Ekonomi-teknoloji- kültür-sanat haberleri (15-16.09.2021)

Dünya’nın tercihi Türk üzümü oldu

Türkiye’nin geleneksel ihraç ürünlerinden sofralık taze üzüm ihracatı 2021/22 sezonuna başarılı bir giriş yaptı.

Üzüm ihracatından elde edilen döviz tutarı 1 Ocak – 14 Eylül 2020 zaman aralığında 63 milyon dolar iken, 2021 yılının aynı döneminde yüzde 21’lik artışla 77 milyon dolara yükseldi.

Türkiye’nin sofralık üzüm ihracatı miktar bazında da yüzde 32’lik artışla 54 bin 665 ton’dan 72 bin tona ilerledi.

Sultani çekirdeksiz üzüm dünyanın gözdesi

Osmanlı Sultanlarının gözdesi olan Sultani çekirdeksiz üzüm tüm dünyanın ilk tercihi oldu. Sultani çekirdeksiz üzüm ihracatı yüzde 38’lik artışla 38,8 milyon dolardan, 53,7 milyon dolara çıktı.

Türkiye’nin sofralık üzüm ihracatından sultani çekirdeksiz üzümün yüzde 70 pay aldığını belirten Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, sofralık üzüm ihracatında başarılı bir sezon geçirdiklerini dile getirdi.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, Eylül ayı Yönetim Kurulu Toplantısını, sofralık üzüm üretiminin önemli merkezlerinden Alaşehir’de, Alaşehir Ticaret Borsası’nda gerçekleştirdi.

Türkiye’nin çok çeşitli sofralık üzüm üretimi yaptığını dünyaya lezzet ve sağlık dağıttığını dillendiren Uçak, “Sofralık üzüm ihracatından 2020 yılında ülkemize toplam 158 milyon dolar ihracat geliri sağlamıştık. 2021 yılı için belirlediğimiz 200 milyon dolar ihracat hedefine emin adımlarla ilerliyoruz. Sultani çekirdeksiz üzüm dışında özellikle diabet hastalarının gözdesi olan Superior üzümünün ulaştığı 6,6 milyon dolarlık ihracat tutarıyla ikinci sırada yer aldı. Yalova İncisi 2,7 milyon dolar, Rezaki üzümü 1,5 milyon dolar, Red Globe Üzümü ise 1,4 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaştı” diye konuştu.

Türkiye’nin 2021 yılında 49 ülkeye sofralık üzüm ihraç ettiğini bilgisini paylaşan Başkan Uçak, ihracattaki ilk sırada 42,7 milyon dolarlık tutarla geleneksel ihraç pazarı Rusya Federasyonu olduğunu vurguladı. Uçak sözlerini şöyle tamamladı: “Ukrayna 12,2 milyon dolarlık Türk üzümü talebinde bulunurken, Almanya’ya 4,2 milyon dolarlık, Beyaz Rusya’ya 4,1 milyon dolarlık ve Romanya’da 2,6 milyon dolarlık sofralık üzüm ihraç ettik.”

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Toplantısı sonrasında; Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, Başkan Yardımcısı Cengiz Balık, Yönetim Kurulu Üyeleri Vural Güleç, Emin Demirci, Türkmen Türkmenoğlu, Mehmet Kırıcı, Alaşehir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Soygür, Meclis Başkanı Yılmaz Yıldırım, Alaşehir Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Seyhan, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin Alaşehirli üyeleri Ali Uçak, Nazım Sağlam ve Hüseyin Balcı’nın katılımıyla düzenlenen akşam yemeğinde sektördeki güncel gelişmeler değerlendirildi.

TÜSİAD Küresel Siyaset Forumu “Hırs ve Değerler Arasında Yarış: Kapitalizm, Liberalizm ve Demokrasi” başlıklı webinarda Financial Times Baş Ekonomi Yorumcusu Martin Wolf’u ağırlayacak
Küresel düzeydeki siyasal dinamikleri ve dış politika konularını disiplinler arası bir bakışla ele almak amacıyla TÜSİAD bünyesinde kurulan TÜSİAD Küresel Siyaset Forumu, ilk toplantısında Financial Times Gazetesi Yazarı ve Baş Ekonomi Yorumcusu Martin Wolf’u ağırlayacak.  20 Eylül Pazartesi, 14:15’te gerçekleşecek “Hırs ve Değerler Arasında Yarış: Kapitalizm, Liberalizm ve Demokrasi” başlıklı webinarda Wolf, salgın sonrası dönemde ekonomi ve siyaset arasındaki ilişkiler hakkında değerlendirmelerde bulunacak.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski’nin açış mesajı ile başlayacak webinarın moderatörleri ise Küresel Siyaset Forumu Akademik Koordinatörü Prof. Dr. Evren Balta ile Akademik Danışma Kurulu Üyesi Soli Özel olacak.

Hibrit Çalışan İşletmeler için

Yeni Bulut E-posta Güvenliği Çözümü. Zyxel’in e-posta güvenliği alanındaki yeni bulut tabanlı SaaS çözümü olan CES ile işletmeler, siber tehditleri ağlarına ulaşmadan önce bulutta durdurabilecekler.

 Güvenlik, yapay zekâ ve bulut destekli ev ve iş çözümleri lideri Zyxel, bugün yaptığı açıklamayla yeni SaaS tabanlı Bulut E-posta Güvenliği (CES) çözümünü duyurdu.

Esnek çalışma modelleri pandeminin hayatımızda olduğu son bir buçuk yıllık dönemde birçok sektörün yeni normali haline geldi. Bu iş modelleri sahip olduğu avantajlara rağmen, nispeten daha küçük BT bütçeleri ile iş yapan işletmelerde uzaktan çalışma ile artan güvenlik tehditlerinden korunma konusunda ciddi zorlukların ortaya çıkmasına neden oluyor.

Güncel bir araştırmaya göre, e-posta sunucuları 2020 yılındaki güvenlik açıklarının hedefi olan üç varlıktan birisi olarak dikkat çekiyor. İşletmeleri saldırılara karşı korumak için tam donanımlı bir çözüm sunan CES, kötü amaçlı yazılım koruması, kimlik avı koruması, istenmeyen e-posta önleme ve Taşıma Katmanı Güvenliği (TLS), şifrelemesi gibi alt çözümleri kapsıyor.

Zyxel’in yeni ürünü, işletmelerin ağ yöneticilerine, dağıtılmış işgücünü artan tehditlerden korumak için kapsamlı bir bulut tabanlı e-posta güvenlik çözümü sağlıyor.

E-posta güvenliğini bulut üzerinden sağlayan kapsamlı bir çözüm

E-posta sunucularının güvenliğini sağlama görevini işletmeler için daha da kolaylaştıran Zyxel CES’in en önemli özelliklerinden biri bulut tabanlı olması. Bu özellik, kurulacak donanım olmadığı ve çözümün mevcut herhangi bir ağ altyapısı veya güvenlik çözümü ile uyumlu bir şekilde çalışabileceği anlamına geliyor. Çözümü kullanırken, işletmeler e-posta hizmetinde veya müşterilerle ve personelle iletişimlerinde herhangi bir kesinti yaşamıyorlar.

CES’in kapsamlı yönetim panosu ağ yöneticilerine, özel bir BT veya güvenlik ekibine ihtiyaç duymadan olası tehditleri kolayca tespit edebilmeleri için kullanıcı ve posta kutusu davranışlarını yönetme, izleme ve analiz etme yeteneği veriyor.

Kesintisiz ve esnek e-posta güvenliği

Kullanımı kolay ve esnek bir çözüm olan CES, işletme büyüdükçe 5, 10, 25, 50 kullanıcıya kadar esnek bir şekilde lisanslanabilen abonelik tabanlı bir hizmettir.

Office 365 ve Google gibi bulut tabanlı sistemlerle ve şirket içi e-posta sunucularıyla uyumlu olan CES, personel veya sunucular nerede olursa olsun ağların korunmasını sağlamaya devam ediyor.

Zyxel Networks Türkiye Kanal Satış Müdürü Ömer Faruk Erünsal, “Küçük ölçekli işletmelerin ağ yöneticilerinin karşılaştığı zorluklar göz ardı edilemez. Özellikle pandemi döneminde çalışanların birden fazla konum ve coğrafyaya dağılmış olması, bu firmaların güvenlik kapasitelerini zorluyor. Bulut E-posta Güvenliği çözümümüz, bu yükü hafifletmek ve işletmelerin uzun vadeli hibrit çalışmayı benimserken ağlarını daha iyi korumalarına yardımcı olmak için tasarlandı.”

EYDK Başkanı Şafak Müderrisgil:

“GSG üyeliğiyle, Türkiye etki yatırımı ekosistemi uluslararası ortama açılacak”

Etki yatırımını Türkiye’de ana akım bir yatırım modeli haline getirmek ve Türkiye’nin bu alanda uluslararası iş birliklerine, modellere ve projelere imza atabilmesini sağlamak hedefiyle kurulan Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK), Global Steering Group for Impact Investment (GSG) CEO’su Cliff Prior’un katılımıyla ikinci toplantısını düzenledi. EYDK Başkanı Şafak Müderrisgil, iki yıllık bir çalışmanın sonucunda gerekli hazırlıkların tamamlanarak, paydaşların da desteğiyle Türkiye adına GSG’ye üyelik sürecini başlattıklarını belirtti.

Türkiye’yi etki yatırımı alanında dünya sahnesine taşımak için bir araya gelen 30 lider kurum tarafından kurulan Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK), ikinci kez 15 Eylül’de Global Steering Group for Impact Investment (GSG) CEO’su Cliff Prior’un da katılımıyla bir araya geldi.

Gerçekleştirilen toplantıda, kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan, etki yatırımı ve girişimlerinin savunucusu GSG’nin ve EYDK’nın GSG’ye katılmasının önemi paylaşıldı.

Global Steering Group for Impact Investment (GSG) CEO’su Cliff Prior ve ekibini konuk etmekten mutluluk duyduklarını belirten EYDK Başkanı Şafak Müderrisgil, konuşmasında şunlara değindi: “EYDK’nın GSG üyeliği, Türkiye etki yatırımı ekosisteminin uluslararası ortama açılan penceresi olacak. EYDK, bir yandan Türkiye’de etki yatırımı konusunda  tüm paydaşlarıyla sinerji içinde faaliyetlerini sürdürürken, bir yandan da GSG’ye üye olmak suretiyle dünya ligine girecek; GSG’nin sunduğu uluslararası bilgi ve iletişim ağlarına dahil olacak. GSG nezdindeki uluslararası ortamda hem kendi potansiyelini anlatma fırsatı hem de başka ülkelerin perspektifini dinleme fırsatı bulurken, oluşacak uluslararası işbirliklerinde yerini alabilecek. GSG’ye üyelik sadece ülke düzeyinde farklı sektörlerden ve kesimlerden bir araya gelen paydaşların temsil edildiği ve tüzel kişiliğe sahip bir üst kurulun başvurmasıyla başlayan bir süreç. EYDK, iki yıllık bir çalışmanın sonucunda gerekli hazırlıklarını ve yapılanmasını tamamlamış bir tüzel kişilik olarak, paydaşlarının da desteğiyle Türkiye adına GSG’ye üyelik sürecini başlatmış bulunmaktadır.”

Global Steering Group for Impact Investment (GSG) CEO’su Cliff Prior ise yaptığı konuşmada: “Türkiye’de bu alana odaklı bir Ulusal Danışma Kurulu oluşturulması konusunda ilerleme kaydedildiğini görmekten memnuniyet duydum. Etki yatırımlarının geliştirilmesinde veriye dayalı eylem planı ve çalışma gruplarının rolü büyüktür.  Türkiye’de toplumun ve çevrenin daha da iyileştirilmesine yardımcı olacak güçlü, çeşitli ve eylem odaklı bir geleceğe dönük etki yatırımlarının gerçekleşmesini görmeyi dört gözle bekliyorum” dedi.

İhracata “e-Turquality” atılımı geliyor

Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Turquality konusunda yapılan çalışmalara değinerek, “Turquality programını elden geçiriyoruz. İlk günden bugüne ihracatçılarımıza önemli katkılar sundu. Şimdi daha etkin daha güçlü hale getiriyoruz.” dedi.

Turquality programının daha etkin hale getirileceğinin ve e-Turquality desteğinin başlayacağını anlatan Ticaret Bakanı Mehmet Muş, yazılım, oyun, siber güvenlik, eğitim, lojistik, sağlık turizmi, müşavirlik, tasarım, hizmet ihracatı gibi birçok alanda ayrı bir Turquality programının oluşturulacağının müjdesini verdi.

Bu yılın ihracat hedefinin 211 milyar dolar olduğunu kaydeden Bakan Mehmet Muş, 2022 yılı hedefinin ise, 230,9 milyar dolar olduğunu açıkladı.

İhracatın Gizli Kahramanı: Turquality

Türkiye’nin devlet destekli ilk marka programı olan Turquality, hem teşvik hem değer oluşturan bir iş modeli olarak, Türk markalarını dünyaya açmaya devam ediyor.

Sektör lideri Progroup Uluslararası Danışmanlık, 19 yıldır Türk firmalarının, stratejik, fonksiyonel ve operasyonel yönetim düzeylerini uluslararası şirketlerin seviyesine çıkararak, Türk markalarının dünyaya açılmasına ve globalde rekabet etmesine rehberlik ediyor. Progroup Danışmanlık, Turquality yönetimi ile şirketlere ihracat iş modeli kurarak, en az 10 milyon TL destek almasını sağlıyor.

Turquality’nin önemi ve işletmelere sağladığı katkılar hakkında bilgiler veren Progroup Uluslararası Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Salim Çam, şunları söyledi:

Turquality, dünya markası olmayı hedefleyen firmaların, pazarlamadan siparişe, üretimden satışa ve satış sonrası hizmete kadar uçtan uca bütün süreçlerini kapsıyor. Hedefi, Türkiye’yi ve Türk şirketlerini globalde marka yapmak ve Türkiye’nin ihracat girdisini artırmaktır. Progroup Turquality iş modelimiz ile bugüne kadar 50’yi aşkın firmanın Turquality kapsamına girmesini sağladık. 30’u aşkın Türk firmasının Turquality kapsamına girmesi için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Uzman ekibimiz ve yüzlerce firmaya verdiğimiz hizmetimizle, bugüne kadar elde ettiğimiz tecrübeler toplamı ve yaşam miktarının 200 yılı geçtiğini söyleyebiliriz” diye konuştu.

Turquality’deki firmaların kilogram başına ihracatı 12,19 dolara çıktı

Turquality’nin etki analiz raporunu Haziran 2021 tarihinde açıkladıklarını anlatan Dr. Salim Çam, Turquality kapsamına giren 63 firmada yapılan araştırma sonuçlarına ilişkin şunları kaydetti:

Turquality kapsamından önce kilogram başına ihracat 6,91 dolar iken, Turquality kapsamına girdikten sonra kilogram başına ihracat 12,19 dolara çıkıyor. Turquality-marka programı kapsamına giren firmalar, ihracat yaptıkları ülke sayısını %78,6 artırıyor. Katılımcı firmaların %64,3’ü programa katıldıktan sonra yurtdışı mağaza, showroom, depo vb. birim sayısını artırdığını belirtiyor. İhracat cirosunda artış olduğunu belirten firmaların oranı %76,2 oldu. Katılımcıların %86’sına göre Turquality, hem teşvik programı, hem yönetim iş modeli olarak görülerek, işlerinin sistematize edilmesini sağlıyor. Turquality alan firmalar, “İyi ki Turquality var” demektedirler” şeklinde konuştu.

İşletmedeki mevcut duruma, Turquality’nin sağladığı değer artışı:

*Karlılığın artışına katkısı: %14

*İhracat artışına katkısı: %15

*Verimlilik artışına katkısı: %17

*Marka bilinirliğine katkısı: %7

*İç piyasa artışına katkısı: %10

*Yeni ürün geliştirmeye katkısı: %12

*Müşteri memnuniyet seviyesi: %97

*İsraf ve maliyetleri azaltmaya katkısı: %14

İşletmelere sağlanan, Turquality destekleri:

İstihdam, sertifikasyon, yazılım ve bilişim, depo hizmetleri, gelişim yol haritası, danışmanlık, pazar araştırması, ofis depo mağaza kira ve kurulumu, tasarım, uluslararası hukuk danışmanlık, ürün hizmet ve marka tescili ve korunması ile ilgili giderler vb.

İzmir Oyun Festivali, 24-25-26 Eylül’de başlıyor

On binlerce ziyaretçinin katılacağı İzmir Oyun Festivali, 24-25-26 Eylül 2021 tarihleri arasında Fuar İzmir’de kapılarını açıyor. Retro alanları, mobil oyun alanları, VR (sanal gerçeklik) alanları gibi çeşitli deneyim alanlarının olduğu İzmir Oyun Festivali’nde cosplay yarışması ve espor turnuvaları gibi etkinlikler de yer alıyor.

Bağımsız oyun geliştiricileri, oyunlarını sergileyecek

Oyun geliştiricilere özel kuluçka merkezi Game Factory’nin sponsorluğunda oyun geliştiricileri, oyunlarını tanıtma fırsatına sahip olacak. Indie (bağımsız) oyun alanında stant açan oyun geliştiricileri, oyunlarını on binlerce ziyaretçinin beğenisine sunacak. Indie stant başvurusunda bulunmak isteyen oyun geliştiricileri, buradan başvuruda bulunabilir: https://panel.basinlistem.com/UrlRedirect.ashx?Mail=davutgulec@hotmail.com&MailID=16726478&url=https%3a%2f%2fgamefactory.gs%2fbasvuru%2f

Cosplayerlar yarışacak

Oyun, film, anime karakterlerinin taklit edildiği kostüm performansı olan cosplay yarışmasının sunucu koltuğunda Melodi Kızılgün yer alıyor. Valendra Venus, Nurbike Erbek ve Caner Özel’in jüri olarak katılacağı cosplay yarışması; İzmir Oyun Festivali’nin son 2 gününde gerçekleşecek. Cosplay yarışmasının kategori 1.’lerine 1500 TL nakit ödül ve çeşme tatili, 2.’lerine 1000 TL değerinde oyuncu ekipmanı, 3.’lerine ise 500 TL değerinde oyuncu ekipmanı verilecek.

Ziyaretçiler, ödüllü turnuvalarda mücadele edecek

İzmir Oyun Festivali’nde mobil, bilgisayar ve konsol olmak üzere her platforma özel ödüllü turnuvalar yer alıyor. 3 gün boyunca saat başı CS:GO ve PUBG turnuvası, gün içerisinde ise 3v3 Brawl Stars, FIFA 21 ve sürpriz oyun turnuvaları İzmir Oyun Festivali’nde olacak. Festivalin en büyük turnuvalarından Mobile Legends: Bang Bang’de dereceye girenler ise 17 bin TL değerinde 100 bin elmas kazanacak. Ayrıca turnuvaların yanı sıra 3 kez dünya şampiyonluğuna sahip Umutcan Tütüncü de Just Dance alanında İzmir Oyun Festivali’nde yer alacak.

Espor takımları, hayranlarıyla bir araya gelecek

Türkiye’nin en büyük espor takımları, İzmir Oyun Festivali’nde hayranlarıyla buluşacak. BBL Esports, Fire Flux Esports, Kafalar Esports, Futbolist, 1907 Fenerbahçe, OtherSide Esports, Şahangiller Espor, Zero Zone, Fastpay Wildcats, Thunderbolts Gaming, Lixa Esports ve Galakticos’un katılacağı İzmir Oyun Festivali’nde ziyaretçiler espor takımlarının oyuncularıyla tanışabilecek, şov maçlarını izleyebilecek ve fotoğraf çekilebilecekler.

Bilet satışları başladı

İzmir Oyun Festivali, 24-25-26 Eylül 2021 tarihleri arasında Fuar İzmir’de gerçekleşecek. 3 gün sürecek olan festivalin günlük biletleri 30 TL’ye, kombine bileti ise 80 TL’ye satılıyor.

Las Vegas’ın ünlü şefleri Türk lezzetleri için yarıştı

ABD’nin ünlü şefleri Türk lezzetlerinden en güzel yemeği yapmak için yarıştı

Anadolu topraklarında ve denizlerinde yetişen lezzetlerden yapılan binlerce çeşit yemeğe sahip Türk mutfağının Las Vegas Üniversitesi William F. Harrah Turizm Otelcilik Okulu müfredatında 5 yıl süreyle ders olarak okutulmasını sağlayan Ege İhracatçı Birlikleri şimdi de Amerikalı şefleri yarıştırdı. Las Vegaslı şefler Türk ürünleri ile hazırladıkları menülerle birincilik için yarıştı.

Gıda ürünleri ihracatından Türkiye’ye yıllık 5 milyar dolar döviz kazandırdıklarını orta vadede 10 milyar dolar ihracat hedeflediklerini belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Birol Celep, Ticaret Bakanlığı destekli Turquality projesiyle Yeni Dünya’ya Türkiye’nin gıda ürünleri ihracatını artırmak için 3 yıldır başarılı tanıtım faaliyetlerine imza attıklarını dile getirdi.

ABD’de eyaletler bazında geliştirilecek politikalar başarıyı getirecek

Ticaret Bakanı Dr. Mehmet Muş’un Türkiye’nin ihracat potansiyelini 300 milyar dolara çıkarabilmesi için Türk Eximbank aracığıyla İhracat Garanti Fonu gibi bir model üzerinde çalıştığını dillendiren Celep, “İhracatta büyük hedeflere ulaşabilmek için ihracatçımızın finansman yapısının güçlendirilmesi gerekiyor. Ticaret Bakanlığımızın üzerinde yoğunlaştığı bir diğer proje ise ABD pazarında eyaletler bazında ihracat politikaları geliştirmek. Eyaletler bazında, nokta atışlarıyla ABD’de daha başarılı olabilir, bu sayede iki ülke arasında 100 milyar dolara çıkması hedeflenen dış ticaret hacminden daha fazla pay alabiliriz. TURQUALİTY Projemiz bu anlamda doğru bir hamle” şeklinde konuştu.

Su ürünleri, kuru meyve, meyve sebze mamulleri, zeytinyağı, tıbbı aromatik bitkiler ve hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar sektörlerinde ABD pazarında Türk gıda ürünlerinin tanıtımının yapıldığı TURQUALITY Projesi kapsamında “Turkish Tastes Culinary  Compotition 2021” etkinliği gerçekleştirdiklerini anlatan Celep, sözlerini şöyle sürdürdü: “Amerika Birleşik Devletleri yıllık 160 milyar dolar gıda ürünü ithal ediyor. Türk gıda ürünlerinin başta Horeca sektörü olmak üzere, ABD’li tüketicilerin menülerinde daha fazla yer alması amacıyla düzenlenen “Turkish Tastes Culinary  Compotition 2021” etkinliği yoğun ilgi gördü. Las Vegas Üniversitesi Mutfağında gerçekleşen Şef yarışmasına, bölgede bulunan dünyaca ünlü zincir otelleri başta olmak üzere, Horeca sektöründe faaliyet gösteren şeflerle birlikte Las Vegas Üniversitesi öğretim görevlisi şefler de katıldı. Şefler altı gıda sektöründen seçtikleri ürünlerle hazırladıkları, birbirinden lezzetli menülerle Jüri karşına çıktılar. Yarışmayı, bölgede faaliyet gösteren önemli distribütör firma yöneticileri ile Cosmopolitan Otel Gıda ve İçecek direktörü de yakından takip etti.”

Hazırlanan menülerde, Türk levreği, Türk zeytin ve zeytinyağı, bulgur, közlenmiş meyve sebze mamulleri, kuru meyveler ve baharatlar yoğun olarak kullanılırken, şefler Türk mutfağına özgü tekniklere de yer verildiği bilgisini paylaşan Celep sözlerini şöyle tamamladı: “Yarışmanın birinciliğini Resorts Hotel Sous Şefi Noe Banuelos kazanırken, 2. sırada Capital Grill’den Sous Şef  Gonzalo Garzo yer aldı. 3.’lük ise Cosmopolitan Hotel Executive Şefi Michael Gillard’un oldu. Katılan şeflere, para ödülü, katılım sertifikaları, plaketler, şef bıçakları ve ürün numuneleri takdim edildi.”

“Turkish Tastes Culinary  Compotition 2021” etkinliğinde Michelle Vietmeier – Eğitmen   Şef, Heinz Lauer ve James Brown jüri olarak görev yaparken, Cosmopolitan Hotel, F&B Yöneticisi Bryan Fyler,   Shetakis Wholesales Yöneticisi Brian Silver ve Get Fresh Satış Yöneticisi Alan Rutz gibi ABD gıda sektörünün popüler isimleri de ziyaretçiler arasında yer aldı.

Vertiv Sektörün En Geniş Dijital BT Yönetim Platformunu Tanıttı

VertivAvocent® ADX Ecosystem, BT varlıklarının hızlı, sorunsuz ve yüksek güvenlikli uzaktan yönetimini sağlıyor

Kritik dijital altyapı ve süreklilik çözümlerinin küresel sağlayıcısı Vertiv (NYSE: VRT), veri merkezinin sürekli değişen gereksinimlerini karşılayan yeni nesil bir BT yönetim platformu olan Vertiv™ Avocent® ADX Ecosystem’i tanıttı. Avocent ADX Ecosystem, günümüzün daha karmaşık, hibrit ağ mimarileri ve uzak iş gücünün taleplerini karşılamak için tasarlanmış bir cihaz ve yazılım yapı taşı olarak dikkat çekiyor. Platform, şu anda Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) genelinde satışa sunuluyor.

Müşterilerin yıllardır güvendiği Avocent temeli ve düşünce liderliği üzerine inşa edilen yeni Avocent ADX Ecosystem, kurumsal, uç, bulut ve ortak yerleşim ortamlarında kullanım için tasarlandı. Platform, gelişmiş mühendislik ve tasarımla, video düzenleme ve diğer yüksek çözünürlüklü akış uygulamalarının gerektirdiği gibi çalışanların verilere hızlı ve sorunsuz bir şekilde erişmesine ve bunları kontrol etmesine izin vererek güvenli ve sağlam bir uzaktan çalışma deneyimini destekliyor. Avocent ADX Ecosystem, piyasadaki en kapsamlı BT cihazları yönetimine sahip tek bir cihazdan en hızlı ve en zengin özelliklere sahip 4K KVM’yi içeriyor.

Avocent ADX Ecosystem, BT cihazlarının uçtan uca hızlı, güvenli ve ölçeklenebilir dağıtımlarını sağlarken, kullanıcıların ihtiyaç duyduğu açık standartlar, platformlar ve API’lerle ortak bir mimari üzerine kurulu. Avocent ADX Ecosystem, Resfish özellikli cihazlarla iletişimi daha da geliştirmek için Avocent® Core Insight (Avocent® ACI) teknolojisinden yararlanıyor. Bu teknolojiler Avocent ADX’in dağıtılmış ve hibrit mimarilerin uzaktan yönetiminin önündeki en kalıcı engelleri aşmasını sağlarken sistemleri ağ büyümesine uygun ölçeklendiriyor, belirlenmiş kullanıcılar için güvenli erişim sunuyor ve USB-C konektörleri de dahil olmak üzere modern teknolojilere uygun yüksek çözünürlüklü video özellikleri sağlıyor.

IDC Veri Merkezi ve Destek Hizmetleri Program Başkan Yardımcısı Rob Brothers, “Son iki yılda uzaktan çalışma ve sistem yönetimi önemli ölçüde genişlerken Edge’den kurumlara, buluttan sunucu bulundurma merkezlerine müşteriler, sistemlere güvenli bir şekilde erişmenin daha sağlam bir yolunu arıyor” diyor ve ekliyor: “Vertiv, yeni Avocent ADX platformuyla bu ölçeklenebilir ihtiyaçları karşılıyor.”

Vertiv BT Sistemleri Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Angie McMillen, “Büyüklüğü fark etmeksizin tüm veri merkezleri, AI, IoT, 5G ve diğer veri yoğun teknolojilerin hızla genişleyen kullanımları nedeniyle daha karmaşık hale geliyor. Ayrıca, BT platformları geleneksel veri merkezinin dışında daha fazla yerde bulunuyor ve BT yönetim platformunun bu yeni zorluklarla başa çıkması için gelişmesi ve yeni nesil uygulamalar için daha güvenli, sağlam ve kullanışlı hale gelmesi gerekiyor” diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Vertiv’in inovasyona ve müşteri zorluklarına odaklanması, sunucular, uzak sensörler ve kesintisiz güç kaynağı sistemleri dahil olmak üzere BT cihazlarının ve altyapısının verimli, hızlı ve sofistike kontrolünü sağlamak için modern ve açık mimarilerden yararlanan Avocent® ADX Ecosysystem’in geliştirilmesine yol açtı.”

The Avocent ADX Ecosystem daha güçlü bir kullanıcı deneyimi için her biri bağımsız olarak ya da birlikte dağıtılabilen birkaç ayrı bileşen içeriyor. Platform, sanal ve fiziksel BT altyapısının güvenli ve verimli yönetimini ve kullanımını sunarken aynı anda 100 veya daha fazla kullanıcı için hem KVM hem seri oturumları yönetiyor. Raf yöneticisi, çeşitli cihazlar için esnek bir şekilde IP konsolidasyonu ve ayrıca ölçeklenebilirliğe giden bir yol sağlıyor, rekabetçi standartlara ve 4K KVM’ye kıyasla uzak 4K KVM, üretkenliği artırıyor ve daha yüksek hızlarda, daha yüksek bant genişliğiyle çalışıyor.

Sistem, sektöre yeni bir standart getirecek verimlilik ve güvenlikle çalışırken özellikle ölçek ve büyümenin ortak zorluklar olduğu uç dağıtımlar için oldukça verimli bir performans ortaya koyuyor.

Avocent® ADX MP1000 Yönetim Platformu: Kurumsal ve uç noktada sanal ve fiziksel BT altyapısının yönetimini, kontrolünü, güvenliğini ve otomasyonunu basitleştiriyor. Hizmet işlemcilerini, sanal makineleri, IP KVM modüllerini ve uzaktan erişim cihazlarını yönetiyor.

Avocent® ADX RM1048P Raf Yöneticisi: Raftaki çeşitli BT cihazlarını bağlıyor, yönetiyor ve Avocent ADX MP1000 ile ya da Avocent ADX MP1000 olmadan dağıtabiliyor. Rafa daha fazla ekipman eklendikçe IP eksikliklerini azaltmak için IP adreslerini birleştiriyor. Raftaki kablo sayısını azaltmak için Ethernet üzerinden güç (PoE) kullanıyor.

Avocent® ADX IPUHD 4K IP KVM Anahtarı: Vertiv™ KVM portföyüne yapılan bu yeni ekleme, tek bir oturumda 100’den fazla kullanıcıyı ve 48 benzersiz hedefi barındırabiliyor, 4K video ve yüksek hızlı performans (Yukarı bağlantıda 20 GB) sağlayarak gerçek zamanlı uzak cihaz ve veri yönetimi sağlıyor. Her anahtar daha kısa kablo uzunluklarına sahip USB-C konektörleriyle donatılmış durumda. Po Eve IP konsolidasyonuyla kablo gereksinimleri önemli ölçüde azalıyor.

Öğrenciler için eşsiz deneyim alanı: Rahmi M. Koç Müzesi

İstanbul’un Haliç kıyısındaki Rahmi M. Koç Müzesi, Türkiye’nin sanayi, ulaşım ve iletişim tarihine ışık tutmaya devam ediyor. Günlük hayatı asırlarca etkilemiş, her biri tarihe damga vurmuş önemli objelerin yer aldığı zengin koleksiyonu ile eşsiz bir atmosfere bürünen müze, öğrenciler için de keşif ve eğlence dolu eşsiz bir deneyim alanı sunuyor

Ulaşım, sanayi ve iletişim tarihinin efsanelerinden oluşan koleksiyonu her geçen gün büyüyen Rahmi M. Koç Müzesi, öğrencileri masalsı bir atmosferde tarihle buluşturuyor. Müzede öğrenciler gramofon iğnesinden denizaltıya, röntgen aracından klasik otomobillere, gemi ve uçaklara kadar 14 binin üzerinde objeyi yakından tanıma, deneyimleme fırsatı yakalıyor.

Gelişim ve öğrenimin çok yönlü sosyal ve kültürel çevreler içinde, onlardan etkilenerek oluştuğunun bilinci ile çağdaş bir eğitim ve öğretim sunma görevini 2002 yılında üstlenen Rahmi M. Koç Müzesi’nin okul müfredatını destekleyen eğitim uygulamaları da devam ediyor. Müzenin Eğitim Bölümü tarafından düzenlenen eğitim ve atölyeler, özellikle çocukların sosyal, duygusal, zihinsel, bedensel gelişim ve becerilerine katkıda bulunmayı, hayal güçlerini ve yaratıcılıklarını geliştirmeyi hedefliyor. Koleksiyona uygun; sürekli yenilenen, dinamik ve sürdürülebilir eğitimlerle ‘müze eğitimi’ kavramı gelecek nesiller için de çok daha yaygınlaşıyor.

Tasarımdan astronomiye, müzikten sinemaya, matematikten biyolojiye kadar geniş yelpazedeki eğitimlerde birbirinden farklı ve eğlenceli… Okulların yeniden açılmasıyla yüz yüze eğitim heyecanını uzun bir süre sonra yaşayan öğrenciler, müzedeki eğitimlerde de unutulmaz bir deneyim yaşıyor, hem keşfederek öğreniyor hem de yaratıcılıklarını kullanıyor.

Çevrim içi ve yüz yüze eğitim

Rahmi M. Koç Müzesi’nin Çevrim İçi ve Yüz Yüze Eğitim Atölyeleri eylül ayında da çocukların hedef ve davranışlarına uygun hazırlandı. Çocuklar, atölye süresince müzenin ilgili bölümlerini geziyor, ardından gördüklerini kendi hayal dünyalarına göre tasarlayarak eğlencenin tadına varıyor. Eylül ayı boyunca her cumartesi saat 13.00’te düzenlenen ve 60 dakika süren atölyeler şöyle:

3, 2, 1 Motor: 6-9 yaş grubu için hazırlanan atölyede çocuklar modern sinematografinin öncüsü sayılan zoetropu inceliyor. Zoetropun aralıklarından bakıldığında, içerisindeki silindirin üzerinde dönen resimler hareket ediyor izlenimini veriyor.

Tik Tak Saat Kaç: 5-7 yaş grubu çocuklar saatleri öğrenerek eğleniyor, akreple yelkovanın mücadelesine tanık oluyor.

Peki Sen Ne Şekerisin?: 9-12 yaş grubu için hazırlanan biyoloji atölyesinde deneylerle besinlerde bulunan farklı şeker türleri öğreniliyor.

Fenerbahçe Vapuru’nda mola

İstanbul’a uzun yıllar hizmet ettikten sonra Haliç kıyısında demirleyen Fenerbahçe Vapuru da Haliç Tersanesi’ndeki bakım ve onarım işlemlerinin ardından müzeye döndü. Yeniden ziyarete açılan vapur, yetişkinler için nostaljik bir mola vaat ederken, çocuklar da Yalvaç Ural’ın Oyuncak Koleksiyonu’nu gezebiliyor.