Dolandırıcılık ve önlemleri..(2) (Köşe yazısı Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ

davutgulec@hotmail.com

Dolandırıcılık yöntem ve önlemleri üzerine kaldığım yerden devam ediyorum.

Şehirlerin farklı yerlerinde “doğum” adı altında insanlardan para isteyen kadınlar araçları durdurarak sürücülere, “gelinim hamile, doğurmak üzere, hastaneye gideceğiz ancak parayı denkleştiremedik”  ya da “bizi başka hastaneye sevk ettiler. Oraya gidecek de paramız yok ya bizi götürün, ya da biraz yardım edin” diyerek para istiyor. Tepki gösterenlere ise “beni rahat bırakıp gitmezsen soyunurum” diyebiliyor.

Güvenlik güçlerinin uyarılarına rağmen vatandaşlar, dolandırıcılık olaylarında mağdur olmaya devam ediyor. Her geçen gün kendilerini yenileyen zanlıların, dolandırıcılık yöntemleri duyanları şaşırtıyor.

Dolandırıcılar yakalanıp cezaevine girdiklerinde bile yöntemlerini geliştirerek polisi de şaşırtıyor.

Dolandırıcıların kullandığı yöntemlerin başında ”falcı/büyücülük”, ”evlilik”, ”tanıma/tavlama”, ”tırnakçılık”, ”pislikçilik”, ”zarfçılık”, ”para üstü”, ”sahte altın” ve ”mevlit okuma” oldukça yaygın.

Kayseri Emniyet Müdürlüğü kayıtlarına geçen yöntemlerden bazıları şöyle.

Zanlıların sıklıkla kullandığı ”falcılık/büyücülük” yönteminde dolandırıcılar genelde MOBESE kameralarının olmadığı, göçle oluşan, yoğunlukla müstakil evlerin bulunduğu mahalleleri seçiyor.

Özellikle yaz günleri balkonda veya kapı önünde sohbet eden kadınları gören dolandırıcılar, çeşitli bahanelerle yanlarına gidip, sohbet kurarak evlerine girmeyi başarıyor.

Su içme-isteme bahanesi ile girdikleri evde kendini titreterek, ”Sizin üzerinizde büyü var. Çok ağırlaştım. Evde domatesin varsa getir, ona dualar okurum. Büyü varsa ortaya çıkar” diyor. Getirilen domatesi mendile sarıp, el çabukluğuyla cebindeki domatesle değiştiriyor. Zanlı daha önceden içine yerleştirdiği muskayı domatesin içinden çıkartıyor. Büyünün bozulması için bir bez parçasının içine evdeki tüm ziynet eşyalarını koyduruyor. Zanlıların isteğiyle odanın kapısı kilitleniyor. Büyünün bozulması için sokaktan küçük taşlar toplanırken büyü bozduğunu iddia eden kadın altınlarla ortadan kayboluyor.

Bir başka ”size bir muska yapmışlar” olayında yumurta isteniyor. Getirilen yumurta, içinde kıl yumağı bulunan mendile sarılısı ile değiştiriliyor. Yumurta kırılarak ”Bak içinden çıkan sarılmış haldeki kıllar senin kısmetinin sarılması anlamına geliyor” korkusuyla evdeki tüm altınlar isteniyor. Altınları sardıkları mendili ve eşarbı, el çabukluğuyla kendi cebindekilerle değiştirip dolandırıyor.

”Evlilik” yöntemli dolandırıcılıkta, zanlılar rastgele telefon numarası çeviren kadın zanlılar, çoğunlukla ”Bulgaristan’a göçmen olarak geldiğini, burada evlendiğini mutsuz olduğunu, kocasından sürekli dayak yediğini, ayrılmak istediğini, kendisiyle evlenebileceğini” belirterek ”kurbanları” ile sohbet kuruyor. Mağdurlardan pasaport, gümrük vergisi, rüşvet vermek için paralar istiyor. Bir süre sonra ise başka bir kadın arayarak, Türkiye’ye gelecek arkadaşının gümrükte yaşanan sıkıntı nedeniyle cezaevine girdiğini, bir kaç bin Avro daha göndermesi gerektiğini söyleyerek dolandırmaya devam ediyor.

Özellikle kuyumcuların kapalı olduğu saati seçen zanlılar, adres sorma bahanesiyle sohbet ederken, başka ülkeden geldiklerini belirterek, ceplerinden çıkardıkları altın görünümündeki ‘çakma’ çakmak ve saati, gerçek bedelin neredeyse 10 katı aşağısında satarak kandırıyor.

Dolandırıcılar, ‘ev kiralama, hayvan, hizmet alma ya da para bozdurma’ bahanesiyle, düşük değerdeki Peru parasını ‘Euro’ gibi yüksek değerdeymiş gibi anlatarak kandırıyor.

”Zarfçılık” yönteminde zanlılar genellikle bankadan çıkarken takip ettikleri yaşlı ve saf kişileri tercih ediyor. Mağdurun yanına yaklaşarak, yere atılan zarfı alarak ”para buldum” deyip, paylaşırken

yanlarına işbirlikçisi geliyor ”Param buralarda düştü siz gördünüz mü?” diye soruyor. Birinci zanlı görmediğini söylüyor. İkinci zanlı ısrar ederken diğer zanlı vatandaşın cebindeki paraları alarak başka bir zarfa koyuyor, gerekirse üstünü arayabileceğini söylüyor. Bu arada vatandaşın paralarını koyduğu zarfı el çabukluğuyla içi kağıt dolu başka bir zarfla değiştirme ve dolandırma gerçekleştiriliyor.

Oğlu askerde bulunan aileleri saptayan zanlı, ”Ben askerdeki oğlunuzun arkadaşıyım, yanından geliyorum sizlere selamı var” dedikten sonra kendisini acındırarak, annesinin öldüğünü, memleketine gideceğini, parasının olmadığını söyleyip vatandaşları dolandırıyor.

Dolandırıcılar, vatandaşın üzerine tutkal, çiğnenmiş sakız veya mercimek atarak, temizlemek için yaklaşıyor. Şahsın pantolonunu temizlerken cüzdanını veya cebindeki parasını el çabukluğuyla alıyor.

Tanışarak güvenini kazandığı vatandaşa babasının öldüğünü mevlit okutacağını ayrıca, para vereceğini söyleyen dolandırıcı, şahsın üzerindeki para ve altını da kendisinin vereceği parayla birlikte bir hocaya götürterek okutacağını söyleyerek alıyor, bir binaya girip kaçıyor.

Genelde market veya iş yerlerine birden fazla zanlı giderek, birisi kasada alışveriş yaparken diğerleri kasiyerin dikkatini dağıtmaya çalışıyor. Elinde 100 veya 200 TL gibi banknot tutan zanlı, bir yandan da kasiyerle sohbet ederek, kafasını karıştırmayı başarıyor. Kasiyer, zanlının uzattığı paraya göre üzerini hazırlayıp verirken, zanlı parayı verdiğini iddia ederek hızlıca oradan uzaklaşıyor.

”Tırnakçılık” yöntemi ise son aylarda özellikle İran ve Suriye uyruklu kişiler tarafından sıklıkla yapılıyor. Zanlılar, üzerinde yüklü miktarda para olduğunu bildikleri, takip ettikleri bir kişiyi durdurup Türk parasını tanımadıklarını kendilerine üzerinde varsa göstermelerini istiyor. Genelde zanlının yanında bulunan kadın vatandaşın dikkatini dağıtırken, parayı alan zanlı sayarken, el çabukluğuyla desteden iki parmağını kullanarak paraları çekip avucunun içinde saklayarak dolandırıyor.