Böyle kutlama olmaz olsun.. (Köşe yazısı 30.07.2018 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Günlerden, 27 Temmuz Cuma.

Yer: Melikgazi ilçesi Belsin Otuz Ağustos mahallesi sınırları.

Konu: Nişan, düğün, asker uğurlaması. Ama bu yazacağım konu son yaşadığım örnek.

Olay sadece Otuz Ağustos’ta, Melikgazi ilçesinde, Kayseri’de yaşanmıyor.

Sorun Türkiye’nin her tarafında.

‘Böyle kutlama, gelenek, göreneğe, hava atma ya da gösterişe lanet olsun’ demeyen var mı?

Yok ama bunu tam uygulayan var mı, o da neredeyse hiç yok.

Peki bu konu sadece polisiye önlemlerle mi çözülecek yoksa vatandaşın birbirine saygısı ile mi?

İlgili kişi ve kurumlar nerede?

Hem gürültü hem görüntü kirliliği zirveninde üzerinde.

Düğünlerde, kalabalık olsun olmasın, kimi le le, lolo, kimi ilahi,-dua, kimi Ankara’nın havası kimi sabahın erken saatlerinde başlayıp gece geç saatlere kadar devam eden sokak düğün, nişan, asker uğurlaması gibi eğlencelere devam ediyor.

Güya havai fişek kullanılması kesinlikle yasak.

Uygulayan var mı yokta peki bunu kullananlar cesareti nereden alıyor?

O gün aralıklarla havai fişekler patlatılıyor.

Güm, güm, güm. Çevrede oturan çocukların çığlıkları, anne-baba diye bağırmaları, büyüklerin ‘korkma’ sözleri, yaşlıların ‘lanet olsun’ hepinize sözleri.

Durun daha bitmedi.

O gün 21.00’den sonra aralıklarla havai fişek, silah sıkma, çatapatlar atılıyor.

Osman Kavuncu caddesi üzerinden ise aralıklarla ambulanslar sirenlerle yol istiyor.

Hepsini bir araya koyun ve düşünün.

Sanki savaş bölgesi gibi.

Saat ilerleyince havai fişekler azalırken, abartmadan yazıyorum, 21.30’dan itibaren 23.00’e kadar -aralıksız desem yalan olmaz- çeşitli silah sıkmalar hiç bitmedi.

Sanki güvenlik güçlerinin teröristlerle silahlı çatışması gibi.

Peki şimdi sizler soracaksınız ‘Sen niye vatandaşlık görevini yapmadın?’ diye.

Silahların sıkılmaya başladığı andan itibaren ben 155’i aramaya başladım. Ama o kadar yoğun ve meşgul ki, düşürmek mümkün değil.

Sonunda o silah sesleri daha da yoğunlaşınca emniyetin santralından kendimi tanıtarak 155’in bağlanmasını ve bu konunun çözümünü istedim.

Her zamanki gibi santraldaki görevli özellikle yukarıda yazdığım bölgeden benimde iddia ettiğim gibi yoğun bir ihbar aldıklarını, 155’in santralının kitlendiğini, sivil ekiplerin bu konuda görevlendirildiğini, bir çok bölgeden buna benzer ihbar alındığını belirtti. Bende ‘Allah yar ve yardımcınız olsun’ diyerek telefonu kapattım.

Zaten kayıt altına alınan o konuşmalar ve arama saatlerim, o bölgeden vatandaşların yoğun ihbarları mutlaka düşmüştür, görülebilir.

Dediğim bölge, o düğün ve yeni açılan Selimiye Polis merkezi ‘bermuda üçgeni’ gibi.

‘Biz duymadık, rahatsız olmadık, görmedik, bilmiyoruz’ diyen yalan söyler.

Cumartesi günü sabah işe giderken bindiğim otobüste bile konu gece bu havai fişek ve yoğun silah kullanımı.

İlk ihbarlarda resmi bölge devriye ekipleri gelmiş, uyarmış, gitmiş. Bir süre duran silah kullanımı sonrasında devam etmiş.

Silahlı magandaların çoğunun silahları o bölgedeki araçların bagajlarından çıkartıp kullanarak yeniden oraya koydukları, görevli ekipler gidince yeniden kullandıkları yönünde. Demek ki ülkede ciddi bir gizli silahlanma var. Bunun adı can, mal güvenliği için mi yoksa gösteriş için mi bilemem.

Son olarak sivil ekiplerin görevlendirilmeleri ile 23.00 gibi silah sesleri kesildi, herkes rahat bir nefes aldı. Görevlendirilen o sivil ekipler mutlaka adli ve idari işlem yapmışlardır, belki de silahları bulmuştur.

Sonrasında ise nişan, düğün ve asker uğurlaması için araç konvoylu, tekerlek patinajları yaptırılarak, yüksek sesli müzikler çalınarak, ‘en büyük asker bizim asker’ gibi sloganlar atılarak, egzoz patlatılarak rahatsızlıklar başladı.

İyi de bu ilkellikler ne zaman bitecek?

Hep kanunlar ve polisiye önlemler ile mi bunlar sona erecek?

Hiç kimse vatandaşlık görev ve sorumluluğu ile hareket etmeyecek mi?

Madem o kadar hava atacak imkanınız, havai fişek, silah ve mermi alacak paranız, arabanıza akaryakıt dolduracak maddi geliriniz var o zaman ne diye sokakta düğün yaparsınız? Komşunuzu ve mahalle halkını rahatsız edersiniz? Lafa geldi mi hepiniz delikanlısınız ama polis geldi mi?’ iki büklüm el etek öpen cinsten kişilik yoksunu, adamlıktan uzaksınız?

Yazının başlığında dediğim gibi ‘böyle kutlama, eğlence, hava atma, gösteriş yapma, elalemi kıskandırma’ lanet olsun.

Artık mahalleme, ilçeme, şehrime, ülkeme iyi yönlü medeniyet gelsin.

Sanırım gerekli önlemler alındı ki, Cumartesi ve Pazar günü biraz rahat ettik. Dilerim hep rahat ederiz.