Birazda gündem.. (Köşe yazısı 18.01.2019 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Evet bugünde biraz gerçek gündemi yazmak istiyorum.

Çoğu zaman eleştiri, istenmedik, beklenmedik, ağır eleştirilen konuları burada ele alıyorum.

Ama bugün, yapılanları, doğruları ve teşekkür etmeyi de göstermek istiyorum.

***

Ağır kış şartları ve olumsuz hava şartları nedeniyle, karla mücadele ekipleri zor şartlar altında 24 saat üzerinden aralıksız görevlerine devam ediyor.

Yıllardır o mücadeleyi dağlarda, tepelerde, yollarda yapan ‘isimsiz kahramanlar’ın haberini yerinde haber yaptım. İnsanların evden dışarı çıkamadığı günlerde o fedakar insanlar, evlerinden, ailelerinden günlerce uzakta, kendilerini riske atarak çalışıyor. Çoğu zaman karınlarını bile doyurmak doyurmak akıllarına gelmiyor. Açtıkları alan sofraları oluyor.

Sadece karla mücadele değil, Türk Kızılay’ı Kayseri şubesi ekibi, AFAD, AKUT, JAK , UMKE, İtfaiye ve diğer arama, kurtarma, hızır servis ekipleri de ‘can ve mal kaybına’ karşı zamanla mücadele ediyor. Artık bu fedakar insanları eleştirmek bir yana arada onların gönüllerini de almak gerekiyor.

***

Kar ile mücadele derken, şehir içine ‘kaymasın’ diye halı serilmesi güldürüyor. Birileri o döşenen ve kayan taşlar sayesinde zengin edildi. Şimdi risk alıp o taşları kimse değiştiremedi. Halılarda kaymaya çözüm olmuyor. Bu konuda da ‘kötü örnek ve model’ oluyoruz.

***

Uzun süre tramvay vatmanlarının araçları çok kötü kullandıklarını yazdım. Bu araçları sık kullanan biri olarak, görürsem yine yazacağım, alo 153’e bildireceğim. O araçlar hepimizin. Ama son şikayetimden bugüne inanın ciddi bir düzelme var. Arada tek-tük sert duranlar var ama genelde bir iyileşme beni mutlu etti. Birde az korna çalsalar, son anda binmek için kapıya gelenlere de yardımcı olsalar daha iyi olacak.

***

Bu arada en sık dile getirdiğim, tramvay ve otobüs duraklarında ‘akıllı ulaşım ekranları’ konusu idi. Çalışmadığını, arızalı olduğunu dile getirdim. Sonunda otobüs ve tramvay duraklarında yakışan ulaşımla ilgili bilgi ekranları ‘test’te olsa çalışmaya başladı. Elinize sağlık.

***

Halk otobüslerinde de eğitimin yararı kesinlikle görülüyor. Otobüslere binen vatandaşlar yeterince bilinçli mi? Binme kurallarına uyuyorlar mı? Sorumluluklarını yerine getiriyorlar mı? Çoğu kendi havasında. Ama o şoförler gerçekten, o bilinçsiz, vurdumduymaz vatandaşlara iyi katlanıyor. Allah hepsine sabır versin.

***

Geçen seçimde olduğu gibi bu seçimde de havada seçimden daha çok seçimler, zamlar, hayat pahalılığı, işsizlik, gizli enflasyon, emekliye verilen yüzde zam, ekonomideki kötü gidiş var.  Seçmene göre; ittifaklarda, AK parti halen iktidar şımarıklığında. MHP’nin ne yaptığı belli değil. Cumhur ittifakında tavan ayrı, tabandan ayrı ses çıkıyor. Millet ittifakında, İYİ Parti yenilikçi olmanın ve arkasına CHP’yi almanın havasında. CHP, her zamanki gibi içten içe kaynıyor ve İYİ Parti adayları yerine kendi adaylarını çıkartarak gerekirse kaybetme konusunda ısrarlı.

***

Açıklanan adaylardan bazılarına tepkiler durmuyor. Bazı belediye başkan aday adayları meclis üyelikleri için mücadeleye başladı. Bazıları, açıklanan adayların yerine başkasının ya da kendisinin konmasını, aksi halde toplu istifalarda diretiyor. Aday gösterilmeyen mevcut belediye başkanları, aday gösterilecek partilerle temasta. Bazıları aday gösterilmediği için fırıldak çeviriyor, kendi yazdığı senaryoyu anlatıyor.

***

Şu günlerde en çok duyduğumuz konu 31 Mart sonrası, parti içi hesaplaşmaların artacağı. Mevcut belediye başkanları, meclis ve encümen üyeleri ile parti il ve ilçe teşkilatları arasında ciddi kavgaların, kişisel hesaplaşmaların zirve yapacağı, adliyeye eski dönemlerle ilgili ihbarların yapılacağı, herkesin foyasının ortaya çıkacağı. Bakalım şurada fazla bir şey kalmadı.

***

Önce Talas’ta kurtlar, sonra Hacılar’da başıboş köpekler iki çocuğun yaşamına neden oldu. Herkes dedikodu yaptı, hakim, savcı oldu, hayali mahkemelerde kararlar verdi. ‘Şu yapılsın, bu yapılsın’ dediler, gördükleri rüyaları gerçek gibi anlattılar. Şimdi ortada ne yaban av hayatı ne yemleme kaldı.

***

Şu günlerde Türkiye genelinde en çok tartışılan konu, tarihi ve kültür varlıklarının aslına uygun restorasyonunun yapılmaması.  Onarım sürelerinin kasıtlı uzun sürmesi. Kayseri’deki hemen hepsi tartışma konusu. ‘Sen-ben-bizim oğlan’ anlayışı ile işler devam ediyor. Yoksa böyle sırtaran, komedi tarihi binaların onarımı olabilir mi? Ödenen paralara bakın, birde yapılan işlere. Çok yazık. Kapalıçarşının onarımı ile ilgili adliyeye intikal eden şikayetteki bilgiler, dosyalar bile bunu ne güzel anlatıyor.

***

Zaten Kültür ve Tabiat varlıkları kurulu vicdani görev yapmış olsalar, daha öncede yazdığım, herkesin eleştirdiği Hunat medresesi-Zeynel Abidin türbesi arasına geçici izinle yaptırdıkları ‘ucube’ye izin verirler miydi? Kayseri’ye gelen turistler gülüyor, elleri ile o ucubeyi göstererek, mevki ve makam sahibi insanların nasıl bir model olduklarını, şehri nasıl yönettiklerini böyle anlatıyor.

***

Her zaman diyorum.

Herkesin doğduğu ve doyduğu topraklarla ödeşmesi, vefa borcunu ödemesi gerek. Öyle makam hırsı ile ‘ben yaptım, doğru yaptım, kimse karışmasın’ diye söyleme lüksüne sahip değil. O makamlar, mevkiler geçici kendilerine emanet. Bu şehirde, anıların, eserlerin konuşulması lazım. Ucubelerin değil.