Dijitalleşen birgi Mefar, Sağlık ve fitness mobil uygulamaları ile Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu

Dijitalleşen Birgi Mefar Grubu’nun verimliliği her yıl hızla artıyor

Türkiye’nin en eski ve en büyük steril üretim hizmeti şirketi Birgi Mefar Grubu’nun dijital dönüşüm süreci 2009 yılından bu yana şirketin iki üretim tesisinde sürdürülüyor. Devam eden dijitalleşme çalışmalarıyla verimliliklerini hızla artırdıklarını belirten Birgi Mefar Grubu Bilgi Teknoloji Müdürü Seval Gündüz, yönetim sistemlerinde ve firma hedeflerinde her yıl elde ettikleri kayda değer iyileştirmelerle ilerlediklerini ve üretimde sağlanan verimlilik sonucu satışlar arttığı için ihracat potansiyelinin de aynı oranda arttığını söyledi. Operasyonların dijitalleşmesinin iş akışları ve performansa yüksek katkı sağladığını vurgulayan Gündüz, makine ömürlerinde büyük bir artış yaşanırken destek sistemlerinde de iyileşmeler olduğunu belirtti. Birgi Mefar, bu çalışmaları dünya genelinde 300’den fazla fabrikayı dijitalleştiren teknoloji şirketi Doruk ve akıllı üretim yönetimi sistemi ProManage ile 11 yıldır her yıl artan şekilde ve yüksek katma değerli olarak sağladıklarını ifade etti.

Türkiye’nin en eski ve en büyük steril üretim hizmeti (CMO) veren sanayi kuruluşu Birgi Mefar Grubu, 2009 yılından bu yana iki üretim tesisinde sürdürdüğü dijitalleşme çalışmalarıyla verimliliğini hızla artırıyor. İstanbul Kurtköy ve Samandıra’daki iki üretim tesisinde yaklaşık 800 çalışanıyla üretim hizmetleri verdiklerini söyleyen Birgi Mefar Grubu Bilgi Teknoloji Müdürü Seval Gündüz, şirketin dijitalleşme faaliyetleriyle ilgili şu bilgileri verdi: “Samandıra’da yer alan Birgi tesisimizde ilaç üretimlerinde kullanılmak üzere boş ampul ve boş flakon üretimi yapılırken, Kurtköy’de yer alan Mefar’da ise ilaç üretimi yapıyoruz. Her iki tesisimiz, sadece Türkiye’nin değil yakın coğrafyanın en yüksek kapasiteli ve farklı formlarda aynı anda üretim yapabilen öncü tesisleri olarak dikkat çekiyor. 2009 yılında üretim tesislerimizde iş başlatma, bitirme, işlem tamamlama, operatör, süreç, ürün, arıza ve takip olmak üzere üretimimizin her noktasında dijitalleşme çalışmalarına başladık. Üretim noktalarımızın çalışma koşullarını dijital araçlarla takip ederek şartlarımızın kontrollerini online olarak anlık takip ettik ve uyarılarla destekledik. Yapa zeka, artırılmış gerçeklik uygulamaları, radyo frekans terminalleri, kameralar, sistem entegrasyonları ve geniş bir ağ yapısıyla çok sayıda endüstriyel ekipman kullanarak dijitalleşme sürecinde hızla ilerliyoruz. Her yıl yeni dijital araçlarla güçlenerek büyürken pazar liderliğimizi sürdürmeyi hedefliyoruz.”

Verimli üretim sayesinde tüm satışları arttığı için ihracat potansiyeli de aynı oranda artan firma, Avrupa ve yakın coğrafyanın aşı üretim merkezi olmayı başardı.

Makine duruşlarının sürekli olarak değerlendirilip ölçeklendirildiğini söyleyen Gündüz, sözlerine şöyle devam etti: “Ölçülemeyen, izlenemeyen, şeffaf olmayan hiçbir sistemin iyileştirilemeyeceğini düşünüyoruz. Bu yüzden dijitalleşme sürecimizde tercihimiz; Türk sanayisindeki tecrübesi, sahip olduğu yetkinlik, tecrübe, yazılım kadrosu, hızlı değişim ve gelişimleri, sektördeki başarıları, referansları ve güncel teknolojiye uyumu nedeniyle teknoloji şirketi Doruk oldu. Dijitalleşme çalışmalarımız kapsamında makine duruşları, operatör performansı ve tüm birimlerin üretimi online olarak anlık izlendi. Böylece iş akışlarımıza ve performansımıza büyük oranda katkı sağlandı. Bakım ve onarım süreçlerimizde devreye giren sistem sayesinde zamanında doğru bakımlar ve onarımlar yaparak makine ömürlerinde büyük bir artış elde ettik. Tüm firma yönetim sistemlerinde, ana ve alt hedeflerimizde her yıl minimum yüzde 5’lik iyileştirmelerle ilerledik. Üretim hedeflerimizi takip ederek sürekli iyileştirme hedefleriyle ilerlemeye devam ediyoruz. Tüm yönetim süreçlerimizin içindeki değerleri her bir başlıkta anlık olarak izliyoruz ve her yıl mutlaka bir önceki yılda ulaşılan değerlerin üzerinde iyileştirmeleri hedefliyoruz. Odağımız daima iyi ve doğru üretim teknikleri kullanarak her adımda kaliteli süreçlere imza atabilmek ve kaliteli ürün üretebilmek. Bugün operasyonel olarak mükemmel sonuçlara ulaşmak için gereken 5S, 6N, Yalın Yönetim ve Kaizen gibi tüm aktiviteleri ve teknikleri kullanabilir ve uygulayabilir konuma geldik. Verimli üretim sayesinde tüm satışlarımız arttığı için ihracat potansiyelimiz de aynı oranda arttı. Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği tarafından verilen 2019 Yılı İhracatın Şampiyonları Ödül Töreninde cam-ambalaj kategorisinde en fazla ihracat yapan 5’inci şirket olduk. Aynı zamanda Avrupa ve yakın coğrafyanın aşı üretim merkezi olmayı başardık.”

“Dijitalleşme yolculuğumuzda Doruk uzun yıllar birlikte yürümeyi planladığımız partnerimiz”

Dijital dönüşüm sürecinde çözüm ortağı seçerken yüksek kalite standartları, yetkin kadro, teknolojik gelişim, büyüme potansiyeli ve güvenin en önemli faktörler olduğunu vurgulayan Seval Gündüz, sözlerini şöyle tamamladı: “Güvenilir, çalışkan, esnek ve hızlı bir iş ortağı gelişimimiz için çok önemli paya sahip. Sanayiye yönelik çalışmalar yürüten, ülkemiz için ileri teknolojiyle çalışan firmalarla iş birliği yaparak sektördeki gücümüzü artırıyoruz. Önümüzde çok uzun bir dijital dönüşüm yolculuğumuz var ve bu yolda Doruk ile birlikte yürümeye devam etmek istiyoruz. Hem ülkemiz ve sektörümüz hem de hepimizin yarınları için daima en iyiye ulaşmak üzere çalışmaya devam edeceğiz.”

Akıllı ve dijital üretim yönetimi ProManage ile Doruk, sanayicilerin gelecek planlarında vazgeçilmez partneri olarak onları geleceğin rekabetine bügünden hazırlıyor.

Yeni dünya düzeniyle birlikte sağlık sektöründe üretim verimliliği daha da büyük önem kazanıyor. Yapay zekâ, artırılmış gerçeklik, IIoT, makine öğrenmesi ve görüntü işleme teknolojileriyle tam entegre olan dünyadaki tek akıllı üretim yönetim sistemi ProManage ile Doruk, otomotiv, beyaz eşya, plastik, kimya, gıda ve ambalaj gibi pek çok endüstrinin yanı sıra ilaç sektörüne de ileri teknoloji çözümler sunuyor. Üreticilerin güncel ihtiyaç ve talepleri, teknolojik gelişmeler ve uluslararası trendler ışığında sistemlerini sürekli olarak geliştiren Doruk, sisteme yeni özellik ve işlevler eklenmesi sayesinde işletmelerin dijital Üretim Operasyonları Yönetimi (MOM-Manufacturing Operations Management) ve Üretim Yürütme Sistemleri’ni (MES-Manufacturing Execution System) çağın gereklerine uygun şekilde gerçekleştiriyor. Akıllı ve dijital üretim yönetimi sistemi ProManage, işletmelerin dar boğazlarını, zayıf yönlerini, gelişime açık noktalarını sürekli olarak gösteriyor ve bu açıkların iyileştirilmesi için işletmeyi uyarı mesajları ve farklı yollarla bilgilendiriyor. ProManage ile anlık üretim organizasyonlarının yapılmasına ek olarak işletmede normalde fark edilmeyen hız düşümü, duruş, arıza, bekleme ve kalite kayıpları nedenleriyle birlikte görünür hale geliyor ve analizler yapılarak kök nedenlerinin tespit edilmesi yoluyla önlem alınması ve sorunların giderilmesi mümkün oluyor. Doruk, kağıtsız işletmelere geçiş sağlayan ürün ve çözümleriyle üretim planlama, üretim izleme, üretim performans takibi, duruş analizi ve kayıp analizi yaparak işletmelere kayıplarını bulma ve yok etme fırsatı sunuyor.

Doruk’un dijital ve akıllı üretim yönetimi sistemiyle 2 ayda yatırım maliyeti geri kazanılıyor

Fabrikalar ve üretim işletmelerinde hız ve verimlilik artışı sağlayan sistemleriyle Doruk, maliyetlerin azalmasına ve teslim sürelerinin önemli ölçüde kısalmasına imkân tanıyor. Sanayiciler dijital ve akıllı üretim yönetimi sistemi ProManage’ı kullanmaya başladıktan yaklaşık 2 ay sonra bu sistem için yaptıkları yatırımı geri alabiliyor. 2 ay sonunda minimum yüzde 10 olmakla birlikte genellikle yüzde 20’ye varan oranda verimlilik artışı sağlanıyor. Yıl olarak düşünüldüğünde ise örneğin ayda 1 milyon Euro’luk girdi maliyeti olan bir işletme için 10 ayda yapılan 10 milyon Euro’luk masraf 8 milyon Euro’ya düşüyor ve işletme yılda 2 milyon Euro tasarruf edebiliyor. Özetle, Doruk’un üretim yönetimi sistemi ProManage’ı kullanan firmalar, üretimlerini daha verimli ve çevik hale getiriyor, kayıplarını tespit edip azaltarak maliyetlerini ve rekabetçiliklerini yönetebiliyor, alanlarındaki lider firmalara dönüşüyorlar.

Sağlık ve fitness mobil uygulamalarına talep yüzde 67 arttı

Kasım 2020Pandemiyle beraber insanların spora daha çok ihtiyaç duyması ancak spor salonlarına olan mesafeli duruş, sağlık ve fitness mobil uygulamalarının kullanım oranlarını rekor oranda artırdı. Bu uygulamaların indirilmesinde geçen yıla oranla %67 artış kaydedildi. 2020’nin ilk çeyreğinde indirme sayısı 593 milyona ulaşan sağlık ve fitness uygulamalarının, 2020 yılı sonunda 656 milyonu bulacağı öngörülüyor. Yakın gelecekte ise giyilebilir teknolojiler ve VR-AR teknolojileri spor endüstrisine farklı bir boyut kazandıracak. Spor Fütüristi Hakan Demiray, yurtdışında kullanımı giderek yaygınlaşan bu teknolojilere Türkiye’nin nasıl ayak uyduracağından ve Let’s Club olarak dijitalleşme yönündeki planlarından bahsetti.

 Teknoloji ile birlikte günümüzde birçok alan şekil değiştiriyor. Spor sektörü de bunlardan bir tanesi. Kullanılan mobil uygulamaların çeşitliliği ve pratikliği insanları bir süredir spor salonlarından uzaklaştırmıştı. Ancak pandemiyle beraber gelen tedirginlik insanların spor salonlarına olan mesafeli bakış açısını daha da artırdı. Yapılan araştırmalara göre dünyada olduğu kadar Türkiye’de de sağlık ve fitness gibi mobil uygulamaların indirilme oranlarında büyük artış yaşandı. Pandemiyle birlikte spor uygulaması kurulumlarındaki artış oranlarını derleyen mobil ölçümleme şirketi Adjust’a göre, salgın ile birlikte bu uygulamaları kullanan kişi sayısı; Nisan ayında 339,7 milyon ile Ocak ayına göre yüzde 83,6 ve Mart ayına göre yaklaşık yüzde 42 artışla zirve yaptı. 2020’nin ilk çeyreğinde sağlık ve fitness uygulamalarının indirme sayısı 593 milyona ulaştı. 2020 yılı sonunda ise bu oranın 656 milyona ulaşması öngörülüyor.

“Dijitalleşmeyen sektör ağır kayıplar verebilir”

Adjust verilerini değerlendiren Hakan Demiray; “Bu kıymetli araştırmada en dikkat çeken veri, ülkemizde Şubat’a göre Nisan ayında fitness uygulamalarının kurulumunda yüzde 144’lük bir artış yaşanması. Bu da gösteriyor ki, pandemi dönemiyle beraber insanların spor alışkanlıkları ciddi oranda değişti ve dijitalleşti. Cep telefonlarına yüklenen uygulamalarda zaten bir artış vardı ancak salgın bu artışı ikiye katladı. Artış katlanarak devam edecek. Değişen spor alışkanlıklara paralel olarak spor sektörü dijitalleşmezse özellikle spor salonlarında ciddi kayıplar yaşanabilir. İnsanlar bu dönemde spor yapmanın önemini daha çok anladı ve dijitalleşmeye olan yatkınlık mobil uygulamaları sevdirdi. Bundan sonraki süreçte spor sektöründeki yöneticilerin farklı dinamiklere fokus olması gerekiyor. Artık, gündemimizde dijitalde süreklilik, spor disiplini edindirme ve kişi odaklı uygulamalar var. dedi”

Sporda Yeni Trend: Giyilebilir Teknolojiler

Teknolojik gelişmelerle spor salonlarına duyulan ihtiyacın azalacağını belirten Demiray, “Spor odaklı teknolojik cihazların ardı arkası kesilmiyor. Sadece mobil uygulamalar değil aynı zamanda giyilebilir teknolojiler de spor sektöründe geniş yer bulacak. Nabız ve solunum hızı, atılan adım, yakılan kalori sayısı, kat edilen mesafe ve hatta uyku düzeni, duruş ve kas gerilmeleri gibi çeşitli vücut parametrelerini ölçmek için sensörlü akıllı giysilerin kullanımı daha yaygın gelecek. Akıllı saat ve akıllı bileklik başlangıç oldu. Ardından akıllı ayakkabı, gözlük ve dahası gelecek.” dedi.

 Drone ile mekan bağımsız özgür spor

“2021 yılına kadar 560 milyon adet giyilebilir cihaz olacağı tahmin ediliyor” diyen Demiray konuşmasına şöyle devam etti: “Giyilebilir teknoloji endüstrisinin 2022’ye kadar 27 milyar doların üzerinde olacağı öngörülüyor. Hatta dış mekan egzersiz programlarına entegre olacak drone’lar uzun mesafe koşucuları ve yüzücülerin spor rutinlerine dahil olacak. Sanal ve artırılmış gerçeklik uygulamalarının da yurtdışında örnekleri mevcut. Akıllı aynalar bazı evlerde yerini almış durumda. VR ve AR teknolojileri; akıllı sensörler ve kişiye özel eğitim programıyla evde kendi başınıza kickboks yapma imkânı sunuyor. Açık hava deneyimi sunan fitness makineleri, kullanıcıya ciddi bir efor sarfettirerek kürek çekme deneyimi yaşatıyor. Bunlar gibi daha birçok benzersiz örnek var. Bütün bunlar spor salonlarını tamamen ortadan kaldırmasa da kişiye mekan bağımsız, daha bireysel ve özgür alanlar yaratacak.”

Demiray: “Dijitale Yatırım Yapan Kazanacak”

Sağlık ve fitness ile ilgili dünya çapında kullanılan birçok başarılı Türk girişimi mobil uygulamanın olduğunu söyleyen Demiray, “Türkiye’nin en büyük metrekareli spor kompleksi olarak Let’s Club, pandemiyle birlikte çok hızlı hareket etti ve ülkemizdeki ilk açık hava spor salonunu açtı. Salonumuza yapacağımız yatırımla birlikte kişiye özel alanlar oluşturmakla kalmayıp, VR ve AR teknolojisini uygulayan ilk salon olacağız. Bununla birlikte 2021 yılında dijitalleşmeye yaptığımız yatırımın en büyük meyvesi olarak çok kapsamlı bir mobil uygulamayı da hayata geçireceğiz. Hedefimiz spor sektörünü motive edecek çalışmalara imza atmak ve sektöre ilham vermek ” dedi.

Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu, pandemide aile ilişkilerini ve çocukların adalete erişimini ulusal ve uluslararası boyutta mercek altına alıyor
Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu tarafından düzenlenen “Çocuk Hakları Bağlamında Adalete Erişim ve Pandemi Dönemi” başlıklı zirve, 17 Kasım 2020 tarihinde online olarak gerçekleştiriliyor. Türkiye’de ve dünyadaki mevzuatlar ve uygulamaların alanında uzmanlar tarafından tartışılacağı zirvede özellikle pandemi döneminin etkisi değerlendirilecek. Zirve’de aynı zamanda, GfK tarafından gerçekleştirilen “Pandemi döneminde aile ilişkilerindeki değişiklikler” araştırma raporunun sonuçları açıklanacak.
Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu, “Dünya Çocuk Hakları Günü” kapsamında her yıl, çocuk haklarıyla ilgili bir konuyu derinlemesine tartışmak için uzmanlarla bir araya geliyor. Çocuk hakları konusunda farkındalık yaratmayı amaçlayan zirve, pandemi önlemleri nedeniyle 17 Kasım’da Zoom üzerinden gerçekleştirecek ve aynı zamanda Youtube’dan da canlı olarak izlenebilecek. Açılış konuşmalarıyla başlayacak olan zirve, öğleden sonra paralel oturumlarla devam edecek. Her oturum için açılan Zoom ve Youtube bağlantısıyla katılımcılar, tercihlerine göre konuşmaları dinleyebilecek.
Ulusal ve uluslararası pek çok konuk konuşmacının yer alacağı zirvede; ortak velayet, çocuk kaçırma ve alıkonulması, çocuk işçiliğin sosyal ve hukuki durumu, çocuk istismarı ve çocuğun teslimi gibi konular tartışılacak. Zirvede, GfK Türkiye tarafından gerçekleştirilen ve pandemi döneminde aile ilişkilerindeki değişiklikleri irdeleyen araştırma sonuçları ilk kez açıklanacak.
Zirvenin açılış konuşmasını Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu ve Koruncuk Vakfı Başkanı Av. Figen Özbek ile birlikte İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Gaziantep Belediye Başkanı ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Fatma Şahin yapacak. Türkiye’den UNICEF Başkan Yardımcısı Nona Zicherman ve AB Başkanlığı Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan ile birlikte akademik ve mesleki deneyimleri bulunan konuşmacı listesinde, uluslararası boyutta Hollanda Lepca Üyesi Catelijne Boshouwers, İspanya Lepca Üyesi Adriana de Ruiter ve MIKK Uluslararası Aile Uyuşmazlıkları ve Çocuk Kaçırma Suçları ile İlgili Arabuluculuk Merkezi Başkanı Ischtar Khalaf-Newsome bulunuyor.
Ayrıntılı program bilgisi ve bağlantı linkleri aşağıda yer alıyor.

  • Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu’nun amacı, çocukların eğitimleri, yoksunlukları, içinde bulundukları yaşam risklerini düzeltmek ve bu konuda sadece çocukların üstün yararlarını gözetmek üzere siyaset üstü bir platform olarak bilimsel çalışmalar ve uygulamalar yapmaktır.
  • Ayrıntılı program ve bağlantı linkleri:

 ÇOCUK HAKLARI BAĞLAMINDA ADALETE ERİŞİM ve PANDEMİ SÜRECİ FORUM
Tarih:  17 Kasım 2020, Salı
Saat:   10:00-18:00
Platform Sekretaryası adına Tuğba Uğur; 0532 434 98 98 | info@cocukhaklarinikorumaplatformu.org
MODERATÖRLER:
Sezin Sivri Profesyonel Koç, Eğitmen ve Köşe Yazarı
Dr. Öğr. Üy. Aslıhan Öztezel Beykent Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Ceza ve Ceza Yargılaması Anabilim Dalı
Ebru Kalyoncu Ege Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı
PROGRAM
10:00-11:00    Açılış Konuşmaları  (Protokol)
Av. Figen Özbek Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu Başkanı
Tunç Soyer İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı
Fatma Şahin Aile Ve Sosyal Politikalar Kurucu Bakanı, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı
Birinci Oturum / 11:00-12:00
Pandemi Sürecinde Aile İlişkilerindeki Değişiklikler: Araştırma sonucu ve uzman değerlendirmeleri
Moderatör: Sezin Sivri
Hande Diker GfK Adhoc Araştırma Çözümleri Direktörü
Funda Ayra, Pedagog / Okan Üniversitesi SHMYO Çocuk Gelişimi Programı Öğretim Görevlisi
Çiğdem Toksoy Psikolog, Çift ve Aile Terapisti  
İkinci Oturum* / 13:00 – 18:00 
*İkinci oturum 14:30 – 18:00 arasında, paralel etkinlik formatında gerçekleştirilecektir.
13:00 – 14:00 Pandemi döneminde çocuklar hangi haklarından mahrum kaldı?
Moderatör: Sezin Sivri
Nona Zicherman UNICEF Başkan Yardımcısı
İlkay Süalp İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Projeler Dairesi Başkanlığı, Aile ve Çocuk Hizmetleri Şube Müdürü
Melda Akbaş Çocuk Hakları Uzmanı  
14:30 – 16:30 Paralel Oturumlar
A. Pandemi Sürecinde ve Öncesinde Çocuk İşçilerin Sosyal ve Hukuki Durumu
Moderatör: Sezin Sivri
Fatma Şahin Aile Ve Sosyal Politikalar Kurucu Bakanı, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı
Av. Filiz Saraç Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi
Nejat Kocabay ILO Türkiye Ofisi Kıdemli Program Yöneticisi
Melek Aykaç Sosyal Hizmet Uzmanı
Av. Azade Ay Düzce Baro Başkanı
Ebrize Çeltikçi Çocuk Hakları Zirvesi Derneği ve Bakırköy Çocuk Masası Başkanı
B. Ulusal ve Uluslararası Hukuk Bağlamında Ortak Velayet
Moderatör: Ebru Kalyoncu
Prof. Dr. Pervin Somer Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi
Av. Dr. Figen Samuray Koruncuk Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi
Necil Beykont Bahçeşehir Üniverstesi Öğretim Görevlisi
Dr. Müge Kiremitçi Öztürk Uzman Psikolog
C.  Lahey Sözleşmesi Bağlamında Çocukların Alıkonulması ve Kaçırılması ile İlgili Türkiye ve Uluslararası Hukuk Uygulamaları
Moderatör: Dr. Öğr. Üy. Aslıhan Öztezel
Av. Barış Kaşka  Lexius Legal Avukatlık Ofisi Kurucu Ortak
Uluslararası Çocuk Kaçırma Suçları Uzman Hukukçu
Ischtar Khalaf-Newsome MIKK Uluslararası Aile Uyuşmazlıkları ve Çocuk Kaçırma Suçları ile İlgili Arabuluculuk Merkezi Başkanı 
Adriana de Ruiter İspanya Lepca Üyesi – İspanya Çocuk Kaçırma Uzman Avukatlar üyesi
Catelijne Boshouwers Hollanda Aile Avukatlar Birliği Üyesi, LEPCA Hollanda Üyesi, Hollanda Aile Hukuku Arabulucusu, Çocuk Kaçırma Davaları Uzmanı
16:30 – 18:00 Paralel Oturumlar
D. STK’ların pandemi çözümleri üzerine
Moderatör: Sezin Sivri
Bülent Özcan Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı, Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü
STK Sunumları:
Bebek Ruh Sağlığı Derneği
Çift ve Aile Terapileri Derneği
Ege Çağdaş Eğitim Vakfı
Hayat Sende Derneği Gençlik Akademisi
Türk Psikologlar Derneği
Uluslararası Kadınlar Dayanışma Derneği
E.  Türk Hukuku Uygulamasında ve Pandemi Sürecinde Çocuğun Teslimi
Moderatör: Ebru Kalyoncu
Deniz Koçoğlu Adli Psikolog
Av. Gamze Karaoğlu İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi
F. Pandemi Öncesi ve Pandemi Sonrası Çocuk İstismarı
Moderatör: Dr. Öğr. Üy. Aslıhan Öztezel
Esra Özsüer Maya Vakfı Kurucu Başkanı
Av. Selmin Cansu Demir
Cansu Çabucak Hümanist Büro Araştırma Görevlisi