Bir yanlış var.. (Köşe yazısı KGC Dergisi 28.03.2018)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, AFAD ve ilgili kurumlar, her türlü depremle, hava ve çevre kirliliği ile ilgili aralıksız çalışıyor, çabalıyor, adeta ‘Can ve mal kaybı olmasın’ diye ecel terleri döküyor.

Sağlık Bakanlığı ‘sağlıklı nesiller, bilinçsiz ilaç tüketimi, sezeryan, daha çok özel hastanelerin çeşitli yollarla devleti soyması, cinsel hastalıklar, sağlıklı yaşam ve alanları’,

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ‘Aile içi şiddet, küçük gelinler, yabancılar’

İçişleri Bakanlığı ‘terör ve gençleri suçtan uzaklaştırmak, bölücü ve yıkıcı faaliyetlerle, kaçakçılıkla, uyuşturucu ile mücadele’

Adalet Bakanlığı ‘toplumun tepkisine neden olan, fetö, her türlü tecavüz, taciz başta olmak üzere olaylara karşı yeni düzenlemeler’

Maliye Bakanlığı ‘Devleti haksız soyanlar, vergi kaçakçılığı, para aklama’

Ulaştırma Bakanlığı ‘ulaşımı çeşitlendirme, yeni yatırımlar’

Bilim, sanayi ve teknoloji bakanlığı ‘Değişen Dünyaya entegre olma ve teknolojik atılım, teşvikler’

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ‘Taşeronların kadroya geçirilmesi, diplomalı ve her türlü işsizliğin azaltılması, kaçak, ucuz işçi çalıştırmanın önlenmesi, işçi sağlığı, güvenliği’

Dışişleri, Ekonomi ve Kalkınma Bakanlıkları, ‘Türkiye üzerine oynanan oyunların bertaraf edilmesi’

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ‘Yeni yerli enerji kaynaklarının hayata geçirilmesi, değerlendirilmesi’

Gençlik ve Spor Bakanlığı ‘7’den 77’ye herkesin stresten uzaklaşması, hareketli yaşam, sportif başarıların artması ve başarılı sporcuların desteklenmesi’

Milli Eğitim Bakanlığı ‘Gençlerin daha iyi eğitimi, sınavsız eğitim ve başarı’

Milli Savunma Bakanlığı ‘Yerli ve milli Savunma sanayinin geliştirilmesi, dışa bağımlılığın azaltılması, profesyonel ordu’

Orman ve Su işleri Bakanlığı ‘Ormanların ve suyun daha verimli korunması, kullanılması’ gibi konularda büyük ve önemli adımlar atarken, yeni tartışmaları da kendileri yaratıyor.

Örneğin, verimli arazilerin betonlaşması, orman ve mera arazilerinin birilerine peşkeş çekilmesi, hava ve çevre kirliliğine karşı yetersizlikler, yapılan devlet yatırımlarının çürük ya da yap-boz yapılması, taviz verilmemesi gibi konularda ‘arka çıkma’, adaletin güven vermemesi, Suriyeli ve diğer yabancıların bu ülkenin öz evlatlarından daha iyi korunması, beslenmesi, kalmaları için her türlü fedakarlığın gösterilmesi, kaçak elektriğin AYM kararı ile adeta teşvik edilmesi, namuslu vatandaşların cezalandırılması, vergisini, primini, cezaları ödemeyenlerin af ya da benzeri düzenlemelerle ödüllendirilmesi, basına yönelik ekonomik ve diğer baskılar, devlet imkanları ile açılış-temel atma-karşılama ve hediyeler verilmesi, araç ve makam saltanatları gibi çeşitlendirmek mümkün.

Cumhurbaşkanı bile, betonlaşan şehirleşmeye karşı ‘traşlama ya da çok katlı binalardan en fazla 5 katlı binalar olması, verimli arazilerin korunması’ üzerine talimatlar veriyor. Ancak, bu talimatları ‘daha önce onaylanmış’ bahaneleri ile delme, bertaraf etmenin örnekleri çoğalıyor.

Çürükler, bedelliler, asker kaçaklarına karşı ciddi önlemler alınırken, sürekli fakir çocukları Şehit düşüyor, ama etkinliklerdeki ‘Bizi de askere, Afrin’e götür’ şovları bitmiyor.

Şehir merkezlerinde, hele hele de Kayseri’de, zabıta ekipleri seyyar ile mücadele ederken, binaların çatılarından ya da kenarlarından genişlemesi, uzamasını görmüyor, göremiyor.

Merdiven altı, haksız, bozuk, sağlıksız, ucuz meyve-sebzeler, gıdalar neredeyse Kayseri’de toplanarak tüketiciye birde pahalı sunuluyor. Peki, buna karşı seçilenler ne yapıyor ‘ziyaret.’

Özellikle Kayseri’de bulunan Suriyelisi, Iraklısı, İranlısı, Afrikalısı, yaşantıları, beraberinde getirdikleri ile şehrin adeta genetiği ile oynuyor. Buna şehri yönetenlerde ‘besleyerek, yardımlarla’ çanak tutuyor. Çocuk gelinler, anneler, cinsel hastalıklar artık saklanıyor. Hastaneler ‘ücretsiz’ yabancılara teslim ediliyor. Prim ödeyenler ‘ölmezsen gel randevusu’ ile perişan ediliyor, diğerleri, primsiz, vergisiz, üretimsiz, katkısız, kimlik verilerek vatandaşın tepkilerine göre  ‘oy deposu’ görülüyor.

Bir de, diğer şehirlerde ki iyi örneklere, Kayseri’nin pek çok alanda geriye gitmesi, kötü örnekleri, başarısızlıkları, ama ‘şov reklamları’ ekleniyor. ‘Olsun, tek sonra olsun’ deniliyor.

Bir zamanlar Kayseri’ye neredeyse haftada, 2-3 günde bir Şehit gelirdi. Kayseri bu Şehitlerine tam destek olurdu. Sonrasında, bazı fırsatçıların Şehit cenazelerini ‘siyasi ranta’ çevirmek istemesiyle katılımlar giderek azaldı. Şimdi diğer şehirler, şehir merkezlerinden kaldırılan Şehitlerine ‘örnek katılım’ ile sahip çıkarken, Kayseri Şehit cenazelerini adeta kaçırır oldu.

Siyasilerin, Kayseri’ye mal olmuş kişilerin, toplum önderlerinin, siyasilerin cenazeleri Camikebir’den, Hunat Hatun’dan, yollar kapatılarak kaldırılırken Şehit cenazesi, şehirde yaşayanların bile tam bilmediği Kalemkırdı camiinden ‘kestirme’ kaldırılıyor ve katılımda ‘gülünç’ oluyor.

Kayseri yıllardır ‘övündüğü adıyla’, pastırması, sucuğu, mantısı, Erciyes’i, havası, suyu, siyasetteki ve ticaretteki başarısı, muhafazakar tutuculuğu, yağlaması, bazlaması, müziği ile övünüyordu.

Son zamanlarda her alanda geriye giden Kayseri’de, ‘sen-ben-bizim oğlan’ anlayışı ve kaynaşmaları, haksız zenginleşmeler, göz yummalar, şehre ciddi zarar veriyor.

Kısaca bu şehirde ‘başarı öyküleri’ azaldıkça, siyasette, ticarette, sağlıkta, gelenek-göreneklerimizde, övündüklerimizde ‘Bu işte bir yanlış var’ dedirtiyor.

Bunda suçlu kim?

Üç maymunu oynayan, takla atan, dilsiz şeytanlaşan ‘mutsuz çoğunluk mu’ yoksa şehrin kaderi ile ‘şov’ yapmaya devam eden, yanlışını yanlışla düzeltmeye çalışan başarısız ve kendisi ile çevresine yatırım yapan ‘mutlu azınlık mı?’

Kayseri ‘yeni başarı öyküleri’ istiyorsa, artık kendisine yakışanı yapmalı. Titreyip kendine gelmeli, kaybettiklerinin fazlasını, gücünü, verdikleri oylarla liderlere göstermeli, seçecekleri ile yeniden kazanmalı. Yoksa  Kayseri’de sıkıntı yaratan kötü örnekler daha da çoğalacak.

Yanlışlar yanlışla, ‘ahbab-çavuş ilişkisi’yle değil, doğru, herkesi kucaklayan anlayış ile temizlenmeli.