CHP milletvekilleri, Kayseri, Niğde, Nevşehir, Yozgat, Kırşehir ve Sivas’lı KHK mağdurları ile toplantı yaptı

CHP İnsan haklarından sorumlu Genel başkan yardımcısı av. Gülizar Biçer Karaca, Sosyal politikalardan Sorumlu Genel başkan Yardımcısı Prof.Dr. Yüksel Taşkın, İstanbul milletvekili Prof.Dr. Cihangir İslam, Ankara milletvekili Yıldırım Kaya, İstanbul milletvekili av. Turan Aydoğan ve Kayseri milletvekili  Çetin Arık, Kayseri, Niğde, Nevşehir, Yozgat, Kırşehir ve Sivas’tan gelen KHK mağdurları ile Kayseri’de buluştu.

Emek Düğün Salonunda gerçekleştirilen, 6 il’in il başkanı, ilçe yöneticileri, ilçe başkanlarının yanı sıra YDK üyesi Gonca Yelda Orhan, Eğitim Sen Şube başkanı Uğur Sedat Ünsal, SES Şube başkanı Orhan Karakaya,bazı STK temsilcilerinin dekatıldığı  buluşmadan önce KHK mağdurlarının slogan atmalarını polis önlerken geniş önlem alması dikkat çekti. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan toplantının açılışında konuşan CHP Kayseri il başkanı Ümit Özer, adalet çökerse toplumunda çökeceğini belirterek halkın iktidarının yakın olduğunu tekrarladı.  KHK mağdurlarının dosyalarının adil bir şekilde yeniden eşit bağımsız bir yargı önünde  ele alınacağını, suçlu olanların elbette cezasını çekeceğini, Cumhuriyetin kimsesizlerin kimsesi olduğunu belirtti. Şunları söyledi.

“15 Temmuz hain Fetö darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL kapsamında çıkarılan KHK’lerle de AKP iktidarı bir çok adaletsizliğe de imza atmıştır. 15 Temmuz sonrası yaklaşık 126 bin kişinin kararname ile görevlerine son verildi. Evet görevlerine son verilenler içerisinde suçlularda olabilir tabiki suçsuzlarda. Buna karar verecek olan adalettir. Tabi o adalet gerçekten varsa. Siyasi iktidarın güdümünde değilse. Görevine son verilen bu insanlar hukuk mücadelesi başlattı. Mahkemelere başvurdu. Mahkeme kararıyla beraat edenler oldu. Hakkında takipsizlik kararı verilenler veya suçun soruşturma açılmasına dahi gerek duyulmayanlar oldu. Anayasa mahkemesi de bu yönde insanların suçlarının olmadığını ve görevine iade edilmesi gerektiği yönünde kararlar verdi. Ama isminde Adalet olduğunu iddia eden AKP bu kararları görmezden geldi. Adalet istiyoruz feryatlarını duymadı

CHP Sosyal politikalardan Sorumlu Genel başkan Yardımcısı Prof.Dr. Yüksel Taşkın’da kendisinin de bir mağdur olduğuna dikkat çekerek başladığı konuşmasında şunları söyledi.

YAFTALAYICI KONUŞURKEN UTANIRLARDI

‘Bu meselede yüzleşmeden, hukuk zeminine ulaşmadan Türkiye asla gerçek bir demokrasiye ulaşamaz. Bu mücadelenin demokrasi mücadelesi ile direk ilgisi var. Bakın bir tane deyiş var. Dünyaya insan olmaya geldik, geldim diye lafını hafife almayın. Her gün yeni bir imtihandan geçiyoruz. Bu imtihandan geçmeye çalışıyoruz. Bu imtihandan çoktan çakanlar var. Onlar bizi görmek istemediği gibi devamlı yaftalıyorlar. Yok terörmüş yok şuymuş buymuş alakası bile yok. Onlar aslında ben şuna inanıyorum. Bir masada karşımıza otursalar bizim bu toplantılarda dinlediğimiz hikayeleri dinleseler aslında onlarda ileri geri böyle yaftalayıcı konuşurken utanırlardı aslında. Ben hala insanların umudunu kesmek istemiyorum.  Yüz yüze gelsek onlarında ikna olacağına inanıyorum. Çünkü insan kafasını çevirdiği şeylerle ilgili ileri geri konuşuyor. Bir insanın gözüne bakarak ileri geri konuşmak o kadar kolay değil.

VİCDAN BÖLÜNMEZ BİR BÜTÜNDÜR

Bakın hem İslamda yeri olan hem filozof Kant’ın söylediği bir söz var. İnsanlık şöyle bir şey. Kendin için istemediğin şeyi başkası için istememek diye bir tanım var. Hem İslam’da var hem ünlü filozof Kant’ın. Tam da burada biz bunu yapıyoruz. Kendimiz için istemediğimizi başkası içinde istememe sınavındayız. Bir tane örnek var yakın zamanda. Bir milletvekili bir Şehit yakınıyla ilgili ileri geri konuştu. Hoş bir şey değildi. Ama mesela ona bütün medya araçlarıyla çullananlar  kendi partilileri bunu yaptığında hemen sessiz kaldılar. Neden bu örneği veriyorum güncel politikaya bulaşmak için değil. Arkadaşlar vicdan ya vardır ya yoktur. Vicdan bölünmez bir bütündür. Yanında film çekeni görmeyip kendi işine geleni görürsen bu vicdan değildir. İnsan olma sınavında kalmışınızdır demektir.

O KARA LİSTELERDEN ADIMIZI SİLDİRENE KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ.

Buna biz kafasını çevirenlerede kendi varlığımızı göstereceğiz. Ve şunu söyleyim çok uzatmak istemiyorum. Mikrofonu elime alınca biraz fazla konuşuyoruz. Bu aynı za manda rehabilitasyon. Benzer mağduriyetleri yaşayan insanlar ne yapıyor konuşuyor ve birbirlerinden destekte alıyorlar. Böylede bir boyutu var. Ben şunu söyleyim bu haksızlıklar kesinlikle OHAL komisyonunun  iadesi ile bitmez, sizi iade etsede bitmez. O KHK listelerinden adımızı o kara listelerden adımızı sildirene kadar mücadele edeceğiz.

VERİLEN MÜCADELE ANAMIZIN AK SÜTÜ GİBİ MEŞRUDUR

Bir dosyanın 5 yıl beklemesi nedir biliyor musunuz arkadaşlar. 5 yıl sizi askıda yaşatıyorlar. Ondan sonra yüzde 90 ret veriyorlar. Yaklaşık yüzde 10 iade var. Böyle hukuk mu olur? Dolayısıyla verilen mücadele alnımızın ak sütü gibi, anamızın ak sütü gibi meşrudur. Hiç kimse bu mücadeleyi verdiği için, bir kamu kuruluşundan atıldığı için hiçbir kere utanç duymasın. Çünkü yapılanlar hukuksuzdur. Modern dünyanın siyasi tarihinin en büyük tasfiyesi yaşanmıştır. Ve bir toplum bununla yüzleşmeden, yüzleşmeden kastım ne? Hukukun tekrar tecelli etmesi. Bu olmadan bu toplum büyüyemez, olgunlaşamaz, sağlıklı hale gelemez çürür arkadaşlar. Bu nedenle bu mücadele şahıslar için benim şahsım için verilen bir mücadele değil, Türkiye’nin Demokrasiye Hukuka erişmesi için verilen bir mücadele. “

CHP İnsan haklarından sorumlu Genel başkan yardımcısı av. Gülizar Biçer Karaca’da yaptığı konuşmada, bu toplantı için salon engeline tepki gösterdi, şöyle konuştu.

ADİL YARGILANMA HAKKI ANAYASAL BİR HAKTIR

‘Komisyonun hukuksuzluğunu ve lav edilmesi gerektiğini, OHAL komisyonunun kararlarının, bekleyen dosyaların mahkemelere devredilmesi gerektiğini ve bu hukuksuzlukların bu adaletsizliklerinde evrensel hukuk değerlerine göre çözüleceğini açıkça ifade etmiştik. Ve o günden bu yana sayın Genel başkanımızda, bizlerde gittiğimiz her yerde bunu dile getirmeye ve sizlerden dinlediklerimizden sonrada daha neler yapabilirizi oturup karar vererek paylaşmaya özen gösteriyoruz. CHP olarak ne diyoruz? Biz adil yargılanma hakkı Anayasal bir haktır.

ADİL YARGILANMA HAKKINI KULLANDIRMAK İKTİDARIN ASLİ GÖREVİDİR

Kim olursa olsun herkesin Anayasal hakkı olan adil yargılanma hakkının verilmesi gereğini yerine getirmek iktidarların temel görevleridir. O nedenle bu ülkede 84 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti devletinde kim adaletsizliğe uğramışsa, kim haksızlığa, hukuksuzluğa uğramışsa, adil yargılanma hakkını o şahsa, o kişiye kullandırmak iktidarın asli görevidir. Biz bunu söylüyoruz., söylemeyede devam edeceğiz.