‘Ah keşke’ demeden..(10) (Köşe yazısı 07.04.2017 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Son günlerde sosyal paylaşımda  ‘referandum-seçim-siyaset-güncel’ konularda sapıtanlar kadar dikkat çekici, ilginç, düşündüren paylaşımlarda dikkatimi çekiyor. Bu nedenle biraz daha devam edeceğim.

Bu paylaşımlardan birini  ünlü rahmetli sinema sanatçımız Adile Naşit 21.06.1985 günü Can Aslan ile yaptığı söyleşide anlatmış.

*Bizim Aile filminin çekimlerindeydik, Halit Akçatepe ile Münir Özkul, aralarında konuşup gülüşüyorlardı. Tarık Akan da, oturmuş bir köşeye dalıp dalıp gidiyordu. Yanına gittim, çok samimi değildik, çorba içme saatiydi, çorba içtik. “Hayırdır” dedim, zor da olsa anlatmaya başladı;
“Mühendislik fakültesindeyken, okula yakın bir yerde bir matbaacı arkadaşım vardı. Cebinden kitaplar basar, insanlar okusun diye uğraşırdı. Bugün gelirken ona rastladım. İşleri bozulmuş, kapatmak zorunda kalacakmış dükkanı..” dedi.
Çekimler iyi gidiyordu ve Münir’in yanına gittim. Durumu anlattım. Yevmiye usulü çalışıyorduk, ne yapacağımızı da çok bilemediğimizden, bekledik. Belki elimizden bir şey gelirdi. Münir, bunu epey dert edindi. Hani o can alıcı sahne var ya, Münir’in o güzel tiradı. Hani Saim Bey’ in kapısından içeri girer, ’ sen değil, ben büyüğüm ben.’ diye noktalar..
İşte o sahnede, herkesin eli ayağı buz kesti. Yarım saat bir sessizlik oldu. Gün bitti, yevmiyeler dağıtıldı. O gün ne olduysa, hepimiz 3’er yevmiye aldık. Münir 10 yevmiye almıştı. Herkes aldıklarını bir araya getirdi, topladık, Tarık Akan’a uzattık. Kabul etmedi. Zorla kabul ettirdik. Beraber gidip matbaadaki işler düzelene kadar, her gün biraz daha destek olduk..

Ve bugün, Tarık’ ın vesilesi ile o matbaa hâlen çalışıyor. Ve geçtiğimiz gün, 20 bin adet kitap basıp, tüm ülkedeki okul kütüphanelerine yolladı. Kitap mı ? NUTUK.. (Adile Naşit)

*Kimyasal silah ile katliam, insanlık dışıdır. Çocuklara uzanan eller kırılsın. (Sergül Vural)

*Sadece Sayın Recep Tayip Erdoğan için evet bunu kafanıza koyun. Yoksa değil oyumu bitimi vermeyeceğim sahtekarlar var. Ülkem için dış güçler için parçalanmamak için evet. Zaten bu millet kendini ayakta tutuyor. Sizler de odun kıranın yanında boş durupta ıh diyenleri. Fazla kasılıyorsunuz. (Selma Çanakçıoğlu)

*Müslüman olarak yaşarken, bir gün dinler arası diyaloga başlarsın, sonra ılımlı İslam’a geçer sonunda da ya Yahudilerin dini museviliğe yahova şahitliğine soyunursun ya da Vatikana tabi olup Hristiyan olabilirsin. Zira bu özgür iradenle yaptığın bir seçimdir. Fakat Türklük asla kaçamayacağımız ilahi bir kaderdir değiştirilemez. (Yavuz Siray)

*Hayır için bir tespit. Esad kardeşliği zamanında birden bire kardeşliğimizin ilerlemesi için bakanlar kurulu Şam da yapıldı. Fenerbahçe dostluk maçına gitti ve bunun neticesinde birdenbire sınırların kaldırılması gündeme yerleşti. 49 yıllığına bir İsrail firmasına mayınların temizlenmesi işi apar topar verildi. CHP Anayasa Mahkemesinden dönderdi. İsrailin 49 yıllığına mı süresiz mi topraklarımıza çökmesi önlendi. Gelelim işin can alıcı noktasına. Esat Esed oldu ve tertemiz sınırlarımızdan el kaide ,el nusra, işid, pkk, ypg daha ne sayarsan say Suriye’yi karıştırarak 3 milyon kişinin içimize girmesi sağlandı. Demek istediğim bu bir İsrail projesidir diyenler haksız sayılmaz olduklarını görmüş olduk.  Başkanlık adı altında da sonraki adım parça parça olmamızın önlenemeyeceğidir. (Nihat Sönmez)

*Memleketin televizyon kültürü. Sabah kaybolanı ara bul. Öğlen evlendir, akşam haberlerinde de öldür. (Nilgün Salehzade)

*Bakarsın bir dedikodu yayılır sosyal medyadan; “Coca Cola’nın geliri İsrail’e gidiyor!” Çok sürmez kol gibi “Millî Kolamız!” çıkıverir piyasaya. İlk günden Cola Turka yok satar!

Bir bakarsın “LC Waikiki’nin sahibi Leyla Zana” dedikodusu yayılır ve çok sürmeden ‘cin çıkarma” reklamı ile cin gibi piyasayı kapan bir Defacto türeyiverir.

Hatırla, “BİM’in sahibi Cüneyt Zapsu ve gelirleri PKK’ ya gidiyor” iddialarının ardından doğan nur topu gibi A101’in nasıl da piyasadan aslan payını kaptığını.

Peki yıllarca “Eti domuz yağı kullanıyor” yalanıyla bize “helalinden” yutturulan Ülker kazığını! Oysa tek marifeti Eti’yi taklit etmek. Ama gel de anlat “İçimize kök salan fetö’yü..(Ali Edizer)

*Ülkede yaşanan ve ülkenin başına gelen her olayın ve belanın (tüm pisliklerin) bizzat sebebi olan şahıs, nasıl oluyor da hepsinden “sütten çıkmış ak kaşık gibi” sıyrılıp çıkıyor. Bakın Avrupa’yı karıştırdı, muhalefetin desteğini, ve hatta tüm ülkeyi arkasına alıp bu olayı da kendi lehine çevirdi. Tıpkı “Yenikapı Ruhu safsatası gibi” sonra ne oldu, iki gün sonra Muhalefete ateş püskürüp, o “Ruhun bozulmasını muhalefetin üstüne yıkıp, yine karlı çıkan kendisi oldu. Şimdi yine Muhalefet, iyi niyetini göstermeye ve ülkenin onurunu korumaya çalışıyor ama boş. Çünkü o istediğini zaten elde etti. Mitinglerini yapmış oldu. Belki miting yapsaydı bu kadar halkı sokağa dökemeyecekti. Ama şimdi tüm Hollanda halkı (Türkler) sokakta, yarın diğer AB ülkelerindeki Türkler tepki için çıkacaklar. İki gün sonra CaHaPe diye avazı çıktığı kadar bağıracaktır. Hadi geçmiş olsun. Haksız mıyım, ne dersiniz? Eyyy Kılıçdaroğlu sen neyi ve kimi savunuyorsun. Kimin için programını iptal ediyorsun.! Avrupa’ya tepki gösterince oradaki koyunlar sana oy mu verecekler. Tıpkı 15 Temmuz gibi, şimdi Avrupa’da halkı sokağa döktü. Ve tıpkı “One Munite” gibi bu olaydan kendi lehine oy kazandı. Hadi bakalım iyi uykular Türkiye. Bu seçimde böylece elimizden kayıp gitmiştir.  (Atife Odabaşı)