Ata’yı özlem üzerine…(2) (Köşe yazısı 13.11.2019 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Büyük önder ve lider Mustafa kemal Atatürk’e özlem, minnet ve rahmet duygularını, sosyal medyada paylaşanların yazdıkları ve kaynağı belli olmayan bazı alıntılarla devam ediyorum.

***

10 Kasım 1938 büyük ozan Aşık Veysel’in sazı ve sözüyle; Herkesin gönlündeki Atatürk başka başka. Gazi Mustafa Kemal Atatürk için herkes içinden geçene en güzel şeyleri yazar yazdığıyla Atatürk’ü anlamak ve onun izinden gitmek için yapılması gerekenleri ifade etmeye çalışıyor.
Sizler bizler de Atatürk’e olan duygu ve düşüncemizi anlatmaya duyurmaya onun izinden gitmeye çalışırız.
10 Kasım’da Atatürk’ü daha iyi anlayabilmek anlata bilmek içindir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ve arkadaşlarının şehit, gaziler bir kurtuluş destanının en büyük kahramanı olarak sadece tarih sayfalarının derinliklerinde ebediyete kadar kalmasın isteriz. Türküyle, Kürdüyle, Sünnisiyle, Alevisiyle orta bir ülken kuruluşuna sebep alan Atatürk’ün aramızdan erken ayrılması üzüntüsü içinde her 10 kasımı geleceğe aktarmaya çalışmak Atatürk’ün resimlerin de önce düşüncesin geleceğe anlatabilirsek resimleri gözümüze daha güzel gözükür o zaman ruhunu da şad etmiş oluruz.
Atatürk’ü anlamak onun ilke ve inkılaplarını çok iyi bilmek ve uygulamak demektir.
Çevremizde olanlara bakarak dünya da bir çok millete Atatürk’e düşman bilse de Atatürk’ün yurtta sulh Cihanda sulh ilkesin anlaya bildi. 21 birinci yüz yılın lideri.

***

Barış Manço Fransa’da bir televizyon kanalının canlı yayınına konuktur. Küstah bir spiker vardır ve Barış Manço ile dalga geçmektedir. Sürekli, ” İşte Türk, yani barbar, vahşi vs… ” demektedir…
Barış Manço daha fazla dayanamaz ve spikere ” Yanınızda kâğıt para var mı? ” diye sorar!
Bu soruya spiker şaşırır ve ” Evet var ama n’olacak ” der.
Barış Manço ısrar edince spiker cebindeki kâğıt paraları çıkartır.
Bu olaydan az önce Barış Manço canlı yayında “Anahtar” adlı şarkısını söylemiştir. Bu şarkının bir bölümü şöyledir: “Beş Akif- bir Saat Kulesi, iki Kule-bir Fatih, beş Fatih-bir Mevlana, İki Mevlana-bir Sinan” (Barış Manço / Anahtar şarkısı / Darısı Başınıza Albümü / 1992).
Bu şarkı bir matematik sorusudur ve şarkıda adı geçen kişiler o dönemdeki Türk parası olan banknotların arkasında fotoğrafı olan kişilerdir…
Barış Manço spikere sorar: ” Bu paranızda fotoğrafı olan kişi kim? ” Spiker: “General .”
Barış Manço diğer paralardaki fotoğrafları olan kişileri de sorar, spikerin verdiği cevaplar hep aynıdır,
“General, Amiral, “Komutan” Spikerin bu “falanca General, falanca Amiral, falanca Komutan” cevabından sonra, bu sefer de Barış Manço cebinden Türk paralarını çıkarır…
Barış Manço; Bu parada fotoğrafı olan kişi Mehmet Akif Ersoy’dur. Şairdir…
Bu fotoğraftaki kişi Mevlana’dır. Düşünürdür…
Bu paradaki fotoğrafı olan kişi Fatih Sultan Mehmet’dir. Adaletin sembolüdür…
Bu paradaki kişi ise Atatürk’tür. “Yurtta barış, dünyada barış” diyen kişidir. Bizim paralarımız bunlar. Biz Türkler ince ruhlu, kibar, medeni insanlar olduğumuz için paralarımızın arkasına şairlerimizin, düşünürlerimizin, bilim adamalarımızın fotoğraflarını bastık…
Siz Fransızlar kendiniz barbar, vahşi olduğunuz için paralarınızın arkasına hep savaş adamlarının
fotoğraflarını basmışsınız!” der…
Barış Manço’nun bu müthiş cevabından sonra televizyon yöneticileri canlı yayını keserler ve spikeri yayından alırlar, başka bir spiker yerine gelir ve canlı yayın yeniden başlar, yeni spiker Barış Manço’dan ve Türklerden özür diler.. (Alıntı)

***

Atatürk; Bu toprağın hiç bitmeyen umudu, Bu milletin uyanmış bilinci, Bu ülkenin tam bağımsızlık ruhu, Mazlum ulusların özgürlük ateşi, Doğunun parlak aklı, Batının oyun bozanı, Yurtta ve dünyada barışın en gür sesi, 81 yıl önce öldü, ancak “etkisi” hala canlı,hala diri, Unutulmaz,Unutulamaz,unutturmayacağız. (Şükran Özer)

***

Günün özeti: iktidara yakın dindarlar, devletle bütünleşmenin sonucu olarak Atatürk’le barıştı; muhalif dindarlar, muhafazakâr iktidarın yarattığı hayal kırıklığının sonucu olarak Atatürk’le barıştı ve sonuçta Atatürkçülük dindarlar arasında altın çağını yaşıyor. (Murat Koç)

***

…100 yıl önce milli mücadeleyi başlattığı nokta ile 100 yıl sonra içinde bulunduğumuz durum aslında farklı değildir. Atatürk, milli mücadele ile TBMM’ni açmış, çalıştırmış, egemenliği saraydan alarak öz sahibine, yani millete vermiştir. 100 yıl sonra bugün; çok partili siyasi yaşam, parlamenter sistem, demokrasi çökertilmiştir. Gazi Meclis etkisiz ve itibarsız hale getirilmiştir.

“Millilik” sözde kalmış; milli eğitim, milli ordu ve milli savunma, milli ekonomi, milli tarım, milli kaynaklar (doğal güzelliklerimiz, yer altı ve yer üstü zenginliklerimiz) göz göre göre yok edilmiştir. Türk Milleti, Atatürk’le kazandıklarını, devrim karşıtı siyasi zihniyet eliyle kaybetmektedir.

Milletimizin her bir ferdi kayıplarının farkındadır. Milli Mücadelemizin 100. ve Ulu Önder’in bedenen aramızdan ayrılışının 81. yılında ulusal bir uyanış başlamıştır. Bu uyanış milletimizin geleceği açısından umut vericidir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, demokratik, sosyal, hukuk ve üniter devlet nitelikleriyle parlamenter sisteme dönmesi yaşamsal önemdedir. Ulus devlet olarak bir ve bütün yaşamamızın başkaca bir seçeneği yoktur.

Atatürk 81 yıl boyunca her nefeste, her saniyede, her dakikada, her saatte, her günde, her haftada, her ayda ve her yılda daha da büyümüştür. Hep haklı çıkmıştır. Her geçen gün doğruluğu kanıtlanmıştır.

Türk Milleti geleceğini tek liderimiz, tek önderimiz ve tek rehberimiz Atatürk’te, O’nun düşünce ve devriminde bulmuştur. Türk Milleti, tek doğru reçete olan Atatürkçü Düşünce’de bütünleşmektedir. Bu nedenledir ki milletimiz, bütün dünyanın hayranlıkla izlediği Atatürk’e bağlılığını sonsuza kadar devam ettirecektir.

Dünya tarihi, aydınlıkla karanlığın mücadelesiyle doludur. Atatürk, aydınlığın temsilcisi, aydınlığın lideridir. Karanlıkta kalmayı isteyenlerin, karanlığı ısrarla savunanların aydınlığı anlamasını beklemek zordur. Ancak, Atatürkçülerin mücadelesiyle, karanlıklar mutlaka aydınlanacak, karanlıktan beslenenlerin oyunları bozulacaktır. Bitmeyecek, tükenmeyecek bir ışıktır Atatürk!  (Atatürkçü Düşünce Derneği.)