Adalet, Başsavcı ve güven..(1) (Köşe yazısı 11.12.2017 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Laf açıldı mı,  polis adliye muhabirliğinde uzmanlaştığımı, bu yolda 43 yılı geride bıraktığımı zaman zaman buradan sizlere söylüyorum.

Tabi polis-adliye muhabirliğindeki uzun yolculuk, olay yerleri, hastane, emniyet ve adliyenin neredeyse tüm birimlerinde geçiyor. Öyle kolay bir branş değil. ‘Tanık’ yazacağınıza, klavyede  ‘Sanık’ yazsanız naneyi yediniz. Ya da ‘Astronomi’ yazmak isterken ‘Astroloji’ yazmak gibi. Bu örnekleri bugüne kadar pek çok dava konusu olmuş haberlerden çeşitlemek mümkün.

Kolay değil son dönemlerimin büyük bölümü adliyede-emniyette haber takibi ile geçti. Haber takip ederken burada görevli en alttaki insan çaycı-temizlikçiden tutun üst makamlara kadar herkesle tanışma, haber yapma, bilgi alma, bunu kamuoyuna doğru aktarma ve mücadele ile yıllar su gibi akıp gitti. Tanıdığım o insanların kimi hakka yürüdü kimi emekliliğin tadını çıkartıyor, bilirkişilik yapıyor ya da görevlerini bir başka bölgede devam ettiriyor.

Polis-adliye muhabirliği zor olmasına karşın uzman insanlardan hayatın bazı gerçeklerini haber yaparken öğrenmek, bilgi almakta ayrı bir uzmanlığı, dostluğu, arkadaşlığı beraberinde getiriyor.

Bende geçen bu sürede onlarca, yüzlerce değil binlerce insanla tanıştım.

Bana ekmek yedirdikleri, haber yapmamda yardımcı olmaları, beni asıl gazetecilikte  ‘Davut Güleç’ yapmaları nedeniyle yürekten saygı, sevgi ve teşekkürlerimi buradan tekrar etmek istiyorum.

Habercilikte en zor olanı ‘bilgi almak’ alamayınca ‘kirli bilgi’ ile eksik-yanlış yazma korkusu ve ‘ele geçen belgenin doğruluğunu teyit etme.’

Bizler mesleğimizi yaparken adliyeye, mahkemelere fotoğraf makinesi ve kameralar ile girdik, röportajlar yaptık. Şimdi bunlar ülke genelinde yasak.

Bir yanda tartışılan ‘Basın özgürlüğü’ diğer yanda ‘Basında sansürün kaldırılış yıldönümü’ kutlanıyor. İki si de var mı, yok mu, doğru mu siz karar verin.

Ama bunlarsız mahkemeleri izlemek, davaların akışını yazmakta bir sıkıntı yok.

Bize her ne kadar yasak olsa da bazı kamuoyunu yakından ilgilendiren davalarda isteyenlerin hem fotoğraf hem kamera görevini yapan akıllı cep telefonları ile yasağı delmeleri, canlı yayınlar yapmaları, bunları her alanda kullanmaları da ayrı bir tartışma konusu.

Haberlerle ilgili bilgileri biz genellikle ‘ahbap-çavuş, dostluk, arkadaşlık’ ya da ‘mesleki resmi ilişkiler’ ile alıp tamamlayarak haberleştirdik.

Özellikle adliye haberlerinde, Cumhuriyet Başsavcılarımız, Cumhuriyet Savcılarımız, hakimlerimiz, idari personel ve memurlarımızın çoğu her türlü yardımı esirgemedi.

Yani onlar bizim aracılığımız ile ‘basın’a bizde onların verdiği bilgilerle temsil ettikleri’ adalet’e güvendik.

Son yıllarda basına olan ‘güven sonlara düşerek politikleşince’ ve de ‘basın meslek ilkeleri’nin yerini  ‘patron ya da holding ilkeleri’ alınca aktif gazetecilikten pasif gazeteciliğe adım atarak, tecrübemi buradan devam ettiriyor, arada tecrübemi paylaşıyorum.

Şimdi bunu niye anlattığımı ve lafı nereye getireceğimi merak ediyorsunuz.

Belki hatırlarsanız köşe yazılarımda genellikle;

‘Adalet bir gün, size de, herkese de lazım olabilir’

‘Adalete güvenmek zorundayız, başka adalet yok’

Büyük lider ve önder Atatürk’ün ‘Doğruları söylemekten korkmayınız’ sözünü sık yazarım.

Kamuda ve bürokratlarda göreve başlama ve vedada karşılıklı ziyaretler geleneksel adetten.

Eskiden daha sık gördüğümüz bu ziyaretleri son yıllarda pek görmek mümkün değil.

Bizim dönemimizde gazetecilik, basın mensubu olmak ayrı bir güzel, heyecanlı idi. Şimdi teknolojiye yenik düştü dersek yalan olmaz.

Araştırma-inceleme haberleri bizleri ‘yılın habercisi’ ya da yarışma dallarından birinden ödüle layık görüyordu. Günümüzde, tek başına çalışan gazeteci kalmayınca, yarışmalarda, ödüllerde, jüri üyeleri de, ödül kriterleri de, şekilleri de, haber kaynakları da hep tartışma konusu oluyor.

Genellikle hakim-savcılarımız, güvenlik güçlerimiz basından uzak durmaya çalışsa, çekinse de  ‘ikili ilişkiler’de çok cana yakın olduklarını bilmeyen yoktur. Ben de bu ikili ilişkiler, değerli insanlar sayesinde adliyeden yıllarca haberci-gazeteci olarak ilginç haberleri yaparak ekmek yedim.

Halen Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı görevine devam eden Abdulkadir Akın, ‘basın-adliye ilişkileri ve güven’ konusunda gerçekten cesur bir adım attı. Elbette geçmişte atanlar vardı ama bu Olağanüstü dönemde böylesi bir adımı atması bizler için çok önemliydi.

En azından bilgi kirliliğini önleme, doğru haber yapma ve kamuoyuna iletmede önemli.

Başsavcımız Abdulkadir Akın, geçtiğimiz günlerde Kayseri Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret ederek hem basın mensupları ile tanıştı, güncel bilgiler verdi hem de bizlerin merak ettikleri soruları yanıtladı.

‘Yargı mensupları basından niye korkar, çekinir, uzak durmaya çalışır bilmem’ diyen Akın, doğru haber ve bilgi konusunda her zaman soruşturmanın durumuna göre bilgi vermeye nazır olduğunu açıkladı.

Kayseri Adalet Sarayı’nda soruşturmaların verimli devam ettiğini, uyuşturucu ile mücadelede ise taviz verilmediğinin altını çizdi.

Yabancıların karıştıkları suçlar, adi ve terör suçları, soruşturmaları, uzlaşma konularının önemi, mahkemelerin yükünün hafifletilmesi, ilginç uzlaşma örnekleri verirken ‘Görünen o ki Kayseri sözde değil gerçek bir huzur şehri’ dedi.