CHP İl Başkanı Ümit Özer, ve ADD başkanı Kemal Ceylan, Uğur Mumcu’yu unutmadı

Aracına yerleştirilen bombalı hain saldırı ile suikaste kurban giden araştırmacı, gazeteci yazar Av. Uğur Mumcu, ölümünün 26. yılında anılıyor.

‘Karlı bir Ankara sabahında Türkiye, yazılmayanları yazan, söylenmeyenleri dile getirmekten çekinmeyen, yolsuzlukları ortaya çıkaran cesur kalemini Uğur Mumcu’yu hain bir pusuyla kaybetti’ diyen  CHP il başkanı Ümit Özer,  bu konuda şunları söyledi.

Karlı bir Ankara sabahında Türkiye, yazılmayanları yazan, söylenmeyenleri dile getirmekten çekinmeyen, yolsuzlukları ortaya çıkaran cesur kalemini Uğur Mumcu’yu hain bir pusuyla kaybetti. Yazdıkları yaşadığı döneme damgasını vururken yaptığı bazı tespitlerin bu gün de yaşanıyor olması, Uğur Mumcu’nun vefatından bu yana ülkemizin ilerleme kaydetmediğini göstermektedir. Cumhuriyette yazdığı ilk yazısında “iktisadi planlar siyasi müteşebbislerin kasalarına bağlanmış, vergiler dar gelirlilerin omuzlarına yüklenmiş, vergi adaleti, sosyal adalet, işçi hakları fantezi bir edebiyattan ileri gidememiş ve en fenası, siyasi ve iktisadi ahlak yoksunluğu bir sâri hastalık olmuştu” diyerek anlattığı ülkemizin hala aynı şartlarda yönetilmesi ne kadar acı vericidir.

Devletin içinde oynanan kirli oyunları, devlet içindeki devleti kaleme alması bazı kesimleri rahatsız etmiş harekete geçirmiştir. Hayatı, gördüğü eksiklikleri yanlışları dile getirmekle geçen, sırf görevini yaptığı için hayatını alçakça bir saldırıyla kaybeden Uğur Mumcu bu gün korkan, görmedim, duymadım, abilerim ne derse onu yazarım diyen basın mantığına örnek olmalıdır. Türkiye de “gazetecilik” kavramını başka bir boyuta taşıyan Uğur Mumcu’yu her zaman saygıyla ve özlemle anacağız. Uğur Mumcu bizler için susmayan bir kalemdir.

Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı, Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Uğur Mumcu, Gaffar Okkan, Kayserimiz’den de Ömer Yılmaz, Hayrettin İstanbullu, Mustafa Kulkuloğlu gibi nice isimsiz demokrasi şehitleri Uğur Mumcu’nun da bir yazısında dediği gibi vurulsalar, parçalansalar bile her parçalarından kendileri gibi belki onları bile aşacak, vatan sevgisiyle dolup taşan gençlere dönüşeceklerdir. Gençlerin yitirdiğimiz bu değerlerimizi öğrenmeleri, anlamaları için bize düşen görev bu değerlerimizi unutturmamaktır. Onları davası bizim davamızdır. Uğur Mumcu’nun aramızdan ayrılışının 26. Yılında bir kez daha onu ve bütün demokrasi şehitlerimizi sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz.”

ADD Şube başkanı Kemal Ceylan: CUMHURİYET VE DEMOKRASİ ŞEHİTLERİNİ MİNNETLE ANIYORUZ

Cumhuriyetimiz kurulduktan sonra Türkiye üzerinden sinsi emelleri olan emperyalist devletler 1931 yılında öğretmen asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay ın katledilmesiyle Cumhuriyeti ve Atatürk devrimlerini yok etmek için ilk faaliyetleri ile icraatlarına başladılar.Ancak Mustafa Kemal ATATÜRK bunlara karşı Türk ordusuna yazdığı taziye mektubu ile Büyük Ordunun Kahraman ve Genç Zabiti ve Cumhuriyetin Mefkureci muallim heyetinin kıymetli uzvu Kubilay Bey temiz kanı ile Cumhuriyetin hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır.

Menemen olayının üzerinden geçen 88 yılda, devrim karşıtları Ulusal Kurtuluş Savaşımızda verdiğimiz şehitlerimizden daha fazlasını katletti.Cumhuriyetçi ve devrimci aydınlarımız hiç şüphemiz yok ki bu uğurda bir gün canlarını vermeleri gerekirse duraksamayacaktı ve öylede oldu.

Genç Cumhuriyeti bilgileriyle sulayıp büyütmek fidanlar yetiştirmek isteyenler ne acıdır ki gelecek kuşakları kanlarını dökerek, canlarını vererek yetiştirdiler.

12 Eylül darbesiyle Cumhuriyet devrimleri kazanımlarını önemli bir kısmını yitirirken dönemin devrimci aydınları gelecek tehlikesini daha büyük olduğunu ön görerek Prf. Dr. Muammer AKSOY un önderliğinde ADD kuruldu.Kuruluşunun üzerinden  sekiz ay geçmemişti ki Muammer  AKSOY hain bir saldırı ile katledildi.Bu cinayet ile Türkiye yeniden karanlık suikastler dönemine girdi.Bahriye ÜÇOK, Çetin EMEÇ, Turan DURSUN, Eşref BİTLİS gibi bir çok aydınlarımız canlarını verirken ülkeyi karıştırmak için aynı dönemde Sivas ve Baş bağlar katliamı yaşandı.İşte bu cinayetleri topluca anmak ve devrimci aydınları anmak için 24 Ocak 1993 ile 31 Ocak arasında kalan yedi günlük süre içerisinde  adalet ve demokrasi haftası etkinlikleri ile bütün şehitlerimizi saygı ve minnetlerimizi sunuyoruz.

24 Ocak 1993’de araştırmacı gazeteciliğin öncüsü, Atatürk Devrim ve İlkeleri’nin ödünsüz savunucusu, Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu; aracına konulan bombanın patlaması sonucu, haince-sinsice katledildi. Türkiye, ayağa kalktı. Milyonlar sel olup aktı. Türk milleti, tek yürek olup haykırdı:

“Türkiye laiktir laik kalacak”

“Uğurlar ölmez”

“Genciz güçlüyüz Atatürkçüyüz”

 Siyasiler, namus sözleri verdiler. Dediler ki: “ katil ya da katilleri bulacağız.” İktidarlar değişti, aradan 26 yıl geçti. Bize göre katil ya da katiller malum… Ama, aydınlatılamamış bir cinayet olarak kaldı Uğur Mumcu suikastı. Uğur Mumcu, yaşamı boyunca Türk Aydınlanmasının önündeki engelleri yıkmak için çalıştı. Devletin itibarını düşünmek yerine düşüren politikacılara karşı çıktı. Terörün her türlüsüne savaş açtı.

 31 Ocak 1990’da yine hainler iş başındaydı. Atatürkçü, ulusalcı, demokrat ve devrimci, hocaların hocası, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin Kurucu Genel Başkanı Prof. Dr. Muammer Aksoy, evine girecekken apartmanın içinde vücuduna yönelen kurşunlarla şehit edildi.

Atatürkçü Düşünce Derneği’ni kuralı henüz 7 (yedi) ay olmuştu. Çalışmaları, çabaları belli ki karanlıktan beslenen güç odaklarını ürkütmüştü. Yok edilmesi gerekiyordu. Prof. Dr. Muammer Aksoy’un katledilmesi tüm Türkiye’yi yasa boğdu. Önemli bir toplumsal önder bedenen ortadan kaldırılmıştı. Muammer Aksoy cinayeti, 1980 sonrası aydın katliamlarının ilk halkasıydı. Cinayet aydınlatılabilseydi, sonraki aydın katliamları yaşanmayacaktı.

Yine, siyasiler üzüntülerini ilettiler. Cinayeti aydınlatma sözü verdiler. Fakat, sonuç değişmedi. Bizce malum olan hainler, açığa çıkartılmadı.

Prof. Dr. Muammer Aksoy’un öldürülmesi en başta Uğur Mumcu’yu derinden etkiledi.Uğur Mumcu,  Muammer Aksoy için “ kalpaksız Kuva-yiMilliyecilerin son temsilcisiydi” demişti. Muammer Aksoy cinayeti aydınlatılamadığı için, Uğur Mumcuda maalesef aynı kaderi paylaştı.

24 – 31 OcakAdalet ve Demokrasi Haftasıolarak kabul edildi. Karanlık odaklar, hain planlarını uygularken geride milyonlarca Muammer Aksoy ve Uğur Mumcu’nun yetiştiğini tahmin edemediler. Karanlıktan ve kandan beslenen bu odaklar; yanlış hesap yaptılar. Yok ettikleri bedeni varlıklarıydı, düşünceleri mücadelemizde yaşıyor.

24 Ocak 2001’de Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkanda şehit edildi. Ali Gaffar OkkanCumhuriyet, Atatürk ve ulus devlet konularında hassasiyet sahibiydi. Yurttaşların sevgisini, saygısını ve güvenini kazanmıştı. Bir Emniyet Müdürü’nün hem ulus devleti savunması hem de Atatürk Devrimi’ne bağlılığı bölge ve Türkiye üzerine projeleri olan kesimlerce hoş karşılanmadı. Göz göre göre şehit edildi. Ali Gaffar Okkan cinayeti de faili belliyken meçhul kaldı. Diyarbakır’da 2001’de doğan 2.500 çocuğa Ali Gaffar adı verildi.

Ocak ayı, toplumsal hafızamızı yoklama zamanıdır. Ocak ayı,  acıları bal eyleyerek, Atatürk Devrim ve İlkeleri’ne, üniter devlet yapımıza, hukukun üstünlüğüne, insan hak ve özgürlüklerine, demokrasiye her ne pahasına olursa olsun sahip çıkma zamanıdır.

Tüm yurtsever kurum ve kuruluşları, yurttaşlarımızı Atatürkçü Düşünce çatısı altında güç birliği yapmaya, karanlık güç odaklarına karşı omuz omuza mücadele etmeye çağırıyoruz. 2019, Büyük Atatürk’ün eşsiz liderliğinde milli mücadeleye başlamamızın 100. ve Derneğimizin kuruluşunun 30. yılıdır. Adalet ve Demokrasi için mücadelenin tam zamanıdır.