ADD GENEL BAŞKANI BOZKURT KAYSERİ’DE ‘YENİDEN ATATÜRK CUMHURİYETİ’ Nİ ANLATTI

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt Kayseri’de ‘Yeniden Atatürk Cumhuriyeti’ ni anlatırken ‘”Hiçbir siyasi yapının arka bahçesi asla olmayız. Ülkemiz, içeriden de yoğun saldırı altında. Ulusal birliğimizi tarumar eden ağır saldırılara karşı halkımızı birleştirebilecek tek güç, Atatürk’ün düşünceleri. Hiçbir siyasi yapının arka bahçesi asla olmayız, ancak siyasete yön verir, yol gösteririz”dedi.

Melikgazi Belediyesi Kültür Merkezinde gerçekleştirilen konferansa CHP Milletvekili Çetin Arık, siyasi parti il ve ilçe başkanları, STK temsilcileri, ADD üyeleri, vatandaşlar katıldı. Sivas Madımak Şehitlerinin anıldığı konferans saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. ADD Kayseri yönetim, denetim ve disiplin kurulları tanıtıldı.

ADD Şube Başkanı Haluk Bilgesay, Samsun’a Atatürk’ün çıkması ile başlayan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluştan kuruluşa giden yolun  ve yeni alfabenin önemini dile getirdi. Milletvekili Çetin Arık’ta, Hüsnü Bozkurt ile bir dönem vekillik yaparken çok Atatürk anıları dinlediklerini açıkladı.

ADD Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt’ta Konferansında Atatürk’ün Samsun’da yaktığı bağımsızlık ateşini söndürtmeyeceklerini, kurduğu Cumhuriyetini yaşatacaklarını, ayakkabı kutularında para saklayan, bakanlık yaptığı yere deterjan satanlara ve Türk milleti dışında Araplara, Emirlikleri peşkeş çekenlere bırakmayacaklarını tekrarladı. Atatürk’ün Kayseri’de kurduğu Tayyare fabrikasının, Kırıkkale piyade tüfeğinin, Şeker fabrikalarının önemini dile getirdi. Bu arada Refik Saydam umumi Hıfzısıhha kurumu ile nasıl hastalıkları yediklerine dikkat çekti. Özelleştirmelerin, toprak satışlarının, yerli ve millilikten uzaklaşmanın yanlışlığını tekrarladı, namusun dinle imanla değil ahlak, dürüstlük ve özveri ile ilişkili olduğunu hatırlattı. Bilim ve akıldan uzaklaşılmamasını dile getirdi, o genç Cumhuriyetin kazanımlarından örnekler verdi.

Bozkurt, bugün sınırların ve hudutların kevgir olduğunu, Egede 20 adanın Yunan işgalinde olduğunu, 17 senedir bizim adalarda başka bayraklar dalgalandığını,  ülkede 10 milyon ne idüğü belirsiz insanın dolaştığını, yurtdışına beyin göçünün hızlandığını, 1923 te kurulan namus mayası ile Atatürk’ün 49 Sanayi tesis kurduğunu, kendi kendini doyuran 7 ülkeden biri iken bugün ilk 20 de bile yer almadığını belirtti. Vatandaşın pazar yerlerinde karnını doyurmak için çürük meyve sebze topladığına işaret etti bu nedenle yeniden, akıl, namus Atatürk Cumhuriyeti dediklerini ve bunda kararlı olduklarını, yeniden laiklik, sağlık, eğitim, dış politika, kadına değer verilmesi olarak açıkladı.  ADD’nin hiçbir partinin arka bahçesi olmadığına dikkat çeken Bozkurt, parası pul olanların insanının kul olacağını, Almanya’dan Merkelve bankadaki parasını örnek verdi. Türkiye’nin ise yanlış yönetildiğini, adalet, ordu, eğitim sisteminin yanlışlıklarını açıkladı, dış politika ve kendi ordusunu yetiştirmenin önemini hatırlattı. BOP planı, Büyük İsrail, Kürdistan projesinin önümüze konduğunu belirterek Kemalizmin anlamlarını açıkladı. ‘Biz siyasi parti değiliz Cumhurbaşkanı Erdoğan bizim düşmanımız değil. Ama düşmanımız emperyalistlere hizmet ve uşaklık edenler’ diyen Hüsnü Bozkurt’un bazı sözleri şöyle.

“Biz ADD olarak, tarımdan eğitime, sağlıktan dış politikaya ülkenin gidişatından şikayetçiyiz. Kesin çıkış yolunu Mustafa Kemal’in 1920’lerden itibaren uyguladığı ve o günün koşullarında geçerli olsa da bugünün koşullarına uygulayarak tekrar hayata geçirilmesi mümkün olan politikalara dönüş olduğunu düşünüyoruz. Bizler, Kemalist  karma ekonomi modeli ile 5-6 yılda uçak üretip ihraç eden bir ülke ve ulusun evlatlarıyız. Bu nedenle milletimiz  yeniden Atatürk Cumhuriyetini talep ediyor. Bugün  siyasete güvensizliğin nedeni, sokaktaki insanın sorunları ile siyasetin gümdeminin örtüşmemesi. Sağlık; sosyal devletin temel görevidir. Hastayı müşteri, hastaneyi ticarethane gören, sağlık çalışanının emeğini sömüren, insan sağlığını küresel kapitalizmin çok uluslu şirketlerinin talanına terk eden neoliberal sağlık politikalarına son verilmeli. ‘Toplumcu Kamusal Sağlık Sistemi’ yeniden kurulmalı, ilaç, aşı ve tıbbi malzeme üretimi yerli kaynaklara dayandırılmalı. Ordumuz; siyasetin etkisinden arındırılmalı, komuta bütünlüğü yeniden sağlanmalı, kendi sağlık, eğitim, yargı ve terfi sitemlerine sahip kılınmalıdır. Parti ordusu arayışları nafile, sonu hüsrandır. Paramiliter yapılanmalar dağıtılmalı, bireysel silahlanma önlenmeli, halkımızın bütün güvenlik güçlerimize tereddütsüz güveneceği bir düzen kurulmalıdır. Siyasi partiler ve seçim yasaları; demokratikleştirilmeli, lider sultası ortadan kaldırılmalıdır. “