Develi Belediye Başkanı Cabbar “Siyaset, gönül alma sanatıdır”

Belediyecilik faaliyetleri içinde bulunan “yol yapmak” Kayseri’nin şirin ilçesi Develi’de biraz daha farklı uygulanıyor. Burada yollar vatandaşın kalbine doğru yapılıyor. “Siyaset, gönül alma sanatıdır” diyerek hareket eden Mehmet Cabbar, 2014 yılında Develi halkına hizmet vermek için adaylığını koymuş ve üç yılını geride bir belediye başkanı.
Develi’de siyasetin kalplere giden yollarını dinlemek üzere Develi Belediye Başkanı Mehmet Cabbar’ı ziyaret ettik. İsterseniz şimdi kendisini ve ilçesine yaptıklarını anlatması için sözü Belediye Başkanı Mehmet Cabbar’a bırakalım…

Sizi tanıyabilir miyiz?

1974 Develi doğumluyum, evli ve 3 çocuk babasıyım. Eğitim hayatımın tamamı Develi’de geçti. Ayrıca ilkokul üçüncü sınıftan beri çalışıyorum. İlçemizde bir gelenek vardır, ekonomik durumunuz iyi ya da kötü fark etmez muhakkak çocuklar ilkokul çağında bir işe gönderilir. Hem yetişsin hem de esnaflığı öğrensin diye çocukları bir yere, bir tanıdığın yanına verirler. Beni de ilkokul üçüncü sınıfa yeni geçtiğim zaman bir gün oyun oynarken annem çağırdı ve ‘Oğlum bundan sonra eniştenin dükkanında çalışacaksın’ dedi. O günden sonra sabahçı olduğumda öğlen, öğlenci olduğumda da sabah dükkana gittim. Yaz tatillerinde tüm gün çalıştım. O kadar mutluluk verici bir şey ki çocukken çalışmak, çünkü çoğunlukla esnaflık yapıyorsunuz ve hayatı öğreniyorsunuz. Esnaflıkta toplumla iç içe olmayı öğreniyorsunuz, insanları tanıyorsunuz. Bugün bir yönetici pozisyona geldiğiniz zaman daha sabırlı ve daha insana dönük oluyorsunuz. Bugün belediye başkanı olarak, çocukken esnaflık yapmamın, yıllarca çalışmanın faydalarını görebiliyorum. Daha sabırlı olmayı ve insanları nasıl hoşnut edebileceğimi öğrendim. Hem ticaret hayatının içindeyim hem siyasetin içindeyim. Yıllardır bu şekilde devam ediyorum.

Develi’nin isminin hikayesi var mı?

1071 yılında Malazgirt’le Anadolu’ya giren Türklerin akınlar düzenlediği zamanlarda Dev Ali isimli bir komutan buraya kadar gelmiş ve Zengibar Kalesi dediğimiz Ermeni ve Rumlardan oluşan bölgemizi fethetmiş. Dev Ali kurucumuzdur. Burası Ermeni ve Rumlardan oluşurken Türklerin gelmesiyle metropol bir şehir haline gelmiş. Yıllarca beraber yaşamışlar, kültürler birbirine karışmış. Yemeklerimiz bile birbirine karışmış ve o kültür mozaiğinden doğmuştur. Mesela Develi Cıvıklısı, Cevizli Pidemiz bunlar hep bu kültürlerin yoğrulmasından oluşmuştur. Mübadele ile bu nüfus değişmiş tabii ki. Ama bugün hala kültür aynı, aynı hoşgörü ilçemizde devam eder.

Develi’ye bugün eskiden burada yaşamış Rum ve Ermenilerin torunları geliyor mu?

Mübadele ile dünyanın her yerine dağılan Develilerin çocukları ve torunları ara sıra gelerek, atalarının yaşadıkları görüyorlar. Hatta bugün İstanbul’da Kapalıçarşı’da esnaflık yapan Rum ve Ermeni esnafın neredeyse yüzde 50’si bizim hemşerimizdir, Develili’dir. Bizler de bunu sürdürebilmek için, karşılıklı geziler yapıyoruz. Mesela geçen sene Bulgaristan’dan iki otobüs heyet geldi ve burada yaşayan atalarının yaşadıkları köyleri gezdiler. Develililer olarak Bulgaristan’dan gelmiş hemşerilerimizden bir heyet oluşturduk ve onları da Bulgaristan’a göndereceğiz.

Bugün Develi’nin nüfusu ve demografik yapısı nedir?

Şu an Develi’nin nüfusu 65 bin. 40 bine yakını ilçe merkezinde geriye kalan kısmı ise 50 köyümüz var, oralarda yaşamakta.

Develi’nin geçim kaynağı nedir?

Biz sanayi ve turizm şehri değiliz. Biz tarım ve hayvanlığa dayalı nüfusu olan bir yerleşim yeriyiz. Hatta son yıllarda hayvancılıkta ilimizde iyi bir noktaya ulaştık. Kayseri ilinin genelinde bir gün içinde 500 ton süt çıkar, bunun 200 tonu Develi’de üretilir. Bu ciddi bir rakamdır ve bu da şu demek oluyor, ülkemizin tanınmış firmalarının süt kaynağı Develi’dir. Ayrıca sadece hayvancılıkta değil, tarımda da müthiş bir istatistiğimiz var. Türkiye’de üretilen kabak çekirdeğinin yaklaşık yüzde 50’si Develi’dendir. Türkiye’nin neresinde olursanız olun bir kuruyemişçiden ya da bir marketten kabak çekirdeği aldığınızda bilin ki yüksek ihtimalle Develi’nin kabak çekirdeğidir. Tarım ürünü olarak kabak çekirdeği başı çekerken, şeker pancarı üretimi de yapıyoruz. Kayseri Şeker Fabrikası’nın rekoltesinin büyük bir kısmı da Develi’dendir. Son yıllarda bodur elmacılıkta üretimler başarılı sonuçlar kazanıyor ve üretim hızı ivme kazanıyor.

Sanayi alanında da traktör römorku ve traktör üretimi konusunda çalışmalar var. Ekonomimizin lokomotifi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Sonra tarıma ve hayvancılığa dayalı sanayi geliyor.

Develi tarihi köklü bir ilçe. Peki, turizm için neler yapıyorsunuz?

Belediye olarak gizli kalmış tarihi değerlerimizi, doğal güzelliklerimizi gün yüzüne çıkartıp, turizme kazandırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Erciyes Dağı’nın eteklerinde Gereme dediğimiz harabeler var. Bölgede İsa’dan sonra iki büyük şehir varmış, bunlardan biri Göreme diğeri, Gereme. Gereme bizim sınırlarımız içerisinde kalan 400 bin insanın yaşadığı bilinen dönemin en büyük yerleşkelerinden biri. Gereme üzerine yaptığımız çalışmalarda yer yer 3, yer yer 6 metre toprak altında tarihi dokuya şehir yapılarına ulaştık. Bugün Kültür ve Turizm Bakanlığı ile birlikte yürüttüğümüz bir çalışmadır bu. Bu çalışma benim büyük bir hayalim, Gereme Harabeleri sadece Develi için değil, Kayseri’nin turizmi açısından da çok önemli. Yanı başımızda Ürgüp, Göreme ve Erciyes Kayak Tesisleri var. Gereme’yi de gün ışına çıkartırsak ciddi bir turist akımı olacağını düşünüyoruz. Bu çalışmamız dışında Selçuklu’dan kalma kültürümüzü yansıtan eserlerimizi tanıttığımız festivaller düzenliyoruz. Ayrıca dünyada koruma altına alınmış kuş cennetimiz var: Sultan Sazlığı Kuş Cenneti. Bugün 300’ü aşkın kuş türünün misafir olduğu bu sazlığı daha kullanılabilir daha çok insana ulaşabilir hale getirmek için projeler üretiyoruz. Günübirlik piknik alanları yapıyoruz ve uluslararası boyutlara ulaşmış 3-4 günlük gerek köylerde konaklamalı gerek çadır kurabilecekleri foto safariler gerçekleştiriyoruz. Bu foto safariler sonrasında çekilen fotoğrafları yarışmaya sokuyoruz ve derecelendirerek tüm dünyaya tanıtmaya çalışıyoruz.

Başkanlığınız süresince hayata geçirdiğiniz projeler nelerdir?

Bir işi yapıyorsanız bunu profesyonelce ve ihtiyaçlara yönelik yapmalısınız. Adaylık bize verildiği andan itibaren çalışmalara başladık. İlçemizin öncelikle güçlü ve zayıf yönlerini çıkarttık. Projelerimizi bunun üzerine kurduk. Birinci derece insani ihtiyaçlarımızı gidermek üzere arıtma tesisi projemizi hayata geçirdik.
Develi’deki kadınlarımızın istihdam ve sosyal hayat noktasında sıfır olduğunu gördük ve bunu ortadan kaldırmak için çalışmalara başladık. İlçemizdeki kadınlarımızın yüzden 85’i yüzmeyi bilmiyordu, bilen yüzde 15’se ya Develili değil ya da dışarıda öğrenmişti. Biz de bu imkansızlıktan dolayı hem sosyal hem sporlar faaliyetlerden mahrum kalan kadınlarımıza yönelik çalışmalara başladık. Kadın ve Gençlik Merkezimizi açtık. Şu an bu merkezde bine yakın kadın hemşerimiz, tenisten yüzmeye, fitnesstan el işi kurslarına kadar diledikleri her şeyin eğitimini alabileceği bir merkeze sahiptir. Özellikle sosyal hayatın içerisinden olması gereken ve ekonomik olarak aile bütçelerine destek sağlamak isteyen ev hanımı kadınlarımıza bir Hanımeli Pazarı kuruduk. Bu pazarda ev hanımlarımız her cumartesi günü Kadın ve Gençlik Merkezimizde stantlarını açıyor, ne ürettilerse onu satıyorlar. Neye yatkınlarla ellerinden ne geliyorsa onları satıyorlar, takıdan pastaya, mantıdan atkıya her şeyi bulabiliyorsunuz.

Yine benim hayalim olan, Aksu mevkiinde Orman Bakanlığı’na ait olan piknik alanını projelendirerek var olanın belki de 10 katı piknik alanı, sosyal tesisler, spor alanları yaptık ve Develilerin boş vakitlerini kaliteli bir şekilde geçirmelerini sağladık.

Hem ülke hem kentimiz ekonomisine katkı sağlamak için bir projeye daha imza atıyoruz. Ambalaj Atık Toplama Projesini geliştirdik, şu an inşaatını devam ettirdiğimiz bu proje ile evsel atıkları işleyerek ekonomimize katkı sağlayacağız. Katıldığım bir konferansta ülkemizde tükettiğimiz enerjinin yüzde 80’ini dışarıdan aldığımızı öğrendikten sonra sadece ülke ekonomisine katkı sağlamak için değil, enerjimizi de kendimiz üretebilmek üzerine düşünmeye başladık ve harekete geçtik. Güneş Enerji Sistemi (GES) için kolları sıvadık. Fizibilite çalışmalarını yaptık, ihalesine çıkartıyoruz şimdi. 1 MGV’lık GES projemizi hayata geçireceğiz.

“En Önemli Hizmet İnsana Yapılandır”

Belediyeler altyapı-üstyapı yapacak ama bunların dışında bence en önemli hizmet insana yapılan hizmetlerdir. Her kesime, herkese hitap edecek şeyleri hayata geçirmek gerekir. Mesela her doğan bebeğimizi ziyarete gidiyoruz, evlenen çiftlerimize evlilik eğitimleri veriyoruz. Cenazelerimiz olduğu zaman her anında yanlarında oluyor, tüm ihtiyaçlarını karşılıyoruz. En sevdiğim hizmetlerimizden biri ise ‘Her Zaman Yanınızdayız Projesi’ Bu proje ile köylerimizi, mahallelerimizi geziyoruz. Bakıma ihtiyacı olan, yetim, öksüz çocuklarımızı ziyaret eder ihtiyaçlarını karşılarız. İlçemizdeki tüm hastalarımızı ziyaret ederiz, hastaneleri gezeriz. Her sabah bir okulun törenine katılırız. Belediye olarak park yapmak, yol yapmak görevimiz ama esas görevimiz insana hizmet, onların yanında olmak. Bu anlayışla çalışıyoruz. Bizler burada birer yöneticiyiz, siyasetçiyiz. Bana burada ‘siyaset nedir?’ diye sorulsa; ‘Siyaset, gönül alma sanatıdır’ diye cevap veririm. Eğer vatandaşın gönlünü kazanırsanız, hizmetleriniz o zaman anlam kazanır. Eğer bir insanın gönlünü kırdıysanız, en iyi hizmeti de verseniz o hizmetten vatandaş memnun olmaz. O yüzden önce insanın gönlüne bakmalısınız.

Kayseri’nin en büyük ilçesi olmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Metropol ilçeleri saymadan taşraya baktığımızda en büyük ilçeyiz. Tabii olumlu yönleri de var, olumsuz yönleri de var. Olumlu yönleri bir şehir hüviyeti olduğu için imkanları güzel. Ama Kayseri’ye yakınlığımızın bazı dezavantajları oluyor. Kayseri merkezdeki imkanlar Develi’den kat kat fazla ve ulaşımı kolay bu yüzden insanlar Develi’de değil de Kayseri’de yaşamayı tercih ediyor. Eğitim ve ticaret hamlesi Kayseri’ye kayıyor. Buna rağmen göç vermeyen bir ilçeyiz.

“Develi insanı ya bürokrat ya gazeteci ya da emniyet mensubu oluyor” diye bir söylem var doğru mudur?

Doğrudur. Bizim böyle bir kökümüz var gerçekten. Develi’nin 65 bin nüfusu var ama Türkiye’de 350 bin Develili var. Özellikle İstanbul, Ankara, Antalya’da yoğun şekilde Develili hemşerilerimiz var. Gerçekten de Develi’den bürokrat, asker, polis çıkıyor. Kökende eğitime önem veren bir anlayışa sahip çünkü Develi. Hatta bunu ilginç bir örnekle pekiştireceğim. Develi’deki eğitim kurumlarının yüzde 80’i hayırseverler tarafından yapılmıştır. Develililer her ne şartta olursa olsun eğitime önem verir. Bu gelenekten gelen bir yapıdan bürokrat, asker, polis çıkıyor.

Buraya gelenler nereyi görmeli ne yemeli?

Yukarı Develi’yi görmelisiniz, Sivas Hatun Cami’ye gidebilirsiniz. Bu cami tarihte bir kadın tarafından yaptırılan ilk camii olarak bilinir. İnanç turizmi noktasında da burada pek çok yer var. Ayrıca Yukarı Develi, hala küçük bir Osmanlı kasabasıdır. Şehir içerisinde Elbiz var, oraya gidip çaylarını içebilirler. Sultan Sazlığı’na gidilmesi gerekiyor.

Cıvıklı yenmeli, kuşbaşı etten yapılan kuyruk yağlı pidelerdir. Develi’ye gelip, Cıvıklı yemeden gittiyse bir tarafı eksik gitmiştir deriz biz. Tahinli ve cevizli pidelerimiz var. Sadece Develi’ye ait olan bir de pırtımpırt vardır. Taze asma yaprakları ile yapılan ekşili bir yemek. Ekşi tadın olması için yazın kurutulan asma yapraklarının kullanıldığı yemeğe, nohut ve et de konuluyor. Ayrıca Kayseri mantısından biraz daha farklıdır mantımız, içerisine parça et konur. Develi pastırmasını denemelisiniz, bilinen pastırmanın dışından bir şeydir bu. Pastırmanın dışındaki o çemen unu yoktur. Develi pastırmasında sarımsak ve biberden yapılan bir çemen sürülür.

Belediye başkanı olma kararını nasıl verdiniz?

Öncelikle her şey nasip kısmettir. Siyasette bir laf vardı, ‘Görev istenmez, verilir’diye. Ben, partim kurulduğu andan itibaren aktif olarak siyasetin içerisindeydim. Görev layık görüldü ve bana nasip oldu.

Zaman bulduğunuzda çocuklarınızla nasıl vakit geçirirsiniz?

O kadar yoğun çalışıyoruz. Sabah erken çıkıp gece geç geliyoruz. Hafta sonlarımız olmuyor. Özlüyoruz, ailecek vakit geçirmeyi. Fırsat bulduğumuz da eğer zaman kısıtlıysa bir yemeğe çıkıyoruz. Eğer zaman varsa yakın ve gezilebilecek doğal güzelliklerimize gider piknik yaparız.

Hayat felsefenizi yansıtan bir söz var mı?

Hep şunu kendime hedef olarak seçtim: ‘İnsan ne durumda olursa olsun, daha kötüsünü düşünüp şükretmeli’ Bu telkin beni rahatlatır.

Hobiniz var mı?

Ebru yapmayı çok severim, ebru sanatçısıyım normalde. Ama uzun süreden beri maalesef yapamıyorum. Bir ara neyzenliğe kalkışmıştım ama onu da yapamıyorum. Ayrıca insanın ortamına göre hobilerinin değiştiğini fark ettim.

En büyük hayaliniz nedir?

En büyük hayalim ve hayalimle birlikte duam diyelim. Görevim sonlandığında geride hemşerilerimde güzel esintiler bırakmak.

Gezimize başlamadan önce Develi’nin geçmişini ve isminin kaynağını öğrendik.Türklerin 1071 Malazgirt Savaşı’yla Anadolu’yu yurt edinmesi sonrası gerçekleşen fetih akınlarından bir kısmı da Kayseri’ye dönük olmuş. Sultan Alparslan’ın yeğeni olduğu bilinen Dev Ali kumandasındaki akıncılar da Develi’ye yönelmiş. Develi’nin de ismini bu akıncı komutan Dev Ali’den aldığı düşünülüyor.

Selçuklulardan sonra Karamanoğlu Beyliğine katılmış olan Develi 1474 yılında Osmanlı idaresine geçmiş.
Bölge, Osmanlı idaresine geçtiği dönemde Rum, Ermeni ve Türklerin bir arada yaşadığı karışık bir yapıya sahipti. Osmanlı idaresinde de bu düzenleri bozulmamış ve birlik içerisinde uzun yıllar yaşamaya devam etmişler. Bu birliktelik sadece bugünün tarihi eserleri olan binalara değil, insan yapısını da yansımış. 1923 yılında gerçekleşen mübadele ile bölgedeki Rumlar, Develi’den ayrılmış. Bugün hala dedelerinin yaşadığı yerleri görmeye Develi’ye gelen Rumlar ve Ermeniler olduğunu da eklemeyi unutmayalım.

Develi’nin bu kültür mozaiği yapısı mutfağına da tabi ki yansımış. O yüzden “nereyi görmeliyiz?”den önce “ne yemeli” diyelim, sonuçta aç aç gezilmez değil mi?

Develi Cıvıklısı

Kayseri Develi’ye kadar gelip, Develi Cıvıklısı’nı yemeden dönmek büyük bir kayıpmış öyle diyorlar. Develi Cıvıklısı, tüm parça etin çift bıçak altında kıyılır ve kuyruk yağı eklenerek hazırlanan bir pidedir. Ayrıca etin yağının da çift bıçak darbeleri ile eritilmesi ve pideye eklenmesi sonucu cıvıdığından Cıvıklı adını almış.

Pırtımpırt

İlk duyduğunuzda kulağa biraz garip gelebilir, hatta bir tebessüm bile ettirebilir ama sadece Develilerin bildiği bölge insanın neredeyse sır gibi sakladığı bir lezzet bu. Hatta öyle ki Develili kadınlar, bizim kadın günlerinde alışık olduğumuz kısır yerine, pırtımpırt yapıp birbirlerine ikram ediyorlarmış. Taze asma yapraklarının parçalanıp (pırtılıp) tencerede pişirilmesiyle ortaya çıkan hafif ekşili bir tat bu. Bu ekşili tat yemeği diğer yeşil yaprak (ıspanak, pazı) yemeklerinden ayırıyor.
Buraya gelmişken tabiki pastırmanın ve sucuğun da tadına bakmalısınız. Hatta dönerken yanınıza ve tanıdıklarınıza pastırma ve yöreye has lezzet olan sucuklardan alabilirsiniz.

Türkiye’de üretilen kabak çekirdeğinin yaklaşık yüzde 50’si Develi’dendir. Türkiye’nin neresinde olursanız olun bir kuruyemişçiden ya da bir marketten kabak çekirdeği aldığınızda bilin ki yüksek ihtimalle Develi’nin kabak çekirdeğidir.

Karnımızı doyurduk, yeni lezzetleri denedik. Biraz da gezelim…

Elbiz Parkı

Şehir merkezindeki bu parkta, 400 yıllık tarihi çınar ağacı var. Romalılar döneminden kalma ve hala içinde alabalık yetiştirilen bir havuz da var. Bir çay içmeye değer.

Develi (Zengibar) Kalesi

Yukarı Develi Mahallesi’ndedir. İlçenin batısında, sarp bir kayaya yapılmıştır. Kale, sarp yamaçlı ve Develi Ovası’na hakim bir tepe üzerindedir. Yapıldığı dönemin, askeri hareketliliğine karşı halkı korumak için ve gerektiğinde savunma amaçlı kullanılmak üzere, inşa edilmiş. Günümüze bazı bölümleriyle gelmiştir. Sağlam olduğu dönemde mahzenleri, su sarnıçları, burçlarıyla bir bütünlük ortaya koymaktaymış. Develi kalesinin, büyük bir ihtimalle, Bizanslıların son dönemlerinde inşa edildiği düşünülüyor.

Kaya Yazılı Anıtları

Kaya anıtlarının önemli olanları Develi ve Hisarcık’tadır. Develi ilçesinde bulunanlardan Hititlere ait olanı Fraktin Kayası bilinmekte. Kayseri merkezine 78 km. uzaklıktadır. Büyük bir kaya üzerine, hiyeroglif yazı ve kabartma resimlerle ünlüdür. Şimşek Kaya olarak adlandırılmakta ve Fraktin Kaya Anıtının bir benzeridir. Develi’nin İmamkulu Köyü yakınlarındadır. Büyük bir kaya üzerine yazılmış, Hitit hiyeroglif yazıları ve kabartma resimleri görülmekte.

Sultan Sazlığı

Kayseri il merkezinin 70 km. güneyinde Develi Ovası’nın ortasında Develi-Yahyalı ve Yeşilhisar İlçeleri arasında kalan, geniş bir sulak alandır. Türkiye’nin sahip olduğu en önemli kuş cennetlerinden birisidir.Mevsimlere göre sazlığı alanı 8 ile 13 bin hektar arasında değişmektedir. Büyük kısmı sazlarla kaplıdır. Bu sazlar bazı yerlerde, yüzen adacıklar oluşturur. Bunlar kuvvetli rüzgarda, yer değiştirirler. Suyun azalmasıyla da alçalırlar. Yer yer kamış ve kındıra bulunur. Açık alanlarda ise nilüfer ve süsen bitkileri görülür. Sultan sazlığının belli başlı kuş göç yollarından biri üzerinde bulunan, tatlı su ve tuzlu su ekosistemlerine sahip olması, çok sayıda su kuşunun: barınma, beslenme, üreme ve göç esnasında uğrama gibi ihtiyaçlarına cevap veren doğal yapısı sebebiyle ulusal ve uluslararası öneme sahip bir sulak saha konumundaki bu alan, 1988 tarihinde Tabiat Koruma Alanı, 2006 yılında ise Milli Park olarak ilan edilmiş ve önemli bir sulak alan olarak, uluslararası RAMSAR Sözleşmesi kapsamına alınmıştır.

Dünyanın sayılı kuş yurtlarından birisidir. Sultan sazlığı, barındırdığı kuş varlığı ile Avrupa ve Ortadoğu’nun en önemli sulak alanlarından birisidir. Sultan Sazlığında şimdiye kadar 300 kuş türü tespit edilmiştir. 600 bin adet ördek, kaz ve filamingo tesbit edilmiştir. Bunlardan başka, pelikan, karabatak, dikkuyruk, turna, kara sumru, balıkçıl ve diğer pek çok çeşitli kuşlar da parkı zenginleştirmektedirler. Bu kuşlardan 80 türü, burada kuluçkaya yatmaktadırlar. Uzmanlar burada çok sayıda ve zengin kuş türünün bulunmasını, bir tropik ormandan daha fazla madde üretimine bağlamaktadırlar. Zengin besin kaynakları bulunmaktadır.

Sivas Hatun (Ulu) Cami

Selçuklular devrinde lV. Kılıçaslan’ın oğlu III. Keyhüsrev zamanında 1281 yılında yapılan cami tarihte bir kadın tarafından yaptırılan ilk cami olarak anılır. Hatta Sivas Hatun Camii için, döneminde nüfuslu bir beyle evlenen Sivasi Hatun düğünden takılan takılarıyla bu camiyi yaptırdığı rivayet ediliyor.

Develi Havadan Külliyesi

Develi/Şıhlı karayolunun sağında, ilçeye 40 km. uzaklıkta bulunan Havadan köyü içindedir. Külliyenin kitabesi yoktur. Türbenin Xlll.yüzyıl sonu ile XlV. Yüzyılın başında yaptırılmış olabileceği kanaati yaygındır. Külliye, tekke, mescit hamam, türbe ve çeşme gibi kısımlardan meydana gelmiştir. Selçuklular zamanında yapıldığı, Osmanlı’lar devrinde de gereken önem verildiği anlaşılmaktadır.

Bunların dışında Develi’nin her köyünden ayrı bir hazine karşınıza çıkabiliyor. Hatta Gümüşören Köyü’nde bulunan Hitit döneminden kalma kaya anıtı ve Ayşepınar mevkiindeki Roma dönemi kaya mezarları alınan tüm önlemelre rağmen hala define avcılarınca talan ediliyor.

Gümüşören Köyü’ndeki araştırmacıların ve turistlerin oldukça ilgisini çeken Hitit dönemine ait 3. Hattuşili’nin eşi Kraliçe Puduhepa adına yapılmış ender kaya anıtının parçaları ile Roma- Bizans dönemine ait Ayşepınar Ağzıgüzeller mevkiindeki mezarların bezemeleri, tarihi eser kaçakçıların ve tarih katilleri tarafından sökülerek, götürülüyor.

Gereme Şehri

Erciyes Dağı’nın eteklerinde adı Gereme olarak geçen harabeler var. Bölgede Hz. İsa’dan sonra iki büyük şehir varmış, bunlardan biri Göreme diğeri, Gereme. Gereme, Develi sınırları içerisinde kalan 400 bin insanın yaşadığı bilinen dönemin en büyük yerleşkelerinden biri. Gereme Harabeleri sadece Develi için değil, Kayseri’nin turizmi açısından da çok önemli. Beledye buraya büyük önem veriyor. Develi’nin yanı başında Ürgüp, Göreme ve Erciyes Kayak Tesisleri var. Gereme’yi de gün ışına çıkartırlarsa bölgeye ciddi bir turist akımı olacağı düşünülüyor.

Cıvıklı için çıkmış bir ferman olduğunu biliyor muydunuz?

“Cıvıklı yapılacak et bir gün evvelden alına terbiye edile. Koyunun bel ve kaburga etlerinin sinirleri alındıktan sonra çift bıçak ile elde doğranıla, bir günlük beklemeye bırakıla. Bir gün sonra hazır et içine ince kıyılmış soğan katıla. Şayet arzı edilirse domates ve biber de ince ince doğranıp cıvıklı eti ile karıştırılıp harman edile. 15-20 dakika bekletile ve hamur üzerine serilmeye hazır edile.

Cıvıklı hamuru: Buğday unundan hazırlanan mayalı hamur yaklaşık 200 gram olarak kesilip pasalarda 15-20 dakika bekletile. Ustalık mahareti ile ince bir şekilde açılan hamur, üzerine bekletilen cıvıklı serile, fırına atıla.
Cıvıklı fırını: 2×2 m. ebadında, 1 m. yüksekliğinde üzeri çamur ile örülen kasnak içine 100 batman çekilmiş kaya tuzu ufalanmış cam parçaları ince Kızılırmak kumu (ısı muhafazası için) konula. Tuz üzerine Erciyes dağındaki Kartın Tepesi’nde bulunan ateşe dayanıklı ot taşlarından konula

Fırının yan duvarları ve kubbesi ateş tuğlası ile örüle, kubbe üzerine yine ısı muhafazası için 50 batman çekilmiş kaya tuzu ufalanmış cam parçaları ince Kızılırmak kumu konularak üzeri kapatıla.

Fırında yakacak olarak isi olmayan odun cinsinden meşe ve kızılçam yakıla. Fırın ateşi cıvıklı pişirileceği zaman fazla harlı olmaya. Cıvıklının pişmesi: 5 dakikada pişen cıvıklı fırın çıkışında önceden ince doğranmış maydanozlar atılarak tabaklara servis yapıla. Cıvıklı yanında içecek olarak Erciyes dağından gelen soğuk aksu veya ayran üzerine tatlı olarak tel kadayıfı yenile?
Yiyenlere afiyet ola, şifa bula,
Yiyemeyenlere nasip ola,
Cıvıklısı ile Develi nam bula,
Bizlere bu güzel nimeti veren Allah’a Hamd ola?
İş bu ferman meşhur Develi Cıvıklısı için çıkarıla?” (BelediyeDeniz.com)