Anne karnında, cinsiyeti kız olan bebeklere kürtaj ya da diri diri gömülme durmuyor

Kuzey Hindistan’daki Haryana eyaletinde yaşayan 35 yaşındaki iki çocuk annesi Manju Singh’ın hayatı kız çocuklarına düşman bir coğrafyada mücadele içinde geçmiş. Singh Hindistan Gönüllü Sağlık Örgütü adına sağlık ve cinsiyet haklarını savunuyor. Haryana’da özellikle kız çocuklarının kürtajına engel olmaya çalışıyor.

Svati Chakravarty Bhatkal’ın kendisiyle yaptığı, Ozy’de yayınlanan röportajında Singh mücadelesini şöyle anlatıyor:

“Doğduğum gün babam beni diri diri gömmeye çalışmış. Bir kızı olduğunu öğrenir öğrenmez, annemin beni doğurduğu penceresiz toprak odaya koşup yerde bir çukur kazmaya başlamış. Daha göbek bağımı bile koparmamışlar. Anneannem beni kapıp kaçırmış.

Yaşıyor olmam bir mucize. Annem hayatta kalmam için çok mücadele etmiş. Büyürken bile babam beni birkaç kez öldürmeye çalıştı. Pestilimi çıkarıncaya kadar döverdi. Ama bir şekilde bütün bunlara rağmen yaşadım. İnatçıydım işte.”

Nesiller boyunca Singh ailesinde hiçbir kız çocuğunun hayatta kalmasına izin verilmemiş. 10 yaşındayken babası ona kendi kız kardeşinin babası tarafından canlı canlı gömülmesine şahitlik ettiğini anlatmış. Kız çocuklarını öldürmek bir aile geleneği olarak acımasızca uygulanmış.

Singh ailesin nesillerce uyguladığı bu gelenek bir sapma ya da istisna da değil. Artık ender rastlansa da Hindistan’da yeni doğmuş kızlar yüzyıllardır öldürülüyor. Yöntemler bölgeden bölgeye farklılaşıyor, ama hepsi birbirinden daha korkunç. Bebeklere boğulacakları şeyler yedirmek, tütünle zehirlemek, boğmak, aç bırakmak, aşırı beslemek ve Singh’in hasbelkader kurtulduğu acı akıbet: Diri diri gömmek

1980’lerin sonunda Hindistan’a gelen yeni teknoloji bebekleri canlı canlı öldürmenin kökünü kazıdı. Bu teknoloji ultrason. Bu yeni görüntüleme tekniği sayesinde çocuğun cinsiyetinin anne karnında tespit edilmesi mümkün hale geldi. Çok ucuza cinsiyet belirleme ve kız çocukları için kürtaj klinikleri bütün Hindistan’a yayıldı.

Singh yaşadıklarını anlatmaya şöyle devam ediyor: “Cinsiyete göre kürtajı evlendiğimde öğrendim. Bu her yerde karşınıza çıkıyordu. O kadar kolaydı ki kısa sürede bebek katlinin hiç olmadığı kadar yaygın hale geldi. Neredeyse her evde yapılıyordu. Kadınlar kürtaj için müthiş bir baskı altında. Çoğu beş, altı, hatta bazen on kürtaj operasyonu geçiriyor. Bu fiziksel ve zihni bir işkence. Kız çocuklarının öldürülmesini engellemek için bir şeyler yapmak zorunda olduğuma karar verdim. Bu benim için bir nevi esas mesele oldu.”

Singh Hindistan Gönüllü Sağlık Örgütü adına sağlık ve cinsiyet haklarını savunuyor. Haryana’da özellikle kız çocuklarının kürtajına engel olmaya çalışıyor.

Bhatkal, Singh ile katıldığı bir köy toplantısında erkek çocuk isteyen diğer kadınlara karşı, orta yaşlı bir kadının şöyle dediğini aktarıyor: “Hepiniz sadece erkek çocuk istiyorsunuz, peki kim çocuk yapacak? Erkekler çocuk doğurabilir mi?”

Son on yıllardaki cinsiyetçi kürtajlar nedeniyle Haryana’da erkeklerin evlenebileceği sayıda kadın kalmadı. Bazı köylerden hiç gelin çıkmıyor. Bekarlar çaresiz, tanrılara adaklar adamaktan diğer eyaletlerden gelin satın almaya, siyasetçilerden oy karşılığında gelin istemeye kadar ellerinden ne gelirse yapıyorlar.

Singh “Bazen ilaç da zehir olabilir” diyor, “Ultrason annelerin ve çocukların sağlığına hizmet edecek bir teknoloji, ama cinayet silahı olarak kullanılıyor. İnsanlar da doktorlar bu suça ortak oluyorlar.”

1994’de Hindistan hükümeti ultrason ile cinsiyet tespitini ve cinsiyete göre kürtajı yasaklamıştı. Ne var ki, kanuna rağmen Hindistan’daki erkeklerin kadınlara oranı giderek düşüyor. 2011’de yapılan son nüfus sayımı rakamlarına göre 6 yaşındaki her 914 kız için 1000 erkek var. 1991’de 927/1000 olan oran o zamandan beri daha da düşmüş. Singh’in yaşadığı Haryana’da 6 yaşın altında 834 kıza karşılık 1000 erkek var. Bu rakamlar bile problemin büyüklüğü tam gösteremiyor.Singh köy köy dolaşıp hamile kadınlar ve genç kızlarla konuşarak onları ikna etmeye ve cesaretlendirmeye çalışıyor. (ozy.com)