ÇEKUD: Dünya Orman ve Su gününde Meclisi göreve çağırdı

Çevre Kuruluşları Dayanışma Derneği (ÇEKUD) Gönüllü Kayseri İl Temsilcisi Mehmet Faruk Er, Su Kullanma Bilincinin mutlaka yaygınlaşmasını istedi, Türkiye’nin zenginlik kaynaklarının bir bir tükenişe sürüklendiğine dikkat çekti ”TBMM en kısa zamanda Su Kanunu çalışmalarını tamamlamalıdır’’ çağrısında bulundu.

ÇEKUD, 22 Mart Dünya Su Günü vesilesiyle bir mesaj yayınladı. Ülkemizin tüm su kaynaklarının tek elden planlanması gerektiği dile getirilen mesajda, ”Yetki ve sorumluluk bir kurumda olmalıdır. Su israfına karşı ülke çapında bir seferberlik başlatılmalı, toplumsal duyarlılığımız artırılmalıdır. Yaşadığımız kurak günleri dikkate alarak bu işler için bir an önce harekete geçmek zorundayız” denildi.

Dünya Su Günü’nde su israfına karşı duyarlılığın yaygınlaştırılması gerektiği belirtilirken, açıklanan resmi rakamlara ilişkin çarpıcı tespitlerde bulunuldu. Son 20 yıl içinde artan dünya nüfusunun sonucunda artan su talebinin küresel bir su krizini gündeme getirdiği belirtilirken, dünya nüfusunun 19. yüzyıla oranla üç kat artmasına rağmen su kaynaklarının kullanımının altı kat arttığı kaydedildi. Dünyanın toplam su rezervinin 1.4 milyar kilometre olduğu ifade edilirken, “Bu suyun yüzde 97.5’i okyanuslar ve denizlerde tuzlu su olarak, yüzde 2.5’i de derelerde, göllerde, yeraltında ve kutuplarda (buzul olarak) tatlı su olarak bulunuyor. Tatlı suyun yüzde 68.9’u kutuplarda ve yüksek bölgelerde sürekli buz ve kar olarak, yüzde 30.8’i ise toprak nemi ve yeraltı suyu olarak bulunur. Dünya su rezervlerinin sadece yüzde 0.3’ü nehir ve göllerde bulunmaktadır. Bütün insanlar da bu suya muhtaçtır” denildi.

Yurdumuzun her tarafında nehirler, dereler, su kaynakları olsa da Türkiye’nin kullanılabilir su miktarı bakımından fakir ülkeler arasında yer aldığı belirtilirken, “Dünyamızın her zamankinden daha fazla suya ihtiyacı var. Sanayileşme, nüfus artışı, suyun kirlenmesi ve bilinçli tüketilmeyişi sebebi ile var olan su kaynakları hızla azalmaktadır. 1950 yılına göre, su rezervleri yüzde 15 – 30 arasında azalma gösterirken, su tüketimi yüzde 50 oranında artmıştır. Bugün 30 ülke su sıkıntısı çekmekte, 2025 yılında ise 50 ülkenin su sıkıntısı çekeceği belirtilmekte ayrıca, dünya çapında 1 milyar insan sağlıklı içme suyuna ulaşamamaktadır. 2.6 milyar insan ise temizlik için gerekli olan sudan yoksundur. Her gün 3 bin 900 çocuk kirli su yüzünden hayatını kaybetmektedir” ifadeleri kullanıldı.

İnsanın biyolojik ve yaşamsal asgari su tüketiminin 25 litre olduğuna da dikkat çekilirken, “Çağdaş yaşamın bir günlük ortalama su tüketim standardı 150 litre olarak kabul edilmektedir. Dünya ülkelerinde değişken olan bu miktar, Türkiye’de ise, kişi başına günlük 111 litredir. Bir ülkenin su zengini sayılması için, kişi başına yıllık 8 bin-10 bin m3 su düşmesi gerekir. Türkiye bin 513 m3’lik kişi başına kullanılabilir su miktarıyla, su zengini bir ülke değildir. DSİ verilerine göre, 2030 yılında 100 milyon nüfusa ulaşacak Türkiye’nin kişi başına bin 100 m3 kullanılabilir su miktarıyla, su sıkıntısı çeken bir ülke konumuna geleceği tahmin edilmektedir. Buna göre 2050 veya 2100 yılında Türkiye’yi çok ciddi bir su krizi mücadelesi beklemektedir. Bu tehlikeyi en aza indirmek için, su kaynaklarımız çok dikkatli yönetilmelidir” ifadelerine yer verildi.

-Bir Fidanla Dünyaya Işık Yakmak

Orman Haftası (21-26 Mart) vesilesiyle bir çok temenni mesajını ard arda sıralamak mümkün ama her şeyin bir adımla başladığını unutmamak gerek.

Çevremizdeki betonlaşmanın arttığı, yağışların azaldığı küresel ısınmanın hissedilir derecede etkilerinin arttığı, bir elif miktarı oturulacak, nefes alınacak yeşil alanların azaldığı günümüzde ormanlarımızın değeri bir kez daha anlaşılmıştır.

Kökleri ve yaprakları aracılığı ile topraktaki su dengesinin oluşmasında aktif rol alan, toprağa düşen yağmur damlacıklarının toprak tarafından rahat emilimini zemin hazırlayan, böylelikle yüzeysel su akışlarının hızını keserek hem toprak erozyonunu engelleyen hem de yeraltı su kaynaklarını besleyen ormanların faydaları saymakla bitmez.

Bir ferdin kullanmış olduğu kağıt, mobilya ve sair orman ürünleri ile bir senede ortalama 7 ağacı kullandığı tespit edilmiş. Söndürülmeden atılan bir sigara veya piknik sonrası söndürülmeyen ateş hektarlarca canımızı yakıyor. Faydalarını saymakla tüketemeyeceğimiz ormanları yanlış kullanımlarla ve hatalarımızla tüketiyoruz.

Peki bizler bu faydaya nasıl ortak olabilir, karanlığı dağıtmak için nasıl ışık yakabiliriz?

• Tohumların fidana dönüşmesi sağlamak için tohumları toprakla buluşturabiliriz.

• Ağaç dikebiliriz. Eğer dikmek konusunda mazeretlerimiz varsa ağaç dikim kampanyalarına destek olabiliriz.

• Dikilen ağaçlarımızı, ormanlarımızı koruyabiliriz.

• Bilinçli tüketici olarak tasarruf sağlayabiliriz.

• Çevre gönüllüsü STK’lara üye olarak destek verebiliriz.

Bu vesile ile ülkemizin her bir karışında faaliyet gösteren Orman ve Su İşleri Bakanlığımızın değerli çalışanlarının ve ülkemizin ormanlarına gönül vermiş STK’larımızın Orman Haftasını kutlarız.