Akar, 2022 yılında yapılan faaliyetleri anlattı

Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle kahvaltıda bir araya gelerek Bakanlığın 2022 faaliyetlerine ilişkin bilgiler paylaştı. Bakan Yardımcısı Yunus Emre Karaosmanoğlu’nun da yer aldığı toplantıda Bakan Akar, özetle şunları söyledi:

Hava sahasının kapatılması üzerine kaldıkları Ukrayna’dan dönen A400M uçaklarının gelmesine yönelik yapılan çalışmaların detaylarının sorulması üzerine Bakan Akar, 23 Şubat’ta insani yardım götürmek ve vatandaşlarımızı tahliye etmek için iki uçağın Ukrayna’ya gittiğini belirtti.

Uçakların Borispol Havaalanı’nda yüklerini boşaltmasının ardından kalkış için piste hareket ettiği sırada kulenin hava sahasının kapatıldığının söylendiğini aktaran Bakan Akar, “Ukrayna’da kontrol edilemeyen gruplardan bahsediliyordu. Onlar tarafından bir etki yapılabilir, uçakların bir roket veya füze ile vurulma, bir provokasyonla karşılaşma riski olduğu için bekledik. Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda hem Sayın Zelenskiy hem de Sayın Putin ile birçok kez konuştu. Biz de Sayın Cumhurbaşkanımızın çizdiği çerçevede hem Rus ve Ukraynalı Bakanlarla devamlı görüştük. Taraflara bir kez daha teşekkür ediyorum. En uygun şartların oluşmasının ardından uçaklarımız yurda döndü.” diye konuştu.

Bakan Akar, ilki saat 17.00’de ikincisi 5 dakika sonrasında kalkan uçakların 50 dakika içinde Romanya hava sahasına ulaştığını aktardı.

Ukrayna-Rus savaşın geleceğine yönelik soru üzerine Bakan Akar, “Türkiye olarak ‘ateşkes’ diyoruz. Hiç olmazsa insani ateşkes olsun, diyoruz. Sonrasında ise kalıcı bir ateşkes ve daha sonra da barış görüşmeleri. Türkiye bu konuda azim ve kararlılıkla çalışmalarını sürdürüyor. Savaşın bitmesinden, barışın gelmesinden yanayız.” dedi.

Türkiye’nin Ukrayna dâhil tüm komşularının toprak bütünlüğünü desteklediğini vurgulayan Bakan Akar; Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın, Kırım’ın ilhakını tanımayan açıklamalarını hatırlattı. Bakan Akar, savaşın geleceğine yönelik ise “Görünen o dur ki bu savaş kolay kolay bitmeyecek. ABD’nin, Avrupa’nın, Batının desteği devam ediyor. Buna göre hazırlıklar, planlar, bütçelere konulan paralar var. Diğer taraftan Rusya’nın açıklamaları var. Bunların hepsini birleştirdiğimizde tüm iyi niyetlerimize, ateşkes, barış temennilerimize rağmen bu savaşın 2023’te de devam etme ihtimalinin yüksek olduğunu söylemek yanlış olmayacak.” görüşlerini paylaştı.

KİMSE TÜRKİYE’DEN MÜSAMAHA BEKLEMESİN

Suriye’nin kuzeyindeki terör hedeflerine yönelik olası kara harekâtının hâlâ masada olup olmadığı ile olası bir harekâtta Rusya’nın hava sahasını açıp açmayacağına yönelik soru üzerine Bakan Akar, “Sahadaki ve masadaki çalışmalar var. Bunlar aralıksız sürüyor.” yanıtını verdi.

Türkiye’nin kişilikli, kimlikli, açık ve net politikası ile gerekli mesajları her tarafa verdiğini aktaran Bakan Akar, “Biz egemenlik ve bağımsızlığımızdan ödün vermeden, hak ve hukukumuzu çiğnetmeden bu çerçevedeki çalışmalarımızı, görüşmelerimizi yaptık, yapıyoruz. Hava sahası gibi konuların siyah-beyaz, evet-hayır gibi çok net ve kesin cevapları olmuyor. Biz sınırlarımızı korumak, halkımızın ve milletimizin güvenliğini sağlamak için yapmamız gereken ne varsa yaptık, yapıyoruz. Bu konuda kimse Türkiye’den müsamaha beklemesin.” dedi.

Suriye’nin kuzeyindeki terör hedeflerine başarıyla gerçekleştirilen Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı  ve Bahar Kalkanı harekâtlarını hatırlatan Bakan Akar, “Bunların her birinin başında müttefiklerimizle çok açıkça, mertçe konuştuk, görüştük, tartıştık. Hakkımızı, hukukumuzu korumakta azimliyiz, kararlıyız. Bunu yaparken de hiçbir zaman barışı, görüşmeyi, diyaloğu göz ardı etmiyoruz. Konuşacağız, görüşeceğiz. Olayları makul, mantıklı şekilde çözmeye çalışacağız. Oldu ne âlâ, olmadı o zaman kendi kararımızı kendimiz vereceğiz. Burnumuzun dibinde teröristlerin ülkemize, milletimize karşı tahriklerini, provokasyonlarını, saldırılarını göz ardı etmemizi kimse bizden beklemesin.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın açıkladığı “Türkiye, Suriye ve Rusya Savunma Bakanları arasında olası üçlü görüşmeye” ilişkin soruya da Bakan Akar, şunları söyledi:

“Ülkemizin hak ve menfaatlerini korumak ve kollamak için her düzeyde usule uygun şekilde, ne yapılması gerekiyorsa yapılıyor, bu kapsamda da temaslar oluyor. Yeri ve zamanı geldiğinde bu konuda bilgilendirme yapılıyor. Görüşmeleri, konuşmaları, diyaloğu hiçbir zaman göz ardı etmiyoruz. Diyaloğa kapalı değiliz. Diyalog devam ediyor. Bu bazen bakanlar arası görüşmeye evriliyor, bazen istihbarat birimlerinin görüşmesi oluyor, bazen başka şekilde oluyor… Biz Cumhurbaşkanımızın liderliğinde sahayı ve masayı en etkin şekilde kontrol etme azim ve kararlılığındayız.”

“Amirallerin Montrö Bildirisi davasına” ilişkin soru üzerine de Bakan Akar, “Anayasa ve yasalara göre yapılması gereken neyse onlar yapıldı, yapılıyor. Sonuç da ortaya çıktı.” dedi.

Arazide zorlu şartlarda görev yapan Türk Silahlı Kuvvetlerinin moral ve motivasyonuna ilişkin soru üzerine Bakan Akar, Mehmetçiğin şahsi teçhizatının geçmişle kıyas kabul etmediğini söyledi. Soğuktan, sıcaktan koruyacak malzemelere sahip olduğunu, taşıdıkları teçhizatın hafiflediğini, pratik hâle geldiğini aktaran Bakan Akar, “En üst düzeyde bunlar sağlanırken Mehmetçiğimizin moral ve motivasyonu da en üst düzeyde. Mehmetçikle gurur duyuyor ve moral, motivasyonlarını artıracak her şeyi yapıyoruz.” ifadesini kullandı.

HANGİ AKIL KABUL EDER

Yunanistan’ın kara sularını genişletmeye çalıştığı hakkında Yunan basınında çıkan haberlere yönelik değerlendirmesi sorulan Bakan Akar, “6 milden yukarı çıkarılması kabul edilemez. Matematik, mantık, akıl var. 1800 kilometreden fazla kıyısı olan bir Türkiye’den bahsediyorsun ve Türkiye uluslararası sulara sizden izin alarak çıkacak. Bunu hangi akıl kabul eder? Kara suları 6 mil, hava sahası 10 mil. Dünyada böyle bir örnek yok. Hak, hukuk, uluslararası anlaşmalar diyorsunuz ancak kendiniz uymuyorsunuz. Bu konuda maalesef bir provokasyon, ısrar, inat;  barışa, anlaşmaya sabotaj var. Birileri sabote ediyor.” diye konuştu.

Yunanistan’daki “silahlanma sevdasına” da değinen Bakan Akar, “Ekonomik ömrü tükenmiş silah, araç, gereç alarak bunlarla Türkiye’ye karşı galebe çalmayı düşünüyorlar. Yanlış. Bunlar Türkiye’ye karşı az, savunma için çok hareketler.” dedi.

ABD’nin Doğu Akdeniz’de artan faaliyetleri ve Yunanistan’daki yığınaklarına ilişkin soruya da Bakan Akar,  ABD’nin orada 9 üs bölgesi olduğunu belirtti. Dedeağaç’ın LNG ve lojistik merkezi olarak planlandığını belirten Bakan Akar, “Anlatılan bu. Ancak savunma ve güvenlik meselesi aynı zamanda takip ve tedbir meselesi. İzah edilen, söylenen şey bu. Başka şekilde kullanılabilir mi? Kullanılabilir. O zaman takip edip, tedbirini alacaksınız.” yanıtını verdi.

TEKNİK HEYET ABD’YE GİDECEK

Türkiye’nin F-35 projesindeki durumu ile “S-400’lerin verilmesi durumunda yeniden projeye girebileceğine” yönelik iddiaların sorulması üzerine Bakan Akar, Türkiye’nin F-35 projesinden hukuksuz, ahlaki olmayan bir şekilde çıkarıldığını belirtti. Bakan Akar, “Parasal bir boyutu var konunun. Onun çalışmaları, toplantıları devam ediyor. Önümüzdeki günlerde ABD’de bir toplantı yapılacak, o toplantıda teknik heyetimiz bu konuyu detaylı şekilde görüşecek.” diye konuştu. Bakan Akar, soruya konu olan iddiayla ilgili kendilerine gelen bir şeyin olmadığını söyledi.

 KKTC’nin tanınmasına ilişkin atılacak adımlara yönelik soru üzerine Bakan Akar, “Önümüzdeki günlerde gelişmeler olacağını değerlendiriyoruz ve bunu takip ediyoruz. Türkiye olarak bu konuda yapmamız gereken neyse yapmayı sürdüreceğiz.” diye konuştu.

ABD donanması ile deniz piyadelerinin Kaliforniya’da Çelik Şövalye-2023 Tatbikatı’nda “amfibi harekât icra etmesi ve tatbikat senaryosunun akıllara Ege’yi getirdiğine” yönelik iddiaların sorulması üzerine Bakan Akar, “Böyle senaryolar zaman zaman kullanılıyor. Bunların jenerik olduğunu, oradaki birlikleri çalıştırmak adına yapıldığını bize izah ediyorlar. Günümüz istihbarat konseptinde bilgiler saklı değil. Kaç topunuz, tankınız, mühimmatınız var saklı değil. Saklı olan şey karar vericilerin maksat ve niyeti. Esas olan bu. Olayları yakından takip ediyoruz.” dedi.

SOMUT ADIMLAR BEKLİYORUZ

Siber yetenekler, insansız hava araçları, yeni teknolojilerin artık harekât alanındaki etkisi belirtilerek değerlendirmesi sorulan Bakan Akar, harekât ortamının her geçen gün geliştiğini ve değiştiğini belirtti. Silah, araç ve gerecin teknolojik anlamda değişmesiyle harekât sahasındaki taktiklerin de değiştiğini aktaran Bakan Akar, “Konseptlerimizi, doktrinlerimizi bir sabit tabu olarak görmüyoruz. Teknoloji değiştikçe zorunlu olarak ona göre tedbirimizi alıyoruz. Şu anda telefonla yaptığımız şeyleri eskiden bir muhabere alayı yapıyordu. İHA/SİHA/TİHA’lar, zırhlı araçlar çok gelişti. Buna bağlı olarak doktrin de değişiyor. Biz de buna göre kendimizi yenilemeye devam ediyoruz.” ifadesini kullandı.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine ilişkin soruya da Bakan Akar, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine karşı olmadıklarını belirtti. Madrid’de imzalanan mutabakatı hatırlatan Bakan Akar, “28 Haziran’da imzaladıkları taahhütlerini yerine getirmelerini bekliyoruz. Yani teröristlerle ilişkilerini kesmelerini, desteklerini sonlandırmalarını ve ihraç listelerinde Türkiye’ye karşı uyguladıkları tahditleri kaldırmalarını bekliyoruz. ‘Kaldıracağız’ diyorlar ama somut adımlar bekliyoruz. Diyorsunuz ki ‘Ukrayna-Rusya savaşı oldu NATO’nun güçlü olmasını bekliyoruz’. NATO’nun en önemli üyelerinden biri Türkiye. Türkiye’nin güçlü olması demek bu aslında, mantık olarak. Birtakım sudan bahanelerle olaylar hep geliştiriliyor. Onun için unutmayın güçlü Türkiye; güçlü NATO, güçlü İttifak!” diye konuştu.

Küresel ve bölgesel düzeyde gelişmelerin hızlandığı; artan risk, tehdit ve tehlikelere bağlı olarak güvenlik kaygılarının en üst seviyeye çıktığı bir dönemden geçiyoruz. Bu hassas süreçte Türkiye olarak tüm gelişmeleri yakından takip etmekte, proaktif davranarak savunma ve güvenlik ile ilgili her türlü tedbiri almaya gayret göstermekteyiz. Türkiye, Sn. Cumhurbaşkanımızın uluslararası alanda kurduğu çok boyutlu ilişkilerle özne hâline gelmiş; ülkemizin etki alanı üç kıta, ilgi alanı bütün dünya olmuştur.

Bu süreçte, görev ve sorumlulukları artan Bakanlığımız, Cumhuriyet tarihinin en yoğun ve en başarılı faaliyetlerini icra etmektedir.

Bu çerçevede kahraman ve fedakâr ordumuz, egemenlik ve bağımsızlığımız için;

– “Hudut, namustur!” anlayışı ile hudutlarımızın güvenliğini sağlamakta,

– Terörü kaynağında yok etme stratejisi ile yurt içinde ve sınır ötesinde başta PKK/PYD-YPG, DEAŞ ve FETÖ olmak üzere terör örgütlerine karşı mücadele etmekte,

– Denizlerimizde ve semalarımızdaki hak ve menfaatlerimizi kararlılıkla korumakta,

– Her türlü tehdit ve tehlikeye karşı hazır olmak için büyük ve kapsamlı tatbikatlar icra etmektedir.

HUDUTLAR YOĞUN VE ETKİLİ TEDBİRLER İLE KORUNUYOR

Hudutlarımız, 7 gün 24 saat esasına göre bugüne kadarki en yoğun ve en etkili tedbirler ile korunmaktadır.

Hudutlarımızda; sınır fiziki güvenlik sistemine dayalı tel örgü, hendek, duvar ve gözetleme sistemlerinden meydana gelen dünya standartlarında, yüksek teknolojiye sahip araç, gereç ve teçhizat kullanılmaktadır. Hudutlarımız, her geçen gün alınan yeni ilave tedbirlerle de güçlendirilmektedir.

Nitekim bu durum, Millî Savunma Komisyonu üyesi milletvekillerimiz ile 9 dost ve kardeş ülke tarafından da yerinde görülmüş ve takdirle karşılanmıştır.

Hudutlarımızdaki başarı rakamlarla da açıkça görülmektedir.

– 1 Ocak’tan itibaren hudutlarımızda 256.199 kişinin geçişi engellenmiş; yakalanan 8 bine yakın düzensiz göçmen ile 820 terörist kolluk kuvvetlerine teslim edilmiş,

– Etkili operasyonlar sonucu; 3 bin 500 kg uyuşturucu, 35 bin paket sigara, 2 bin 600 adet muhtelif silah ile 150 binden fazla muhtelif uyuşturucu hap ele geçirilmiştir.

Tüm bu üst düzey tedbirlere, personelimizin olağanüstü kahramanlık ve fedakârlığına rağmen, millî bir mesele olan hudut güvenliği, maalesef zaman zaman siyasi mülahazalar, şahsi ihtiraslarla polemik konusu yapılmakta; resmî açıklamalar ve yapılan bilgilendirmeler dikkate alınmadan gerçek dışı, abartılı ve yanıltıcı bazı söylemler ortaya atılmaktadır. Bu konuda haddini ve hududunu aşanlara gerekli cevaplar verilmiştir, verilmeye de devam edilecektir.

Mehmetçik; 8,5 metre kar ve -39 ile +44 derece gibi hava ve her türlü arazi koşulunda, canı pahasına, büyük bir kahramanlık ve fedakârlıkla görev yapmaktadır.

Beklentimiz, milletimizin bağrından çıkan Mehmetçiğin bu olağanüstü emeğine saygı gösterilmesidir.

OCAK AYINDAN BU YANA 3 BİN 982 TERÖRİST ETKİSİZ HÂLE GETİRİLDİ

Ülkemizin ve asil milletimizin huzur ve güven içerisinde yaşamasını sağlamak için tüm terör örgütlerine karşı mücadelemiz;

– Artan bir şiddet ve tempoda ve taarruzi bir ruhla,

– “Ölürsem şehit, kalırsam gazi!” anlayışıyla,

– Azim ve kararlılıkla, başarılı bir şekilde devam etmektedir.

Bu kapsamda;

– Çözüm sürecinin bittiği tarihten bugüne kadar; yurt içinde, Irak ve Suriye’nin kuzeyinde toplam 37.285,

– Bu yılın başından itibaren ise 3.982 terörist etkisiz hâle getirilmiştir.

– Yine bu yıl 100 büyük, 453 orta çaplı olmak üzere toplam 553 operasyon icra edilmiş; 4 bin 103 adet mağara/sığınak imha edilirken 2 bin 841 silah ve 1 milyondan fazla mühimmat ele geçirilmiştir.

Özellikle ifade etmek isterim ki, icra edilen tüm operasyonlarımız;

– Komşularımızın toprak bütünlüğüne ve egemenlik haklarına saygılı,

– Sadece ve sadece terör unsurları hedef alınarak,

– Tarihî, dinî, kültürel dokular, sivil altyapı ve çevre ile koalisyon unsurlarının güvenliğine ve korunmasına hiçbir ordunun göstermediği kadar azami dikkat ve hassasiyet gösterilerek ve

– BM Şartı’nın 51’inci maddesinde belirtilen meşru müdafaa hakkı kapsamında ve uluslararası hukuka uygun olarak icra edilmektedir.

Bir kez daha hatırlatmak isterim ki, TSK’nın envanterinde kimyasal silah ve mühimmat bulunmamakta; uluslararası hukuk ve anlaşmalarla yasaklanmış hiçbir silah ve mühimmat asla kullanılmamaktadır.

TSK’nın kimyasal silah kullandığı iftirasını atanları, bunun yanında duranları, önüne kalkan olanları ve terörist elebaşlarının borazanlığını yapanları milletimiz asla affetmeyecektir.

Türkler ve Kürtler kardeştir. Fitne fesat yuvaları çatlasalar da patlasalar da kardeş kalacaktır. Bunun en açık göstergesi de; vatan için, bayrak için, Cumhuriyet için omuz omuza mücadele ederken canlarını feda eden ve şehitliklerimizde yan yana yatan kahramanlarımızdır, şehitlerimizdir.

PKK=YPG/PYD adları ne olursa olsun, kim destek verirse versin, ülkemizi terör belasından kurtarmakta kararlıyız. Teröristler için tek yol adalete teslim olmaktır.

PENÇE-KİLİT HAREKÂT KAPSAMINDA 506 TERÖRİST ETKİSİZ HÂLE GETİRİLDİ

Irak’ın kuzeyinde PKK ile mücadelemiz, Irak ile koordineli ve yakın iş birliği içerisinde sürdürülmektedir.

17 Nisan’da başlatılan Pençe-Kilit Harekâtı ile kilit kapatılmış ve böylece Irak hududumuzun tamamının ileriden güvenlik ve kontrolü sağlanmıştır.

Pençe-Kilit Harekâtı kapsamında 506 terörist etkisiz hâle getirilmiş, diğer bölgelerden 5-6 kat daha fazla olmak üzere 2 bine yakın mayın/el yapımı patlayıcı, 600’e yakın mağara, sığınak, tünel imha edilmiştir.

İcra edilen operasyonlar ile ulaşılamaz denilen yerlere ulaşılmış, girilemez denilen yerlere girilmiştir. Nitekim yıl içinde Kandil, Asos, Sincar ve Mahmur dâhil olmak üzere 200 km derinliğe kadar her türlü arazi ve hava şartlarında icra edilen operasyonlar bunun en somut örneğidir.

Mehmetçiğin karşısına çıkamayan ve kış üslenmesine giremeyen PKK elebaşları teröristleri yer altına yönlendirmekte ve masum insanları hedef göstermektedir. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi ine, hangi yılan deliğine girerlerse girsinler o inleri başlarına yıkmakta kararlıyız.

Teröristler için hiçbir yer güvenli değil. Mehmetçiğin nefesi, teröristlerin ensesindedir.

1 MİLYONDAN FAZLA SURİYELİ KARDEŞİMİZ EVLERİNE DÖNDÜ

Bildiğiniz gibi hudutlarımızın ve vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak için Suriye’nin kuzeyinde PKK/PYD/YPG ve DEAŞ’a karşı Fırat Kalkanı (2016), Zeytin Dalı (2018), Barış Pınarı (2019) ve Bahar Kalkanı (2020) operasyonları icra edilmiştir.

Büyük bir başarıyla gerçekleştirilen bu operasyonlar ile;

– Ülkemizin güneyinde oluşturulmak istenen terör koridoru engellenmiş,

– Yeni bir göç dalgası ve insanlık dramının yaşanması önlenmiştir.

Burada özellikle hatırlatmak isterim ki; TSK, DEAŞ’la göğüs göğüse mücadele eden tek ordudur ve yaklaşık 4.500 DEAŞ’lı teröristi etkisiz hâle getirmiştir.

Bölgeyi istikrarsızlığa, huzursuzluğa, kaosa sürükleyen ülkeler başta olmak üzere hiç kimse bizden sınırımızın dibinde yuvalanan terör unsurlarına karşı müsamaha göstermemizi beklemesin.

TSK, ülkemizin ve asil milletimizin güvenliği için uygun yer ve zamanda gerekli her türlü tedbiri bugüne kadar almıştır, alacaktır.

Güvenli hâle getirilen bölgelerde hayatın normalleşmesi için de ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşlar ile koordineli olarak çalışmalarımız devam etmektedir.

Sağlanan huzur ve güvenlik ortamı sayesinde 538 bini Türkiye’den olmak üzere 1 milyondan fazla Suriyeli kardeşimiz gönüllü, güvenli ve saygın bir şekilde evlerine dönmüştür.

YUNANİSTAN TARİHTEN DERS ALMALI

Tüm komşularımızın sınırlarına, hakkına, hukukuna saygılı olduğumuzu; tüm ilişkilerimizde barış, dostluk, diyalog, iyi komşuluk ve iş birliği beklediğimizi her zaman ifade ettik, ediyoruz.

Tüm iyi niyetli, gerçekçi ve samimi yaklaşımlarımıza rağmen Yunanistan gerginliği tırmandırıcı tahriklere, saldırgan eylem ve söylemler ile hukuk tanımaz tutumuna devam etmektedir.

Yunanistan, planlı NATO Tatbikatı’nda görev yapan uçaklarımızı, önceden tüm müttefiklere bildirilmesine rağmen, son bir hafta içinde iki kez taciz etmiştir. Uçaklarımız her zamanki gibi gerekli karşılığı vermiş ve görevlerini başarıyla tamamlamıştır.

Bu düşmanca tavır, Yunanistan’ın NATO’nun temel ilkelerini ve değerlerini hiçe sayacak boyutta küstahlaştığını göstermektedir.

NATO’nun da bu şımarıklığa artık dur demesinin zamanı gelmiştir.

Yunanistan’ın yaptığı her türlü haksız, hukuksuz eyleme diplomatik alanda ve sahada gerekli karşılık bugüne kadar verilmiştir, bundan sonra da verilecektir.

Ülkesinin kaynaklarını ve halkının refahını başka ülkelerin çıkarlarına feda edenler, siyasi varlığını Türkiye düşmanlığı üzerine kuranlar; provokatif eylem ve söylemler ile yine sahnede. Komşumuz Yunan halkı da biz de onları yakından tanıyoruz.

Beklentimiz, bu Yunan siyasilerin ve askerî şahısların iç politik amaçlarla uzlaşmaz ve kışkırtıcı tavırlarından derhâl vazgeçmeleri, problemlerin diyalog yoluyla çözümüne odaklanmaları ve tarihten özellikle de 9 Eylül 1922’de yaşananlardan ders almalarıdır.

Yarınlarının iyi olmasını isteyenler, dünün ve bugünün yanlışlarından dönmelidirler.

Samimi temennimiz; Ege ve Akdeniz’in dostluk denizi olması, tüm zenginliklerin adil bir şekilde paylaşılmasıdır.

KIBRIS BİZİM MİLLÎ MESELEMİZDİR

Kıbrıs bizim millî meselemizdir. Garanti ve İttifak antlaşmaları doğrultusunda geçmişte olduğu gibi bugün de Kıbrıslı kardeşlerimizin yanındayız.

Kıbrıs konusunda egemen eşit, bağımsız iki devletten bahsediyoruz. Artık mesele bu devletin kurulması değil, kurulmuş olan bu devletin tanınması meselesidir.

Kendimizin ve Kıbrıslı kardeşlerimizin hak ve menfaatlerini hiçbir zaman çiğnetmedik, çiğnetmeyeceğiz.

LİBYA’DA 11 BİNDEN FAZLA PERSONELE EĞİTİM VERDİK

Biz kendi güvenliğimizi sağlarken aynı zamanda dost ve kardeş ülkelerin haklı davalarını da desteklemekteyiz.

500 yıllık kardeşlik bağlarımız olan Libya’da askerî eğitim ile sağlık desteği, yardım ve danışmanlık faaliyetlerini icra ediyoruz.

Bugüne kadar 11 binden fazla Libyalı personele eğitim verilirken, 32 bin mayın/EYP/mühimmat tespit/imha edildi. Ayrıca, 20 bin kişiye sağlık desteği verildi.

Amacımız, toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini sağlamış Tek Bir Libya’nın oluşumuna katkıda bulunmaktır. Bu vesile ile Libya’nın 24 Aralık Bağımsızlık Günü’nün 71’inci yıl dönümünü kutluyorum.

İKİ DEVLET, TEK MİLLET, TEK ORDU

Kafkasya Bölgesi’nin de istikrarına önem veriyor; bölgede barışın sağlanması için büyük gayret gösteriyoruz.

Bu kapsamda, hafta içinde Kayseri’de Azerbaycan ve Gürcistan/Sakartvelo Savunma Bakanları ile 9’uncusunu icra ettiğimiz GATe toplantıları da önemli bir rol oynamaktadır.

Can Azerbaycan, 30 yıl işgal altında kalan öz topraklarını; 44 gün süren “Tek Vatan Harekâtı” ile Ermenistan işgalinden kurtarmıştır.

Hâlihazırda TSK, Azerbaycan ordusunun modernizasyon, tatbikat ve eğitim faaliyetlerine destek sağlamakta; işgalden kurtarılan bölgelerde mayın/EYP arama ve imha faaliyetlerini sürdürmektedir.

Bu kapsamda şu ana kadar 12 binden fazla personele eğitim verilirken, 4 bin 500 mühimmat tespit/imha edilmiştir. 284 kilometrekare alan ise mayınlardan temizlenmiştir.

Bu ayın başında ülkelerimizin gücünü ve kararlılığını ortaya koyan geniş kapsamlı “Gardaş Yumruğu Tatbikatı” da dâhil 12 tatbikat icra edilmiştir.

“İki devlet, tek millet, tek ordu” anlayışıyla kederde ve kıvançta bir ve beraber olduğumuz Azerbaycan Türkü’nün bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da haklı davalarında yanlarında olmaya devam edeceğiz.

MEHMETÇİK ÇEŞİTLİ COĞRAFYALARDA DÜNYA BARIŞINA KATKI SAĞLIYOR

Azerbaycan ve Libya’nın yanı sıra TSK; NATO, BM, AB ve AGİT görevleri ile ikili ilişkiler kapsamında Katar, Somali, Kosova, Bosna Hersek başta olmak üzere çeşitli coğrafyalarda 19 farklı görev ile bölge ve dünya barışına önemli katkılar sağlamaktadır.

15 MİLYON TONA YAKIN TAHIL SEVKİYATI YAPILDI

Bölgesinde ve dünyada her zaman barış, huzur ve istikrardan yana olan Türkiye;

– Krizin başlangıcından itibaren Montrö dâhil dengeli ve yapıcı bir politika izlemekte,

– Bölgede ateşkesin ve barışın temini ile diplomatik çözüm için çaba göstermektedir.

Ülkemizin bu süreçteki en önemli katkılarından biri de tüm dünyayı tehdit eden gıda krizinin aşılmasında olmuştur.

Sn. Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü aktif diplomasiyle sağlanan zeminde Rusya ve Ukrayna Savunma Bakanlıkları ile gerçekleştirdiğimiz görüşmeler sonucunda Karadeniz Tahıl Girişimi imzalanmıştır.

Girişim kapsamında İstanbul’da kurulan Müşterek Koordinasyon Merkezinin çalışmaları ile bugüne kadar Ukrayna limanlarından toplam yaklaşık 15 milyon ton tahılın ihtiyaç sahibi ülkelere emniyetle sevki sağlanmış, bugüne kadar Ukrayna limanlarından 577 gemi çıkarken, 584 gemi de Ukrayna limanlarına gitmiştir.

Yine gayretlerimizle bu girişim, 19 Kasım’dan itibaren 120 gün süreyle uzatılmıştır.

İnsani yardım ve vatandaşlarımızın tahliyesi maksadıyla Ukrayna’ya giden, hava sahasının kapatılması nedeniyle Borispol Havaalanı’nda kalan 2 adet A400M uçağımız;

– Sn. Cumhurbaşkanımızın temasları ile,

– Dikkatli ve sabırlı tutumumuz sonucunda,

– Ve en uygun şartlar oluştuğunda ülkemize emniyetle dönmüştür.

GÜÇLÜ TÜRKİYE DEMEK; GÜÇLÜ NATO, GÜÇLÜ İTTİFAK DEMEKTİR!

70 yıldır etkin ve saygın bir üyesi olduğumuz NATO bünyesinde de aktif bir şekilde faaliyetlerimize devam etmekteyiz.

NATO’nun ikinci büyük askerî gücü olarak Türkiye NATO’da; kuvvet ve karargâhlara katkıda ilk beş ülke arasında, askerî bütçeye katkı bakımından ise sekizinci sıradadır.

Türkiye 2023 yılında;

– Muharip Kolordu [3’üncü Kor. (HRF) Komutanlığı ] ve

– NATO Mukabele Kuvveti Deniz Unsur Komutanlığı görevlerini üstlenecektir.

Sonuç olarak Türkiye’nin olduğu bir NATO daha anlamlı ve güçlüdür. Ancak bazı müttefiklerimiz NATO ruhuna aykırı olarak Türkiye’ye ihracat kısıtlamaları uygulamaktadır. Unutulmamalıdır ki güçlü Türkiye; güçlü NATO, güçlü ittifak demektir.

Bu arada NATO’nun açık kapı politikasını destekliyoruz. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine karşı değiliz. Ancak Madrid’de 28 Haziran’da imzaladıkları taahhütlerini yerine getirmelerini, yani teröristlerle ilişkilerini kesmelerini, desteklerini sonlandırmalarını ve ihraç listelerinde Türkiye’ye karşı uyguladıkları tahditleri kaldırmalarını bekliyoruz.

ABD TARAFINDAN OLUMLU ŞEKİLDE SONUÇLANDIRILMASINI BEKLİYORUZ

40 adet F-16 Viper uçağının tedariki ve 79 uçağın da modernizasyonu çalışmaları devam etmekte ve yakından takip edilmektedir. Konuya ilişkin başlangıçtan itibaren ABD’li muhataplarımızın olumlu yaklaşımlarını gördük.

Bu çerçevede artık ABD tarafından konunun olumlu bir şekilde sonuçlandırılmasını bekliyoruz.

Son dönemde; Suriye’de PKK/YPG’ye verilen destek, DEAŞ’la mücadeleye zarar verme iddiaları, Türkiye ile Yunanistan arasındaki dengeli yaklaşımdan uzaklaşılması, GKRY’ne silah ambargosunun kaldırılması ve bazı siyasi figürlerin düşmanca tavırlarla ilişkilerimizi baltalama girişimleri kamuoyunda olumsuz algı yaratmaktadır.

Bu konularda müttefikimiz/stratejik ortağımız ABD’den, gerekli tedbirleri ve düzeltmeleri bekliyoruz.

2022’DE ÇOK SAYIDA GENİŞ ÇAPLI TATBİKATLAR YAPTIK

TSK, hâlihazırda yürüttüğü tüm operasyonları ve görevleri ile eş zamanlı olarak personelinin niteliklerini çağın şartlarına ve harbin değişen doğasına en uygun şekilde geliştirmek amacıyla eğitim ve tatbikat faaliyetlerini de aralıksız sürdürmektedir.

2022 yılında da “Bu mesel ile bulur cümle düvel fevz-ü felah

                           Hazır ol cenge istersen eğer sulh u salah” anlayışı ile;

– Karadeniz’de, Ege’de ve Doğu Akdeniz’de, başta Mavi Vatan, Efes ve Dynamic Mariner olmak üzere çok sayıda geniş çaplı tatbikat icra edilmiştir.

Bu arada çok yönlü faaliyetlerimizin yanı sıra diğer ülkelerle ikili ve çoklu yüz yüze ve telefonla görüşmeler gerçekleştirdik.

Her alanda olduğu gibi savunma ve güvenlik alanında da nitelikli insan gücünün hayati önemi haiz olduğunun bilincindeyiz.

Bu kapsamda; teşkilat yapımızdan personelimizin özlük haklarının iyileştirilmesine kadar reform niteliğindeki birçok yasal düzenleme hayata geçirilmiş; TSK’nin etkin, caydırıcı ve saygın nitelikleri artırılmıştır.

Personel temini dâhil tüm çalışmalarımız; ilgili mevzuata uygun olarak, yargı denetimine açık, şeffaf ve denetlenebilir bir şekilde gerçekleştirilmektedir.

FETÖ İLE MÜCADELEMİZ SÜRÜYOR

15 Temmuz 2016 tarihinden itibaren FETÖ iltisakı nedeniyle bugüne kadar 10.005’i Bakan onayı ile olmak üzere toplam 24.652 kişi ihraç edilmiştir.

Yeni bilgi, belge ve veriler ışığında Millî Savunma Bakanlığı bünyesinde FETÖ ile iltisaklı tek bir personel kalmayıncaya dek mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir.

402 BİN 45 KİŞİ BEDELLİ ASKERLİKTEN YARARLANDI

Yeni Askeralma Kanunu ile beklentileri karşılayan, modern, esnek, öngörülebilir, sürdürülebilir ve e-Devlet üzerinden erişilebilir bir sistem tesis edilmiştir.

Böylece ordumuzun ihtiyaçları karşılanırken; gençlerimize eğitimlerine ve mesleklerine devam etme imkânı sağlanmıştır.

Askeralma Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 26 Haziran 2019 tarihinden bugüne kadar 402.045 kişi bedelli askerlikten yararlanmıştır.

Sadece 2022 yılında bedelli askerlik hizmetinden yararlanmak üzere 168.713 vatandaşımız müracaat etmiştir.

2022 yılında dövizle askerlik hizmeti uygulamasından ise 8.743 vatandaşımız yararlanmıştır.

SAVUNMA SANAYİSİNDE YERLİLİK ORANI YÜZDE 80’LER SEVİYESİNDE

Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği, destek ve teşvikiyle savunma sanayisinde büyük atılımlar gerçekleştirilmiş, yerlilik ve millîlik oranı %80’ler seviyesine ulaşmıştır.

Artık Millî Piyade Tüfeklerimizi ve tüm hafif silahlarımızı, ÇNRA’larımızı, Fırtına obüslerimizi, İHA/SİHA/TİHA’larımızı, ATAK helikopterlerimizi, fırkateynlerimizi ve savaş gemilerimiz ile akıllı hassas mühimmatımızı ve füzelerimizi tasarlayıp inşa, imal ve ihraç seviyesine gelmiş bulunuyoruz.

Askerî fabrikalarımızda ve tersanelerimizde de başta MİLGEM, MİLDEN ve A400M retrofiti olmak üzere birçok kritik proje de yerli ve millî imkânlarla sürdürülmektedir. En kısa zamanda kendi insanlı/insansız (Kızılelma) uçağımızı da tankımızı da yapmak için her türlü girişim ve gayreti gösteriyoruz.

Devam eden modernizasyon projeleri kapsamında 2022 yılı içinde çeşitli cins ve miktarda önemli harp silah, araç ve gereçleri envantere alınmıştır.

Türkiye; tarihiyle, değerleriyle, coğrafyasıyla, ordusuyla büyük ve güçlü bir ülkedir. Peygamber ocağı olarak da bilinen kahraman ordumuz;

– Binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen millî, manevi ve mesleki değerleriyle,

– Asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığı ilhamla,

– Aklın ve bilimin ışığında,

– Anayasa çerçevesinde ve yasalar doğrultusunda,

– Sn. Cumhurbaşkanımızdan başlayan sapasağlam hiyerarşik yapı içinde sıralı amir ve komutanların emir ve komutasında,

– Milletinin emrinde, görevinin başındadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Bu vesileyle Sultan Alparslan’dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve bugüne kadar bin yıldır bize vatan olan bu topraklarda bu günlere, bu seviyelere gelmemizde emeği geçen bütün devlet büyüklerimizi, komutanlarımızı ve asil milletimizi saygı ve şükranla anıyor,

-Egemenliğimiz ve bağımsızlığımız için gözlerini kırpmadan hayatlarını feda eden tüm şehitlerimize, ebediyete intikal eden kahraman gazilerimize bir kez daha Allah’tan rahmet; hayatta olan gazilerimize sağlık ve esenlikler diliyor,

-Şu anda dahi karada, denizde ve havada, zorlu iklim ve arazi şartlarında kahramanlık ve fedakârlıkla görev yapan değerli silah ve mesai arkadaşlarıma da bu vesileyle kazasız, belasız, hayırlı, başarılı görevler diliyor, alınlarından öpüyorum.

Son olarak yeni yılda asil milletimize, sizlere ve aile bireylerinize, tüm silah ve mesai arkadaşlarıma sağlık, esenlik ve başarılar diliyorum.

Ayrıca 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününüzü en içten duygularımla şimdiden kutluyorum.(Kaynak: https://www.msb.gov.tr/)