ADD başkanı Ceylan: İrticaya geçit yok.. kUBİLAY MESAJLARI..

Cumhuriyet uğruna, devrim uğruna ölümün üstüne yürüyen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan, Bekçi Şevki mücadelelerinin mayası olduğunu belirten Atatürkçü Düşünce Derneği Kayseri Şube Başkanı Kemal Ceylan ‘Bizler, Kubilaylarız. Bizler, “Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır” diyen bir devrimcinin iz sürücüleriyiz. Bizler, “Emperyalizme geçit yok” diyen bir neslin devamıyız. İyi duyun diye haykırıyoruz: Biz Olduğumuz Sürece  irticaya Geçit Yok’ dedi ve şunları söyledi.

Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurulan Cumhuriyet; Karanlığın yerine aydınlığın, dogmaların yerine akıl ve bilimin, kulluğun yerine yurttaşlığın geçişinin adıdır. Yüz yıllarca cehaletin koyu karanlığında yaşamaya terkedilmiş bir milletin, dünya tarihinde eşi görülmemiş bir savaşı kazanarak çağdaş dünyaya adım atışının adıdır… Bu nedenlerle, dini siyasi amaçları için kullananların tüm gücünü ellerinden alan Cumhuriyet kurulduğu günden bu yana şeriat yanlılarının, hilafet özentilerinin hedefi olmuştur. Bugün Türkiye Cumhuriyeti, bir yandan çağdaşlaşma yolunda ilerlerken diğer yandan başta Laiklik olmak üzere temel değerlerine yönelik tehditlere, Atatürk Devrimi’ni içine sindiremeyen çevrelere ve yaşadıkları yenilginin rövanşını almak isteyen emperyalist güçlerin hain, sinsi projelerine karşı sürekli bir savaşım vermek durumundadır.

90 yıl önce Menemen’de 24 yaşındaki gencecik subay, öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay’ı vahşice katleden gerici zihniyetin yandaşları, bugün devletin en üst kademelerinde gücü elinde tutmaktadır.  Emperyalizmin işbirlikçisi yönetimler özellikle son 60 yılda, bugünlere çıkan yolların taşlarını döşemiş; gaflet ve aymazlıktan beslenerek güçlenen hainlerin iktidarı, bir karabasan gibi yurdun üzerine çökmüştür…Son 18 yılda Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığını açıkça sergileyen iktidar, baskıcı yönetim anlayışı ile faşizmi hayatın olağan akışı haline getirmek istemektedir. Kuvvetler ayrılığının sona erdiği, adaletsizliğin kol gezdiği, insanların yoksullukla terbiye edildiği ülkemizde, halkımız farklı kutuplara ayrıştırılmış, iktidar bizzat toplumsal barışı tehdit eden bir unsur haline gelmiştir.

Tüm bunların karşısında 23 Aralık 1930’dan bu yana hiçbir etnik ya da inanç ayrımı yapmadan  “Türküm” diyen namuslu insanlar; tıpkı Kubilay gibi, demokrasi adına, barış adına, Türkiye Cumhuriyeti’nin Atatürk’ün kurduğu nitelikleriyle yaşaması ve sonsuza dek sürmesi için mücadele etmekten bir an bile geri durmamışlardır, durmayacaklardır… Cumhuriyet uğruna, devrim uğruna ölümün üstüne yürüyen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan, Bekçi Şevki mücadelemizin mayasıdırlar.

Bizler, Kubilaylarız.Bizler, “Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır” diyen bir devrimcinin iz sürücüleriyiz. Bizler, “Emperyalizme geçit yok” diyen bir neslin devamıyız. İyi duyun diye haykırıyoruz: Biz Olduğumuz Sürece Geçit Yok Size! Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerine kanımızın son damlasına kadar sahip çıkacağız. Türkiye Cumhuriyeti İlelebet Payidar kalacaktır! Yaşasın Mustafa Kemal! Yaşasın Cumhuriyet! Ne Mutlu Türküm Diyene !’

ŞÜKRAN ÖZER

DEVRİM ŞEHİDİ KUBİLAY
Seksen sekiz yıl önce, 23 Aralık 1930’da Menemen’de önemli bir karşı devrim girişimi yaşandı. Gözü dönmüş yobaz katiller yedek subaylık görevini yapan genç bir Cumhuriyet öğretmenini ve iki bekçiyi vahşice şehit ettiler.
Menemen şehidi Kubilay 1906 yılında İzmir’de doğmuş, önce Antalya Öğretmen Okulunda daha sonra da İzmir Erkek Öğretmen Okulunda öğrenimini tamamlayarak öğretmen olmuştu. Cumhuriyetimizin ilk öğretmenlerindendi.
Asıl adı Mustafa Fehmi olan Kubilay bu soyadını kanun çıkmadan altı yıl önce daha öğrenciyken kendiliğinden almıştı.
Menemen olayı bir karşı devrim girişimi olarak Şeyh Said isyanından sonra ikinci girişim olmaktadır. Aydınlığın, ışığın önünün kapatan Nakşibendi Tarikatının Balıkesir-Manisa elebaşısı Laz İbrahim tarafından kışkırtılan Derviş Mehmet isimli bir yobazın etrafında toplanan bir kaç kişi aylar öncesinden yaptıkları hazırlıklardan sonra 23 Aralık 1930 günü saat 06.30’da Menemen’e geldiler ve camide buldukları yeşil bir bez parçasını bayrak gibi yaparak belediye meydanında toplandılar.
Kendini mehdi ilan eden Derviş Mehmet ve yandaşları aldıkları uyuşturucunun etkisiyle; ”Şeriatı geri getireceğiz, bu yeşil bayrağın altında toplanmayanlar kılıçtan geçirilecektir” naraları atmaya başladılar. Olayı haber alan Alay komutanı asteğmen Kubilay komutasındaki bir mangayı derhal olay yerine gönderdi. Kubilay bu dinci güruha ”Teslim ol” çağrısı yaptığı sırada açılan bir ateşle yaralandı.
Yaralı asteğmeni yakalayan Derviş Mehmet ve çevresindeki hain yobaz sürüsü musalla taşında Kubilay’ın başını gövdesinden ayırarak kesik başı bir sırığın üstünde dolaştırdılar. Onlara karşı koyan bekçi Hasan ve Şükrü’yü de katlettiler. Daha sonra olay yerine gelen Alay, Derviş Mehmet ve iki arkadaşını orada öldürdü. Destekçileri ise anına yakalandılar.
Olaydan hemen sonra bölgede ilan edilen sıkı yönetimin ardından suçlu bulunan 28 kişi Kubilay’ın şehit olduğu yerde idam edildi. Menemen olayında İstanbul’daki hain Nakşibendi şeyhinin ve Serbest Fıkranın parmağı olduğu daha sonra anlaşılmıştı.
Yirmi dört yaşında şehit edilen Kubilay olayı her 23 Aralık günü anımsanmalı ve bu ülkenin bir daha şeyhlerin, şıhların, tarikatların ülkesi olmayacağı bir kez daha buna heveslenecek ve yeltenecek olanlara hatırlatılmalıdır. Cumhuriyetimizin ilk öğretmenlerinden devrim şehidi Kubilay’ı ve diğer devrim şehitlerini, o yılların eğitim ordusunun birer neferi olan tüm ilk öğretmenleri rahmetle, saygıyla anıyoruz. Unutulmadılar, unutulmayacaklar.