber optik altyapı çözümleri (Optik Dağıtım Çatısı, ODF, Fiber Kanalet, GPON Outdoor Kabin, Splitter Modülü, Yeraltı Ek Kutusu, Patch Panel, Fiber Dağıtım Kutusu, Patchcord, vb.), uçtan uca datacenter çözümleri (Container/Mobil Datacenter, Micro Datacenter, Adiyabatik Soğutma, Inrow Cooler, CRAC, Chiller, Moduler UPS, IP PDU, IP KVM, Ortam İzleme, DCIM, MPO/MTP, Yapısal Kablolama, Yangın, vb.) indoor kabin ve outdoor kabin (montaj, kablaj, entegrasyon ve testler dahil) tasarlıyoruz ve üretiyoruz. Ürünlerimize ilişkin Avrupa Patent Ofisi dahil patentlerimiz ve uluslararası ödüllere sahibiz. Hem fiber, hem datacenter çözümleri açısından dünyanın önde gelen markalarından olduğumuz için FTTH Amsterdam gibi dev markaların ve sektör karar vericilerinin katıldığı birçok uluslararası etkinliğe genelde tek yerli marka olarak katılıyoruz ve Amerikan, Alman ve Fransız markaların boy gösterdiği teknoloji  pazarında Türk bayrağını dalgalandırdığımız için firmamızla gurur duyuyoruz” dedi.

Çeşitli ülkelerdeki firmalardan işbirliği teklifleri aldı

Fuara dünyanın dört bir tarafından fiber optik haberleşme ürünleriyle ilgilenen üst düzey yöneticiler, teknik uzmanlar ve firmaların katıldığını kaydeden Canovate Group Yurtdışı Satış Müdürü Fatih Çalışkan, şunları anlattı:

“Fuarın ana konuları arasında, sabit ve mobil haberleşme şebekelerinin yalınlaşması, 5G ve sonrası için yüksek kapasiteli haberleşme altyapılarının oluşturulması gibi başlıklar yer aldı.  Fiber optik çözümleri konusunda teknolojiye yön veren firmalarla birlikte, Canovate olarak biz de ürünlerimiz ve çözümlerimiz ile katıldık. Ülkemizin teknolojik kabiliyetlerini burada sergileme imkanı bulduk.  ODF, fiber outdoor kabinlerimiz, Fiber Tree ürünümüz ve uçtan uca fiber optik pasif alanındaki çözümlerimiz çok ciddi ilgili gördü. Standımızı Avrupa başta olmak üzere, Ortadoğu, Afrika, Kuzey ve Latin Amerika ve Uzakdoğu’dan sektör temsilcileri ziyaret etti. Dünyanın dört bir yerinden telekom operatörleri, telekom altyapı entegratör firmaları, distribütörler, teknik uzmanlar çözümlerimizi incelediler. Çeşitli ülkelerdeki firmalardan, işbirliği teklifleri aldık. Aynı zamanda, bu alanda teknolojiye yön firmalarla işbirliği yapmak için olumlu görüşmeler gerçekleştirdik. Dünyada fiber altyapı yatırımları yoğun şekilde devam ediyor. Biz de deneyimimizle, hem müşterilerimize katkı sağlıyoruz, hem de bu alanda inovatif ürünler geliştirerek global pazardaki yerimizi güçlendiriyoruz” diye konuştu.

Sanayiciler 250 milyon dolarlık iş hacmi için Konya’da bir araya geliyor

 Otomotivden savunma sanayisine kadar Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan sektörler için vazgeçilmez bir unsur olan takım tezgâhları, yerli ve milli kaynaklarla üretimle daha da güçlenecek. “Türkiye’nin üretim kenti” sloganıyla 2023 yılındaki 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmasında stratejik bir öneme sahip olan Konya ise “makine” ve “takım tezgâhları” sektörünün bu yılki buluşma platformu olmasıyla MAKTEK Konya özelinde 250 milyon dolarlık iş hacmi hedefliyor.

 Türkiye sanayisinin hareketlenmesiyle Konya’ya olan ilgi de artış gösterdi. Ülkenin KOBİ Başkenti” olarak tabir edilen şehir, otomotiv tedarik sanayisi, savunma sanayisi, tarım aletleri ve değirmen makineleri imalatı, döküm sanayi, kalıpçılık, spor amaçlı tüfek parçalarının üretimi ve şu an için Türkiye’de tek olan robot imalatı fabrikasıyla da gözleri üzerine çekiyor.

Kapadokya Üniversitesi Tübitak’ın Uluslararası Yarışmasına İki Takım İle Katılacak

Üniversiteli gençlerin tasarlayıp ürettiği insansız hava araçlarının yarışacağı TÜBİTAK yarışmasına Kapadokya Üniversitesi iki takım ile katılacak.

TÜBİTAK Bilim ve Toplum Daire Başkanlığı tarafından organize edilen ve 16-22 Eylül 2019 tarihinde Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı iş birliği ile Teknofest kapsamında İstanbul Atatürk Havalimanında gerçekleştirilecek Uluslararası İnsansız Hava Araçları Yarışmasına Kapadokya Üniversitesinin de iki takım ile katılacağı duyuruldu.

Kapadokya Üniversitesi Uçak Elektrik Elektronik ve Uçak Gövde Motor Bakım Bölümü öğrencilerinden oluşan iki takımın Döner Kanat ve Sabit Kanat kategorilerine yarışmaya katılacağı üniversite tarafından açıklanırken, ilk etapta kavramsal tasarım raporları sunacak takımların ilk eleme aşamasını geçtikten sonra detaylı tasarım raporlarını sunacağı ve 16 Eylül tarihindeki yarışmaya katılacakları da vurgulandı.

Yarışmanın Düzenleme ve Değerlendirme kurulunda yer alan Kapadokya Üniversitesi İHA Sistemleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Rıfat Benveniste’nin 23-24 Mart ve 28-29 Mart tarihlerinde TÜSSİDE tesislerinde yarışmaya katılan tüm takımlara İtki Sistemleri ve Hava Hukuku konularında eğitim verdiği belirtildi.

“Ar-Ge ve inovasyon sektörde farklılaşmanın yolunu açıyor”

 Türkiye’nin önde gelen mermer şirketlerinden Demmer Mermer, 27-30 Mart 2019 tarihlerinde İzmir’de gerçekleşen Marble İzmir Fuarı’na katılarak son teknolojiye uygun olarak geliştirdiği ürünlerini sektör profesyonellerine tanıttı.

 Demmer Mermer, 27-30 Mart 2019 tarihlerinde İzmir’de gerçekleşen Marble İzmir Fuarı’na katılarak birbirinden farklı doğal taşlarını sektör profesyonelleriyle buluşturdu.

20 yıldır Marble İzmir fuarına katılan Demmer Mermer, Türkiye’nin farklı bölgesindeki üç mermer fabrikası ve sekiz aktif ocağıyla doğal zenginlikleri Türkiye’nin yanı sıra dünyanın farklı noktalarına gönderiyor. Fuar kapsamında işlenmiş ve blok doğal taşları sektör profesyonellerin beğenisine sunan Demmer Mermer, dünyada oldukça popüler olan ve ilgi gören Gri Emperador, Muğla ilinden çıkardığımız Beyaz Dolomit ve Denizli Traverten ürünleriyle tam not aldı.

Aile ofisleri aile şirketlerinin kurumsallaşmasında kilit rol oynayabilir 
TAİDER Aile İşletmeleri Derneği ve İnci Aile Ofisi işbirliğiyle düzenlenen “Nesiller Arası Planlamada Vergisel ve Hukuksal Yansımalar, Aile Ofisi’nin Rolü” panelinde bir kurumsallaşma aracı olarak aile ofisi, nesiller arası planlamada hukuki araçlar ile vergi etkinliği ve dikkat edilmesi gereken hususlar konuşuldu.
TAİDER Aile İşletmeleri Derneği ve İnci Aile Ofisi işbirliğiyle düzenlenen “Nesiller Arası Planlamada Vergisel ve Hukuksal Yansımalar, Aile Ofisi’nin Rolü” konulu panelin açılış konuşmasını yapan TAİDER Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Öğücü, dünyada aile şirketlerinin kurumsallaşması ve devamlılığında önemli roller üstlenen aile ofislerinin Türkiye’de çok fazla bilinmediğini belirterek, düzenledikleri etkinlik sayesinde bu ve benzer bir çok konu hakkında farkındalık yaratmak istediklerini dile getirdi.
“Ailenin yönetiminin/yönetişiminin kavranması önemli”
Panel yöneticiliği görevini üstlenen Hergüner Bilgen Özeke Avukatlık Ortaklarından Yeşim Api Şamlı, Türkiye’de ailelerin aile yönetimi/yönetişimi konseptine yabancı olunduğunu söylerken, “Aile şirketleri kadar ailenin kurumsallığı da nesiller arası ilişkilerin ve aile malvarlığının yönetiminde çok önemlidir. Aile yönetişiminde iki ana unsur bulunduğu belirtilmektedir. Birincisi, aile şirketinin yönetimi ve kurumsallığı, diğeri ise ailenin kararlarının arkasındaki süreç, tutum ve çerçevenin birlikte değerlendirilmesi. Aile şirketlerinin sürekliliğini gözetiyorsak, ailenin de sürekliliğini gözetelim. Üçüncü nesile geçen aile şirketi sayısı ülkemizde çok sınırlı.” dedi.
“Maddi ve manevi aile varlıklarının gelecek nesillere taşınması için sistematik yönetim şart”
Aile ofislerinin amacını ve görevlerini anlatan İnci Aile Ofisi Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Şelale Zaim Gorton, “Aile ofisi, aile varlıklarının korunması ve yönetilmesi için çalışan bir kurumdur. Varlıklar söz konusu olduğunda, genellikle finansal sermaye düşünülür ancak bir ailenin aile bireylerinden ve deneyimlerinden oluşan entelektüel sermayesi de yönetilmelidir. Her iki tür varlığın da sürdürülebilir yapılara kavuşması aileler ve aile şirketleri için çok önemlidir. Aile ofisi yapılanmamızda aile şirketlerine finansal konulardan gelecek nesillerin eğitimine kadar geniş bir yelpazede hizmetler sunuyoruz. Finansal konularda varlıkların sistematik yönetilmesi ve çeşitlendirilerek riskin dağıtılması için “finansal dadı”lık yapıyoruz. Aile ofisleri dünyanın birçok ülkesinde ailelerin ihtiyaçlarına ve yapılarına göre farklılaşan fonksiyonlarıyla ailenin ve aile işletmelerinin sürdürülebilirliğine hizmet ediyor. The Economist dergisine göre aile ofislerinin yüzde 70’i Avrupa ve Kuzey Amerika’da; Dünya çapında yaklaşık 4 trilyon dolar aile ofislerinin kontrolünde. Bu miktarın dünya sermaye piyasalarının yüzde 6’sı olduğu düşünüldüğünde aile ofisleri global olarak önemli bir yatırımcı grubu.” şeklinde konuştu.
“Aile ofisi, aile şirketi varlıklarından dengeli bir portföy yaratılmasını sağlıyor”
Aile ofislerinin ekip ve işlev yapılanmasını anlatan İnci Aile Ofisi Direktörü Aylin Girgin Özbiliş, “Bir ailenin kendine ait bir aile ofisi kurması için belirli bir boyut gerekiyor; bu nedenle birden fazla aileye hizmet veren aile ofisleri ölçek ve kapsam ekonomisi sağlıyor. Türkiye’de varlık portföylerinde çok fazla çeşitlilik görmüyoruz. Gelişmiş ülkelerde portföy çeşitliliği ülkemize kıyasla çok daha fazla ve risklere dayanıklı; aileler daha uzun vadeli yatırımlara yöneliyorlar. Global aile ofislerinde alternatif yatırımlar yüzde 30 oranında yer tutuyor ve bu oran her geçen yıl artıyor. Ülkemizdeyse varlıkların çoğunluğunu gayrimenkuller oluşturuyor. Aile ofisi, dengeli bir portföy yaratılmasını sağlıyor. Böylelikle, tüm yumurtalar tek sepette toplanmamış oluyor. Portföyü enflasyon veya yönetim ücretleri gibi erozyon etmenlerinden korumuş oluyoruz. Bizim gibi aile ofisleri için varlık yönetiminde başarının göstergesi ise aile bireylerinin ihtiyaç duyduğu zaman kullanacağı varlığın orada olması” diye konuştu.
“2002’deki değişiklikler önemli”
Mal rejimi hakkında bilgi veren İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Saibe Oktay Özdemir, 2002’de Medeni Kanunu’nda yapılan değişikliklerin önemini vurgulayarak 2002’de “edinilmiş mallara katılma rejimi” sistemi alındığını, bu sistemin hem boşanma hem ölüm halinde evlilik içinde her eş tarafından edinilen mallarda diğer eşe bu malın değerinin yarısı oranında alacak hakkı tanıdığını, sonuçta  ölüm halinde  sağ kalan eşin hem mal rejimi hem miras hükümlerine göre hak sahipliğinin doğduğunu belirtti. Ayrıca miras hukuku sistemine göre herkesin sağlığında yapacağı sözleşme ve vasiyetnamelerle  malvarlığı hakkında  saklı paylar hariç olmak üzere bir çok tasarrufta bulunabileceğini, ancak bunların  toplumda çok  tanınmadığının da  altını çizdi.
“Hayattayken mirasçılarla planlama yapılmalı”
Nesiller arası servet aktarımında vergi düzenlemelerini anlatan Eratalar Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Ortaklarından Berna BAYINDIR, “Servetin nesiller arası aktarımında vergi etkinliğinde dikkate alınması gereken unsurlar bulunuyor. Bunları global dünyada muris ve mirasçıların yerleşiklikleri, sahip oldukları vatandaşlıklar, veraset ve intikal vergisinin etkinleştirilmesi, verginin matrah ve oranı, verginin ödenmesi için gerekli nakit kaynağın yaratılması olarak tanımlayabiliriz. Yurtdışında bir malvarlığına sahip olunduğunda o ülkenin vergi şartları dikkatle incelenmeli. Örneğin Miami’de bir daire alıyorsunuz, yüzde 50’sini ölümünüzle birlikte ABD’ye veriyorsunuz. Bu istenmeyen bir sonuç olabilir. Planlamanın hayattayken mirasçılarla birlikte yapılması gerekiyor. Bunun için bilgi birikimine sahip insanlarla çalışmalısınız. Aile ofisi işte bu yüzden önemli bir kurum” diye konuştu.

  1. YILA ÖZEL HYBRID’LER SAHİPLERİNE TESLİM EDİLDİ

20’nci yılında ziyaretçilerinin otomobil çekilişi heyecanını 3’e katlayan ANKAmall, otomobilleri sahiplerine teslim etti.

ANKAmall’un her yıl gerçekleştirdiği ve 20’nci yılı sebebiyle bu yıl 3 adet Hybrid ile taçlandırdığı otomobil kampanyasında talihliler otomobillerine kavuştu.

Pek çok kişinin hayalini süsleyen Toyota C-HR Hybrid’ler Engin Delil, Ayşenur Pakel ve Cem Altun’a ECE Türkiye yetkilileri tarafından teslim edildi.

Metalciler Konya’da buluşuyor!

Makine sektörünün en büyük buluşma platformlarından biri olan MAKTEK için hazırlanan “Metalciler Konya’da buluşuyor” reklam çalışması, sosyal medyada büyük yankı buldu. Farklı şehirlerden Konya’ya gelen metalci gençlerin “Metalciler Konya’da buluşuyor” konseptini yanlış anlamasıyla başlayan reklam filmi, gençlerin MAKTEK Fuarı’nı öğrenmesiyle devam ediyor.  Dünyanın dört bir tarafından Anadolu sanayisinin başkenti Konya’da 10-13 Nisan’da ilk kez düzenlenecek MAKTEK’e gelecek olan metal işleme sektör temsilcilerine atıfta bulunun çalışma, DKC Workshop imzası taşıyor.

YILIN İLK ÇEYREĞİNDE BİRİNCİLİK YİNE AKİB’İN

 Yılın ilk üç ayında Türkiye geneli yaş meyve sebze ihracatı 509,4 milyon dolara ulaşırken, narenciye ürünleri ihracatı değerde %43’lük pay ile Yaş Meyve Sebze ihracatında ilk sırada yer aldı.

 Yaş meyve sebze sektörü Mart ayı ihracatını değerlendiren Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Nejdat Sin, Türkiye ekonomisi için büyük öneme sahip olan yaş meyve sebze sektörü ihracatının, yılın ilk üç ayında toplam 509,4 milyon dolarlık değerle Türkiye geneli ihracat rakamlarındaki yerinin azımsanmaması gerektiğini belirtti.

Narenciye ürünleri ihracat değerlerinin, yaş meyve sebze ihracatı içinde değerde %43’lük payla ilk sırada geldiğini ifade eden Sin, bu değerlerin yıl içinde de artarak devam etmesinin sektör hedeflerinin içinde yer aldığını söyledi.

 – 2019’un İlk Çeyreğinde Yaş Meyve Sebze İhracatında AKİB Başarısı

 AKİB değerde %52’lik miktarda ise %58’lik pay ile yılın ilk çeyreğinde Türkiye Yaş Meyve Sebze ihracatına en çok katkı sağlayan birlik oldu. Mart ayının yaş meyve sebze ihracatının birlik adına bereketli geçtiğini kaydeden Başkan Sin, Meyve ürünlerinde Nar’ın 36 milyon dolarla, Sebze ürünlerinde ise Domates’in 115 milyon dolarla liste başını çektiğini belirterek, AKİB’in yaş meyve sebze ihracatına 265.7 milyon dolarlık katkı ile her yıl olduğu gibi sektöre en çok katkı sağlayan Birlik olmaya devam ettiğinin altını çizdi.

 – Sezonluk Narenciye İhracatında Mandalina Yüzleri Güldürdü

Sezonda en çok ihraç edilen narenciye ürünü mandalina olurken, onu sırasıyla limon, portakal ve greyfurt takip etti. Mandalina 285 milyon dolarlık döviz getirisi ve 2019 yılına %41 oranındaki paylık katkısıyla her açıdan başarılı bir sezon geçirmiş oldu. Narenciye sezonunda en çok ihracat yapılan ülke %37’lik payla Rusya Federasyonu olurken, onu sırasıyla Irak, Ukrayna ve Suudi Arabistan takip etti.

  Mart Ayı Yaş Meyve İhracatında Mersin İlk Sırada

 İller bazında da değerlendirmede bulunan Başkan Sin, Mart ayı yaş meyve ihracat değerlerinde 7,5 milyon dolar ile Mersin ilk sırada yer aldığına dikkat çekerek, “Mersin’i sırasıyla Hatay, Antalya illeri takip etti. Ayrıca Mart ayı Narenciye ürünleri ihracat değerlerinde Mersin ili %42’lik pay ile ilk sırada yer alarak yaş meyve sebze ihracatında başarısını bir kez daha ortaya koydu” şeklinde konuştu.

– Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, Ziraat Sektörü Paydaşlarıyla Bir Araya Geldi

 AKİB öncülüğünde 25 Mart 2019 tarihinde Adana’da yaş meyve sebze ürünlerinin kalitesinin artırılması, narenciye ihracatındaki kalıntı sorunu ve yasaklı ilaçlar konuları hakkında fikir alış-verişinde bulunmak amacıyla toplantı gerçekleşti. Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri, Bakanlık yetkilileri, Üretici birlikleri başkanları, Zirai İlaç Bayi yetkilileri ve Zirai Danışmanlar ile bir araya geldi.

Başkan Sin; “AKİB olarak amacımız ihracat zincirinin her bir halkasını oluşturan şahıs, kurum veya kuruluş ile birlikte ihracatta, üretimde ve ürün kalitesinde yadsınamaz bir öneme sahip olan zirai ilaçlar konusunda var olan sorunları ve çözüm önerilerini değerlendirmek, sektördeki her konuya hep birlikte fikir geliştirme ortamını oluşturmak olup sektördeki her paydaşla ortak çalışarak ihracatı birlikte kalkındırmaktır” diyerek gerçekleşen toplantının sektör için önemini vurguladı.

Dijital dönüşüm sigortacılık sektörüne neler getirecek?

Generali Sigorta Direkt Satış ve Pazarlama Direktörü Kerem Ölmez, dijital dönüşümün sigortacılık sektörüne ve müşteri deneyimlerine getireceği yenilikleri açıkladı.  

Teknolojik gelişmeler ve dijitalleşme iş dünyasındaki ezberleri bozmaya devam ediyor. Rekabet koşullarının değişmesi ve bilgi teknolojilerinin önem kazanmasıyla birlikte iş dünyasında adeta bir dijital devrim yaşandığına şahit oluyoruz. Neredeyse tüm iş sektörlerini etkileyen bu dönüşümden sigortacılık sektörünün de payını aldığını belirten Generali Sigorta Direkt Satış ve Pazarlama Direktörü Kerem Ölmez, dijital dönüşümün sigortacılık sektörüne ve müşteri deneyimine getireceği yenilikleri açıkladı.

Kerem Ölmez’in, sigortacılık sektörü ve müşteri deneyimlerinin gelecekteki yenilik ve dönüşümlerine dair öngörüleri şu şekilde:

Dijital sigortacılık büyük yol kat edecek

Sigorta şirketlerinin sunduğu paketler ve hizmetler günümüze nazaran geçmişte daha karmaşık bir yapıdaydı. Dijital sigortacılık ile birlikte sigorta şirketlerinin sunduğu tüm ürün ve hizmetler tek çatı altında toplanmaya başladı. Öte yandan müşteriler, ürünler ve hizmetler hakkında tek tık ile gerekli tüm bilgilere ulaşabiliyor. Gelişen dijital ekonomi ve finansal teknolojilerle birlikte dijital sigortacılık büyük bir yol kat edecek.

Sahte işlemlerin önüne geçilecek

Blockchain teknolojisi, dijital sigortacılık alanında da birçok yeniliğin kapısını açacak. Sahte işlemlerin önüne geçilmesini sağlayacak bu teknoloji, fiziksel ve dijital varlıkların aidiyet kaydının tutulmasını sağlayacak. Bu durumdan dolayı sigorta şirketleri her yıl yaşanan maliyet kayıpların önüne geçebilecek.

IoT sistemleri memnuniyeti artıracak

Gelişimini 20 yıl gibi bir sürede büyük yollar kat ederek tamamlayan nesnelerin interneti (IoT), gelecekte sigortacılık sektöründe de kendisini göstermeye başlayacak. IoT sistemleri ile birlikte geleneksel sigorta talepleri değişime uğrayacak, sigorta şirketleri veri odaklı karar alma süreçlerini hızlandıracak, müşteriler uzun sürelere yayılan evrak işlemleriyle uğraşmayacak.

Akıllı sistemler sigorta şirketlerinin gözü kulağı olacak

Araçlara yerleştirilen veya cep telefonu gibi kablosuz cihazlarla uygulanabilen telematik sistemler, insan vücuduna giyilerek veya takılarak kullanılabilen giyilebilir teknoloji ürünleri ve benzeri akıllı sistemler, sundukları dijital verilerle sigorta şirketlerinin iş yapış süreçlerine yenilikler getirecek. Telematik sistemler sayesinde, gerçek zamanlı veri aktarma ve izleme sistemleri ile motorlu araçlara izlenebilecek. Akıllı sistemler ve giyilebilir cihazlar sayesinde ise sigorta şirketleri müşterilerinin günlük alışkanlıklarına dair bilgi sahibi olabilecek, bu sayede şirketler müşterilerinin ihtiyaçlarına uygun teklifler tasarlayabilecek. Bu durum hem sigorta şirketlerinin veri tabanına büyük katkı sağlayacak hem de müşteri ile sigorta şirketi arasında şeffaf bir köprü kuracak.

Chatbot’lar yaygınlaşacak

Yapay zeka formlarının hayatlarımıza girmesi şeklinde tanımlayabileceğimiz Chatbotlar, yakın zamanda sigortacılık sektöründe daha fazla yer alacak. Chatbotlar, gelecekte müşterilerin söylediklerini çok kısa sürede analiz edecek ve kullanıcıların isteklerini yerine getirmek için onları yönlendirecek.

Yapay Zeka (AI) destekli çözümler artış gösterecek

Makine öğrenimi ve doğal dil işleme gibi teknolojilerin benzersiz bir karışımını olan yapay zeka çözümleri, sigortacılık sektöründe daha fazla yer bulacak. Kullanıcılarından gelen geri bildirimlerden sürekli olarak öğrenen yapay zeka teknolojileri ve bu teknolojilerin sunacağı hizmetler, sigortacılıkta pazarlamayı ve sigorta şirketi-müşteri ilişkisini büyük ölçüde değiştirirken, sigorta şirketlerinin operasyonel süreçlerinde de yüksek verimlilik sağlanmasına yardımcı olacak.