Çalışan anneler ve ‘yeterlilik’ (Köşe yazısı 09.05.2015 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com

Son yasal düzenlemeler, belki çalışan kadınlar, anneler ve aileler için yeterli gözükse de yeni sorun yaratmaya devam ediyor.
Çalışan anneler şimdide “yeterlilik” endişesi taşıyor.
Daha önce bu köşede buna benzer bir yazıyı gündeme getirmiş, çalışan annelerin özellikle bebekleri, çocukları ve gelecekleri konusunda ciddi endişeleri olduğuna dikkat çekmiştim.
Bebeğin dünyaya gelişiyle beraber annenin yaşamında büyük değişiklikler meydana geliyor. Yaşamını devam ettirebilmek için uzun süre annenin varlığına ihtiyaç duyan bebeklerine en iyi şekilde bakmak isteyen anneler hem fiziksel hem de duygusal olarak yaşadığı büyük sorumluluğun gerçekliğiyle bir karmaşanın ortasına düşüyor. Anne için en zorlayıcı süreç ise işe dönme vaktinin gelmesiyle başlıyor.
Yeni anne olacaklar, bu süreci sancısız şekilde atlatabilmek için yol arıyor. Bu konuda Anadolu Sağlık Merkezi Psikolojik Danışmanı Necmiye Doğruer şunları söyledi.
Bebek için de anne için de ilk zamanlar zorlayıcı olabilecek işe dönme sürecindeki lokomotif kişinin yine anneler.
Bebekler çok uzun süre annenin taşıdığı duyguyla hareket eder. Anne kaygılıysa bebek de kaygılıdır, anne huzurlu ve rahatsa bebeğin yaşamsal reaksiyonları da bu yöndedir. Bundan yola çıkarak doğum sonrası iznini tamamlayıp işe geri dönen annenin bebeğini hangi duyguyla evde ona bakım veren kişiyle bıraktığı büyük önem taşır” diyor. Doğruer, “Eğer anne, güvenle ve endişeden uzak bir biçimde bebeğinden ayrılarak bakım veren kişiye huzurla bebeğini emanet edebiliyorsa, bu zorunlu durumla baş etmek her iki taraf içinde kolay olur” diye konuşuyor. Anneyi vicdani olarak en çok zorlayan noktanın bebeğini evde bıraktığı için duyduğu suçluluk olduğunu söyleyen Doğruer, “Yeterli anne olma endişeleriyle boğuşan annelerin, bebeğiyle kurduğu bağın zayıflayacağına dair yoğun kaygıları ve bebeğin gelişiminin sekteye uğrayacağı, travma yaşayacağı korkuları da süreci zorlaştırıyor
Doğum sonrası işe başlama süreci güçlüklerini yaşayan kadının hem annelik hem de iş kadını rollerinde meselenin neresinde ne kadar durabildiği konusunda sorguluyor. Zihnen evde bedenen işte geçirilmek zorunda olan saatler ruh sağlığının en büyük tehdidi.
Bölünmüşlük hissi ile yaşamsal rolleri arasında sıkışmışlık yaşayan çalışan anne için, hem iş hem de bebeği ile ilgili konularda mükemmeliyetçiliğe kayan bir idealizasyon oluşuyor.
Yeni annelik ve işe dönüş karmaşasında bebeğe, ev yaşantısındaki rutinlere ve eşe dair sorumluluklar konusunda da eksiksiz bir performans gösterme çabası anneyi fazlasıyla yıpratıyor.
Eksiksiz olma çabası yerine anneler öncelikle koşulları olduğu gibi kabul etmeliler. Kendi yeterliliğini sorgulamak yerine “olabildiği kadar” sınırında kalmak en doğrusudur. Bu noktada kendi şartlarının gerçekliğini görmek ve sakinlikle yapabilirliklerinin sınırlarını kabul etmek gerekir.
Bebeğin, bakım veren kişi ile kurduğu ilişki çok önemli olsa da annesiyle arasındaki ilişkinin yerini asla alamaz. Anne ve bebek arasında kurulan sağlam ilişki ile fiziksel olarak ayrı olunan zamanlarda bebek anneyi anne de bebeği zihninde taşıyabilir. Fiziksel olarak bir arada değilken de kurulan güçlü bağın yardımıyla bebek annenin varlığından uzaklaşmaz. Temel mesele budur ve bunu bilmek sıkışmış bir anne için çıkış noktasıdır. İşe giderken bebeğini ruhen ve bedenen güvenle evde bırakabilen anne bu süreci ruhsal olarak zorlanmadan yaşayabilir. Güçlüklere ve olası sorunlara çözüm yolu bulabilir.
Birçok anne, bebek dünyaya geldikten sonra babaların süreçteki gücünü ve desteğini yok sayıyor. Bu zor süreçte babaların da katkı sağlamasıyla aile olarak her güçlüğün altından kalkılabiliyor. Kadının bebeğe dair her şeye tek başına kalkışması anlamlı olmaz. Kadının babayı bu sürece dâhil etmeye gönüllü olması gerekir.
Gerçekten annelik en kutsal zor bir görev.
Çalışma hayatındaki kadınında, buna birde annelik görevinin eklenmesi ayrı bir zorluk.
Günümüzde cinsiyet farklılıkları ve kadının giderek toplumdan uzaklaştırılmaya çalıştırılması kısaca yobazlık, gelecek günlerin dahada zor olacağının işareti. Birlikte yaşamı öğrenme zamanı, bugün.