CHP Ekonomi masası Kayseri’de toplandı, Faik Öztrak ‘Ülkeyi buhrandan çıkarmak için güvene ihtiyaç var’

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ekonomi Masası Kayseri’de toplandı. CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, ülkenin yeni kural, kurum ve kadroları ile nasıl yeniden inşa edeceklerini açıkladı ‘3Y’ formül ve stratejisini anlattı. Öztrak ‘Bu ülkede en büyük açık herkesi kucaklayacak gerektiğinde devreye girecek, uzlaşmayı sağlayarak, gruplaşmayı önleyecek tarafsız bir Cumhurbaşkanlığıdır. Yeni kurallar içerisinde en önemlisi tarafsız Cumhurbaşkanı” dedi.

Wyndham Grand Otel salonunda gerçekleştirilen toplantıya, CHP Parti sözcüsü Faik Öztrak, üst düzey yöneticilerden Çetin Osman Budak, Ahmet Akın, Akif Hamzaçebi, Bedri Serter, Özkan Yalım, İlhami Özcan Aygün, Tahsin Tarhan, Çetin Arık’ın yanı sıra iş adamları, sanayiciler, esnaf ve sivil toplum kuruluş temsilcileri katıldı.

Toplantının açılışında CHP il başkanı Ümit Özer Kayseri ile ilgili son bilgileri, olumsuzlukları, iktidar tarafından verilen ve yapılmayan yatırımları, göçmenlerin, işsizliğin, yardıma muhtaçların nüfusa oranlarını rakamlarla anlattı. Özer ‘2019’da Kayseri’de sosyal yardım yapılan hane sayısı 43 bin 198 iken, 2020 yılında yüzde 157,67 artış ile 110 bin 446 haneye yükselmiştir’ dedi.

Daha sonra Kayseri milletvekili Çetin Arık’ta, Kayseri tarihinin ve 4 bin yıl önce ticaret şehri olduğunu, çıkan belgelerle dile getirdi, iktidarı Kayseri’yi her alanda geriye götürmesi nedeniyle eleştirdi. Arık ‘Kayseri’miz milattan önce 4 bin yıllara kadar uzanan eşsiz bir medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Kayseri’de bulunan Kültepe Anadolu’daki ilk yazılı tabletleri barındırması ve Dünyanın ilk ticaret merkezi olması nedeniyle ön plana çıkmaktadır. Dünyanın ilk ticari anlaşması Kültepe’de yapılır ve diğer ticari anlaşmalar ile görmekteyiz’ dedi.

CHP Parti sözcüsü Faik Öztrak, Türkiye’nin ve Dünyanın ekonomik ve diğer verilerini rakamlarla anlattı. Özellikle işsizlik, yoksulluk, göçmenler konusu, genç nüfusun ve  üniter devlet yapısının önemini, partili tek adam rejiminin ülkeye verdiği zarara ekonomik rakamlarla dikkat çekti, şunları söyledi.

Nitelikli sürdürülebilir büyümenin önemi arttı. Büyümeden kimse dışlanmasın. Herke oyunun içinde olsun. Birileri çok hızlı yoksullaşırken, birileri çok hızlı zenginleşmesin. Eğer böyle olur, geliri adil dağıtamazsanız, aynen riske koyduğunuz gibi, birileri oyun dışında kalır. Oyun dışında kalanlar arttıkça ekonomi durur. O nedenle IMF’de bugün kapsamlı ekonomik büyümeden bahsediyor. G 9 Dediğimiz Dünyanın en gelişmiş ülkeleri de kapsamlı büyümeden bahsetmeye başladı. Bir zamanlar hatırlarsınız Washington muhatabakatından bahsediyordu. Bu mutabakat neydi? Devlet savunmaya baksın, güvenliğe baksın, piyasaları iyi işletsin, müdahale etmesin, sırtını yaslasın, bunun yansıması her şeyi çözer. Piyasalar herşeyi çözer. Bugün bunun böyle olmadığı anlaşıldı.

Şimdi, bu yıl imzalanan Cornwall mutabakatıdır. Diyorlar ki devlet kimseyi zor durumda bırakmamak için gerekli müdahaleleri yapmalıdır. Merkez Bankalarının bu   gelir adaleti, gelir adaleti dağıtımı iş değil. ABD’deki merkez bankası İktisadi eşitlik enstitüsü. Dolayısıyla Dünyanın en önemli konularından biri prekaryalaşma, güvencesiz istihdam, gelir dağılımındaki bozulma, küresel sosyal huzuru ve politik istikrarı tehdit ediyor.

Küresel değer zincirlerinin kısaldığını söylemiştik. Ancak bu değer zincirlerinin kısalıyor olması tek başına yeterli değil. Bir yerde AB ile ticari işbirliğimizi geliştirebilmek bakımından, AB’nin yeşil mutabakat belgesine uyum sağlamamız lazım. Dijital dönüşümü ülkede hızlandırmamız lazım. Serbest ticari anlaşmaları, çok daha kapsamlı olanlar yerini alıyor. Bu anlaşmaları da nasıl yapabileceğimize bakmamız lazım. Yeşil dijital dönüşüme ayak uydurmamız için atacağımız adımları hızlandırmak gerekir.

Bugün en önemli sorunumuz güven. Maalesef şu an ülkeyi yöneten hükümete güven duyulmuyor. Ülkeyi de buhrandan çıkarmak için güvene ihtiyacımız var. Türkiye’nin küresel araneda yapısal gücünü artırabilmek içinde yapısal reformlara ihtiyaç var. Bunun için 4 sütun üzerine inşa edilmiş bir stratejiyi Türkiye’de uygulamamız gerekir diyoruz.

Çözüm derken biz diyoruz ki, artık yeni kurallara, yeni kurumlara, yeni kadrolara ihtiyaç var. Peki yeni kurallar, yeni kurumlar, yeni kadrolar ile ayakta tutacağımız, güçlendireceğimiz birinci husus hangisi. Hukuk Devleti ve demokrasi. Aslında bunu çok basite indirgersek, Hukuk Devleti ve demokrasi, Can ve mal güvenliğidir. Peki yeni kuram bu kapsamda ne olmalı?

Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter sistem. Bunu hayata geçirmek gerekir ki, istişare olsun. Ortak akıl Türkiye’de yeniden çalışmaya başlasın, her şey tek adamın iki dudağının arasında çıkacak talimatlara göre yönetilmesin. Yeni kurallardan biri de kuvvetler ayrılığı. Yani birbirini denetlesin, birbirini kabul eden ve ekonomide fren ve denge mekanizmaları çalışsın. Yargı mutlaka bu alanda bağımsızlaştırılsın.

Bir başka kural Seçim yasası değişsin. Milletin vekilini millet seçsin. Bir başka kural siyasi ahlak yasası çıkartılsın. Bana göre en önemli kural hangisi diye sorarsanız önce şunu söyleyeyim. Türkiye’deki en büyük açık nedir biliyor musunuz? Ne alıştığımız sohbetlerde ekonomik açığı ne de cari açık. Bu ülkede en büyük açık herkesi kucaklayacak gerektiğinde devreye girecek, uzlaşmayı sağlayarak, gruplaşmayı önleyecek tarafsız bir Cumhurbaşkanlığıdır. Yeni kurallar içerisinde en önemlisi tarafsız Cumhurbaşkanı.”