Ata’m izindeyiz.. (Köşe yazısı 11.11.2019 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Türkiye Cumhuriyeti’ni silah arkadaşları ve ‘isimsiz kahramanlar’ ile kuran, bizimde bugün övündüğümüz bu devleti ve milleti emanet eden, büyük önder ve lider Mustafa Kemal Atatürk.

Dün, ölümünün 81. Yılında bir kez daha hasret, minnet ve rahmetle aldık.

Ama ne yazık ki, kurduğu Diyanete bağlı camilerde nedense adından yine pek söz edilmedi.

Ülkeyi yönetenler, büyük önder ve lidere küfür edeni ziyaret ederse, yakındıkları cemaat, tarikat, dini yapılanmalara fazla taviz verirlerse olacağı bu.

‘Yok efendim Atatürk Kuranı Türkçeleştirdi, toprağa gömdürdü, bilmem ne yaptı’ diye söylemediklerini bırakanlar bir yanda televizyonu ‘şeytan’ icadı görüyor, diğer yanda ellerinde son model akıllı telefonlar ve araçlarla milletin duygularını sömürmeye devam ediyorlar.

Oysa Atatürk ‘millet neye inandığını bilsin, cinci hocalardan, hurafelerden, din istismarcılarından, İngiliz hain imamlardan kurtulsun istemiştir ama başarısız olduğu için bugün ortalık cinci hoca kaynıyor.
Atatürk “Kur’an’ın tercüme edilmesini emrettim. İlk kez Türkçe’ye tercüme ediliyor. Hz. Muhammed’in hayatına ait bir kitabın tercüme edilmesi için de emir verdim….’ Derken ‘Türkler dinlerinin ne olduğunu bilmiyorlar. Bunun için Kur’an Türkçe olmalıdır. Türk, Kur’an’ın arkasından koşuyor, ama onun ne dediğini anlamıyor, içinde ne var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım, arkasından koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” diyor.

Üstelik, İslam, bir devlet ve toplum yönetme modeli. Dinin bu kadar istismar edildiği bir toplumda, din denetim altında tutulmazsa, hain Fetö/pdy ve diğer yapılanmalarla, Anadolu’da yaşayan Türk halkının gelenekleri, yaşam tarzları Atatürk’ün batılılaşma hedefinin önüne geçebilir.

Atatürk devlet denetiminde, akla uygun bir İslam’ın yerleşmesini arzu ederek kurduğu diyanet modeli; dini, bireylerin vicdanı ile sınırlandırmayı hedefledi.

Dün büyük önder ve lider Atatürk’ün 81.ölüm yıldönümü idi.
Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmetle anarken bir kez daha onun Balıkesir Zağnos Paşa Camiinde okuduğu hutbeyi sizlere aktarmak istiyorum.

Ona utanmadan, sıkılmadan dil uzatan yobazlar, meczuplar, her türlü yapılanmalar içinde Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşatılması adına görev yapanları da adamına göre değil, Anayasa’da, kanunlarımızda yazan hak, hukuk, adalete göre hareket etmeye çağırıyorum.

Kurduğu diyanette ve camilerde adını anmaktan kaçınanları ise önce Allah’a sonra da herkesin vicdanlarına havale ediyorum.
Atatürk, Zağnos Paşa Cami Hutbesin de halka şöyle sesleniyor.,
“Ey millet! Allah birdir, şanı büyüktür. Allah’ın selâmeti, sevgi ve iyiliği üzerinize olsun. Peygamberimiz  Efendimiz Hazretleri,  Cenâb-ı Hak tarafından insanlara dinî hakikatleri tebliğe memur edilmiş ve resul olmuştur. Temel nizamı, hepimizin bildiği Kur’ân-ı Azimüşşan’daki açık ve kesin hükümlerdir.
İnsanlara maneví mutluluk vermiş olan dinimiz, son dindir, mükemmel dindir. Çünkü dinimiz; akla,
mantığa ve gerçeklere tamamen uymakta ve uygun gelmektedir. Eğer akla, mantığa ve gerçeklere
uymamış olsa idi bununla diğer ilâhî tabiat kanunları arasında birbirine zıtlık olması gerekirdi. Çünkü bütün tabiat kanunlarını yapan Cenab-ı Hak’tır.
Arkadaşlar! Cenab-ı Peygamber çalışmalarında iki yere, iki eve sahipti. Biri kendi evi, diğeri Allah’ın evi idi. Millet işlerini Allah’ın evinde yapardı. Hazret-i peygamber’in mübarek yollarını takip ederek bu dakikada milletimize ve milletimizin şimdiki ve geleceğine ait konuları görüşmek maksadıyla bu kutsal yerde, Allah’ın huzurunda bulunuyoruz. Beni bu şerefe kavuşturan Balıkesir’in dindar ve kahraman insanlarıdır. Bundan dolayı çok memnunum. Bu vesile ile büyük bir sevaba nail olacağımı ümit ediyorum.
Efendiler! Camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler, söylenenleri dinleme ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılması lazım geldiğini düşünmek, yani birbirimizin görüş ve düşüncelerini almak için yapılmıştır. Millet işlerinde her ferdin zihninin başlı başına faaliyette bulunması lâzımdır. İşte biz de burada din ve dünya için, geleceğimiz için her şeyden önce hakimiyetimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım.
Ben yalnız kendi düşüncemi söylemek istemiyorum. Hepinizin düşüncelerini anlamak istiyorum. Millî emeller, millî irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil, millet fertlerinin tamamının arzularının, emellerinin birleşmesinden ibarettir. Bundan dolayı benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ederim.”

Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları, kurtuluştan kuruluşa ve bugünlere gelene kadar canlarını feda eden tüm Şehitlerimizi, rahmet ve minnet ile anıyorum.

Ruhları şad olsun.

Atam, tüm olumsuzluklara rağmen inatla, ölene kadar izindeyiz.

Ne mutlu Türküm diyene.