Ekonomi-Teknoloji haberleri (24.11.2020)

RCEP’e imza atan Vietnam ile yeni işbirlikleri yolda

Pandemiye rağmen Uzak Doğu pazarlarında ticarette yeni kapılar açılıyor. Ege Maden İhracatçıları Birliği, Ticaret Bakanlığı desteğiyle tarihin en büyük serbest ticaret anlaşması RCEP’e (Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık) dahil olan ASEAN ülkesi Vietnam’a üç gün sürecek sanal doğal taş ticaret heyetini bugün başlattı.

Vietnam Sanal Doğal Taş Sektörel Ticaret Heyeti’nin açılış töreni Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türkiye’nin Hanoi Ticaret Müşaviri Burak Cihan Ürkmez ve Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB) Başkanı Mevlüt Kaya’nın katılımıyla gerçekleşti.

Vietnam pazarıyla ilgili öne çıkan başlıklar:

-Türkiye ve Vietnam’ın diplomatik ilişkisi 50 yıldır devam ediyor. Son yıllarda ticaret hacmi 3 milyar dolar seviyesine yükselirken, geçtiğimiz sene 1,8 milyar dolar seviyesine geriledi.

-100 milyona yakın nüfusu ile Türkiye’nin yarısına yakın coğrafi alanda yüzde 7’nin üzerinde yıllık büyüme ortalamasıyla 340 milyar dolarlık gayri safi yurtiçi hasılaya sahip bir ülke.

-Korumacılık, ticaret savaşları süreciyle Çin’den kaçan yatırımcıların buraya gelmesi, bölge ülkeleri ve Avrupa Birliği (AB) ile yaptığı serbest ticaret anlaşmaları (STA) ile ticaret ağını genişletti. RCEP ile dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşmasına imza atıldı.

Türkiye doğal taş ihracatında dünya sıralamasında

Dünyadaki mermer rezervlerinin yüzde 30’unun Türkiye’de bulunduğunu söyleyen Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, “İhracatımız 1,9 milyar dolar. Geçen seneye nazaran bu sene yüzde 9 azalmış durumda. Doğal taşta 1,4 milyar dolarlık ihracata erişmiş durumdayız. Mart-Mayıs dönemiyle karşılaştırdığımızda Haziran-Ağustos döneminde doğal taş ihracatımız yüzde 33 arttı. Dünyadaki toplam doğal taş ihracatı 17 milyar dolar. Biz 1,9 milyar dolarla yüzde 10.94 pay alıyoruz. Bizden daha fazla ihracat yapan iki ülke var. Biri 5,5 milyar dolarla Çin diğeri de 2,2 milyar dolar ile İtalya. Ticaret fazlası ise Türkiye’nin 1,9 milyar dolarlık ihracatı, 80 milyon dolarlık da ithalatı var. Türk ekonomisine büyük katkıda bulunan bir sektör. Vietnam dünyada parlayan bir yıldız. RCEP, dünyada da tedarik zincirinde değişime karşı alınmış bir önlem. Vietnam’ın 271 milyar dolarlık ithalatı var. Onların ithalatında 31. sıradayız. Bizim Vietnam’dan yaptığımız ithalat ise 1,5 milyar dolar civarında. Bu pazara daha fazla çalışmalıyız. ABD’ye ihracatımız yüzde 10,4 artmış. Suudi Arabistan’a ihracatımız yüzde 33,1 artmış. Türk mermerinde işleme kapasitemizi artırmamız lazım. Eğitim programları, gerekli mühendislerin eğitimi için destekler çok önemli. İşlenmiş mermer ihracatımızı artırmamız lazım.” diye konuştu.

Asya bölgesi, sadece bir üretici değil aynı zamanda ciddi bir tüketici

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle ise Vietnam’ın 100 milyona yaklaşan nüfusu, 253,5 milyar dolarlık ithalatıyla üretici kimliğinin yanı sıra ciddi bir ithalatçı olmasıyla da öne çıkan bir pazar olduğundan bahsetti.

“2015’de 165 milyar dolar olan ithalatın, sadece 4 yıl gibi kısa bir zaman dilimi içerisinde yüzde 53’lük bir artışla 253,5 milyar seviyesine gelmesi, Vietnam pazarının potansiyelini oldukça net bir şekilde gösteriyor. Son yıllarda ekonomisi hızla gelişen Vietnam’da, yükselen orta sınıf, ciddi bir iç talebi oluşturuyor. 222 ithalatçı ülke arasında 20. sırada bulunan Vietnam ile ikili ticaretimizi incelediğimizdeyse, ülkemizin 2019 yılında Vietnam’dan 1,5 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirirken, ihracatımızın 339 milyon dolarla sınırlı kaldığını görüyoruz. Mevcut ihracat rakamımızın en kısa sürede 1 milyar doların üzerine çıkarmalıyız. Bugün gerçekleşen Vietnam sanal ticaret heyetimiz, inanıyorum ki hedeflerimizi gerçekleştirme yolunda önemli bir adım olacaktır. Vietnam’a olan ihracatımızda; makine ve cihazlar, pamuk ve pamuklu mensucat, sentetik liflerden dokunmuş mensucat, inorganik kimyasallar, ilaçlar, motorlu taşıtların aksam ve parçaları ile doğal taş ürün grupları öne çıkıyor. Her platformda tüm sektörlerimize dile getirdiğimiz üzere; Asya bölgesi, sadece bir üretici değil, aynı zamanda ciddi bir tüketici. Hızla büyüyen ve tüketim alışkanlıkları değişen bu pazarı kesinlikle değerlendirmemiz gerekiyor.”

RCEP ileriye dönük büyük bir adım

Pandeminin küresel ekonomiyi etkilemeye devam ettiğini söyleyen Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Biz farklı pazarlara açılma ve mevcut pazarlardaki potansiyelimizi artırma mücadelemize devam ediyoruz. Küresel büyümenin yavaşladığı, tedarik zincirlerinin salgından ve ticaret savaşlarından etkilendiği bu zamanlarda imzalanan RCEP (Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık) anlaşması, ileriye dönük büyük bir adım oldu. 10 ASEAN ülkesinin yanı sıra Çin, Japonya, Avustralya, Güney Kore ve Yeni Zelanda’nın da dahil olduğu RCEP, 2,1 milyarlık nüfusu kapsıyor. Küresel gayri safi yurt içi hasılanın da yüzde 30’una tekabül ediyor. “ dedi.

Vietnam doğal taş pazarının yüzde 10’a yakın büyümesi öngörülüyor

Eskinazi, anlaşmaya dahil olan ASEAN ülkesi Vietnam’ın doğal taş pazarının 2018-2021 yılları arasında yüzde 10’a yakın büyümesinin beklendiğini de sözlerine ekledi:

“Ocak-Ekim döneminde 185 ülkeye 1 milyar 394 milyon dolarlık doğal taş ihracatı gerçekleştirdik. Vietnam’a ise doğal taş ihracatımız 2 milyon 447 bin dolara ulaştı. Haziran ayından bu yana birçok sektörümüzle Türkiye’de ve dünyada dijital fuarcılıkta ilklere imza attık, dünyanın birçok ülkesine sanal ticaret heyetleri düzenleyerek yeni bir ticaret ekseni yarattık. Büyük bir çabayla ihracat menzilimizi genişletmeye ve dünyanın her pazarında güçlü pozisyon almaya odaklandık. Vietnam’a üç gün sürecek sanal doğal taş ticaret heyetimiz, firmalarımıza yeni iş birlikleri ve ortaklıklar için önemli bir ayrıcalık ve avantaj sağlayacaktır.”

Vietnam salgın sürecinde önemli miktarda yabancı yatırım aldı

Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya ise Vietnam’ın Covid-19 salgını ile mücadelede başarılı olan ve vaka sayısını ciddi anlamda düşüren ülkelerden olduğunu anlattı.

“100 milyon nüfusu olan ülkede yılbaşından bu yana toplam vaka sayısının bin 300. Salgın sürecinde özellikle Avrupa Birliği üyesi ülkelerin Çin’e alternatif üreticilere yönelmesi ile ülke önemli miktar yabancı sermaye yatırım aldı. Dolayısıyla kişi başı gelir seviyesi artıyor. 2020 için beklenen büyüme oranı yüzde 2,2 2021 için ise yüzde 6,8. Geçtiğimiz günlerde imzalanan dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması olan RCEP ülkeleri içerisinde yer alıyor. 2017 yılında 128 milyon dolar olan doğaltaş ithalatları 2019 yılında 175 milyon dolara çıktı. Bu yüzden Vietnam pazarına yönelik olarak yapacağımız sanal ticaret heyetinin verimliği olacağına karar verdik. Ege Maden İhracatçıları Birliği, 2019’da yüzde 3’lük ihracat artış hızıyla 946 milyon dolar döviz geliri elde etti. 2020’ye de büyük umutlarla girmiş ve ihracatta 1 milyar doları aşma hedefi koymuştuk. Nitekim ocak ayında yüzde 22’lik artış ve 76,5 milyon dolar gelirle iyi bir başlangıç yaptık.”

Ocak-Ekim döneminde maden ihracatı 3,3 milyar dolara ulaştı

Covid-19’un tüm sektörler gibi madencilik sektörünü de etkilediğinden bahseden Kaya, 2020 yılı Şubat ve Mart aylarında yüzde 50’ye varan oranlarda düşen ihracatın Nisan ayından itibaren normalleşmeye başladığını açıkladı.

“Ocak-Ekim 2020 döneminde ise Türkiye geneli maden ihracatımız 3,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Doğal taş özelinde ihracatımız ise Ocak-Ekim 2020 döneminde yüzde 9’luk kayıpla 1 milyar 395 milyon dolar olarak gerçekleşti. Blok doğal taş ihracatımız da bu dönemde Çin pazarındaki talep düşüklüğü nedeniyle yüzde 28 kayıpla 526 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2020 yılının Ocak-Ekim aralığında, Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin kayda aldığı maden ihracatının 2019 yılının Ocak-Ekim dönemine göre yüzde 1,5 azalışla 768 milyon, doğal taş ihracatı ise yüzde 4 azalışla 472 milyon dolar olarak gerçekleşti. Ülkemiz madencilik sektörünün en önemli pazarları başta ihracatımızın yüzde 40’ını yaptığımız Çin olmak üzere AB, ABD ve Ortadoğu ülkeleri. Çin’e ihracatımızın tamamen durması, diğer ülkelerde (özellikle Ortadoğu ülkelerinde) siparişlerin bekletilmesi dolayısıyla madencilik sektörü büyük sıkıntı yaşadı.”

Maden sektörünün çalışmaları hız kazandı

Kaya, pandemi döneminde yapılan etkinleri de şöyle sıraladı: “İşlenmiş ürün üretimini teşvik etmek amacıyla da bu yıl ilk kez gerçekleştirdiğimiz ve 400’e yakın başvuru aldığımız Amorf Doğal Taş Proje Tasarım Yarışmasının finalini 5 Ekim dünya mimarlık gününde yine TİM başkanımızın da katılımıyla gerçekleştirdik. İhracatçının en büyük destekçileri arasında yer alan Eximbank ile üyelerimize yönelik bilgilendirme seminerleri organize ettik. Türkiye’nin maden sektöründeki rekabet gücünü artırıp, madenlerden aldığı verimi yükseltebilmesi için iyi yetişmiş nitelikli mühendislere ihtiyacımız var. Bu amaçla da Maden Sektör Kurulu (EMİB, İMİB ve BAİB) olarak YÖK ile imzaladığımız protokol çerçevesinde 2020-2021 yılında maden mühendisliği, jeoloji mühendisliği ve cevher hazırlama mühendisliği seçen ve belirli bir sıralamada olan öğrencilere burs vermeye başladık. Son olarak geçen hafta aldığımız bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum. Avrupa Birliği’nin Türkiye Cumhuriyeti Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte yürüttüğü projeler kapsamında Birliğimizce başvurusu yapılan “Madenlerde İş Sağlığı ve Güvenliğini Geliştirme Projesi” başvurusu kabul edilerek resmi onay aldı. Aralık ayında sözleşmesini imzalayacağımız bu proje ile madenlerde gerçekleşen iş kazalarını önemli ölçüde engelleyebileceğini düşünüyoruz.”

BAŞTAN SONA YENİLENEN YARIS YOLA ÇIKTI

 Toyota, tamamen yenilenen dördüncü nesil Yaris’i Türkiye pazarında satışa sundu. Eğlenceli sürüşü, pratik kullanımı ve sportif tarzıyla segmentine dinamizm getirecek yeni Yaris benzinli 209.100 TL’den, Yaris Hybrid ise 299.200 TL’den başlayan fiyatlarla showroomlardaki yerini aldı.

1999 yılında ilk nesli tanıtıldığından bu yana yenilikçi yaklaşımıyla öne çıkan Yaris, dördüncü nesliyle de birçok ilke imza atıyor. Toyota’nın TNGA platformu üzerine yapılan Yeni Yaris; tasarım dili, sürüş dinamikleri, teknolojisi ve güvenlik özellikleriyle ses getirmeye hazırlanıyor.

“Yeni Yaris ile Hibrit Ürün Gamı Tamamen Yenilendi”

Online olarak gerçekleştirilen lansman ile birlikte Türkiye pazarına sunulan Yeni Yaris ile ilgili değerlendirmeler yapan Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. CEO’su Ali Haydar Bozkurt, özellikle B segmentinin Avrupa başta olmak üzere Türkiye’de de hızla artan bir satış grafiği çizdiğini belirterek şunları söyledi;

”Baştan sona en küçük parçası dahi yenilenen Yaris ile birlikte bu segmentte iddiamızı yine çok güçlü bir şekilde ortaya koyacağız. Bu sınıfta tasarımı, donanımı, teknolojisi, sürüş keyfi ve güvenlik özellikleriyle öne çıkacak olan Yeni Yaris, Toyota’nın itici gücü olacaktır. Tamamen yenilenen Yaris’in benzinli ve hibrit versiyonuyla daha düşük yakıt tüketimi ve emisyon değerlerine ulaşıldı. Dördüncü nesil hibrit motora sahip Yeni Yaris, şehir içinde daha fazla elektrikli sürüş olanağı sunarken, bir önceki modele göre yüzde 20 daha az yakıt tüketimi sağlıyor. Bunun yanında ayrıca Yeni Yaris Hybrid ile birlikte tüm hibrit ürün gamımız da tamamen yenilenmiş oldu. Bu verimlilik çok yüksek rekabetin bulunduğu bu sınıfta hem markamıza hem de Yeni Yaris’i tercih eden kullanıcılara büyük avantaj sağlayacaktır.”

Bozkurt, Türkiye’de bugüne kadar yaklaşık 64 bin adetlik Yaris satışı gerçekleştirdiklerini de sözlerine ekleyerek “2020 yılı için 400 adetlik Yeni Yaris satış hedefimiz bulunuyor. 2021 yılında ise benzinli ve hibrit olmak üzere 2100 adetlik Yeni Yaris satışı gerçekleştirmeyi öngörüyoruz ” şeklinde konuştu.

Yenilikçi Yaklaşım

İlk nesil Yaris ile Avrupa’da Yılın Otomobili Ödülü alan Toyota, ikinci nesil Yaris ile segmentinde Euro NCAP çarpışma testlerinden 5 yıldız alan ilk model unvanını kazandı. Üçüncü nesil Yaris ise, segmentinde kullanılan ilk hibrit motoru ile öne çıktı. Dördüncü nesil Yaris de, segmentinde ilk ön orta hava yastıkları ve Kavşakta Çarpışma Önleyici Sistem ile sınıfının en iyi güvenliğini sunuyor. Güvenlikten ödün vermeyen Yeni Yaris, AUTOBEST Ödülleri’nde takdir görürken, yüksek güvenlik teknolojileriyle SAFETYBEST 2020 ödülünü de kazandı.

Yoğun şehir içi yollarda çevik bir sürüş sağlayacak şekilde tasarlanan Yaris, aynı zamanda içeride geniş, konforlu ve yüksek kaliteye sahip bir kabin sunuyor. Bağlantı teknolojileriyle ve yüksek donanım seviyeleriyle birlikte kullanıcıların beklentilerini aşmayı başarıyor.

Toyota’nın TNGA platformu üzerine yapılan Yeni Yaris, bu sayede daha iyi dinamiklere, daha alçak ağırlık merkezine ve daha iyi gövde dayanımına sahip oldu. TNGA platformu sayesinde Yaris, bir önceki modeline göre yüzde 37 daha sert bir şasiye ve 12 mm daha düşük ağırlık merkezine sahip oldu.

Toyota, Yaris modelini dördüncü nesil hibrit güç ünitesiyle buluşturdu ve bu sayede daha düşük yakıt tüketimi ve daha düşük emisyonlar elde edildi. Aynı zamanda Toyota Yaris Hybrid, elektrikli motoruyla daha uzun mesafeler ve daha yüksek maksimum hızlar sunuyor.

 Dinamizmi Yansıtan Tasarım

Yeni nesil Yaris, ilk nesilden itibaren sahip olunan pratikliği, çeviklik ve duyulara hitap eden bir tasarımda buluşturuyor. Enerjik bir tasarıma sahip olan yeni Yaris, her zaman hareket etmeye hazır bir görünüme sahip.

Koşmaya hazırlanan atletlerden ve atılmaya hazır güçlü bir boğadan ilham alarak tasarlanan Yaris, yeni GA-B platformunun getirdiği avantajlarla birlikte hem daha sıra dışı bir tasarıma hem de içeride daha geniş bir yaşam alanına sahip oldu. Aracın uzunluğu 4 metreden daha kısa olmasına karşın, dingil mesafesinin 50 mm artmasıyla daha fazla yaşam alanı elde edildi.

GA-B platformuyla birlikte yüksekliği 40 mm azaltıldı, genişliği 50 mm ve iz açıklığı 57 mm artırılan Yaris daha sportif profile ulaştı. Genel uzunluğu 5 mm azaltılan boyutlarıyla birlikte Yaris, sınıfının lideri dönüş çapına sahip oldu.

Yeni platformun tasarımcılara sunduğu daha fazla özgürlük sayesinde göz alıcı bir tarza sahip olan Yaris, büyük ve alçak ön ızgarası, LED ön farları, LED sinyalleri, dinamik jant tasarımları, alçak tavan çizgisi ve araç boyunca uzanan bumerang formuyla her açıdan harekete hazır olduğunun altını çiziyor.

Sportif ve teknoloji odaklı

Yeni Toyota Yaris’in kabini, dış tasarımdaki dinamik tarzı içeride de sportif bir yaşam alanıyla buluşturacak şekilde tasarlandı. Daha geniş ve daha rahat koltuklar, yumuşak dokuya sahip malzemeler, mavi ambiyans aydınlatması, birbirine uyumlu çizgileri ve teknolojileri Yeni Yaris’in çekiciliğini artırıyor.

Sürücü kokpiti, her şeyin tamamen sürücü kontrolü altında olacak şekilde tasarlandı. Bununla birlikte Toyota, Yaris’in görüş açısını daha da iyileştirmek adına A sütununu daha geriye aldı ve ön konsolu daha alçak şekilde konumlandırdı. Sürücü ve ön yolcu arasındaki mesafe 20 mm artırılarak kabin konforu ileriye taşındı. Bununla birlikte Yeni Yaris 700 mm derinlik ve 286 litre bagaj hacmine sahip.

Yeni Yaris’te bulunan Apple CarPlay ve Android Auto akıllı telefon bağlantı sistemlerine sahip 8 inç Toyota Touch multimedya ekranı tüm modellerde standart olarak sunuluyor. Bununla birlikte TFT çok fonksiyonlu gösterge ekranı ve ön cama yansıtmalı Renkli Gösterge Ekranı (Head Up Display) sürücüye yol ve sürüşle ilgili bilgiler kolayca iletilmesini sağlıyor.

 Daha fazla güç, daha az tüketim

Yeni Toyota Yaris, 1.5 litre hibrit ve 1.5 litre benzinli motor seçenekleriyle satışa sunuldu. Dördüncü nesil Toyota Hybrid teknolojisi, hafif ve daha verimli olmasıyla Yaris’in her açıdan daha yüksek performans vermesini sağlıyor. Toyota Yaris’in sahip olduğu 1.5 Hybrid Dynamic Force sistemi; daha fazla güç, şehir içinde toplam sürüşe göre daha fazla elektrikli sürüşü ve bir önceki modele göre yüzde 20 daha az yakıt tüketimi sağlıyor.

Yeni Yaris’te kullanılan hibrit sistemde; üç silindirli, değişken supap zamanlamasına sahip 1.5 litre Atkinson çevrimi benzinli motor yer alıyor. Avrupa yollarına uyacak şekilde geliştirilen Yaris’in hibrit sistem gücü yüzde 16 artırılarak 116 HP’ye ulaştı.

Sadece elektrik motoruyla yapılan sürüşlerde 130 km/s hıza çıkabilen Yaris, elektrikli motorunu şehir içi yollarda daha fazla kullanabiliyor. Araçta CO2 emisyonu 86 g/km’ye düşürülürken, WLTP çevriminde yakıt tüketimi bir önceki modele göre yüzde 20 iyileştirilerek 2.8 lt/100 km olarak ölçüldü.

Yeni Yaris Hybrid’in 0-100 km/s hızlanması önceki nesle göre 2.3 saniye geliştirilerek 9.7 saniye oldu. Daha esnek bir sürüş sağlayan aracın, 80-120 km/s arasındaki hızlanması da 2 saniye iyileştirilerek 8.1 saniye oldu.

Yaris, hibrit motorun yanı sıra 1.5 litrelik Dynamic Force benzinli motoruyla da tercih edilebilecek. 125 PS güç ve 153 Nm tork üreten 3 silindirli motor, 6 ileri manuel şanzıman veya W-CVT şanzıman ile tercih edilebilecek.

Her versiyonda zengin donanımlar

Toyota’nın Yeni Yaris modeli Türkiye’de zengin standart donanımlarıyla birlikte tüm beklentileri karşılayacak şekilde satışa sunuluyor. Yaris Hybrid Dream, Flame ve Passion donanım seviyeleriyle tercih edilebilecek.

Yaris’in tüm donanım seçeneklerinde kablosuz akıllı telefon şarj özelliği, geri görüş kamerası ve 8 inç multimedya ekranı standart olarak yer alıyor. Bununla birlikte daha üst donanım seçeneklerinde akıllı giriş sistemi, parçalı deri koltuklar, ön cama yansıtmalı göstergeler, çift bölgeli otomatik klima, bi-tone iki renkli gövde ve siyah tavan seçenekleri yer alıyor. Yaris’in hibrit versiyonunda Toyota Safety Sense güvenlik teknolojileri standart olarak bulunuyor.

Yaris’in benzinli versiyonunda Dream ve Flame versiyonları tercih edilebilecek. Bu versiyonlarda X-Pack paketiyle Toyota Safety Sense güvenlik teknolojilerini de satın almak mümkün olacak.

B Segmentinin En Güvenlisi

Toyota, Yaris ile birlikte segmentinin en güvenli otomobilini kullanıcılarla buluşturuyor. Güvenliği her zaman ileriye taşıma felsefesine bağlı olarak Toyota, Yaris’e Toyota Safety Sense 2.5’i adapte etti. Kamera ve radar sistemiyle çalışan yeni nesil sistem, yeni özellikler ön plana çıkıyor. Yaya ve bisiklet algılama özelliğine sahip Ön Çarpışma Önleyici Sistem, Kavşaklarda Çarpışma Önleyici Sistem ve Acil Durum Yönlendirme Desteği yer alıyor.

Kavşak Dönüş Asistanı, karşı şeritten bir araç geliyorsa veya bir yaya yolun karşısına geçiyorsa, sağa veya sola dönen sürücüyü uyarıyor ve gerektiğinde otomatik frenleme yapıyor.

Buna ek olarak Yeni Yaris’te, 0-205 km/s arasındaki hızlarda çalışan Akıllı Şerit Takip Sistemi yer alıyor ve yönlendirmeyi kontrol ederek aracı şeritte tutuyor.

Yeni Yaris’te sürücü yardımcılarının yanı sıra, segmentinde bir ilk olarak ön orta hava yastıkları yer alıyor. İçeridekileri yan çarpışmalarda yaşanacak darbelerden koruyacak şekilde tasarlanan ön orta hava yastığı ve son jenerasyon Toyota Safety Sense ile birlikte Yaris, dünyanın en güvenli B segmenti olarak iddiası bir kez daha ortaya koyuyor.

Ege İhracatçı Birlikleri’nden bir ilk: Yeni Nesil Sanal Gıda Fuarı ‘The Fource’

Ege İhracatçı Birlikleri’nce gerçekleştirilen The Fource, sanal kapılarını ziyaretçilerine açtı. 53 Türk gıda şirketinin stant açtığı The Fource platformunda dünya gıda sektörünün tüm oyuncuları bir araya gelecek. The Fource sanal gıda fuarı, pandemi süreciyle sekteye uğrayan ticari girişimleri çağın sağladığı imkanlarla canlandırarak dünyanın dört bir yanındaki gıda sektörü paydaşlarıyla buluşturacak.

The Fource açılış konuşmasında söz alan Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı Musa Demir, pandemi sürecinde bu denli önemli bir fuarı hayata geçirmenin önemine vurgu yaparak şunları söyledi: “The Fource çok önemli bir etkinlik. Pandeminin başlamasıyla birlikte klasik fuarlar iptal oldu. Bizim ihracat ailemiz yeni şartlara çok hızlı adaptasyon sağlayan bir yapıya sahip. Biz de pandeminin başından bu yana 6 sanal fuara destek sağladık. The Fource yedinci olacak. 6 fuar organizasyonuna 613 firma, 28 bini yabancı, 51 bin ziyaretçi katıldı. Bu fuarlarda 42 bin iş görüşmesi yapıldı.”

TİM Başkanı İsmail Gülle konuşmasında: “Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki gıda sektörlerimiz, The Fource sanal gıda fuarımızla birlikte, gıda fuarları için düşünülen ‘görmeden, tatmadan gıda tanıtılmaz’ tabusunu da yıktılar. Görüyoruz ki, başta gıda ve tarım sektörlerimiz olmak üzere tüm sektörlerimiz, dijital dönüşüme ayak uydurmuş durumda” dedi.

The Fource’un pandemi dönemine panzehir olduğunu belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi “Türkiye coğrafyasının sunduğu değerli ham maddeleri ve katma değerli gıda ürünlerimizi sergileyeceğimiz, tüm dünyaya tanıtımını gerçekleştireceğimiz The Fource ile sektör paydaşlarını sanal gerçeklik ortamında bir araya geleceği bir bilgi ve ticaret ağını hayata geçiriyoruz. The Fource, çağın ve teknolojinin sağladığı imkanlarla gıda ihracatımıza yeni bir açılım getirecek” diyerek The Fource’un önemine vurgu yaptı.

Ege İhracatçı Birlikleri’nin (EİB) Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin destekleriyle düzenlediği dünyanın ilk sanal gıda fuarı The Fource, kapılarını açtı. Fuarın sanal açılışını Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı Musa Demir, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, EİB Koordinatör Başkan Yardımcısı Birol Celep birlikte yaptı. Türkiye’nin 15 şehrinden 53 yerli gıda üreticisinin dijital stant açtığı fuara binin üzerinde ziyaretçi bekleniyor.

Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı Musa Demir “The Fource çok önemli bir etkinlik. Pandeminin başlamasıyla birlikte klasik fuarlar iptal oldu. Bizim ihracat ailemiz yeni şartlara çok hızlı adaptasyon sağlayan bir yapıya sahip. Biz de pandeminin başından bu yana 6 sanal fuara destek sağladık. The Fource yedinci olacak. 6 fuar organizasyonuna 613 firma, 28 bini yabancı, 51 bin ziyaretçi katıldı. Bu fuarlarda 42 bin iş görüşmesi yapıldı. İhracat ana planı içinde hedef sektörlerden biri tarım. Tarımın önemini pandemide bir kez daha gördük. Bütün ülkeler paniklerken biz sakin kaldık, çünkü tarım alanında çok güçlüyüz. Ticaret akışımıza da tarım sektörünün katkısı müthiş. Desteklere hız kesmeden devam edeceğiz” diye konuştu.

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle açılışta yaptığı konuşmada “Bakanlığımız ve Meclisimizin destekleriyle gerçekleşen, 50’den fazla firmamızın katılım sağladığı, ülkemizin ilk sanal gıda fuarı olan, The Fource sanal gıda fuarında aranızda bulunmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki gıda sektörlerimiz, The Fource sanal gıda fuarımızla birlikte, gıda fuarları için düşünülen ‘görmeden, tatmadan gıda tanıtılmaz’ tabusunu da yıktılar. Görüyoruz ki, başta gıda ve tarım sektörlerimiz olmak üzere tüm sektörlerimiz, dijital dönüşüme ayak uydurmuş durumda. Pandemi, maalesef birçok sektörümüzün üretim ve ihracatında, özellikle nisan ve mayıs aylarında, daralmaya neden oldu. Gıda ve tarım sektörlerimiz, bu dönemde ihracatını artıran yegâne sektörler oldu. İnanıyorum ki, bu sektörlerimizde 2020 yılını rekorlarla kapatacağız. Bununla beraber, ülkemizin güvenli üretim merkezi rolünü daha da ortaya çıkararak, yeni dönemde ihracat hacmimizi inşallah katlayacağız” dedi.

Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi “Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki 12 ihracatçı birliğimizin 7 tanesi tarım ürünleri ihraç ediyor. Tarım ürünleri ihracatımız yıllık 5 milyar doları aşıyor. Kuru incir, kuru üzüm, zeytin, zeytinyağı, meyve sebze mamulleri, su ürünleri ve hayvansal mamuller, odun dışı orman ürünleri, baharat sektörlerinde Türkiye’nin lideri konumundayız. Türkiye’nin ilk sanal gıda fuarını düzenlemek de Ege İhracatçı Birlikleri’ne yakışırdı. Türkiye coğrafyasının sunduğu değerli ham maddeleri ve katma değerli gıda ürünlerimizi sergileyeceğimiz, tüm dünyaya tanıtımını gerçekleştireceğimiz The Fource ile sektör paydaşlarını sanal gerçeklik ortamında bir araya geleceği bir bilgi ve ticaret ağını hayata geçiriyoruz. Pandemiyle birlikte fiziki fuarlar iptal olunca elimizi kolumuzu bağlayıp kaderimize razı olamazdık. Son yıllarda dijitalleşmenin bize sunduğu fırsatları kullanarak, Türkiye’nin 7 bölgesinde üretilen lezzetleri dünyanın 80 ülkesinden katılan ithalatçılara The Fource Fuarı’nda tanıtacağız. The Fource, çağın ve teknolojinin sağladığı imkanlarla gıda ihracatımıza yeni bir açılım getirecek” diye konuştu.

Eskinazi konuşmasına şu sözlerle devam etti: “The Fource’u profesyonel bir fuar niteliğinde hayata geçirirken önemli detaylara yer verdik. Ziyaretçilerin fiziksel olarak fuara katılıyor gibi sorunsuz bir şekilde The Fource’u ziyaret edebilmesi için hedef ülkelerde B2B organizasyonu hizmeti aldık. Tüm sosyal medya hesaplarımızdan devamlılığı olan ve mottolarımızı öne çıkardığımız mesajları içeren çok sayıda paylaşım ve video yayınları gerçekleştirdik. Tüm bu faaliyetlerin sonucunda 700.000 kişiye The Fource’un tanıtımını başarıyla gerçekleştirdik. Yaklaşık 55.000 e-mailing gerçekleştirdik.”

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Birol Celep de fuarla ilgili şunları söyledi: “Ege İhracatçı Birlikleri olarak, bizim olduğu kadar tüm dünyanın gündelik yaşamına ve yaşam alışkanlıklarına yeni bir boyut kazandıran pandemi sürecinde, titizlikle hazırlıkları tamamlanan projemiz The Fource’la dijital dünyaya en hızlı şekilde adapte olan sayılı yapılardan biri olduğumuz için mutluyuz. Bugün burada klasik fuar anlayışını çağın sağladığı teknolojik imkanlarla çok daha gelişmiş bir noktaya taşıyarak yerli ve yabancı tüm ziyaretçilerimize bambaşka bir fuar deneyimi yaşatacağız. The Fource’la ülkemizi gıda sektöründe ayrıcalıklı bir noktaya taşıyan Türk Malı imajının gücüne hep birlikte güç katmak için buradayız. The Fource sadece bir fuar olmaktan çıkıp gıda sektörünün tüm paydaşlarının bir arada bulunacağı sanatla içi içe, eğlenceli ve bilgilendirici bir etkinlik olacak.”

Pandemi koşullarıyla birlikte tüketicilerin sağlıklı beslenmeye yönelmesi, sağlıklı gıdaya olan talebi artırırken, bu durum Türkiye’nin ve Ege Bölgesi’nin ihracat rakamlarına da yansıdı. Ege İhracatçı Birlikleri olarak 2020 yılının Ocak – Ekim döneminde Türkiye’ye 10 milyar 540 milyon dolar döviz kazandırdık. Bu ihracatta tarım ürünlerinin payı 4 milyar 134 milyon dolar oldu. EİB’nin ihracatı toplamda yüzde 4,6 gerilerken, tarım ürünleri ihracatımız yüzde 3 artış gösterdi. Tarım ürünleri ihracatımızın toplam ihracatımızdan aldığı pay yüzde 35’ten, yüzde 39’a yükseldi. Ege İhracatçı Birlikleri yıllık 5 milyar 80 milyon dolar seviyesindeki tarım ürünleri ihracatını önümüzdeki 5 yılın sonunda 10 milyar dolara taşımayı hedefliyor.

Sektör profesyonelleriyle webinarlar, Dünya Masası, Sanal Tohum Sergisi

The Fource sanal gıda fuarı kapsamındaki etkinlikler arasında yerli ve yabancı değerli konuklarla gerçekleştirilen webinar oturumları da yer alıyor. Sektörün profesyonellerinin sektörde öne çıkan başlıkları değerlendirdikleri oturumlarda; Gastronomide Kadın Girişimciler, Gıda Sürdürülebilirliği, Girişimci Ekosisteminde Tarım ve Gıda, Gıda Atık ve Kayıplarının Önemi, Cografik İşaretlerin Önemi gibi konu başlıkları 4 gün boyunca ziyarete açık olarak gerçekleştiriliyor.

The Fource’un ziyaretçilere keyifli bir fuar etkinliği yaşatacak zengin programında 2021 Gastronomi Trendleri’nin değerlendirildiği oturumun yanı sıra gastronomi dünyasına adını altın harflerle yazdırmış yerli ve yabancı şeflerin Türk ürünlerine dokunuşlarıyla hayat verdiği Dünya Masası etkinliği yer alıyor. Usta fotoğrafçı Lalehan Uysal’ın kadrajından yansıyan Kurda, Kuşa, Aşa ve Göze adlı fotoğraf sergisi de The Fource kapsamında gastronomi ve sanatı bir araya getiriyor.

Dünya Bankası Türk Eximbank ile el sıkıştı

Türk Eximbank’ın ihracatçılara desteği, sunduğu fırsatlar her hafta Ege İhracatçı Birlikleri’nin düzenlediği online video konferanslarla ele alınıyor.

Bu hafta yurtiçi kredi programlarından orta uzun vadeli krediler masadaydı. Türk Eximbank Ege Bölge Müdürü Gülom Timurhan ve Türk Eximbank İzmir Şube Müdürü Hüseyin Egemen Kılıç, ihracatçıları bilgilendirdi.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, dünyada ticaret savaşları ve korumacılık önlemleri yaşanırken, ülke ekonomilerinin pandemi nedeniyle arz, talep ve finans boyutlarıyla kendilerini önemli bir krizin içinde bulduğunu söyledi.

“Diğer taraftan ise dünyanın en büyük serbest ticaret alanı oluşuyor. Geçtiğimiz günlerde 10 ASEAN üyesi ile Çin, Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda, RCEP (Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık) anlaşmasını imzaladı. Bu anlaşma ile Çin’in, Asya-Pasifik bölgesindeki ekonomik hakimiyetini daha da arttıracağı öngörülüyor. Ekonominin ağırlık merkezinin artık Batı’dan Doğu’ya doğru kaydığını net bir şekilde görüyoruz. Pandemi, artan rekabet, döviz kurlarındaki istikrarsızlık ortamında ihracatçılarımız her geçen gün daha fazla finansman kaynağına ve desteğe ihtiyaç duyuyor.”

Her Çarşamba firmalarla birebir görüşmeler

Eskinazi, “Kredi ve sigorta limitlerinin artırılması, yatırım kredileri, genç ve kadın girişimcilere kredi desteğinin tekrarlanması, bölgemizdeki Tarım Birliklerimiz’e yönelik devreye alınacak mevsimsel kredi desteği gibi teşviklerle ilgili yeni bir eylem planına ihtiyacımız var. Yılın 10 ayında ihracata desteğini yüzde 5 artırarak toplamda 37,8 milyar dolarlık destek sağlayan Türk Eximbank, katma değeri yüksek ihracatın desteklenmesine yönelik çalışmalarını ve desteğini önümüzdeki dönemde de hız kesmeden sürdürecektir. Firmalarla birebir görüşmeler her Çarşamba, Türk Eximbank’ın genel bilgilendirmeleri ise her Perşembe günü yapılacak. Pandemi döneminde firma ziyaretleri olmadığı için böyle bir yöntem geliştirdik.”

Öne çıkan başlıklar şu şekilde;

-Türk Eximbank’ın ihracatçılara sunduğu finansman programları; yurtiçi krediler, alacak sigortası, uluslararası krediler.

-Yurtiçi krediler; kısa, orta uzun vadeli, döviz kazandırıcı hizmet. Alacak sigortası; kısa ve orta uzun vadeli. Uluslararası krediler; uluslararası ticaretin finansmanı, proje kredileri.

-Orta uzun vadeli krediler; İhracata yönelik işletme sermayesi kredisi, ihracata yönelik yatırım kredisi, yurtdışı mağazalar yatırım kredisi, marka kredisi, gemi inşa ve ihracatı finansman programı, özellikli ihracat kredisi, katılım finans yatırım kredisi, yurt dışı teminat mektubu programları bulunuyor.

Orta uzun vadeli kredilerin ortak özellikleri;

-Mal ve hizmet ihracatı taahhüdü karşılıklıdır.

-Teminata “teminat mektubu” alınmaktadır.

-Her firma için aynı faiz oranı uygulanmaktadır.

-Orta ve uzun vadeli seçenekler bulunmaktadır.

2 ile 10 yıl vade arasında ihracatçıların ihtiyaçları karşılanıyor. İhracat taahhüdü karşılığında krediler kullandırılıyor. 5 yıla kadar vadeli kredilerde 1 kat ihracat taahhüdü, 5 yıldan uzun vadeli kredilerde 1,5 katı tutarında ihracat taahhüdü alınıyor.

-En önemli konulardan biri kobi finansmanı. Kobi; Çalışan sayısı 250 kişi ve altı, net satış hasılatı veya aktif toplamı 125 milyon TL ve altı olan işletmeler.

-İhracata yönelik işletme sermayesi ve ihracata yönelik yatırım kredisi; Harcama belgelerine dayalı olarak kullandırılan, işletme ihtiyaçlarını karşılayacak işletme harcamalarını ve yatırıma yönelik yatırım harcamalarına dayalı olarak finansman desteği sağlanıyor. İşletme kredilerinde 3 yıla kadar, yatırım kredilerinde ise 10 yıla kadar vadeli finansman desteği sağlanıyor.

-Yurtdışı mağazalar yatırım kredisi; Firmaların yurtdışında açacakları mağazalara yönelik finansman desteği,

-Marka kredisinde ise firmaların marka oluşturmaya veya marka satın alıp o marka altında kendi ürünlerinin satılmasıyla ilgili finansman desteği sağlanıyor.

-Yeni uygulamaya sokulan kredi programlarından biri; yurtdışı teminat mektubu programı. Bu kapsamda yurtdışında işveren ihale makamına/ alıcı firmaya ya da işveren makamın/ alıcı firmanın bankasına muhatap olarak düzenlenen,

Geçici teminat mektubu,

Avans teminat mektubu,

Kesin teminat mektubu,

Teminat akreditifi (Stand-by L/C) talepleri karşılanıyor.

Proje bedelinin asgari yüzde 30’u oranında Türk mal ve hizmet katkısı koşulu aranacak.

-Özellikli ihracat kredileri ise dış uluslararası kaynaklardan temin edilen fonların pazarlandığı krediler. Örneğin; Dünya Bankası Firmaların 12 aydan daha uzun vadeli finansman ihtiyaçları finanse ediliyor. Özellikli ihracat kredisi programı ile ihraç edilecek malın üretim süreci ya da satış koşulları nedeniyle 12 aydan uzun vadeli finansman ihtiyacı bulunan firmaların yeni pazarlara yeni ürün ihracı gibi özellik arz eden ihracat projelerine destek sağlanıyor.

-Dünya Bankası kredileri; Dünya Bankası ile anlaşma yeni sağlandı. İlk kullandırımları Dünya Bankası onaylıyor akabinde bankanın serbest kullanımına açılacak. Kredi limitleri; Kobi; 3,5 milyon euro, Orta Ölçekli; 6 milyon euro, Kredi vadesi; işletme kredileri en az 2 yıllık, yatırım kredileri en az 3 yıllık. 10 yıla kadar vade tanımlanabiliyor.

-Dünya Bankası kriterlerine göre KOBİ (çalışan sayısı 1 ile 250 arasında olan özel işletme ve ihracat odaklı firmalar tanımına uygun işletmeler), Orta ölçekli işletme (çalışan sayısı 250 ile 1.500 arasında olan özel işletme ve ihracat odaklı firmalar tanımına uygun işletmeler), 2 milyon euro üstü kredilerde özel kriterler (nakit akım tablosu, mali borç/sermaye oranı azami 85/15, finansal borç servis oranı asgari 1/1).

-Dünya Bankası kredilerinde dışarıdan sağlanan fonlarda sosyal ve çevresel etkisinin değerlendirilmesi yapılıyor. Dünya Bankası’nın şartlarına uygun firmalar olması gerekiyor.

Kolaysoft Teknoloji Dijital Dönüşüm Uzmanı Hurişah Süer,e-dönüşümde, sektörel bazlı ve çözüm odaklı hizmet veriyoruz”

Kolaysoft Teknoloji olarak, Türkiye’deki e-Dönüşüm kullanıcılarının yaklaşık %20’sine altyapı hizmeti sunduklarını ifade eden Kolaysoft Teknoloji AŞ Dijital Dönüşüm Uzmanı Hurişah Süer, şunları söyledi:

Kolaysoft Teknoloji olarak, Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB)’in lisanslı özel entegratör firmasıyız. Firmamız kapsamında, on sekiz özel entegratör firmaya altyapı hizmeti sunuyoruz ve Türkiye’deki e-Dönüşüm kullanıcılarının yaklaşık %20’sine hizmet veriyoruz. Gelişime açık ve dinamik yapımızla birlikte yürüttüğümüz politikamızla, müşterilerimize e-Fatura, e-Arşiv, e-İrsaliye, e-Smm, e-Mm, e-Defter gibi tüm e-Dönüşüm ürünleri kapsamında, memnuniyet odaklı hizmet sağlıyoruz. En önemli önceliğimiz, kişisel verilerin mevzuata uygun şekilde korunması, en büyük artı değerlerimiz ise sektörel bazlı ve çözüm odaklı hizmet kalitesi ile derde deva olma çabamızdır. Bunların yanında, kullanıcılarımız tarafından ulaşılabilir olmak en büyük hassasiyetimizdir” dedi.

e-Dönüşümde konforla birlikte maliyet tasarrufu sağlıyor

Ülkemiz işletmelerin e-Dönüşüm uygulamalarıyla, GİB tarafından yapılan açıklamaya göre on yılda 2.8 milyar TL tasarruf sağladığını anlatan Kolaysoft Teknoloji Dijital Dönüşüm Uzmanı Hurişah Süer, konuşmasına şöyle devam etti:

Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB)’in bir süre önce yaptığı bir açıklamaya göre, son on yılda 28 milyarın üzerinde elektronik belge düzenlendi ve yaklaşık 2.8 milyar TL civarında bir tasarruf elde edilmiş oldu. Ülkemizin bugün geldiği aşamadan bahsedecek olursak, yaklaşık e-Fatura’da 300 bini geçen kullanıcı, e-arşiv fatura’da 280 bin kullanıcı, e-Smm’de 190 bin kullanıcının işlem yaptığı belirtiliyor. Kısaca, e-Dönüşüm süreçleriyle birlikte; kâğıt, postalama, arşivleme gibi işlemler tedavülden kalktığı için, mükelleflere zaman ve para tasarrufu sağlıyor. Bununla birlikte, kâğıt kullanımının azalmasıyla 600 bine yakın ağacın kesilmesine de engel olunarak doğaya katkı sağlanıyor’’ diye konuştu.

Sade ve kullanımı kolay bir platform geliştirdi

Kolaysoft Teknoloji olarak, e-Dönüşüm işlemlerinin en kolay şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla altyapı tasarladıklarını ifade eden Hurişah Süer, şunları kaydetti:

e-Dönüşüm uygulamalarını dijitale nasıl taşıyabiliriz sorusunu, önce kendimize sonra da sektöre özel firmalara sorarak; uçtan uca bir hizmet anlayışını kendimize vizyon edinip sade ve kullanımı kolay bir platform ile kullanıcılarımıza konfor sağlıyoruz. Bu prensiple, kullanıcılarımızın bize ihtiyaç duyduğu her zamanda ulaşabiliyor olmasının yanı sıra müşterilerimizden gelen geri bildirimleri de dikkate alarak en iyi hizmeti sunma çabası bizi dinamik kılıyor. Bununla birlikte, kullanıcılarımıza sunduğumuz Kolaysoft e-dönüşüm hizmeti ile maliyet tasarrufunun yanı sıra, iş yüklerinin de azalmasına yardımcı olmak işimizi doğru yaptığımızın teyidi niteliğindedir. Geçtiğimiz aylarda açıklanan, Türkiye’nin en kapsamlı bilişim araştırması olan “İlk 500 Bilişim Şirketi Türkiye 2019 Araştırması’na göre, Kolaysoft Teknoloji olarak e-Dönüşüm kategorisinde 7. sırada yer almanın haklı gurunu yaşıyoruz” şeklinde konuştu.

E-Dönüşüm sözlüğü:

E-Fatura: Kağıt fatura ile aynı hukuki nitelik ve bilgilere sahip elektronik faturadır.

E-Arşiv Fatura: GİB tarafından belirlenen standartlara uygun olarak oluşturulan elektronik faturadır. e-fatura kapsamı dışında kalan, kurum ve kişilere kesilen faturaların elektronik ortama aktarılmasıdır.

E-İrsaliye: Kağıt irsaliye ile aynı hukuki niteliklere sahip olan ve GİB tarafından belirlenen standartlara göre hazırlanan elektronik belgedir.

E-Defter: Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereğince tutulması zorunlu olan defterlerin hazırlanmasını ve gönderilmesini sağlayan sistemdir.

E-Smm: Serbest meslek mensuplarının, mesleki faaliyetlerinden doğan tahsilatları için elektronik ortamda düzenledikleri belgelerdir.

E-Mm: Gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçilerden, mal alan birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile, kazancı basit usulde tespit edilenler ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin elektronik ortamda düzenledikleri belgelerdir.

Aruba, 15 yıl üst üste lider seçildi ve diğer tüm üreticileri vizyonerlik alanında geride bıraktı

Bir Hewlett Packard Enterprise şirketi Aruba (NYSE: HPE), Gartner’ın “Magic Quadrant Kablolu ve Kablosuz Yerel Ağ Bağlantıları Erişim Altyapısı” dalında on beşinci kez lider seçildi ve diğer tüm üreticileri geride bırakarak Vizyonerlik bölümünde en üst sırada yer aldı. Aruba, Gartner’ın bir diğer tamamlayıcı “Kablolu ve Kablosuz Yerel Ağ Bağlantıları Erişim Altyapısına Yönelik Kritik Yetkinlikler” raporunda ise tüm kullanım senaryolarında en yüksek skoru alarak bu seviyeye ikinci defa ulaştı.

Magic Quadrant ve Kritik Yetkinlikler raporlarını aşağıdaki linklerden okuyabilirsiniz:

Magic Quadrant Kablolu ve Kablosuz Yerel Ağ Bağlantıları Erişim Altyapısı

“Kablolu ve Kablosuz Yerel Ağ Bağlantıları Erişim Altyapısına Yönelik Kritik Yetkinlikler”

Aruba’nın bu yılki raporlara ilişkin blogunu aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz:

Aruba ve Gartner Magic Quadrant Kablolu ve Kablosuz Yerel Ağ Altyapısı

Gartner, Magic Quadrant’a dahil edilen üreticileri iki temel kritere göre değerlendiriyor: vizyon bütünlüğü ve uygulama kabiliyeti. HPE (Aruba), Quadrant’ta yer alan üreticiler arasında vizyon bakımından en ileri konumdaydı. Bu sonuç, Aruba’nın kesintisiz inovasyon ve kabiliyetinin, müşteri sorunlarını ele aldığını ve öngördüğünü gösteriyor.

Magic Quadrant çalışmasına eşlik eden Kablolu ve Kablosuz Yerel Ağ Bağlantılarında (LAN) Kritik Yetkinlikler raporunda Gartner, kurumların ihtiyaçlarını ele alma konusunda üreticilerin ne kadar etkili olduklarını altı farklı kullanım senaryosunda ele alıyor: Birleşik kablolu ve WLAN erişimi, yeni tasarlanmış WLAN salt yenileme/yeni kurulum, salt kablolu erişim yenileme/yeni kurulum, kurumsal genel merkez ile uzak şube, performansı zorlayan uygulamalar ve uzaktan erişim sistemi. Aruba, bu altı kullanım senaryosunun tümünde en yüksek puanı almayı başardı.

Bir Hewlett Packard Enterprise şirketi olan Aruba’nın ürün yönetiminden sorumlu kıdemli başkan yardımcısı Michael Dickman, “Her zaman Önce Müşteri” kültürümüz ve Aruba organizasyonuna baştan sona bağlılığımız ile müşterilerimize ve sahadaki iş ortaklarımıza yardım edip, onları yazılımın uç noktasına kadar desteklemek, hem ürün geliştirmeye odaklanmamızı hem de hizmet sunmamızı sağlıyor. HPE’nin (Aruba) yıllardır Gartner tarafından takdir görmesi bizim için memnuniyet vericidir. Aruba ESP ile (Kenar Servisleri Platformu) birlikte pazardaki açık ara liderliğimiz oldukça gurur verici. Geçtiğimiz 15 yıl içinde birçok farklı üretici ağ teknolojileri alanına girmiş olabilir fakat Aruba’nın müşteriyi merkeze alan inovasyona bağlılığı, bizi her bir adımda ön planda tuttu ve zaman içerisinde dönüşen bu pazarda Kenar Teknolojiler’de bir otorite haline getirdi. Müşterilerimizin ve iş ortaklarımızın bize duydukları kesintisiz güvenden dolayı minnettarız” dedi.

HPE (Aruba), Gartner, Magic Quadrant Kablolu ve Kablosuz Yerel Ağ Bağlantıları Erişim Altyapısı ve Kritik Yetkinlikler raporuna ek olarak, sektör lideri portföyünün diğer yönleri tarafından da takdir topladı. Bu yılın eylül ayında, yani SD-Branch çözümünü piyasaya sürdükten sadece iki yıl sonra Magic Quadrant’ta WAN Kenar Ağ Altyapısı dalında Vizyoner olarak tanındı ve Aruba tarafından satın alınan Silver Peak ise üç yıl üst üste lider seçildi. Aynı zamanda, HPE (Aruba) 2020 Magic Quadrant’tın veri merkezi ve bulut ağ bilişim dallarında Vizyoner olarak seçildi.

PİTCHİNG EĞİTİMİ İLE GENÇ GİRİŞİMCİLERİN PROJELERİ ŞEKİLLENİYOR UFUK BATUM GENÇ GİRİŞİMCİLERE YOL HARİTASI ÇİZDİ

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UİB), Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, Teknoloji Koordinasyon ve Ar-Ge Merkezi-BUTEKOM iş birliğinde düzenlenen, Techxtile Start Up Challenge kapsamında, “Pitching” konulu eğitim çevrimiçi olarak düzenlendi.  Katılımcılara,  TechXtile Startup Challenge Proje Koordinatörü ve Ventures&Mentors League CEO’su Ufuk Batum tarafından eğitim verildi.

Girişimcilik eğitiminin ilk gününde, açılış konuşmasını yapan Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, TechXtile Start-Up Challenge’ın sadece yarışma dönemi ile sınırlı kalmayan, yıla yayılan birçok etkinlik ve buluşma düzenleyen bir girişimcilik programı olduğunu belirterek bu yıl başvuru yapan 174 proje sahibine teşekkür ederek, ilk 36’ya kalmayı başaran proje sahiplerine de başarılar diledi.

PANDEMİYE RAĞMEN REKOR BAŞVURU

Pandemi sürecinin tüm zorluklarına rağmen bu yıl da Techxtile Startup Challenge’a yoğun bir başvuru olduğunu vurgulayan Pınar Taşdelen Engin, programın tüm sürecini online devam ettirme kararı alarak hızlarını kesmediklerini anlattı. Pınar Taşdelen Engin, “Bu dönemin tüm zorluklarına rağmen ise rekor bir başvuru aldık. Geçtiğimiz yıla oranla başvurularda %66 artış oldu.  Bu da hepimiz için umut verici ve oldukça sevindirici bir gelişme oldu. Girişimcilik ve yeni girişimciler tüm dünyada ekonomilerin gelişmesi ve işsizliğin önüne geçilmesi konularında çıkış yolu olarak görülüyor. Girişimciliğin yaygınlaşması ve bilinçli girişimcilerin sektörlerde yerlerini alabilmeleri için son yıllarda gerek devletimiz tarafından gerekse de özel sektörde çok kıymetli çalışmalar yapılıyor. Bu programı, tekstil alanında ihracatta katma değerin artırılması, yeni teknoloji ve metotların üretim süreçlerine kazandırılması, yenilikçi ürünler tasarlanması, yeni girişimci ve tasarımcıların teşvik edilmesi amacıyla düzenliyoruz” dedi.

Üniversite – sanayi işbirliğini güçlendirerek, girişimcilerle sanayicileri buluşturmayı da ana hedefleri arasında gördüklerini ifade eden Pınar Taşdelen Engin, “Sürecin başından finaline kadar geçen süreçte verilen eğitimler, yapılan çalışmalar ve sene içerisinde de düzenlediğimiz tüm etkinlikler bu yolun bir parçası” şeklinde konuştu.

GİRİŞİMCİLİKTE BAŞARININ YOLU İHTİYAÇLARI BELİRLEME VE İYİ BİR SUNUMDAN GEÇİYOR

Programda genç girişimcilerin projeleri hakkındaki sunumlarını değerlendiren TechXtile Startup Challenge Proje Koordinatörü ve Ventures & Mentors League CEO’su Ufuk Batum, aynı zamanda genç adaylara girişimcilikle ilgili bilgiler verdi. Ufuk Batum, üretimde ya da hizmet sektöründe pazar ihtiyaçlarını belirleyerek, ihtiyaca cevap veren ürün ya da hizmetler ortaya çıkarmanın girişimciliğin ana konularından biri olduğunu belirtti. Ufuk Batum, ortaya çıkarılan ürün ya da hizmetin farklı ve ihtiyaçları karşılayan yönleriyle pazarda cevap bulabilecek nitelikte olması gerektiğine vurgu yaparak, şunları söyledi:

 “Sizin gördüğünüz ve çözmek istediğiniz problem veya sorun nedir? Hangi sorunu algıladınız ya da yakaladınız? Bu sorun endüstriyi veya sektörü zorlayan önemli bir problem mi yoksa çözümü bilinen basit bir sorun mu? Bu sorunları, sorunların kaynaklarını, maliyetlerini ve çözüm önerilerinizi anlatan iyi bir sunumunuz olmalı. Bunu da kaynaklara ve istatistik dayanarak yapabilmek mümkün.”

Eğitim programının ikinci günü de genç girişimcilerin proje sunumları ve Ufuk Batum’un değerlendirme ve önerileri ile devam etti.

Ege İhracatçı Birlikleri “Sıfır Atık Belgesi” alan ilk ihracatçı birlikleri oldu

Gelecek nesillere daha yaşanabilir ve yeşil bir dünya bırakma hedefiyle 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan eden Ege İhracatçı Birlikleri, “Sürdürülebilirlik Yılı”nı “Sıfır Atık Belgesi” alarak taçlandırdı.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından başlatılan Sıfır Atık Projesine 1,5 yıl önce katıldıklarını, bu kapsamda gerekli olan Sıfır Atık Yönetim Sistemini kurduklarını ve yapılan denetimlerden başarılı bir şekilde geçerek Türkiye’de “Sıfır Atık Belgesi” almaya hak kazanan ilk ihracatçı birlikleri olmanın mutluluğunu yaşadıklarını kaydetti.

Öncelikle atık oluşumunda bilinçli davranılması, gereksiz atık oluşumunun önlenmesi hedefiyle hareket ettiklerini dile getiren Eskinazi, “Ege İhracatçı Birlikleri’nin sıfır atık ile ilgili çalışmaları uzun yıllara dayanıyor. 20 yıl önce yazışmalarımızı intranet sistemiyle elektronik ortama taşıdık. Üyelerimize yaptığımız sirkülerleri 20 yıldır e-posta yoluyla gönderiyoruz. Sıfır Atık Projesiyle birlikte oluşan atığın kaynağında ayrı toplanması ve geri kazanıma dönüştürülmesi yönünde sistemi hayata geçirdik” diye konuştu.

Ege İhracatçı Birlikleri’nin bundan sonraki hedefinin ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi Belgesi almak olduğunu dile getiren Eskinazi, sözlerini şöyle sürdürdü; “En önemli hedefimizin bundan böyle üyelerimizin bu yöndeki farkındalıklarının geliştirilmesi, bu amaçla eğitimler düzenleyeceğiz, bünyemizdeki kadronun bu konudaki yetkinliklerini arttıracağız. Bu konuda ihracatçılarımızın ihtiyaç duyacağı finansman ve desteklerin ortaya konulması yönünde çalışmalara yoğunlaşacağız. Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ile ilgili gelişmeleri yakından takip ediyoruz.”

EİB personelinin yüzde 10’u bisikletle işe geliyor

Kurum içi sürdürülebilirlik uygulamaları ve atık yönetim süreçlerini de özetleyen Eskinazi sözlerini şöyle sürdürdü; “Bisiklet kullanımını teşvik ettik. EİB hizmet binasında bisiklet park alanı ve giyinme alanı oluşturduk. Personelimizin yüzde 10’unun bisiklet ile işe gelmesini sağladık. Tehlikesiz atıkları kaynağında ayrıştırıp geri dönüşüme kazandırdık. Tehlikeli atıkların (Floresan, kartuş, atık yağ) ve tıbbi atıkları ayrıştırarak bertaraf firmalarına gönderdik. Elektronik ve elektrikli atıkları ayrı topladık, Covid-19 güvenli hizmet süreci kapsamında maske/eldiven atıklarının kontrollü bertarafa gönderilmesini organize ettik. Pil tüketimini azaltmak için kablolu fare kullanımına geçtik, kırtasiye malzemelerinin tekrar kullanımını sağladık. Su ve elektrik tasarrufu için tesisatlarımızı modernize ettik.”

Ege İhracatçı Birlikleri Sıfır Atık Projesine başladığı günden bu yana geçen 1,5 yıllık süreçte geri dönüşüm ve geri kazanım adına 26 adet ağaç, 2840lt petrol, 500kg hammadde, 50lt biodizel, 44M3 su tasarrufu, 12,800Kwh enerji tasarrufu yaptı.

Ege İhracatçı Birlikleri, Ağustos ayında Covid-19’a karşı aldığı tedbirler sonrasında, Türk Standartları Enstitüsü’nden TSE COVID-19 Güvenli Hizmet Belgesi alırken, Eylül ayında; Kişisel Verilerin Korunması Kanununa uyum çalışmalarının ardından Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemini kurarak ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi Belgesini almaya hak kazanmıştı.