ADD Kayseri Şube Başkanı Ceylan: Çocuk istismarı bir insanlık ayıbıdır

Çocuk istismarını ‘insanlık ayıbı’ olarak nitelendiren Atatürkçü Düşünce Derneği Kayseri Şube Başkanı Kemal Ceylan, bu saldırıları önlemek için devlete ve üniversitelere önemli görevler düştüğünü açıkladı. Ceylan’ın bu konudaki açıklaması şöyle.

Ülkemizde son yıllarda çocuk kaçırma, istismar, tecavüz ,bedensel bütünlüğe zarar verme ve cinayet gibi insanlığa yakışmayan haberleri bu günlerde sıkça duymaya başladık.

Bizleri son yıllarda bu istismar ve tecavüz olaylarının yalnız basına yansıyanları görüyoruz. Maalesef bazı aileler ve özellikle çocuklarımız kendilerine yapılan tecavüzleri ailelerinden, çevrelerinden ve arkadaşlarından gizleyerek kamuoyuna yansımasına olanak vermemektedirler.

Bizlerin bildiği son on yıl içerisinde adliyeye veya basına  yansıyan olayların yedi kat gibi her yıl %75 oranında arttığı tespit edilmiştir.

Bu çocuklarımızın adliyeye intikal eden tecavüz davalarında  ¼  nün çocuklarla ilgili olduğunu maalesef basından öğreniyoruz.

İstismarlar ve  çocuk cinayetleri  toplumsal bir sorun olmaktadır. En önemli sorumluluklarımızın gereği olarak, çocuk istismarı, tecavüz ve öldürülmelerinin nedenlerini araştırarak bunlarla ilgili başta ailelerle birlikte toplumumuzu bunların insanlığı yok edecek bu  davranışları engellemek için özel eğitimler, seminerler ve toplumsal iletişimin  basın yayın organlarının da halkın dikkatini çekecek  yayınlar yapılmasını sağlamak gerekmektedir.

Yaşanan bazı olayları hatırlarsak bir hastanede 115 civarında hamile çocukların kürtaj yapılmasını ortaya çıkaran sağlık mensuplarının cezalandırılması, sorumluların cezalandırılmaması  bizleri üzen olaylardandır. TBMM verilen çocuk istismarının araştırma ve soru önergesinin reddedilmesinin gerekçesini anlayamadık.İstismar suçlusunun çocukla evlenerek suçtan kurtulması düzenlemelerinin gündeme getirilmesi yöneticilerin ve ilgililerin “küçüğün ve ailesinin rızası” diye bir kavramı ortaya atması, televizyonlardan ve sosyal medyadan çocukların evlenmesine izin  veren fetvaların sıklıkla verilmesi çocuk istismarı ile ilgili mücadeleye zarar vermiştir.

Türkiye Cumhuriyeti içindeki vatandaşları özellikle masum olan çocukları korumak başta devletin görevedir.

Geçtiğimiz seneler bize gösteriyor ki  saldırıya uğrayan çocuklara karşı suç işleyenlerin cezalandırılması veya onlara verilecek cezaların artırılması ile yetinmek bu suçları önlemekte yetersizdir.

Bu saldırıları önlemek için devletin ve üniversitelerin görevi:

1-Çocuğun rızası anlayışının kaldırılması: zaten kendisi karar verme yeteneğine sahip olmayan bireydir.

2-Aile rızası ile  de olsa evlilik adı altında çocuklara yapılan bu tecavüzlerin kabullenilmemesi,

3-İstismar ve tecavüz ortamı sağlamamak, çocukların cinsel istismara maruz kaldığı ortamı ortadan kaldırmak

4-Koruyucu  ve gözetme  tabi tedbirlerinin  alınması

5-Tecavüz etme zihniyetinin kabul edilemeyecek akıl ve mantığa uymadığını anlatmak

6- Toplumun insani ve ahlaki değerler açısından eğitilmesi,

7-Aileler arası düşmanlıkları ortadan kaldırmak ,  birlikte barış ve kardeşlik içerisinde yaşamalarını sağlamak konuları  hepimizin görevi olmakla birlikte devletin, üniversitelerin ve eğitim kurumlarının gerekli çalışmalar yapması bir nebze de olsa toplum düzeninin sağlanmasına desteği  olacaktır.