Avrupa Birliği Konseyi’nin dışişlerine ilişkin aldığı kararlar

Doğu Akdeniz

15. Doğu Akdeniz’de istikrarlı ve güvenli bir ortamın bulunması ve Türkiye ile işbirliğine dayalı karşılıklı fayda sağlayan bir ilişkinin geliştirilmesi AB’nin stratejik menfaatine hizmet etmektedir.  İyi niyete dayalı diyalog içerisinde olunması ve AB’nin menfaatleriyle çakışan, uluslararası hukuku ve AB’ye Üye Devletlerin egemenlik haklarını ihlal eden tek taraflı eylemlerden kaçınılması bu çerçevede mutlak bir zarurettir. Tüm farklılıklar barışçıl diyalog vasıtasıyla ve uluslararası hukuk uyarınca çözümlenmelidir. Bu çerçevede Avrupa Birliği Konseyi, egemenlik ve egemenlik haklarına saygı gösterilmesi gereken Yunanistan ve Kıbrıs’la tam dayanışma içerisinde olduğunu yineler.

16. AB, kısa süre önce Yunanistan ve Türkiye arasında atılan güven arttırıcı adımların yanı sıra iki ülkenin Kıta Sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölgelerinin sınırlandırılmasını amaçlayan doğrudan istikşafi görüşmelere yeniden başlayacaklarını duyurmalarını memnuniyetle karşılar. Bu çabalar genişletilerek sürdürülmelidir.

17. AB Konseyi aynı zamanda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarının ihlalini şiddetle kınar, bu ihlallere son verilmelidir. AB Konseyi Türkiye’ye, ileriki günlerde uluslararası hukuku ihlal eden benzeri eylemlerden kaçınması çağrısında bulunur. AB Konseyi, Kıta Sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge’nin sınırlandırılmasının iyi niyetli diyalog ve müzakere yoluyla uluslararası hukuka tam riayet etmek suretiyle çözümlenmesi gerektiğini vurgular ve Türkiye’ye, Kıbrıs’ın Türkiye ve Kıbrıs arasındaki deniz alanlarına ilişkin anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması amacıyla diyaloğun başlatılması yönündeki davetini kabul etmesi çağrısında bulunur.

18. AB Konseyi, BM himayesinde müzakerelerin hızla yeniden başlatılmasını destekler ve Kıbrıs sorununun BMGK’nın 550 ve 789 sayılı kararları dahil BMGK’nin ilgili kararları uyarınca BM çerçevesinde ve AB’nin temelini oluşturan ilkeler doğrultusunda, kapsamlı çözüme kavuşturulması konusundaki tam kararlılığını muhafaza eder. Konsey aynı pozisyonu Türkiye’den de bekler. AB görüşmelerin başlamasıyla BM İyi Niyet Misyonu’na bir temsilci görevlendirmek suretiyle müzakerelerin desteklenmesinde aktif rol oynamaya hazırdır.

19. Yunanistan ve Kıbrıs’a yönelik yasadışı faaliyetlerin durdurulması yönünde yapıcı çabaların sürdürülmesi halinde, AB Konseyi başta Gümrük Birliği ve ticaretin kolaylaştırılması olmak üzere, karşılıklı  temaslar, üst düzey diyalog ve 2016 AB-Türkiye Bildirisi uyarınca göç konularına ilişkin  işbirliğinin devam ettirilmesi konularının yer alacağı pozitif bir siyasi AB-Türkiye gündeminin hayata geçirilmesi hususunda mutabık kalmıştır. AB Konseyi, Başkanını Komisyon Başkanı ile işbirliğinde ve Yüksek Temsilci’nin desteğiyle,    AB-Türkiye gündeminin yeniden canlandırılmasına yönelik bir teklif hazırlamaya davet eder.

20. Türkiye’ye ilişkin olarak, diğerlerinin yanı sıra Ekim 2019’de düzenlenen [Konsey] toplantısı sonuçlarını hatırlatarak ve bir defa daha teyit ederek, uluslararası hukuku ihlal niteliğinde tek taraflı adım veya provokasyonların yinelenmesi halinde AB, AB Antlaşması’nın (TEU) 29. Maddesi ve AB’nin İşleyişine dair Antlaşma’nın (TFEU) 215. Maddesi uyarınca da olmak üzere, kendi ve üyesi olan devletlerin menfaatlerini savunmak amacıyla tasarrufu altında bulunan araçların ve seçeneklerin tümünü kullanacaktır. AB Konseyi, gelişmeleri yakından izlemeyi sürdürecek ve en geç Aralık ayında düzenleyeceği toplantıda, [durumu] gerektiği şekilde gözden geçirecek ve uygun kararları alacaktır.

21. Son olarak AB Konseyi, Çok taraflı bir Doğu Akdeniz Konferansı düzenlemesi çağrısında bulunur ve Yüksek Temsilciyi, [bu konferansın] düzenlenmesiyle ilgili görüşmelerde yer alamaya davet eder. Katılım, içerik ve takvim gibi hususlar hakkında, ilgili tüm tarafların mutabık kalması gerekecektir. Konferansta deniz alanlarının sınırlandırılması, güvenlik, enerji, göç ve ekonomik işbirliği de dâhil olmak üzere, çok taraflı çözümleri gerektiren konular ele alınabilir.

Çin

22. AB Konseyi, 14 Eylül’de Devlet Başkanı Xi Jinping’le yapılan AB Liderler toplantısı sözlü raporunu ve Coğrafi İşaretler anlaşmasının imzalanmasını memnuniyetle karşılar. Konsey, ekonomik ilişkilerin yeniden dengelenmesi ve mütekabiliyetin sağlanması ihtiyacını vurgular. Pazara erişimde mevcut asimetriyi ele alan, eşit fırsatlara katkıda bulunan ve sürdürülebilir kalkınmaya dair anlamlı taahhütler tesis eden iddialı AB-Çin Kapsamlı Yatırım Anlaşması (CAI) müzakerelerinin, bu yılın sonuna kadar sonuçlandırılması hedefini hatırlatır. Ayrıca pazara erişim engelleri, aşırı kapasite konusunda ilerleme kaydetme ve Dünya Ticaret Örgütü’nde sınai sübvansiyonlara ilişkin müzakerelere angaje olma konusunda Çin’i, verdiği taahhütleri yerine getirmeye çağırır.

23. AB Konseyi Çin’i, küresel sınamalarla başa çıkmada daha fazla sorumluluk almaya teşvik eder. Bu özellikle, biyoçeşitlilik ve Paris Anlaşması uyarınca iklimle ilgili olarak daha iddialı adımların atılması ile tedavi ve aşı başta olmak üzere, KOVİD-19 pandemisine karşı çok taraflı adımların desteklenmesini; uluslararası sağlık [çabalarının] bağımsız gözden geçirimini ve özellikle Afrika’da olmak üzere, pandemiden [çıkış adına] toparlanabilmek için gerekli bir koşul olarak borçların hafifletilmesini de kapsamaktadır. AB Konseyi, Liderler Video Konferansını müteakip Çin’in 2060’tan önce karbonsuzluğu sağlamayı hedeflediğine dair Devlet Başkanı Xi Jinping tarafından yapılan açıklamayı, doğru yönde atılmış önemli bir adım olarak memnuniyetle karşılar.

24. AB Konseyi, Haziran’ ayındaki AB-Çin zirvesinde ve 14 Eylül’de yapılan Liderler toplantısında da ifade edildiği üzere, Hong Kong’daki gelişmeler ile azınlıklara ait insanlara yönelik muameleler de dâhil olmak üzere, Çin’deki insan hakları durumuyla ilgili duyduğu ciddi endişelerin altını çizer.25. AB Konseyi, Komisyon ve Yüksek Temsilcinin Mart 2019 tarihli ve ‘AB-Çin: Stratejik Görünüm’ başlıklı Ortak Bildirisi’nde AB-Çin ilişkileri konusunda ortaya konan politika yaklaşımını bir kez daha teyit eder ve bunun uygulanması için daha fazla tutarlı çaba çağrısında bulunur. Komisyon ve Yüksek Temsilciyi Mart 2021’e kadar bir ilerleme raporu sunmaya davet eder. Tüm üyelerinin 2021’de Devlet Başkanı Xi Jinping ile bir araya gelmesini sabırsızlıkla bekler.

Belarus

26. AB Konseyi, Belarus yetkililerinin barışçıl protestoculara karşı uyguladıkları kabul edilemez şiddeti ve -sonuçlarını tanımadığı- cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasındaki tehdit, keyfi tutuklama ve göz altıları kınar. AB Konseyi, Belarus halkının, dış müdahale olmaksızın yeni özgür ve adil seçimler yoluyla Cumhurbaşkanlarını seçme konusundaki demokratik hakkına tam destek verir. AB Konseyi, Belarus yetkililerini şiddete ve baskıya son vermeye, tüm tutukluları ve siyasi mahkûmları serbest bırakmaya, medya özgürlüğüne ve sivil topluma saygı göstermeye ve kapsayıcı bir ulusal diyalog başlatmaya çağırır. Kısıtlayıcı tedbirlerin uygulanması gerektiğini kabul eder ve Konsey’i gecikmeden [kısıtlayıcı tedbir] kararı almaya çağırır. AB Konseyi ayrıca Avrupa Komisyonunu demokratik Belarus için kapsamlı bir ekonomik destek planı hazırlamaya teşvik eder.

27. Belarus’un Nükleer Santrali Ostrovets ile ilgili olarak, AB Konseyi, nükleer ve çevre güvenliğinin sağlanmasının önemini yineler.

Dağlık Karabağ ihtilafı

28. AB Konseyi, düşmanlıkların derhal durdurulması çağrısında bulunur ve tarafları kalıcı ateşkes ve ihtilafın barışçıl yoldan çözümü için yeniden taahhütte bulunmaya çağırır. Can kaybı ve sivil nüfusun gördüğü zarar kabul edilemez. Çatışmaya askeri bir çözüm veya herhangi bir dış müdahale olamaz. Azerbaycan ve Ermenistan önkoşul olmaksızın esasa ilişkin müzakerelerde bulunmalıdır. AB Konseyi, AGİT Minsk Grubu Eş Başkanlarına verdiği desteği ifade eder ve Yüksek Temsilciden çözüm sürecine AB tarafından verilebilecek ilave destek hususunu değerlendirmesini ister.

Alexei Navalny

29. AB Konseyi, Alexei Navalny’ye yönelik ‘Noviçok’ grubundan bir askeri kimyasal sinir gazı ile gerçekleştirilen suikast girişimini kınar. Kimyasal silah kullanımı, uluslararası hukukun ciddi bir ihlalini teşkil etmektedir. AB Konseyi, tarafsız bir uluslararası soruşturmanın yürütülmesi ve sorumluların adalete teslim edilmesi için Rusya Federasyonu yetkililerini Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) ile tam işbirliğinde bulunmaya çağırır. AB Konseyi, konuyu 15-16 Ekim 2020 tarihlerinde tekrar ele alacaktır.