Eğitim, kültür-sanat, teknoloji haberleri (24.09.2020)

BİR MESLEĞİN ANATOMİSİ: ZAMANI YAKALAYAN OFİSLER

Yazar ve Yönetici Asistanı Şebnem Toker’in “28 yıldır profesyonel olarak yapmakta olduğum mesleğime vefa borcumu ödeme isteği ile ortaya çıktı” dediği, yönetici asistanlığını hemen tüm yönleriyle ortaya koyan “Zamanı Yakalayan Ofisler” adlı kitabı, artık Millî Eğitim Bakanlığı’nın pandemi dönemiyle daha da ön plana çıkan bilişim platformu EBA’da, alanın öğretmenleri tarafından kaynak kitap olarak gösteriliyor.

İngiltere’de Bournemouth College’de Büro Yönetimi eğitimi alan ve ardından farklı sektörlerdeki büyük şirketlerde üst düzey yönetici ve yönetim kurulu başkanı asistanı olarak çalışan, 2004’te Doğan Grubu’na katılarak grup şirketlerinde Yönetim Kurulu asistanı olarak görev alan Şebnem Toker, 2012’den beri Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı asistanlığı yapıyor. Toker, tüm kariyeri boyunca edindiği deneyimi çağın ruhuyla bir araya getirerek kaleme aldığı “Zamanı Yakalayan Ofisler”de iyi bir yönetici asistanın sahip olması gereken donanımlardan bahsediyor.

Kitap, yıllardır öğrencilere anlattıklarının bir araya gelmesiyle oluştu

 “Sekreter yetiştiren Anadolu Teknik Liselerinin yeni açıldığı yıllarda öğretmenlerden talepler almaya başlamıştım. Öğretmenler benden çocuklarla kısa söyleşilerde bir araya gelmemi ve onlara vakalar anlatmamı istiyorlardı. Öğrencilerin; tam olarak toplumlarda değer algısı oturmamış mesleğimizi, sektörün başarılı isimlerinden biri olarak gördükleri rol model aldıkları isimlerden dinlemelerini istiyorlardı. Haklı bir istekti, bende hiç kırmadan ne zaman talep gelse çocukların davetlerini kırmadan onlarla sohbete gidiyordum. Bu sosyal sorumluluk davetlerine yıllar içerisinde Asistan yetiştiren üniversiteler, asistanlık seminerleri düzenleyen firmaların düzenlemiş oldukları seminerlerde konuşmacı davetleri eklendi. İşte tüm bu buluşmalar konuşmalar için hazırlamış olduğum alt yapı çalışmaları sohbetlerimde verdiğim mesajlar bir araya gelip ‘Zamanı Yakalayan Ofisler’ kitabını oluşturdu” diyen Şebnem Toker, kendini tanımaktan kurumu tanımaya, sözlü- yazılı iletişimden beden diline, toplantı ve davet yönetiminden dijital çağın yeni uygulamalarına kadar pek çok konuya değinen kitabın, bu alanda meslek uygulamalarının tamamını bir arada veren Türkiye’deki ilk kitap olduğunun altını çiziyor.

“Öğretmenler EBA üzerinden kitabı kaynak olarak gösterdiler”

“1992 yılından beri büro yöneticisi ve asistanlara yönelik bir kitap olmayışı kaynak sıkıntısı yaratıyordu. Yurt dışında pek çok örneği olsa da Türkiye’de maalesef meslek uygulamalarının tamamını bir arada veren yayın bulmak imkansızdı” diyen Şebnem Toker sözlerini şu şekilde sürdürüdü: “Ben modern ofis yönetimini bizzat uyguluyordum, kitabın pandemi öncesinde yayınlanmış oluşu ve kitapta işlemiş olduğum digital ofis yönetimi örnekleri kitaba olan talebi yükseltti. Pandemi sürecinde öğretmenler EBA üzerinden kitabı kaynak olarak gösterdiler ve bizim sohbetlerimiz online üzerinden de yürüdü. İkinci baskıya hazırlandığımız şu günlerde kitabımın misyonunu tamamlamış olmasından mutluluk duyuyorum.”

Uzaktan Eğitim Seyahat Sektörünü Yakından Etkiledi

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınındaki vaka artış oranları yeni eğitim- öğretim döneminin uzaktan başlamasına sebep olurken kırtasiyeden turizme kadar birçok sektörü de yakından etkiledi. Bu durumun olumsuz etkilerini hisseden alanların başında ise seyahat sektörü geliyor. Normalde okul açılışlarında, ara dönemlerde ve tatillerde sektörde hareketlilik yaşandığını dile getiren biletall.com CEO’su Yaşar Çelik, “Geçen yıl ilk defa uygulamaya konulan ara tatiller bile olumlu katkı sağladı. Fakat bu sene durum farklı. Uzaktan eğitim kararının alınması ile birlikte öğrencilerin seyahatleri iptal olmuş oldu. Pandemi sebebi ile oldukça durgun geçen yaz sezonu ardından eğitim seyahatlerinin de olmaması hem 2020’nin son hareketini hem de 2021’de gerçekleşecek olan ara tatil seyahatlerinin iptal olmasına neden oldu” ifadelerini kullandı.

Pandemi sürecinin devam etmesi yeni eğitim- öğretim döneminde de etkisini gösteriyor. Öyle ki yaklaşık 6 ay kapalı kalan okullar, 21 Eylül itibari ile okul öncesi ve ilkokul birinci sınıf öğrencilerinden başlayarak yüz yüze ve uzaktan eğitimin birlikte gerçekleşeceği bir sisteme geçildi Ayrıca üniversiteler ve yüksekokullarda eğitim faaliyetlerine büyük oranda uzaktan devam etmeyi planlıyor. Hal böyle olunca birçok sektörde durumdan olumsuz etkilendi. Bu alanlardan biri de seyahat sektörü olarak karşımıza çıkıyor.

Geçen Yıl Yaşanan Hareketlilik Yerini Durgunluğa Bıraktı

Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan biletall.com Ceo’su Yaşar Çelik, “Eğitim dönemlerinin başlangıç – bitiş tarihleri ve ara tatil dönemleri seyahat sektörü için oldukça önem arz ediyor. Bu dönemlerde otogar, havalimanı gibi yerlerde hareketlilikler görürdük bu sene tablo farklı. Beklentimiz Eylül ayından itibaren eğitim seyahatleri ile bir hareketliliğin olmasıydı fakat uzaktan eğitim kararının açıklanması ile beraber planlanan seyahatlerde iptal edildi. Ayrıca salgınından korunmak isteyen yazlıkçıların ya da memleketine gidenlerin birçoğu bu yıl tatillerini uzatıp evlerine dönmedi. Seyahat sektörünü 2020 ve 2021 yılında çok zor günlerin beklediğini bir kez daha görmüş olduk” dedi.

EMİRSULTAN-HEYKEL ARASINDA NOSTALJİK BİR GEZİNTİ
1960-80 yılları arası Bursa çalışmamın ilk bölümü Emirsultan-Heykel Gece Kitapları arasında çıktı.  Çocukluğumuzun, gençliğimizin Bursa’sı maalesef tanınmayacak kadar değişti. Gelecek kuşaklara “Benim Bursamı” anlatmak istedim.
Bursanın ana arteri olan Emirsultan-Çekirge arasındaki değişimi yazdım. Çalışmamın ilk bölümü yayımlandı.
Sırada Altıparmak-Çekirge başta olmak üzere Bursa üzerine bitmiş on çalışmam sponsor bekliyor. Bu çalışmamın siyah-beyaz değil, renkli basılmasını dilerdim ama maalesef destek bulamadım. Kitabımı çevrenize duyurmanızı dilerim. Dileyenler internetten temin edebilir.
Esenkalın
Ekrem Hayri Peker
2014 yılında yitirdiğimiz ünlü edebiyatçı Marquez anılarını dile getirdiği Anlatmak İçin Yaşamak adlı kitabında “Hayat, insanın yaşadığı değildir; aslolan, hatırladığı ve anlatmak için nasıl hatırladığıdır demiştir.
Yaşımız büyürken, yıllar geçerken Bursa da değişti ve eski kimliğini yitirdi. Yazdıklarım önce birkaç sayfaydı. Anılar geldi sayfalara yerleşti. Yazmak için 1960-1980 yılları seçtim. Neden bu yıllar derseniz bu yıllarda Bursa kimliğini korudu, gelenleri içine aldı. Ama seksen sonrası gelen göç içinde boğulup gitti, sadece boğulmadı, kimliğini de kaybetti. Metropol da olamadı. Sadece nüfusu fazla olan bir şehir oldu. Şehri yönetenlerde bunun farkında olduğu için ha bire kimlik arıyorlar; Felsefe şehri Bursa gibi. En ironik olanı bir zamanlar şehir girişine asılı olan Kalite şehri Bursa ibaresiydi. Kimliğini kaybedince kişiliğini de kaybedersin.

Şehrin yerlileri azınlığa düşüp, bir de yerel iktidarı kaybedince şehir kimliğini iyice kaybediyor. Onları da anlamak lazım, bu şehirle ilgili anıları yok ki?

Şair, “Saçımızı hangi yöne tarasak çirkindik” demişti. Demişti ama ceplerimizden birer tarak ve arkası kuşlu aynalar eksik olmazdı. Papatya fallarının revaçta olduğu yıllardı. Falımız seviyor çıkana kadar zavallı çiçekleri yolardık. Aşklarımız da platonikti. Bazen bir bakışa ömür verdik. Hit parçamız; Seni Uzaktan Sevmek, Aşkların En Güzeli şarkısıydı.

Fransız yazar Roland Barthes: “Şehir bir yazıdır, okur onu istediği gibi okur” diye yazmış. Ben böyle okudum, umarım farklı okuyanlar da çıkar, okuduklarını yazıya dökerler.

İŞ YAŞAMI, MÜZİK VE KİŞİSEL GELİŞİMİ HARMANLAYAN ÖYKÜLER: GÜLİŞKEN

Pandemi süreci, tüm dünyada iş yaşamını kökten etkiledi. 25 yıllık çalışma hayatında yaşadıklarını aldığı eğitimlerin kendisine kazandırdığı bakış açısıyla harmanlayan Alper ALMELEK, ‘Gülişken’ adlı kitabında yer alan ve akıcı bir üslupla kaleme aldığı beş öyküyle, iş yaşamında pandemi öncesi yaşananları kimi kez muzipçe bazen de duygulandıran bir dille hatırlamamızı sağlıyor.

ABD’de University of Southern Maine’de Siyasal Bilimler ve Müzik eğitiminin ardından iş yaşamına atılan ve 19 yılın ardından Sabancı Üniversitesi’nde Executive MBA, MIT Boston’da ‘Liderlik ve Girişimcilik’ Sertifika Programı, son olarak da Said Business School, University of Oxford’da ‘Organizasyonal Liderlik’ üzerine tezli ve yarı zamanlı Postgraduate Diploma Programı’na katılarak üstün başarıyla mezun olan Alper ALMELEK, ABD Senatosu’nda staj ile başlayan kariyerini aile işinde devam ettirmiş bir yönetici.

Özellikle “liderlik” üzerine eğitimler veren ve konuşmalarıyla TEDx’te de yer alan ALMELEK, Potink Kitap tarafından yayımlanan “Gülişken”deki beş farklı öyküde, işe alım proseslerinden, çalışanlarını yönetemeyen bir patrona, içimizdeki negatif duyguları dönüştürmekten, zaman yönetimine kadar hemen hepimizin hayatında yer alan kavram ve durumlara bazen eğlenceli bazen de duygulandıran bir dille değiniyor.

Her öykünün başında, okura o öyküde eşlik etmesi için bir müzik parçası öneren Alper ALMELEK, her öykünün sonuna da “yazarın notu” ibaresiyle öyküyü yazma süreciyle ilgili bilgiler içeren bölümler koyarak okuru bir anlamda öykünün yazılış serüvenine de ortak etmiş oluyor.

DİJİTAL EBEVEYNLER YETİŞTİRİYOR

Pandemi dönemiyle birlikte dijitale hızlı bir giriş yaptık. Çocuklar dijitalde eğitim almaya devam ederken, ebeveynlerin dijital okuryazarlığı ise yok denecek kadar az. Mezo Dijital Yönetim Kurulu Başkanı ve Dijital İletişim Uzmanı Dr. Nabat Garakhanova, eğitim programlarıyla dijital ebeveynlerin yetiştirilmesi gerektiğine vurgu yaparak böylece çocukların siber zorbalıklara maruz kalmayacaklarını belirtiyor.

Ülkemizde 62 milyon internet kullanıcısı, 54 milyon sosyal medya kullanıcısı ve 77 milyon mobil kullanıcısı bulunuyor ve bu rakamlar pandemi dönemiyle birlikte yüzde 40’lık bir artış gösterse de dijital okuryazarlık oranı ise yok denecek kadar az. Oysa dijital okuryazarlığın artması, artık eğitimin dijitale geçtiği bir zamanda dijital ebeveynlerin yetiştirilmesi için de şart. Çünkü 2010 yılında yapılan bir araştırmayla çocukların dijital dünyada karşılaştıkları sorunları ebeveynlerine danışmak yerine arkadaşlarına danıştıkları ortaya çıktı ve dijital ebeveynlik kavramı önem kazanmaya başladı. Ülkemizde 6–15 yaş grubundaki çocuklarla internet ve bilgisayar kullanımı üzerine yapılan araştırmada, çocukların internet kullanmaya başlama yaşının ortalama 9 olduğunu belirten Mezo Dijital Yönetim Kurulu Başkanı ve Dijital İletişim Uzmanı Dr. Nabat Garakhanova, “Bu yaş grubundaki çocukların yüzde 47,4’ü 3-10 saat arasında interneti kullanıyorlar. Eğitimin dijitale taşınmasıyla birlikte çocuklar eskiye göre daha fazla dijitalde vakit geçiriyorlar. Çocukların sosyal medyada çok fazla vakit geçirmeleri, kendi yaşlarına uygun olmayan reklamlarla karşılaşmaları ve en önemlisi yaşadıkları siber zorbalıklarda kendilerini anlamayacaklarını düşündükleri için aileleri yerine arkadaşlarından yardım istemeleri ailelerin bu konuda gerçekten yardıma ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Kimi aile bu duruma tepki gösterip çocuğuna kısıtlamalar getirirken kimi aile de çocuğuma daha iyi nasıl yol gösterebileceğini öğrenmek için harekete geçti. Doğru olan artık dijitalin vazgeçilmez olduğu, eğitimin bile buraya taşındığı bir çağda çocukların buradan maksimum fayda almasını sağlayabilmek.” derken, dijital bir ebeveyn olabilmek adına ebeveynlerin dijital okuryazarlık eğitimleri almaları gerektiğine vurgu yapıyor.

Türkiye’de ilk kez uygulanıyor

Yenilikleri takip ederek onları uygulayabilir olmak, gizlilik esas ve kurallarını anlayabilir olmak, dijitalin sorunlarıyla baş edebilir olmak ebeveynleri de sürekli bir yeniliğe sokacaktır. Bu anlamda “dijital okuryazarlık, farkında olma, kontrol noktaları gibi” dijital ebeveynliğe ait kavramları anlatan bir eğitim programı başlattıklarını ifade eden Garakhanova, “Türkiye’de ilk kez online üzerinden görüntülü dijital ebeveynlik programı başlattık. Dijital ebeveynlik programımız 12 saatten oluşuyor. Dersin sonunda artık ebeveynler, yeniliklere nasıl ulaşabileceği, çocuğunu kuşak çatışması olmadan nasıl kontrol edebileceği, ona tüm biyolojik ve sosyal öğretilerinin yanı sıra nasıl bir dijital okuryazar olabileceği, nelerin onlara yarar sağlayacağını öğretiyoruz.” açıklamalarında bulunuyor. www.mezoakademi.com üzerinden eğitimleri başlattıklarını söyleyen Dr. Nabat Garakhanova, teknoloji kullanımında sorun yaşayan ailelerden ciddi bir talep aldıklarını ve eğitimlerin sonunda ailelerin çocuklarıyla daha iyi iletişim kurabildiklerini, çocuklarını dijitalde doğru yönlendirip çocuklarının interneti verimli bir hale getirdiklerini belirtiyor.

Çocuklar online güvenlik açıklarından SSL sertifikası ile korunuyor

Yüz yüze eğitimin yerini online eğitime bırakması internet ortamında gelişebilecek riskleri arttırıyor.  Bu doğrultuda, çocuk ve genç kullanıcıların internet güvenliğini sağlamak, siber saldırıları engellemek ve internet tehditlerinden korunmak için bazı tedbirlerin alınması daha da zorunlu hale geliyor. Güvenli Server Sertifikası yani SSL teknolojilerinde farklı seçenekler ile hizmet veren İsimtescil.net, tüm tekil internet adresleri için uygun olan ETuğra, Rapid ve kendi markası olan TrustSafe ürünlerini SSL kullanıcılarına sunarak online güvenlik açıklarının önüne geçiyor.

Araştırmalar koronavirüs pandemisiyle birlikte evde kalış sürelerinin çoğalması nedeniyle çocukların ve gençlerin interneti daha aktif kullanmaya başladıklarını gösteriyor. Yüz yüze eğitimin yerini online eğitime bırakması da internet ortamında gelişebilecek riskleri arttırıyor.  Bu doğrultuda, çocuk ve genç kullanıcıların internet güvenliğini sağlamak, siber saldırıları engellemek ve internet tehditlerinden korunmak için bazı tedbirlerin alınması bu doğrultuda zorunlu hale geliyor. Güvenli Server Sertifikası yani SSL teknolojilerinde farklı seçenekler ile hizmet veren İsimtescil.net, tüm tekil internet adresleri için uygun olan ETuğra, Rapid ve kendi markası olan TrustSafe ürünlerini SSL kullanıcılarına sunarak online güvenlik açıklarının önüne geçiyor.

SSL sertifikası nedir?

İsimtescil.net’in önerileri

SSL alırken nelere dikkat etmek gerekir?

·      Sertifikanızı Tarafsız ve Güvenilir Üçüncü Parti Sertifika Otoritesi’nden aldığınızdan emin olmalısınız.

·       Dijital sertifikanızın şifreleme standardı dünya Standardı olan 128 bit’den aşağı olmamalıdır.

·       Sertifikanızın geçerliliğini ilgili Sertifika Otoritesi’nin Sertifika İptal Listelerinden (CRL)  gerçek zamanlı kontrol edilip edilmediğini öğrenmelisiniz.

·       Sertifikanızın Sigorta Kapsamında olup olmadığını öğrenmelisiniz.

·       Dijital Sertifikalar sanal ortamdaki dijital kimliğiniz olduğu için kimlik doğrulama evraklarının sertifika otoritesi tarafından tam olarak istendiğinden emin olmalısınız.

·       Sertifika Uygulama Prosedürlerini (Evrakların kontrolü, sertifikanın yayınlanması vs.) kaç gün içerisinde yerine getirdiklerini öğrenmelisiniz.

·       Sertifika otoritesinin kök sertifikalarının IE ve Netscape gibi günümüzde kullanılan popüler browser’larda yüklü olup olmadığını kontrol etmelisiniz.

·       Kurulum ve ileride karşılaşabileceğiniz problemler karşısında teknik destek alabileceğinizden emin olmalısınız.

 

İngilizce’deki ‘Secure Socket Layer’ kavramlarının karşılığı olan SSL; ‘Güvenli Soket ve Katman’ kelimelerinin karşılığı olsa da işlev olarak daha farklı bir anlama sahip. ‘Web Server Sertifikası’, ‘Güvenlik Server Sertifikası’, “Dijital Sertifika” şeklinde de bilinen SSL teknolojisi, kullanıcılar ve web siteleri arasındaki şifrelemeyi sağlayan, standart haline gelmiş global bir uygulama olarak kabul ediliyor.

SSL sertifikası nasıl çalışır?

Başta çocuklar ve gençler olmak üzere dijital çağın fırsatlarından kullanıcıların güvenli bir ortamda yararlanmasını sağlamak, zararlı içeriklere yönelik koruyucu önlemler almak üzere sunulan SSL sertifikaları; kredi kartı numaraları, kullanıcı adları, şifreler, e-postalar gibi hassas bilgilerin bilgisayar korsanları ve kimlik hırsızları tarafından çalınması veya tahrif edilme riskini azaltmak için de milyonlarca çevrimiçi işletme ve kişi tarafından kullanılıyor. Temel olarak SSL, sadece kontak kurmayı amaçlayan iki taraf arasında özel bir iletişime izin veriyor. Bu özel bağlantıyı oluşturmak için ilgili web sunucusuna bir SSL sertifikası kuruluyor; sertifika, web sitesinin kimliğinin doğrulanmasını yani ziyaretçilerin sahte bir sitede olmadıklarının garanti edilmesini ve aktarılan verileri şifrelenmesini sağlıyor.

Bir sitenin güvenli olduğu nasıl anlaşılır?

Ziyaret edilen web sitesinin SSL uyumlu ve güvenli olup olmadığını anlamanın kolay yolları bulunuyor. Adres çubuğuna bakıldığında eğer küçük sarı asma kilit şeklinde bir işaret varsa ve adres ‘http’ yerine ‘https’ ile başlıyorsa güvenli bir sitede bulunulduğu anlaşılıyor. Yeşil veya mavi adres çubukları da yine güvenli siteleri işaret ediyor.