6’lı Muhalefet buluşması, zamlara ve emekli ikramiye tepkisi, Şam gerçeği

Seçim Güvenliği Komisyonu ilk toplantısını Gelecek Partisi ev sahipliğinde gerçekleştiriyor

Türkiye, tarihinin en kritik seçimlerinden birisine hazırlanırken, seçimlerde sandık güvenliğini sağlamak amacıyla altı parti tarafından kurulmasına karar verilen Seçim Süreci ve Seçim Güvenliği Komisyonu, faaliyetlerine başlıyor.

Altılı masayı oluşturan Gelecek Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, İYİ Parti, Deva Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti liderlerinin kurulmasına karar verdikleri Seçim Süreci ve Seçim Güvenliği Komisyonu ilk toplantısını Gelecek Partisi ev sahipliğinde gerçekleştirecek.

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı Ayhan Sefer Üstün tarafından yapılan duyuruda, komisyon toplantısının 27 Nisan 2022 (yarın) saat 15.00’te Gelecek Partisi Genel Merkezi’nde gerçekleştirileceği açıklandı.

6’lı Muhalefet Buluştu

6’lı Muhalefetin Toplantısından Cumhurbaşkanı Adayı Tarifi, Biden’a tepki, İşbirliğini Devam Ettirme Kararlılığı ve Uzlaşma çıktı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın ev sahipliğinde üçüncü kez bir araya geldi. En son 27 Mart’ta DEVA Partisi Genel Merkezi’nde bir araya gelen liderler, bu kez Demokrat Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen çalışma yemeğinde yuvarlak masa etrafında buluştu. Liderler, Demokrat Parti Genel Merkezi’ne saat 19.00’dan sonra sırayla geldi. Uysal, konuklarını parti genel merkezi önünde karşıladı. 6 muhalefet partisi lideri toplantıdan önce birlikte iftar yaptı. Altı liderin saat 19.33’te başlayan buluşması, saat 01.20 sularında sona erdi. Toplantı yaklaşık altı saat sürdü. Toplantıdan ilk olarak Akşener çıktı. Akşener’in ardından sırasıyla Karamollaoğlu, Davutoğlu, Kılıçdaroğlu ve Babacan ayrıldı. Bundan sonraki buluşmanın ise Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nun ev sahipliğinde 29 Mayıs’ta gerçekleştirilmesine karar verildi.

Muhalefet liderlerinin üçüncü buluşmasının ardından ortak açıklamada Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de kararlılığın altı çizildi. Seçim yasası işaret edilerek ‘İktidarın siyaset mühendisliğine karşı iş birliğimizi derinleştirerek sürdüreceğiz’ denildi. Masada sıcak gündem maddesi ekonomi oldu. 85 milyonu ilgilendiren konuya ilişkin ‘Ekonomik yıkımdan çıkış yolları konusunda da görüş alışverişinde bulunduk’ ifadesi kullanıldı.

UZLAŞMACI, MİLLETİN TAMAMINI KUCAKLAYAN, LİYAKATLİ ADAY

Ekonomik konseye işlerlik kazandırılması, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı, siyasi ahlak yasası ve uzun vadeli planlama başlıklarına ilişkin çalışma gruplarının çerçevesi konuşuldu. Cumhurbaşkanı adayı konusunda ise ‘uzlaşmacı, milletin tamamını kucaklayan, siyasi ahlak ilkelerini benimseyen, liyakat sahibi bir adayın belirleneceği belirtildi. Liderler de zirve sonrası yaptıkları paylaşımlarda ‘Ortak sorumluluğumuzun farkındayız’ mesajı verdi.

85 MİLYONU KUCAKLAYAN BİR ADAY BELİRLEYECEĞİZ

Altı muhalefet lideri, üçüncü buluşmasını Demokrat Parti Genel Merkezi’nde gerçekleştirdi. Altı saatlik zirveden sonra dört başlıkta yasal hazırlık yapılacağı duyuruldu. Ortak metinde aday tarifi de yapıldı: Uzlaşmacı, özgürlükçü, demokratik değerleri içselleştirmiş, milletimizin tamamını kucaklayan, siyasi ahlak ilkelerini benimseyen, liyakat sahibi bir aday belirleyeceğiz.

Altı muhalefet partisi, dört konuda yasal hazırlık yapacaklarını duyurdu. Ortak açıklamada “İktidarın yeni seçim yasası ile yapmak istediği siyaset mühendisliğine karşı iş birliğimizi derinleştirerek sürdürme yönündeki çalışmalarımızı gözden geçirdik” denildi. Altı liderin imzasıyla yapılan ortak yazılı açıklama şöyle: “Milli Egemenliğimizin kaynağı Gazi Meclisimizin, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan TBMM’ye yeniden itibar kazandıracak ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ konusundaki kararlılığımızı bir kez daha teyit ediyoruz. Bu bağlamda, iktidarın yeni seçim yasası ile yapmak istediği siyaset mühendisliğine karşı iş birliğimizi derinleştirerek sürdürme yönündeki çalışmalarımızı gözden geçirdik. Yoksullaşmayı derinleştiren hayat pahalılığı ve yaşanan ekonomik yıkım sürecinden çıkış yolları konusunda da görüş alışverişinde bulunduk. Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş sürecinin anayasal ve yasal çerçevesi, seçim güvenliği ve iş birliğimizin temel ilke ve hedefleri konularında oluşturmaya karar verdiğimiz çalışma gruplarının görev alanları ve çalışma yöntemlerini ele aldık. Bu çerçevede anayasal ve yasal mevzuatla ilgili çalışma grubu; Siyasi ahlak yasası, Ekonomik ve Sosyal Konseye işlerlik kazandırılması ile ilgili düzenlemeler, Merkez Bankası bağımsızlığının teminat altına alınması, Uzun vadeli strateji ve planlamadan sorumlu bir kurumsal yapının oluşturulması konularında yasal hazırlık yapılması için görevlendirilmiştir.”

“Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda liderler olarak birçok kez vurguladığımız gibi uzlaşmacı, özgürlükçü, demokratik değerleri içselleştirmiş, milletimizin tamamını kucaklayan, siyasi ahlak ilkelerini benimseyen, liyakat sahibi bir aday belirleyeceğiz. Ayrıca, ABD Başkanı Biden’ın tarihi gerçekleri siyasi istismar aracı yapan açıklamasını kınıyor, geçen sene ‘soykırım’ ifadesinin ABD Başkanı tarafından ilk kez kullanılmasına güncel kaygılarla sessiz kalan iktidarın bu ağır vebalin ortak sorumluluğunu taşıdığını vurguluyoruz.”

Üçüncü zirve yaklaşık altı saat sürdü ve bir sonraki buluşmanın 29 Mayıs’ta Gelecek Partisi Genel Merkezi’nde olarak belirlendi.

Erbakan’dan ‘emekli ikramiyesi’ tepkisi: Bir tarafta 3 maaş 5 maaş alan bürokratlar…

Yeniden Refah lideri Fatih Erbakan, “Bir tarafta 3 maaş, 5 maaş, 7 maaş birden alan Ak Parti bürokratları, maaşlarının toplamı ayda 150 bin-200 bin liraya ulaşan eski milletvekilleri, genel müdürler, diğer tarafta 1100 TL emekli ikramiyesi… İnsanın ‘Adaletin bu mu Ak Parti ?’ diyesi geliyor.” dedi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, 13 milyondan fazla emeklinin, önce umutlandırılıp sonra bayram ikramiyelerine zam yapılmamasına ilişkin yazılı açıklamada bulundu.

‘Sadece 3 ayda faize 77 milyar TL ödendi’

İktidarın sadece 3 ayda 77 milyar TL faiz ödemesi yaptığını hatırlatan Erbakan, konu ile ilgili şunları kaydetti:

“Bilindiği üzere dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, emekliye bayramda ödenecek ikramiyede herhangi bir artış olmayacağını ve ikramiyenin 1100 TL olarak belirlendiğini açıkladı.  Bir yanda 5 holdinge yıllık 48 milyar TL ödeme, faize sadece 3 ayda tam 77 milyar TL ödeme, bir diğer tarafta 10 milyonluk makam araçlarına binen bakanlarımız, diğer tarafta ise son 5 yılda sadece ‘yüzde 10’ artan emekli bayram ikramiyesi… 54. Hükümet döneminde Erbakan Hocamızın işçiye memura verdiği yüzde 100, yüzde 200’lük maaş zamları, Bağ-kur emeklisine yapılan yüzde 320’lik maaş zamları nerede, Ak Parti iktidarının işçi, memur ve emekliye verdikleri nerede?!”

‘Emekli ikramiyesi enflasyona göre 5000 TL olmalıydı’‘

Emekli bayram ikramiyesinin sadece enflasyon kaybını giderebilmek için dahi 5000 TL olması gerekirdi.’ diyen Erbakan, “Böyle bir ikramiye, asgari ücretin dahi çok altında maaş alan emeklinin biraz da olsa nefes almasına vesile olurdu. Matematik ortada, hesap ortada, adalet kavramı ortada ama bunların hiçbirisini göz önünde bulundurmayan bir iktidar da ortada…
Biz Yeniden Refah Partisi olarak en kısa zamanda geleceğiz ve ‘Önce Millet’ anlayışıyla hem EYT mağduriyetlerini ortadan kaldıracağız ve hem de emekli maaşlarını ve emekli ikramiyelerini olması gereken seviyeye getireceğiz.” ifadelerini kullandı.

‘’ZAFER PARTİSİ İÇİN GEZİ İLK GÜNLERDE BİRİKEN ENERJİSİYLE TÜRK GENÇLİĞİNİN AYAĞA KALKIŞIDIR’’Zafer Partisi olarak Gezi’deki duruşumuz Atatürk’ün kendisine verdiği görevi yerine getiren sevgili Türk gençliğinin vicdanından yanadır.

Gezi Parkı olayları ile ilgili olarak Osman Kavala hakkında ağırlaştırılmış müebbet kararı 2’ye 1 ile verilmiştir. Bu karar çok büyük bir ihtimal ile yüksek mahkemeden dönecektir.

Osman Kavala’nın ideolojik duruşu, politik ilkeleri, destek verdiği ve iletişim içinde olduğu gruplar, Zafer Partisi’nin politik mücadelesinin önemli karşıtları arasındadır. Ancak, alınan karar Osman Kavala’nın ideolojik duruşu ile ilgili değil, bu karar üzerinde Anayasa’nın 34. Maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri hürriyetinin darbe girişimi olarak görülmesidir.

Osman Kavala’ya verilen ceza ile Gezi Parkı’nda Türk gençliğinin özellikle ilk 3 gün gerçekleştirdiği milli direniş kirletilmek istenmektedir. Gezi Parkı davasında veriler nedeniyle yeniden gündeme gelen Gezi Parkı protestolarını anlamak için daha öncesine bakmamız gerekiyor.

2012 yılı 29 Ekim’de Cumhuriyetini kutlamak isteyen Türk halkına TOMA’lar ile gaz ve su sıkan Erdoğan hükümetinin, sonrasında 19 Mayıs kutlamaları yapmak isteyen Türk gençliğini bastırmak istediği dönemi bileceğiz ki GEZİ’de ortaya çıkan milli enerjinin ve vicdani ayaklanışın mantığını anlayabilelim.

Ve yine, o dönemde AKP’nin açılım ortakları HDP (o zamanki BDP) ve Liberallerin 29 Ekim ve 19 Mayıs’ı kutlamak isteyen Türk gençliğine yönelik psikolojik kuşatmasını ve saldırılarını da önümüze koyacağız.

Bütün bu baskı ve kuşatma ortamında Türk gençliği 2012 yılından itibaren değerlerine sahip çıkmak için ayağa kalkmaya, toplumsal sinerjisini büyütmeye ve Erdoğan’ın büyük propaganda araçları ve politik müttefikleri FETÖ, Liberaller ve dönemin “Yetmez Ama Evet”çilerinin her türlü söylemine rağmen sesini yükseltmeye başladığında bunun son halkası GEZİ Parkı eylemleri olmuştur.

Zafer Partisi için Gezi ilk günlerde öncelikle geçmişi olan ve biriken enerjisiyle Türk gençliğinin ayağa kalkışıdır. Ancak olaylara farklı servisler tarafından müdahale edilmiş, Türk gençliğinin dönüştürülmesi, Atatürkçü tabanın ideolojik asimilasyonu hedeflenmiş, kitlelerin Erdoğan ve ittifakları için zararsız hale getirilmesi için GEZİ bir fırsat olarak kullanılmıştır. PKK vb örgütler eylem alanlarındaki halkın yanına talimatlarla doldurulup, vicdanların üzerine örtü geçirilmek istenmiştir. Protestolar sürerken Türk bayraklı vatandaşların park forumlarından kovulduğu, Atatürk’ü anan insanların yuhalanıp “faşist” ilan edildiği kurmaca oyunlar sahnelenmiştir.

Türk gençliği AKP’nin açılım ortakları olan örgütlerce asimile edilmek istenmiştir. Bu da yetmezmiş gibi, protesto alanlarına PKK’yı ve bağlı örgütleri yollayan SELAHATTİN DEMİRTAŞ son kertede açıkça Türk gençliğine darbeci suçlaması yaparak “GEZİDE DARBEYİ GÖRDÜK” açıklamasıyla bir kısım muhalif medyaya dahi pozisyon tanzim etmiştir.

Erdoğan’ı kurtarmak için, Türk gençliğinin Gezi’den de öncesine dayanan bu kararlı duruşuna “darbe” iftirası atabilen HDP siyaseti ve onun destekçileri şimdi de GEZİ’nin vicdanını temsil etme rolüne soyunmaktadırlar.

Gezi, toplum vicdanının Erdoğan’a ve ülke yağmasına karşı Türk Gençliği’nin ayaklanışıyken bugün GEZİDE DARBEYİ GÖRDÜK diyerek Erdoğan’a psikolojik ve politik destek veren Demirtaş ve destekçilerinin çatısına hapsedilemez.

Zafer Partisi olarak Gezi’deki duruşumuz AK Parti’nin baskıcı ve yağmacı politikalarına karşı Atatürk’ün kendisine verdiği görevi yerine getiren sevgili Türk gençliğinin vicdanından yanadır.

’CHP Genel Merkezi Sayın Mansur Yavaş’ı aday yapmama kararı aldı’’

“Türkiye- Ermenistan sınır kapısının adının ‘Talat Paşa Sınır Kapısı’ olarak değiştirilmesi için Meclis’e teklif vereceğiz

Tüm siyasi partilere sesleniyorum, şimdi bir samimiyet testi ile karşı karşıyasınız.”

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, yaptığı basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Özdağ, ‘’Türkiye-Ermenistan arasındaki Akkaya sınır kapısının ismini Talat Paşa sınır kapısı olarak değiştirilmesini teklif ediyoruz.’’ Dedi.‘’CHP Genel Merkezi Sayın Mansur Yavaş’ı aday yapmama kararı aldı’’

Düzenlenen basın toplantısında Ümit Özdağ, Zafer Partisi Mansur Yavaş’ı aday gösterme kararı almıştır çünkü Sayın Yavaş Cumhurbaşkanlığını açık ara kazanma şansına sahip tek siyasetçi olmasına rağmen CHP genel merkezi Sayın Mansur Yavaş’ı aday yapmama kararı aldığı için, Zafer Partisi Mansur Yavaş’ı göreve davet etmiştir. ‘’Masada olmayan Mansur Yavaş artık masadadır.’’ İfadesinde bulundu. Özdağ, CHP genel merkezinin “Erdoğan karşısında kim aday olursa kazanır” mantığında olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Şahin Filiz düzenlenen basın toplantısında Zafer Partisi’ne katıldı.

Özdağ, sürece karşı çıkışlarıyla ve açıklamalarıyla ünlü, durumları analiz eden, sürece bütüncül öneriler getiren, Akdeniz Üniversitesinde görev yapan İslam Felsefesi Uzmanı Prof. Dr. Şahin Filiz’in Zafer Partisine katıldığını duyurdu.

Nüfusumuzun %83 yoksulluk ve açlık sınırının altında!

Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Lütfü Şahsuvaroğlu haftalık olağan düzenlenen basın toplantısında gündemi değerlendirdi.

Nüfusumuzun %83 yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşarken %5’lik bir kesim ise lüks ve şatafat içinde. Temel ihtiyaçlarını karşılayabilenlerin oranı ise sadece%12. Hal böyleyken devlet milyonlarca sığınmacıyı besliyor, bedava tedavi ediyor, sınavsız okutuyor.

Millet fakrı zaruret içinde yaşarken saray rejimi bu durumu görmezden geliyor. Halkımız her kabine toplantısı sonrasında ekonomik krize dair iyi haber beklerken Erdoğan 12 Nisan 2022 tarihinde kabine toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada “fiyat artışları konusunda maalesef sonuç almakta zorlanıyoruz” dedi. Bu aslında bir başarısızlığın itirafıydı. Güne dair söyleyecek bir sözü olmadığı için, “2053 Ulaştırma ve Lojistik Planını” anlattı ve sadece “bugünkü sıkıntıları da biz aşacağız” demekle yetindi. Bahçeli’ye göre ise hayat pahalılığı gelip geçici.

RamAzan Oldu ZamAzam!

Enflasyon son yirmi yılın zirvesine çıktı. Mart ayında enflasyon TÜİK verilerine göre %61,14’e Enflasyon Araştırma Grubuna (ENAG) göre ise enflasyon rakamı %142,63’e yükseldi. Ramazan ayına okkalı zamlarla girdik. Doğal gaza zam… Elektriğe zam, ete zam… Şekere zam… İnternete zam… Sabah zamla kalkıyor, gece zamla yatıyoruz. Ramazan oldu zamazam. İktidarın hayat pahalılığına bulduğu çözümler; tasarruf edelim, sabredelim, porsiyonları küçültelim, kriz yok gibi söylemlerden öte geçmiyor.

Geçen yılın ekim-kasım aylarında 44 milyar doların altında olan yıllık dış ticaret açığı yüzde 40 artışla mart sonunda 61 milyar doların üstüne çıktı. Aynı şekilde cari işlemler açığının da ilk çeyrekte 18 milyar doları aşması ve yılsonunda 26 milyar dolara ulaşması bekleniyor. İfadesini kullandı.

Şahsuvaroğlu’ndan Tarım Bakanına Tavsiye

Tarım Bakanına tavsiyemiz çiftçileri güdümlü toplantılarda değil bizzat çiftçilerle yüz yüze yanında bürokratları olmadan dinlemesidir. Şayet bu yolu izlerse çiftçinin nasıl perişan edildiğini, Tarım Kredi Kooperatiflerinin çiftçiyi nasıl sıkboğaz ettiğini ve temerrüde düşmüş çiftçilere uygulanan faiz oranlarını görecektir. Çiftçiler borç batağındadır, ekip ekmemekte kararsızdır. Kendisine buradan çağrı yapıyoruz. Çiftçi borçları acilen yapılandırılmalıdır. Dedi.

ŞAM İLE GÖRÜŞMELERDEN ÖNCE DIŞİŞLERİ BAKANLIĞINA GİDİLDİ

Zafer Partisinden görevlendirilen heyet Suriye Genel Müdürlüğünü ziyaret etti ve Şam ile başlatılacak görüşmelere ilişkin Dışişleri bakanlığına bazı açıklamalarda bulundu.

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ, 19 Nisan 2022 Pazartesi günü, Parti Genel Merkezinde yapılan basın toplantısında, Suriye Arap Cumhuriyeti ile ülkemizde yer alan “Geçici Koruma” altındaki Suriyelilerin ülkelerine dönmesi konusunda görüşmelere başlanacağını duyurmuştur.

Bu konuyla ilgili olarak, Zafer Partisinden görevlendirilen bir heyet, 20 Nisan 2022 Salı günü Dışişleri Bakanlığı Suriye Genel Müdürlüğünü ziyaret etmiş ve Şam ile başlatılacak görüşmelere ilişkin bilgi vermiştir. Bu kapsamda;

1.) 11 yıldır Türkiye’de Geçici Koruma altına alınan Suriyelilerin ekonomik, sosyal, demografik ve güvenlik maliyetleri açıklanmıştır.

2.) 2021 yılı sonu itibariyle Türkiye’deki Geçici Koruma altındaki Suriyelilerin devlete maliyetinin yaklaşık 90,8 milyar Dolar olduğu ifade edilmiştir.

3.) Suriye sınırına yakın bölgelerde yoğunlaşan sığınmacı nüfusun toplamının 4 milyon civarında olduğu, çoğu kimliksiz ve kayıtsız olan bu insanların arasında başta Selefi gruplar olmak üzere, çeşitli terör örgütleri üyelerinin olduğunun düşünüldüğü açıklanmıştır.

4.) Suriyeli sığınmacıların kayıtlı oldukları il dışında ikamet yasağı olmasına rağmen, serbestçe yer değiştirdikleri, kaçak iş gücü olarak istihdam edilerek Türk nüfusun işsizlik oranının arttığı ve kent varoşlarına yerleşen kontrolsüz bu grupların, kent yaşamına uyum sağlayamadığı ve asayiş olaylarının giderek arttığı belirtilmiştir.

5.) 11 yıldır ülkemizde Geçici Koruma altına alınan bu nüfus ve diğer düzensiz göçmenlerle birlikte, Türkiye’deki yabancı nüfusun 8 milyona çıktığı, bunun Dünya’da başka bir örneği olmadığı ve artık bir BEKA sorununa dönüştüğü izah edilmiştir.

6.) En son olarak, Rusya-Ukrayna savaşının geldiği aşama ve bölgesel etkileri değerlendirilerek,

Türkiye-Suriye ilişkilerinde yeni bir dönem başlatmanın mümkün olduğu,

7.) Zafer Partisinin bu meseleye günlük siyasi hesap veya rekabetin ötesinde devlet ciddiyeti ve sorumluluğuyla yaklaştığı açıklanmıştır.