Bir ölüm ve türkü sözleri…(Köşe yazısı 22.02.2019 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Kerem şikestesi.

Neşet Ertaş tarafından da uzun hava olarak bestelendi.

1948’de Muzaffer Sarısözen tarafından derlendi.

Sözleri Çiğdem Gökay Seçkal tarafından gönderilen bu türkü.

Adı mı ‘Gele Gele Geldik Bir Kara Taşa.’

Sözleri mi?

Gele gele geldik bir kara taşa
Yazılanlar gelir sağ olan başa (aman efendim)
Bizi hasret koyar kavim kardaşa
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm (aman efendim)
Nice sultanları tahttan indirir
Nicesinin gül benzini soldurur (aman efendim)
Niceleri dönmez yola gönderir
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm (aman efendim)..

***

Daha ortaokul yıllarında mesleğe tesadüfen adım atarken ilk öğretmenlerimizden.

Mehmet Avni Aydoğan,

Osman Duygulu,

Şemsettin Çetinsöz,

Mustafa Gümüşkaynak,

Mahmut Sabah,

Murat Taşkın,

Eflatun Aksoy ve diğerleri..

Kimisi eleştirdi, kötüledi, kimisi övdü, vefasını gösterdi, dua etti ve ediyor.

***

Duayen abimiz, ustamız, büyüğümüz Mahmut Sabah’ı da, hiç birlikte çalışmasakta, hep saygınlığı, kişiliği, beyefendi durusu, gençlere hep destek olması, yol göstermesi, öğütler vermesi ile tanıdık.

Son yolculuğuna gittiği güne kadar, ne zaman karşılaşsak hep takım elbisesinin önü ilikli, herkese o yaşına, ustalığına rağmen yol veren, gösteren bir zariflik, incelik abidesi bir duayendi.

Mesleği boyunca yaptığı, anlattığı, yazdığı, başarıları eminim çok konuşulacak.

Gençlere çok ışık tutacak nitelikte.

***

Peki ya bizim kuşak ve sonrası nasıl?

Ne siz sorun ne ben anlatayım.

Halen büyümediler, uslanmadılar, usanmadılar.

Hırsları, makam, mevki, koltuk hırsları hiç mi hiç bitmedi.

Hep tribünde oynadılar, oynamak içinde çocukça, komedi işlere devam ediyorlar.

Başkalarını hep eleştirdiler, halen eleştiriyorlar, arkadan konuşup, kuyu kazıyorlar ama bugün, o eleştirdikleri kişilerden daha aciz ve zavallı duruma düştüler.

Allah hepsini ıslah etsin.

***

Ama, Mahmut Sabah ve yukarıda isimlerini saydıklarım kim ne derse desin, anıları ile kaldı.

Özel hayatları beni hiç ilgilendirmiyor.

Meslekte hepsi iyi bir duayen, öğretmen, usta, abi, dost idi.

Yeri geldi korudular, yeri geldi yardım ettiler, yol gösterdiler.

Bugünküler gibi hırslarına yenik düşmediler.

***

Mesleği bizim kuşağa teslim ederken;

Çok iyi eserler bıraktılar.

Bizimle, sonraki kuşaklara gidecek anıları kaldı.

Birde arkalarından yaptığımız dualar ve son görev.

Mahmut Sabah ustamıza da Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığımı tekrarlıyorum.

Mehmet Avni Aydoğan, Osman Duygulu, Eflatun Aksoy gibi yaşayan ustalarımıza, Türkan Akyol gibi ilkokul öğretmenime ve beni bugünlere getirenlere de Allahtan, sağlıklı, huzurlu, mutlu uzun ömürler diliyorum.

***

O nedenle, bugün ki köşeme başlarken, o dillerden düşmeyen ve adeta herkese ders niteliğindeki o türkünün sözlerini yazdım.

Ve türkünün nakarat bölümü..

‘Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm’ diye bitiyor.

Ölümü her canlı tadacak.

Anlamayanlar, hırslarına daha fazla yenik düşmesinler.

Yukarıdaki sözleri tekrar tekrar okusunlar.

Belki, kalan ömürleri için yol gösterici olur.