Bakan Elitaş gündemi değerlendirdi

Ekonomi Bakanlığı ile Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin düzenlediği İzmir İnovasyon Haftası etkinliği nedeniyle İzmir’de bulunan Bakan Elitaş,  gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İnovasyon Haftasının geleneksel hale getirildiğini, inovasyonun üretim imkânlarını, üretim şartlarını iyileştirerek, yenileştirerek daha aktif bir hale getirmek olduğunu vurgulayan Bakan Elitaş, “ İnovasyon, ar-ge’nin farklı bir unsurudur.” Dedi.  Bakan Elitaş, hükümet olarak Ar-Ge ile bir yasanın falayite geçtiğini, Ar-Ge merkezlerinden 50 kişi çalıştırma şartının 30’a düşürüldüğünü bazı iş kollarında ise 15 kişiye indirildiğini ve destek rakamlarını yükseltiklerini hatırlarak ‘Çünkü her şeyin başı ar-ge.’dedi.

Bakan Elitaş, inovatif aktivitelerle birlikte birim başına maliyeti düşürecek bir etkinlik ortaya çıkarıldığında bunun ürünün satış fiyatını önemli derecede artıracak bir unsur olduğunu,  ar-ge faaliyetleriyle veya inovatif girişimler dolayısıyla 1 liraya mal edilen ürünün 50 kuruşa, ya 75 kuruşa mal edilip 1,5 liraya satılarak daha fazla kar elde edileceğini belirterek şunları kaydetti:  “İnovasyon haftası her şeyin başında gençlerin zihninde ortaya çıkan düşünceyi somutlaştırıp ete-kemiğe büründürmek için yapılmış önemli etkinliktir” dedi.

Bakan Elitaş, FED’in aldığı kararlar sonrasında doların 1.85 seviyesine inmesine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “2.85 fena değil, iyi bir şey. Ama önemli olan, kurun ne olduğu meselesi değil kurun stabil olma meselesi. Yani orada oynaklık, volatilite dediğimiz şeylerin veya dalga boyunun az bir seviyede olması. Çünkü ihracatta yüzde 1’lik, 2’lik bir dalgalanma, bu süre içerisinde ekonomide karların minimize olduğu bir dönemde çok etkin bir unsur.” Dedi.

FED’in aldığı kararın piyasalara etkisi konusunda şu değerlendirmelerde bulundu: “Altın fiyatı artarken nispi olarak doların düşmesi gerekir ama, Türkiye’de baktığımızda dolar fiyatları düştüğünde dolar cinsinden altın fiyatları da düşüyor, Türk parası cinsinden altın fiyatları da düşüyor. Dolar 2,85’e indiğine göre, bizim ihracatımıza olumlu katkı sağlayacağı kanaatindeyim. Dediğim gibi döviz fiyatının 2,5-3,5 olması meselesi değil, döviz fiyatının kararlı olma meselesi burada çok önemli.” dedi.

Avrupa Merkez Bankası’nın aldığı karar ve Çin ekonomisindeki gelişmelerden dolayı FED’in 2016  yılındaki faizle kararlarını yeniden gözden geçirme ihtiyacı hissettiğini, faizi Haziran 2016’ya kadar artırmayacakları yönünde işaret verdiğini belirterek, bunun da dolar kurunun kararlı olmasına imkan sağlayacağına inandığını vurguladı.

Bakan Elitaş, 2016 yılı ihracat hedeflerine ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, 2016 yılı ihracat hedeflerinde şaşma olmayacağına inandığını belirterek şunları kaydetti: “ Şaşmayacak diye tahmin ediyorum. Ocak ayında ihracatımızda hakikaten hissedilir derecede bir düşme ortaya çıktı. Bu düşmenin esas unsurlarından birisi, Habur Sınır Kapısının 31 gün süreyle kapalı kalmasından kaynaklıdır. Habur Kapısından günde 2500-3000 civarında aracımız geçiyor. Günde 2500 araç geçse 20 günde 50 bin araç eder, 10 bin dolarlık mal sevk edilse her araçta 500 bin dolar, 15 bin dolarlık mal sevk edilse 750 bin dolarlık… Yani bizim Ocak ayından bu terör örgütüyle mücadele operasyonu kapsamında Habur’dan çıkan araç sayışımızda olağanüstü derecede bir azalış ve ihracat rakamlarımıza yansıma oldu.

Bakan Elitaş, Şubat ayından itibaren ihracatın artış eğilimine girdiğini, Euro-dolar paritesinden kaynaklı ihracat düşmesinin 2016 yılında olmayacağını belirterek şu değerlendirmelerde bulundu. “2015 yılında 13,5 milyar yakın parite kaynaklı nominal olarak düşüş vardı. Dedi.

Bakan Elitaş, 2014 yılında Türkiye tarihinin en yüksek ihracat rakamına ulaşıldığını bunun karşılığında 10 birim ihracat yapıldığını, 2015 yılında ihracatın yüzde 8.7 azalarak 144 milyar dolara indiğini, ancak 102 birim ihracat gerçekleştirildiğini, pariteden kaynaklı azalma olduğunu belirterek şunları kaydetti.  “Burada bakmamız gereken şu: 2014 yılındaki dünya ihracat hacminden aldığımız pay binde 9.1. 2015 yılında dünya ihracatından aldığımız pay binde 9.4. 2016 yılındaki aldığımız payı binde 9.4’ün üzerine çıkardığımız takdirde başarılıyız demektir.” Dedi.

Rusya’nın son dönemde Türk ihracat ürünlerine ilişkin aldığı kararları da değerlendiren Bakan Elitaş, “Rusya’nın bizi cezalandırmaya kalkışırken aslında kendi halkına zulüm ettiğinin farkına varması gerekir. Bizden biberini almazsa, bizden domatesini almazsa, yaş meyve, sebzeyi almazsa mevsimlik olan bu ürünlerin ülkede fiyat seviyesinin yukarıya doğru çıktığını, enflasyonu tetikleyici bir unsur olduğunu anlamaları gerekir” dedi.

Türkiye’nin 2015 yılında Rusya’ya 3.7 milyar dolar bir ihracat gerçekleştirdiğini, bunun da toplam ihracatımızda yüzde 2 civarında bir oran tuttuğunu belirterek şu değerlendirmelerde bulundu. “Yeni pazarlara ulaşmak zorundayız. Çünkü petrol ihraç eden ülkelerin gelirlerinde 3’te 1’e yakın düşme oldu. Sahra Altı Afrika’ya gitmemiz lazım, Güney Amerika’ya gitmemiz lazım, Çin’e gitmemiz lazım, Hindistan’a gitmemiz lazım, Amerika Birleşik Devletlerine gitmemiz lazım.  2016 yılında çok aktif bir şekilde devam ediyoruz. Bir taraftan Sayın Cumhurbaşkanımızla Afrika’da ve Güney Amerika açılımı, öbür taraftan Sayın Başbakanımızla Orta Asya ve Balkanlar açılımıyla birlikte biz yeni pazarlara gidip oradaki ihracat potansiyelimizi arttırmak için gayret gösteriyoruz. Karamsarlık zamanı değil, koşuşturma zamanı. Türkiye önemli hedeflere ulaşabilecek bir pozisyonda. 144 milyar dolarlık ihracatın 155.5 milyar dolara çıkmaması için herhangi bir sebep olduğunu düşünmüyorum.” dedi.