Doğru söze ne denir? (4) (Köşe yazısı 29.06.2019 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Son seçimle ilgili sosyal paylaşım sitelerinde, televizyonlarda, basında yazılanların çoğu, iktidar partisi ve ittifakının yanlışları üzerine.

Ancak, konuşanların çoğu ‘taklacı güvercin’leri bile kıskandıran ‘dönme dolaplar.’

Bazıları ise gerçekten ‘inanmış, doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen, sürekli konuştuğu için partilerinde adeta dışlanmış’ insanlar.

Sonuçta, parti içi muhalif, ister genel merkezde isterse il ve ilçe teşkilatlarında ayrışma, kopma, yeni parti arayışı içinde.

Zaten bu yeni oluşumda sanırım Eylül-Ekim’de netleşir gibi.

***

Geçmişte, seçim yenilgilerinin başlamasından, makam ve mevkiler gittikten, bittikten sonra ‘takiyyeci taklacıların, dönme dolapların’ nasıl fırıldak olduklarının filmini bizim kuşak çok izledi, halende çok yakından izlerken, gülüp geçiyor.

Son yıllarda AKP’den, MHP’den kopanların, kopmamış gibi gözüküp film çevirenlerin, yeni oluşumlar için yoklamaları, yer bulma çabaları devam ediyor.

Ama, siyasette yeni yüz arayışları ‘çok sesli’ sürüyor.

Eskilerde ‘yüz eskimesi, ekran manyaklığı’ eleştirileri çoğaldı.

Onca yıldır aktif siyasetin içinde olan, ‘şımarık çocuklar’dan kaçını bugün sokaklarda görüyorsunuz?

***

Son seçimle ilgili yazıma, ilgimi çeken AKP’li eski Melikgazi Belediye Meclis üyesi, Strateji Derneği başkanı avukat Mustafa İlhan’ın partisini ‘uyaran, özeleştiri yapan’ paylaşımını alarak tamamlamak istiyorum.

DOST ACI SÖYLER

Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Mersin ve diğerlerinde CHP belediyeciliği başladı. Şimdi olacakları yazacak olursak CHP li belediyeler yatırım v.s. kesinlikle düşünmeyecekler. Çünkü mazeret hazır “iktidar bize yardım etmiyor, biz de yatırım yapamıyoruz” diyecekler. Peki ne yapacaklar; kültürel etkinlik adı altında kendilerine destek veren sanatçılarla halkı mutlu etmeye çalışacaklar. İlk icraat olarak öğrenci biletlerini yüzde 50 olarak belirleyip gençliği yanlarına aldılar bile . Bir aşama sonrası fakir ve dar gelirli kendilerine söz verilen binlerce kişiyi belediyelere işe alıp doldurmak olacak. Bütçelerinin tamamı bu işe gitse de önemli değil. Bir sonraki seçimleri garanti altına almak için yatırım yapacaklar. Kentsel dönüşümde de kendilerine oy veren kesimlerin kaldığı mahallelere öncelik verilecek. İktidar yapacaklarına engel olmaya kalkarsa hemen gezi zihniyeti harekete geçirilecek. Bu örnekleri ve daha sonra yapılacakları öngörerek çoğaltmak mümkün. Ancak ben bu kadarını yeterli görüyor ve iktidar belediyelerinin icraatları ile ilgili yazmak istiyorum.
Ak parti belediyeciliği maalesef zengin belediyeciliği olmuştur. Belediye başkanları sadece zenginlerin düğünlerine, açılışlarına giderler. Özal gibi zengini severler. İşçi, memur, emekli, küçük esnaf, köylü onlar için oy alınacak ancak ekonomik özgürlüğünü kazanamadığı için beraber iş yapılacak, parti yönetimlerinde yer verilecek, danışılacak kişiler değildir. Bir yere bir kişi alınacaksa liste yapanlara kimler ulaşabilirse onlar işe alınır. Dava adamlığı, hizmet v.s. önemli değildir. Seçim döneminde koşturan bilhassa hanım kardeşlerin çocukları işsiz gezer önemli değildir. Bu yazdıklarıma rağmen bir kez olsun Ak partiye oy vermekten geri durmadım. Hatta benim takipçilerim iyi bilir seçim dönemlerinde bana “ sen Ak parti yöneticilerinden daha fazla uğraşıyorsun “ diye bana takılanlar olur.
Ak partili belediyeler ilk paragrafta yazdıklarımı iyi analiz etmezler ve CHP belediyeleri ise yukarıdaki gibi popülist yaklaşımlarına devam ederlerse eminim ki gelecek seçimde İç Anadolu illeri de gider. Oyu Eskişehir bağlarından, Hürriyetten ve Belsin’den, Yemliha’dan, işçiden, memurdan, köylüden, esnaftan alıp hizmeti Alpaslan’a yapanlara daha fazla pirim vermez. Aynı durum Ak parti geneli açısından da böyledir. Oyu Konya, Kayseri’den alıp yatırımı İstanbul’a, İzmir’e yapmaya devam ederse yine aynı sonuçla karşılaşır.
Adaletli davranmak, kendine oy verenleri değil de tüm belediyeleri korumak doğru olan olsa da şimdi karşılaştırma zamanı olduğu vatandaş kesesine gireni düşündüğü için doğru değildir. CHP belediyeleri popülist politika ile belediye bütçelerini hizmete değil de oy veren ve verecek kesimlere harcarken, Ak partili belediyeler kendine oy verenleri çantada keklik görüp o da eski politikalarına devam ederse kaybeden kendileri olur.
Dost acı söyler…

***

Bence seçimden sonraki toplantıları, şovlara, gezilere bakarsanız, bu şımarıklık fazlasıyla devam ediyor.

İstanbul’daki seçim bir yana, zirve rakamları sonrası seçimlerde oy kaybı oranları ortada.

Sokaktaki seçmen, vatandaş, tepkilerin çoğu ‘gözleri doymadı’ üzerine.

Bendende dostane uyarı bu olsun.