AB’den Türkiye’nin covid 19’la mücadelesine destek ve JosepBorrell’in açıklamaları

AB/Türkiye: AB, Ulusal Kapasiteyi Güçlendirerek Türkiye’nin Covid-19’la Mücadelesine Destek Oluyor
Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Ofisi işbirliğinde yürütülen AB destekli “COVID-19’a karşı Ulusal Kapasitenin Güçlendirilmesi” projesi bugün başlıyor. 5.3M Avro bütçeli proje 500.000 antijen testi temini, ulusal referans laboratuvarlarında genom sekanslama kapasitesinin kurulması amacıyla kurumsal gelişim ve yeni nesil teknikler ve eğitimler vasıtasıyla ülke genelinde vaka takip kapasitesinin arıtılmasını kapsıyor. Açılış töreni DSÖ Ülke Ofisi Başkanı Dr. Berdyklychev, Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Emine Alp Meşe ve AB Delegasyonu Başkanı, Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut’un katılımlarıyla Dışişleri Bakanlığı’nda gerçekleştiriliyor.
Hızlandırılmış prosedür sayesinde Avrupa Komisyonu sağlık sisteminin kapasitesini güçlendirmek üzere bu girişimi 22 Aralık 2020’de başlattı. 24 ay devam edecek projenin toplam 5.35 milyon Avro tutarındaki bütçesine DSÖ %1 eş-finansman sağlıyor.
Covid-19’a karşı mücadelede nelerin elde edilmesi bekleniyor?
Proje kapsamında, Sağlık Bakanlığı’nın başta Covid-19 olmak üzere potansiyel epidemi tehditlerine karşı laboratuvar bazlı acil duruma hazırlıklı olma ve müdahale kapasitesi geliştirilecektir. Hızlı antijen test kapasitesi ve Tüm Genom Sekanslama için Ulusal Viroloji Laboratuvarı’nın da test kapasitesi arttırılacaktır.
Hızlı antijen test kapasitesi bileşeni altında izleme ve erken teşhisin desteklenmesi amacıyla antijen test kitleri sağlanacaktır. Hızlı antijen testleri Covid-19’a yakalanmış kimselerin zamanında tespit edilmesine yardımcı olacaktır.  Bu testlerin kullanımı yeni vaka sayılarının, bulaşma zincirlerinin, temaslı takip yükünün, hastaneye ve yoğun bakıma kabul oranlarının azaltılmasına yardımcı olacaktır. Bu testler basit ekipman gerektirmesi, nitelikli operatörlere fazla ihtiyaç duyulmaması, fiyat ve zamanında sonuç vermesi bakımından sağlık sistemleri üzerindeki baskıyı hafifletecektir.
Tüm Genom Sekanslama, virüs’ün bulaşma zincirini ve meloküler epidemiyolojik veri tabanını izleme imkanı sumaktadır. Türkiye’nin mevcut Ulusal Sürveyans sistemine moleküler sürveyans bileşeni ekleyebilme gibi eşsiz bir fırsat sunmaktadır. Bu sekanslama özelliği Türkiye’nin ileri düzeyde ve geniş kapsamlı enfeksiyon hastalıkları ve bulaşıcı hastalıklar sürveyans kontrollerini yapabilmesine olanak verecektir. Böylece patojenlerin yeniden meydana gelmesiyle oluşan kümeler/salgınların zamanında tespiti, araştırılması ve etkili kontrolü mümkün olacaktır. Bu özellik aynı zamanda, ortaya çıkan herhangi bir viral mutasyonun da tespit edilmesi, araştırılması ve rapor edilmesi kapasitesini de arttıracaktır.
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı, Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut etkinlik münasebetiyle şunları söyledi;
“Proje, bulaşıcı hastalıkların sürveyansı için AB’nin Türkiye’ye uzun süredir sağlamakta olduğu ve halen devam eden desteği temel almaktadır. Proje, AB’nin salgın önleme tedbirleriyle uyumlu olarak Türkiye’nin koronavirüsün yayılmasıyla mücadele çabalarına destek olmayı amaçlamaktadır.  Hedefimiz i) kısa vadede Türkiye’nin hızlı antijen testi kapasitesini arttırmak ve ii) ulusal laboratuvarların tüm genom sekanslamaya ilişkin teknik kapasitelerinin geliştirilmesidir. Böylece koronavirus enfeksiyonlarının daha etkili biçimde yönetilmesi mümkün olacaktır. Durumun aciliyeti nedeniyle bu projenin son derece kısa bir süre içerisinde, hazırlanarak, olgunlaştırıldığı ve imzalandığını vurgulamak isterim. Sağlık Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, DSÖ Türkiye Temsilciliği dahil tüm paydaşlar ile hem buradaki hem de Brüksel’deki mesai arkadaşlarım bu girişimi yürekten desteklediler. Bu nedenle, bu girişimin bugün etkili biçimde başlatılmasını sağlayan azminiz ve üstün takım çalışmanızdan ötürü hepinize samimi teşekkürlerimi sunmak isterim.”
“COVID-19’a karşı Ulusal Kapasitenin Güçlendirilmesi” bulaşıcı hastalıkların sürveyansı için AB’nin Türkiye’ye uzun süredir sağlamakta olduğu ve halen devam eden desteği temel almaktadır.
Bu proje, enfeksiyona bağlı/ biyolojik tehlikelerin zamanında tespit edilmesi için laboratuvar sürveyansı ve erken uyarı kapasitesinin güçlendirilmesiyle, halen devam etmekten olan AB destekli yine Sağlık Bakanlığı ve DSÖ ortaklığında yürütülen “Türkiye’de Sağlık Güvenliği” projesi kapsamındaki çabaları güçlendirecektir.
Proje, Avrupa Komisyonu’nun Türkiye’de COVID-19 krizine cevaben halihazırda tahsis etmiş olduğu kaynaklara ilave destek olacaktır. Türkiye’deki Mültecilere Yardım Programı, ECHO (İnsani Yardım) ve IPA (Katılım öncesi Yardım Aracı) programları kapsamında toplam 105 milyon Avro, krizin ülkede neden olduğu acil sağlık, sosyal ve ekonomik sorunların azaltılmasına yönelik olarak yeniden programlanmıştır.

AB/Türkiye: Dışişleri Konseyi: Yüksek Temsilci JosepBorrell’in basına yaptığı açıklamalar

Görüşmemizin sonunda, Aralık ayındaki Konsey kararlarında belirlendiği gibi yaptırımlar da dahil olmak üzere, Türkiye ile ilişkilerimizin tüm yönlerini ele aldık. AB Konsey toplantısından bu yana Türkiye’deki resmi makamların iletmiş olduğu önemli mesajları ve sundukları jestleri not ettik. Diyalog ve işbirliğimizin ilerletilmesi ve pekiştirilmesi amacıyla Türkiye ile temas halinde olmanın önemini bir kez daha yineledik.
Bugün Yunanistan ile Türkiye arasında istikşafi görüşmeler başlıyor. Bu yönde atılan önemli bir adımdır. UNCLOS (BM Deniz Hukuku Sözleşmesi) denizlere ilişkin anlaşmazlıkların çözümüne dair sağlam bir temel sunuyor. Bu uluslararasıhukukun örneklerinden bir tanesidir.
BM öncülüğünde Kıbrıs meselesinin çözüm sürecinin BM çerçevesinde yeniden başlatılması da aynı derece önemli olacak. Görüşmelerin en kısa süre içerisinde başlatılması gereklidir. AB, daha önceki turlarda olduğu gibi görüşmelere gözlemci olarak davet edilmeye hazırdır.
Mart ayında AB Konseyi’ne ve Komisyon’a sunmam gereken rapor ışığında, bu gelişmeleri yakından takip etmeyi ve Türkiye ile temasta olmayı sürdüreceğiz. Bu süreçte Aralık Konsey Kararları ile önümüzdeki haftalarda her bakımdan gelişmelerin nasıl bir seyir izlediğini önemle dikkate alacağız. Aynı zamanda Konsey Kararları uyarınca Coreper de çalışmalarını sürdürecek.
Bu kararları siyasi mülahazalarla aldığımızı söylüyorsunuz. Yaptığımız her şeyin siyasi mülahazalara dayandığından emin olabilirsiniz. Görüldüğü gibi Rusya ve Türkiye ile ilgili, yaptırım uygulanması, uygulanmaması bunların hepsi siyasi mülahazalarla dikkate alınmaktadır, bizim işimiz budur.
[Türkiye konusunda] Konsey karar aldı ve teknik birimler çalışmalarını sürdürüyor. Liste henüz hazır değil ancak askıya alınmış da değil, çalışmalar devam ediyor.
S. Yüksek Temsilciye şunu sormak istiyorum; yakın zamanda Türkiye’yi ziyaret etme ihtimaliniz var mı? Sayın Çavuşoğlu’nun ziyareti sırasında aldığınız mesaj nedir ve AB’nin Türk Dışişleri Bakanı’na verdiği mesaj ne oldu?
Bu karşılıklı bir mesajdı, konuştuk birbirimizle. Ne ben [sadece] dinleme modundaydım ne de Bakan Çavuşoğlu. Karşılıklı konuştuk  ve 2020 yılında ilişkilerimizi ciddi zora sokan meseleleri gözden geçirdik. Her iki taraf da bu zorlukları aşmamız gerektiği ve endişelerimizi paylaşmanın daha iyi bir yolunu bulmamız, birlikte çalışmamız ve daha iyi bir komşuluk bölgesi için çalışmamızgerektiği konusunda mutabık kaldı.
Geçen yaz ve sonbahar aylarında hayatı zehir eden olayların sona erdirildiğini memnuniyetle söyleyebilirim. Artık Türk gemileri de arama faaliyetleri de yok.
Her iki tarafın da bu ivmeyi koruyarak anlaşmalara varabilmek üzere bunu olumlu şekilde kullanması konusunda mutabık kaldık. Türkiye-Yunanistan hazırlık görüşmeleri bugün başlıyor ya da başladı bile. Şubat ortası ya da sonuna kadar Kıbrıs meselesinin çözümüne ilişkin ilk görüşmelerin de [yeniden] başlamasını umuyoruz.
Benim endişem bu ivmeyi korumak zorundayız. 2020 yılındaki zorlu meselelerde – Kıbrıs, deniz sınırları – olumlu bir atmosfer yaratabilmek için sakin davranılması gerekmektedir.