Çabuk unuttuğumuz depremler.. (Köşe yazısı 03.03.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ

davutgulec@hotmail.com

Biz toplum olarak bırakın geçen yılları, dünü ve birkaç saat önce yaşadığımız korkuları, endişe, panikleri kısa sürede unutan ve normal yaşama devam eden toplumuz.

Bir olayı yaşadıktan sonra ‘Hemen önlem alalım’ diyerek o an bir şeyler yapmaya, önlem almaya ve kendimizde kriz çözüm çantaları bile hazırlamaya çalışırız.

Bugün kaçımız, Marmara depremi ve ardından meydana gelen depremleri tam hatırlıyoruz?

Hangi önlemleri aldık?

Belediyeler, kişi ve kuruluşlar bu konuda neler yaptı? Özellikle belediyeler kentsel dönüşüm derken, şehir merkezlerinde kaçak katlara ve yapılaşmaya neden izin verir?

Kentsel dönüşüm mü, kentsel rant ve ticaret mi?

Toplum olarak ev ve işyerlerimiz sigortalı mı?

Şiddetli deprem ve doğal felaketlere karşı bir yaşam çantamız, hazırlığımız var mı?

Yüzölçümünün yüzde 92’si ile birinci derece deprem kuşağında yer alan Türkiye’de, binaların depreme karşı güvenli bir şekilde inşa edilmesi büyük önem taşıyor. Ancak bilinenin aksine bu güvenlik sadece binanın depremde yıkılmaması anlamına gelmiyor.

Hayati risklerin ve yaralanmaların önlenmesi için binanın sağlamlığı kadar elektrik tesisatı, asansör, dış cephe gibi yapı elemanlarını sabitleyen dübellerin ve taşıyıcı sistemlerin sağlamlığı da önemli. Doğalgaz ve elektrik kaçağı gibi sebeplerle gerçekleşebilecek yangınlara karşı ise pasif yangın durdurucu ürünlerin kullanılması gerekiyor.

Bu önlemler alınmadığı takdirde, olası bir deprem anında bina içinde gerçekleşen bir kaza diğer pek çok kazayı da beraberinde getiriyor. Bu noktada mevcut binaların da kentsel dönüşüm sürecinde bir an önce incelenmesi ve riskli yapılara müdahale edilmesi gerekiyor. Ar-Ge temelli patentli ürünler geliştiren inşaat sektörünün önemli markalarından Hilti, C2 sismik onaylı dübelleri, pasif yangın durdurucu ürünleri ve Donatı Tarama Sistemi ile depreme karşı inovatif çözümler üretti. Türkiye Pazarlama Direktörü Banu Çetinkol, konuyla ilgili şunları aktardı.

“EOTA (Avrupa Teknik Onay Organizasyonu) tarafından ETA (Avrupa Teknik Değerlendirmesi) Belgesi altında verilen C2 sismik onayı, Türkiye’nin de içinde bulunduğu en zorlu deprem kuşağı göz önüne alınarak verilen sismik onay. Dübeller, yapısal beton-beton ve çelik-beton birleşimleri, mekanik ve elektrik tesisatı sabitlenmesi, asansör ya da dış cephe sabitlenmesi gibi yapıların pek çok alanında kullanılıyor. Deprem anında dübellerde oluşabilecek aksaklıklar tehlikeli kazalara neden olabiliyor.

Bu alanla ilgili net bir istatistiki çalışma olmasa da geçmişte yapılan bazı çalışmalar, incelenen spesifik depremlerde can kaybı nedeni olarak yaklaşık yüzde 10 oranında yapısal olmayan nedenleri sıralıyor. En çok göze çarpan yapısal olmayan ve yapısal uygulama örnekleri ise cephe kaplamaları, asansör rayları, mekanik-elektrik bağlantılar veya filiz ekimi (yani mevcut bir taşıyıcı betonarme elemana ek olarak yapılan yapı elemanı gibi) uygulamaları. Dübeller bu elemanların yapıya sağlıklı bir şekilde sabitlenmesini sağlar. Bu sebeple Türkiye gibi 1. derece deprem kuşağında bulunan ülkelerin C2 sismik onaylı dübel kullanmaları yasal olarak zorunlu olmalı.

Deprem anında bir başka tehlike olarak doğalgaz ve elektrik tesisatında yaşanabilecek kaçaklar nedeniyle oluşacak yangınlar. Bizim Pasif Yangın Durdurucu ürünlerin yangın esnasında 4 saate kadar alev, duman ve zehirli gazların yayılmasını ve ısının yükselmesini engelliyor. İnsanlar binayı terk edebiliyor. Binaların deprem dayanımının röntgen çeker gibi pratik bir şekilde ölçebiliyoruz. Betonarme üzerinde kırım yapılmadan bina muayene ediliyor. Kentsel dönüşümün ilk adımı olan risk tespitini, zaten güçsüz durumda olan bir yapıda tahribatsız inceleyebilen bizim Donatı Tarama Sistemi, Türkiye’de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri’nde kullanılarak tüm illerde binaları analiz ediyor. Kırım yapmadan çok pratik bir biçimde kolonun üzerinde makineyi gezdirerek analiz yapılabiliyor. Geleneksel yönteme göre 15 kat daha hızlı çözüm.

Bugüne kadar Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) koordinasyonu ile yürütülen yeni deprem yönetmeliği çalışmasında kendi alanımız ile ilgili katkıları sağladık. Bundan sonra da hem üniversiteler hem de İnşaat Teknik Değerlendirme ve Bilimsel Araştırma Kurumu’nun (İTBAK) bu alanda yapacağı çalışmalarda yer alarak elimizden gelen desteğin en iyisini vermeye devam edeceğiz.”