Çocuklar ve tüketim.. (Köşe yazısı 03.08.2017 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Türkiye’nin geleceği, aileler, çocuklar ve gençler yönünden endişelerimi zaman zaman dile getiriyor, özellikle yabancıların karıştığı suç ve suçların ‘geleceğimizi emanet edeceğimiz gençleri’ nasıl suça yönelttiğine dikkat çekiyorum.

Son zamanlarda zaten ‘sığınmacı-misafir’ olarak Suriyeli, İranlı, Iraklı gibi çeşitli ülkelerden gelenlerin Türkiye’yi nasıl olumsuz etkilediğinden herkes yakınıyor.

Turist olarak gelip gidenlere, ya da yatırım yapanlara, ülkenin ekonomisine, üretimine katkıda bulunanlara kimsenin sözü olamaz, olmamalı da.

Türkiye İstatistik Kurumu Kayseri Bölge Müdürlüğü’nden aldığım geçen yılı kapsayan ‘Güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocuk sayısı’ndaki %10’luk artış gerçeği bile bu endişemi ve ülkenin geleceğini düşünenlerin korkusunun en güzel örneği olsa gerek. Daha bu rakamlar sadece güvenlik birimlerine intikal edenler. Ya gizlenen, ‘rezil oluruz, çevremiz duymasın denilen ya da aile içi olanları da katınca düşünün.
Güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocuk sayısı 2016 yılında, 2015 yılına göre %10 oranında artarak 333 bin 435 oldu. Çocukların %54,8’inin 15-17 yaş grubunda, %23,2’sinin 12-14 yaş grubunda, %21,9’unun ise 11 yaş ve altındaki çocuklar olduğu görüldü. Güvenlik birimine geçen yıl gelen veya getirilen çocukların %65,4’ü erkek, %34,6’sı ise kız çocuğu.
Güvenlik birimlerine gelen veya getirilen 333 bin 435 çocuğun %47,5’i mağdur olarak, %32,6’sı kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiasıyla (suça sürüklenme), %12,3’ü bilgisine başvurma amacıyla, %3,5’i kayıp (hakkında kayıp müracaatı yapılıp daha sonra bulunan) ve %4,1’i ise bu nedenlerin dışındaki nedenlerden dolayı geldi ya da getirildi.
Suça sürüklenme nedeni ile güvenlik birimlerine 108 bin 675 çocuk getirildi. Bu çocukların %36,1’ine yaralama, %23’1’ine hırsızlık, %10’una 5682 Sayılı Kanun’a muhalefet, %5,5’ine uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak, %3,5’ine cinsel suçlar, %3,4’üne mala zarar verme, %3,3’üne ise tehdit suçu isnat edildi.
Güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocukların %69,4’ü ailesine teslim edilirken, %19,5’i adli birimlere sevk edildi. Sosyal kuruma teslim edilen çocukların oranı ise %2,8 oldu. Diğer taraftan, geliş nedeni suça sürüklenme olan çocukların %55,6’sı adli birimlere sevk edilirken, %39,1’i ailesine teslim edildi. Mağdur olarak gelen çocukların %87,6’sı ailesine, %3,2’si sağlık kuruluşuna %2,6’sı da sosyal kuruma teslim edildi.
Güvenlik birimlerine suça sürüklenme nedeni ile getirilen 108 bin 675 çocuğun 36 bin 87’sinin bağımlılık yapan madde kullandığı görüldü. Bağımlılık yapan madde kullanan çocukların %84,5’ini 15-17 yaş grubu, %15’ini ise 12-14 yaş grubundaki çocuklar oluşturdu. Çocukların %72,9’unun sigara, %8,6’sının sigara ve alkol, %4’ünün sigara ve esrar, %2,9’unun esrar, %2’sinin ise sigara, alkol ve esrar kullandığı görüldü.
Güvenlik birimlerine mağdur olarak gelen 158 bin 343 çocuğun %87,9’unu suç mağduru, %12’sini takibi gereken olay mağduru, binde1’ini ise kabahat mağduru çocuklar oluşturdu. Suç mağduru çocukların %55,1’inin erkek, %44,9’unun kız çocuğu, takibi gereken olay mağduru çocukların %51,1’inin erkek, %48,9’unun kız çocuğu ve kabahat mağduru çocukların ise %62,1’inin erkek, %37,9’unun ise kız çocuğu.
Güvenlik birimlerine suç mağduru olarak gelen 139 bin 178 çocuğun %60,1’i yaralama, %12,1’i cinsel suçlar, %6,8’i aile düzenine karşı suçlardan mağdur oldu. Ayrıca mağdur çocukların %3,5’i hırsızlık, %3,5’i tehdit, %3,1’i ise kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mağduriyet yaşadı.

Yine TUİK verilerine göre, eşdeğer fert başına aylık ortalama tüketim harcaması %12,9 arttı

Eşdeğer hanehalkı tüketim harcaması, hanehalkı büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate alınarak hesaplanan tüketim harcamasını ifade etmektedir. Hesaplamada, hanedeki yetişkin ve çocuk sayısına göre elde edilen eşdeğerlik ölçeği(1) temel alınmaktadır. Buna göre; 2 yetişkin 2 çocuktan oluşan hanehalkı büyüklüğü 2,1 yetişkine denk gelmektedir.

Hanehalkı Bütçe Araştırması 2016 yılı sonuçlarına göre; eşdeğer fert başına aylık ortalama tüketim harcaması bir önceki yıla göre %12,9 artarak 1 642 TL oldu. En yüksek harcama 413 TL ile konut ve kiraya en düşük harcama ise 32 TL ile sağlığa yapıldı.

Araştırma sonuçları, hanehalkı tiplerinin harcama yapısı üzerinde etkili olduğunu gösterdi. En çok farklılaşan gruplar eğitim ve sağlık harcamaları oldu. Eğitime, birarada yaşayan haneler %4,1, iki çocuklu aileler %3,8 pay ayırırken çocuksuz çiftler ise harcamalarının %0,8’ini ayırdı. Sağlık harcamasının payı iki çocuklu ailelerde %1,6 iken birarada yaşayan hanelerde %3,7 oldu.

Konut ve kira, genel olarak en yüksek paya sahip harcama grubu iken ataerkil veya geniş ailelerin harcamaları içerisinde en yüksek paya sahip harcama grubu gıda ve alkolsüz içecekler.