Devlet radyo ve koroları…(3) (Köşe yazısı 09.03.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com

Devlet radyo ve koroları’ başlıklı yazıma kaldığım yerden devam ediyorum.
Bence Kayseri müzikli tanıtımları yapılırken, klasik bölgeler, taklitler, kopyalama-yapıştırmalar ile değil. Kayseri’de yaşayan kültür-sanat-doğaseverlerin katılımı, desteği ile yapılmalı.
Tabi bundan önce, Kayseri her zaman ‘ilk’lerin şehri ise ‘ yeni bir ilk’in öncüsü olmalıydı.
Devlet radyosu ve korosu Kayseri’de unutulmamalı, ‘Kayseri mi, Erciyes mi?’ artık adı ne olursa olsun Ankara, İstanbul, Çukurova, Erzurum, Trabzon, Diyarbakır radyosu gibi ivedilikle yayına başlamalı.
Madem, Kayseri bir çok alanda olduğu gibi, kültür ve sanatta da başarılı o zaman bugüne kadar bu şehirde sosyal hayatın canlanmamasının nedeni olan ‘kültür ve sanat faaliyetleri’nin göstermelik yapılmasında suçlu aranmak yerine ‘Devlet korosu ve tiyatrosu’ kurulmalı.
Kayseri’de kültür ve sanat faaliyetlerinin canlanması kim ne derse desin Orhan Düzgün’ün Kayseri Valiliğine atanması ile başladı. Göstermelik yapılan kültürel faaliyetler, kurumdan başlayarak, çeşitlenir, hareketlenir, renklenir oldu. Turizmde öyle.
Kayseri Büyükşehir Belediyesi Konservatuvarına bakarsanız, harcaması büyük, faaliyetleri kısır, yetiştirdiklerine vefasız, hocaları tartışılırdı. Biraz bu imaj değişmeye başlasa da, durum aynı.
Kayseri Kültür ve Turizm il Müdürü İsmet Taymuş, yıllardır Kayseri’de. Sporda, kültürde, turizmde hareketli görünümü var. Ancak Kayseri’de bunlar bir türlü gelişmedi.
Şimdi Bakanlık Kayseri, Sivas, Gaziantep, Kırşehir, Nevşehir, Malatya, Erzurum ve Kahramanmaraş’ı pilot il seçerek, Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, Tasavvuf müziği gibi yerel müzik eğitimleri, koroları, oluşumları, konserleri üzerine geniş çaplı bir araştırma yaptırıyor. Kayseri’de de 5’i Konservatuvar bünyesinde 11 koroyu iki gün içinde tek tek dinledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğünden sanat yönetmeni Dr. Cumhur Koca, Kemal Sekmen, Semih Caner, beraberinde Kayseri Kültür ve Turizm il Müdürü İsmet Taymuş, Kültür Sanat Şube Müdürü Erkan Erdoğan, Devlet Türk Müziği Topluluğu Şube Müdürü Mahmut Harmancı ile korolardaki sazları, bayan ve erkekleri, gençleri, öğrencileri toplu ve soruları ile tek tek dinledi.
Bakanlığın Kayseri’deki saha araştırmaları sırasında bende, Kültür ve Turizm Müdürlüğü Türk Sanat Müziği, Kayseri Büyükşehir Belediyesi konservatuvarı Türk Halk Müziği Kent Korosu, Erciyes Kar Kaplanları ve Eczacılar Odası Türk Sanat Müziği korolarını dinlerken hem koro elemanı olarak görev aldım hem de Kayseri’nin kültür, müzik hayatı üzerine görüşlerimi söyledim.
Bakanlıktan gelen Dr. Cumhur Koca, Kemal Sekmen ve Semih Caner, o görevlere bileklerinin hakkı ile nasıl geldiklerini uygulamalı da gösterdi. Özellikle Dr. Cumhur Koca, yeri geldi koroların söylediklerine eşlik etti, yeri geldi sorguladı, yeri geldi ud alarak çaldı ve sesi ile örnekler verdi. Korolardaki insanlar bu alçak gönüllülük, samimiyet ve içtenlik karşısında mest oldu. Dr. Cumhur Koca’da, dinlediği korolardaki bazı insanların samimi istekleri karşısında duygularını söyledi.
Tabi, işi bilen insanlardan ve korolardan çıkan sonuç ‘Devlet korosu, tiyatrosu ve Kayseri Devlet radyosu’ isteği idi.
Ben yaklaşık 10 yıldır Kayseri Büyükşehir Belediye Konservatuvarı içinde, THM korosunda, Kent korosunda, çeşitli özel korolardayım.
Ankara’da ilk gittiğimiz ‘kadim Kent Kayseri’ etkinliğine belki güleceksiniz ama, ücretli giden sazlar dışında korodaki gönüllü hiçbir ücret talep etmeden giden insanları oraya belediye otobüsü ile götürdüler. Yoldaki yemek ve diğer giderlerini kendilerine harcattılar. O gün bundan yakınan bugün ki hocalar, Daire başkanına ben bu durumu iletince ‘hep böyle yapıyoruz’ ayaklarına yattılar.
İkinci ‘Kadim Kent Kayseri’ etkinliğine de benzer şekilde belediye otobüsü ile götürmek ve harcamaları yine korodakilere yaptırmak istediler. Durumu o dönemki büyükşehir belediye başkanı Mehmet Özhaseki’ye ben iletince ‘tur otobüsü ile götürme ve harcamaları karşılama’ya dönüştü.
Konservatuvardaki ilk günlerde kayıt yaptıranlardan fotokopi ücreti bile toplandı. Konserler öncesi de kravat ve bazı ihtiyaçlar için ücretler.
Şimdi sizlere soruyorum.
Kamu kurum ve kuruluşları, bunlar için ayırdığı bütçeler varken, bu kafa ile Kayseri’de nasıl ‘Türk müziği’ne katkıda bulunacak, kültür ve sanatı geliştirecek?
Kültür ve sanata gönüllü bu kadar insana ‘teşekkür ve çam sakızı çoban armağanı’ bırakın giysi hediyesini, kravatı bile çok görenler, kendilerine gelince fatura kabartacaklar?
Kayseri’de kültür ve sanatın gelişmesi için artık göstermelik olman ‘kurs ve eğitim’den uzak Konservatuvar yerine ‘Devlet korosu, Devlet tiyatrosu, Devlet Kayseri Radyosu’ gibi daha ciddi, daha kalıcı tesisler ivedilikle inşa edilmeli.
Bu işler, birilerinin koltuğunun sağlamlaşması, birilerinin kendilerini pazarlayarak ticaret yapması, birilerinin de taklit ve içi bir çok soru işaretli film-klip çekmesi ile olmuyor.