CHP il başkanı Ümit Özer’den ‘Çocuk istismarı ve cinayetleri’ne sert tepki

Türkiye’de özellikle aileler arasında endişe, korku ve panik yaratan ‘çocuk istismarı ve cinayetleri’ne sert tepki gösteren Cumhuriyet Halk Partisi İl başkanı Ümit Özer ‘Bugün nereden bir kötü haber gelecek diye korku ile bekliyoruz. Öfkemiz büyüyor’ diyerek bu tepkisini dile getirdi.

Türkiye’de yılda 8 bin çocuğun cinsel istismar mağduru olduğu gerçeğini kimsenin unutmamasını isteyen  Ümit Özer bu konuda şunları söyledi.

“Yüreğimizi yakan haberler art arda geliyor.  Önce Ankara’da minik Eylül yüreğimizi yaktı, Eylül için gözyaşları dökerken; bir sapığın kirli ellerinin Develi’de daha 5 yaşındaki engelli bir çocuğumuzun üzerinde dolaştığı haberi ile sarsıldık; bu sarsıntının şokunu yaşarken Ağrı’dan güzel gözlü Leylamızın ölüm haberi ile yıkıldık. Bir bir ölüyor çocuklarımız. Bir bir yıkılıyor umutlarımız. Öfkemiz büyüyor. Acımız tarifsiz. Bugün nereden bir kötü haber gelecek diye korku ile bekliyoruz. Türk Psikiyatri Derneği’nin hazırladığı “Çocuk Cinsel İstismarı Bilgilendirme Dosyası yılda ortalama 8 bin çocuğun cinsel istismar mağduru olduğunu söylüyor. 8 bin çocuk. Bunlar bir şekilde sesini duyabildiğimiz çocuklarımız. Ya sesini duymadıklarımız. Hepimiz biliyoruz ki, bir yerlerde çığlığını duymadığımız, kendi çığlığında sağır olan çocuklarımız var. “

Gerçek rakamların söylenen rakamlardan çok daha ürkütücü olduğunu iddia eden CHP il başkanı Ümit Özer ‘Peki, ne yapmalıyız?’ diye sordu şöyle konuştu.

“Her olaydan sonra bir hamasetle, bir linç kültürüyle olaylara yaklaşmamız çocuklarımızın kendi çığlıklarıyla sağır olmasını engellemiyor.  Verilebilecek en ağır ceza örselenen çocuklarımızın yarasına merhem olmuyor,  en ağır ceza ne Eylül’ü ne de Leyla’yı geri getirmiyor. Evet, çocuk tacizlerine, çocuk cinayetlerine en ağır cezayı verelim, verelim ama hamaset yaparak toplumsal yozlaşmanın üstünü de örtmeyelim. Sorunun çözümü salt cezaların yetersizliği değil.6 yaşındaki çocuklarla evlenilebileceği söyleyen çirkin zihniyeti yok etmeden; Kendi iğrenç düşüncelerine güzel dinimizi alet eden din istismarcılarına savaş açmadan; Kadınların kıyafetini tecavüz için gerekçe gösteren alçak bakış açısını yeryüzünden silmeden; Suçluyu değil de mağduru yargılayan çağ dışı düşünceyi yok etmeden;

Yandaş kurumları korumak adına onlarca çocuğun tacizini sıradanlaştıran siyasi otoriteye karşı durmadan; Cinsiyetçi yaklaşıma toplumsal hayattan silmeden; Kindar değil, vicdan sahibi nesiller yetiştirmeden; Ne çocuk tacizlerine nede tecavüzlere son veremeyiz. Bunun için hamaset değil, çözüm üretmemiz gerekiyor. Hamaset Eylülleri, Leylaları, Özgecanları geri getirmiyor. Eylüllerin, Özgecanların yaşaması için bizim olayların sonucundan çok sebepleriyle uğraşmamız, hamaset yerine akıl yolunu seçmemiz gerekiyor. Çocuklarımıza, kadınlarımıza, doğamıza ancak böyle sahip çıkabiliriz. Minik yavrularımıza uzanan kirli elleri lanetliyorum.”