Dolandırıcılıkta yeni yöntem… (Köşe yazısı 18.08.2015 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com

Bu köşede yazmaya başladığım ilk günden beri sık sık, gazetecilikte ‘Polis-adliye muhabirliği’ yaptığıma dikkat çekiyorum.
Polisiye olaylara fazla yer vermesem de, ilginç, yeni, farklı, halk arasında korku, panik, endişe yaratan bazı olaylara da yer veriyorum.
İşte buna en iyi son örneklerden birini, okuyucularımdan birinden geldiği gibi size aktarıyorum.
Bin bir emekle satın aldığım otomobilimi, bir grup dolandırıcıya kaptırmanın eşiğinden döndüm. ‘Aman sizin de başınız yanmasın!’ diyerek başımdan geçenleri anlatayım.
Bir akşam üzeriydi, telefonum çaldı. İnşaat şirketi sahibi olduğunu söyleyen bir şahıs, internette ilana koyduğum aracımı satın almak istediğini söylüyordu. “Hay hay” dedim, “buyrun gelin aracı görün.” Ama beyefendi öylesine meşgul bir işadamıymış ki, yanında çalışan elemanını göndereceğini söyledi. “Buyursunlar” diyerek, bildiğim kalabalık bir yere davet ettim.
Akşam elemanı aradı. Buluştuk. Aracın özelliklerini anlattım. “En son ne olur?” dedi, fiyatımı söyledim. “Tamam” dedi ve gitti. O kadar hızlı bir incelemeydi ki, elemanın aracı görme süresi, benim onu beklediğimden daha kısaydı. Aslında ilk sinyal ortaya çıkmıştı ama henüz olacakların farkında değildim.
Birkaç saat sonra cep telefonuma mesaj geldi: “Araç bizimdir, kimseye söz verme abi.” Ertesi gün telefonlaştık ve satış işlemleri için sözleştik. Yanıma otomobil alım satımından anlayan bir arkadaşımı aldım. Sözleştiğimiz yere gittik. Bizi bir araç bekliyordu. Onu takip ettik ve alıcının mekânına geçtik.
Mahalle arasında bir dükkân. Kapısında inşaat şirketi yazıyor. Camda satılık, kiralık ilanları. İlanlar elle yazılmış. Ama dairelerle ilgili ne fiyat var ne de bir başka bilgi var. Dükkâna adımımı atar atmaz bende flaş çaktı. “Haberlere konu olan dolandırıcılık yöntemine kurban gitmeyelim?” Önemli işadamımız, arkasında dev bir Osmanlı tuğrası ve padişah resmi olan bir masada oturuyordu. Bir başka duvarda ise özensizce asılmış dini motifli bir afiş. E güven telkin etmek lazım tabii. Ne de olsa din kardeşiyiz (!)
Dükkâna girer girmez, “Abi bir öğlen yemeği yiyelim” ısrarları geliyor. Bana eşlik eden arkadaşımla birlikte teklifi aynı ısrarla reddediyoruz. Teklif teklif üstüne. Dakikalar su gibi geçiyor ama sıra bizim otomobil satış işine bir türlü gelmiyor. Sürekli havadan sudan konuşuyoruz.
Saatime bakıyorum. Vakit olmuş 15.30, günlerden cuma. Birkaç saate banka ve noter kapanıyor. “E artık satışı yapalım” denince, “Abi arkadaşlar eşlik etsin, siz noterde satış işlemlerini yapın, ben de parayı gönderiyorum.” diyor saygıdeğer işadamımız. İşte araba dolandırıcılığının kilit cümlesi.
“Para yoksa, satış da yok.” diyoruz. Bu konuda tavrımız net. Ama hırgür çıkmasını da istemiyoruz. En iyisi “Biz noterden sıra almaya gidelim, siz de sıra gelene kadar parayı yatırın.” diyoruz. Adım gibi eminim bu iş olmayacak.
Sırada beklerken, tahmin ettiğim gibi bankaya havale bir türlü gelmiyor. Bir süre sonra iş “Abi vallaha havale emrini verdim, birazdan hesabına geçer, olmadı senet imzalayayım.” noktasına geliyor. Alarm zilleri artık bangır bangır çalmakta. “Demek böyle oluyormuş.” diyorum içimden. O anda yapılması gereken en doğru şeyi yapıp, bir mazeretle yanlarından ayrılıyorum. “İnsanlar şehrin ortasında dükkân açıp bu düzenbazlığı yapacak rahatlığı nereden buluyor, kime güveniyor?” diye merak ediyorum.
Eğer otomobil satışı yaparken “Sen satış sözleşmesini imzala abi, ben parayı birazdan gönderiyorum!” cümlesini duyarsanız, tebrikler! Bir dolandırıcılık çetesiyle karşılaştınız! Nice insan, bu cümleye kanıp yılların emeğini heder ediyor. Google aramalarında çıkan haberler şahittir, halen de etmeye devam ediyor. Aslında yapılacak şey çok basit: Etmeyin!
DOLANDIRICILARA KARŞI DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
1.Aracınızı alacak kişi doğru düzgün bir inceleme yapmadan, aracınızı bir uzmana göstermeden hemen satış işlemlerine başlıyorsa dikkatli olun. Araç almak kolay bir iş değildir.
2.Paranızı almadan hiçbir şekilde noter satış sözleşmesine imza atmayın. Çünkü satış sözleşmesinde “Paramı tam ve eksiksiz aldım.” diye yazarak imza atıyorsunuz. Resmi satış yapıldıktan sonra hak iddia edemezsiniz.
3.Satışın banka havalesiyle yapılması en doğrusudur. Eğer aracınızı alan kişi illa nakit para teklif ediyorsa, o zaman yapılacak en doğru şey birlikte bankaya gidip, parayı hesabınıza yatırmasını istemek. Ondan sonra satış işlemlerine geçmelisiniz. Böylece sahte para riskinden kendinizi korumuş olursunuz. Çek ve senet gibi kâğıtlara ise kesinlikle güvenmeyin.
4.Alım satımda doğru olan, alıcının size gelmesidir. Eğer bu mümkün değilse ortak bir noktada buluşun. Satış esnasında yanınızda mutlaka güvendiğiniz ve otomobil alım satımından anlayan birisi olsun.
5.Otomobil dolandırıcılarının bir başka taktiği de kendilerine lüks oto galerisi görünümü vermek. Kiraladıkları lüks arabaları dükkânlarının önüne satılık ilanıyla koyan şirket, satıcıda güven oluşturuyor. Bunlara kanmayın. Alım satımda geçerli olan tek şey paranızı tam ve eksiksiz almak, ondan sonra resmi satış işlemlerini yapmak.
6. Ve son olarak… Paranızı aldığınızdan emin olmadan noter satış sözleşmesine hiçbir şekilde imza atmamanız gerektiğini söylemiş miydim?
Kimse bu duruma düşmesin diye yazdım.. Aklınızda kalsın, belki yararı olur.