BEN UTANDIM O UTANMADI… (KÖŞE YAZISI)

DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ
davutgulec@hotmail.com

Yer:Belsin pazarı
Tarih: 3 Ağustos 2022 Çarşamba.
Saat: 18.00-19.00 arası
Ben o an insanlığımdan utandım.
Okuyun ne demek istediğimi sizde anlarsınız.
Ayağında şalvar, yaşı ilerlemiş, sakallı bir sözde pazarcı şeytan, pahalı fiyatlara isyan edenlere ‘oh, daha beter olun. İsraf edermisiniz. Allah ekmeğede sizleri muhtaç etsin’ diye bağırıyor ve rızkı için müşteride bekliyordu.
Neredeyse  her gelen müşteriyi gördüğünde  kalabalığa ‘Daha da beter olun’ diye bağırıyordu.
Üstelik bazı müşteriler, fiyatları nedeniyle 1-2 tane domates, kabak, patlıcan almak istediğinde ‘gidin başımdan, sizinle uğraşamam’ diyerek azarlıyordu.
Herkes duydu, tepki yoktu.
Sert tepki gösterdim sözde pazarcı şeytan uzun süre sessiz kaldı.
Ben ‘Sende rızkını böyle milleti azarlayarak, beddua ederek bekleyemezsin. Milleti cezalandıramazsın. Böyle beddua edemezsin’ diyerek tepki gösterdim, yine sustu.
Sattığı domateslerden aldım, içinde üç tane ezik, buruşmuş, çürük çıktı.
Şimdi, tezgahın önü  güzel, arkası çürük domatesi niye verdiğini sorsam olmadık bahaneler üretecek.
Sonra din, kitap, Allah, Kuran edebiyatı yapacak.
İyide bunlar için ahlaklı ve dürüst olmak gerekmiyor mu?
Pazara akşam saatlerinde gittiğim için geri gittiğimde o tezgahını toplamış gitmişti.
Peki, serbest piyasa ekonomisi bu mu?
Semt pazarlarında  ortak hareket etmek için fiyat belirlemek ‘Ahilik ahlakına’ uyar mı?
Sakal bırakıp, şalvar ve tarikat giysileri ile satış yaparak beddua etmek mi esnaflık?
Nerede kamu görevlileri?
Nerede zırt-pırt olmadık olaylara imza atan belediye ekipleri ve pazardan sorumlular?
Peki neden vatandaş bu kadar hakarete tepkisiz?
Neden yanında tezgah açanlar üç maymunu oynuyor?
Zaten bu ülkenin yeterince sorunu varken, milleti gaza getirmeyin.
Bu ülkenin en büyük sorunlarından biri ‘Ahilik ahlakından’ söz edenlerin kendilerini sorgulamaması, tribünde, koltukta, ekranlarda cirit atmaları.
Birde, marketlerden dertlenen sözde bu pazarcı şeytanlar gibi fırsatçılar.
Zor ayakta duran vatandaşa, tezgah açan hiç kimse bedava dağıtıyormuş gibi hakaret edemez, istediği az diye ‘git başımdan’ diyemez.
Herkes rızkını ararken, kazancını ve aldığı parayı hak etmeli, ‘helal kazanmalı’.
Mesleki örgütler ve esnaf temsilcileri bu tip kendini bilmezleri eğitmeli, çeki-düzen vermeli.
Hem mahalle-semt pazarında satış yapacaksın hem vatandaşa beddua ederek, hakaret ederek kovacaksın.
Yok arkadaş meydan bu kadar boş değil.
Biri gelir senin yaşına, başına, sakalına, o güvendiğin tarikat giysilerine bakmaz, haddini bildirir.
Ben bu olaya tesadüfen tanıklık ettim.
Belki diğer semt-mahalle pazarlarındada böyle kendini bilmez sözde pazarcı şeytanlar vardır.
Haksızmıyım…