2. Gastronomi Sempozyumu ve astım

Özyeğin Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nün düzenlediği 2. Gastronomi Sempozyumu, Çekmeköy Kampüsü’nde akademisyenleri, ünlü şefleri ve sektör profesyonellerini buluşturdu.
“Gelenek ve Yenilik Çerçevesinde Türk Mutfağı” başlığıyla Özyeğin Üniversitesi Çekmeköy Kampüsü’nde düzenlenen 2. Gastronomi Sempozyumu bu yıl da uzman konukları ağırladı. Vedat Başaran’ın moderatörlüğünü yaptığı birinci oturumda Prof. Dr. Artun Ünsal, Doç. Dr. Özge Samancı, Yazar Mary Işın ve Gazeteci Aylin Tan’ın katılımıyla Türk ve Osmanlı mutfağının geçmişten günümüze taşınan lezzetleri, teknikleri ve sosyal etkileri konuşuldu.
İkinci oturumda ise Gastronom Tangör Tan, Çiya Sofrası Şefi Musa Dağdeviren, YUCİTA Başkanı Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu ve Feriye Lokantası Şefi Aydın Demir geleneksel mutfak ile yerel mutfağın kavramsal farkını tartışarak, coğrafi işaretlemenin yerel ürünlerin korunmasındaki rolünü ve yerel ürünlerin Türk mutfağındaki modern uygulamalarını paylaştı.
“Geleneksel Türk Mutfak Ruhunun Çağdaş Yansımaları ve Türk Gastronomisinde Yeni Akımlar” başlıklı oturumu ise Sözen Organizasyon Genel Müdürü ve Food in Life Gastronomi Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Gökmen Sözen yönetti. Oturuma; Spago Restoranı’nın Şefi Cihan Kıpçak, Basta! Restoran’ın Şefleri Kaan Sakarya ve Derin Arıbaş, Akali Restoranı’nın Şefi Çağlar Kıpçak ve Yeni Lokanta’nın Şefi Civan Er konuşmacı olarak katıldı.
Nicole Restoranı’nın Şefi Aylin Yazıcıoğlu’nun moderatörlüğü, Le Cordon Bleu İstanbul Yönetici Şefi Erich Ruppen, IWSA (International Wine & Spirits Academy) Müdür Yardımcısı Ayça Budak ve Vogue Türkiye Yemek Editörü Cemre Narin’in katılımıyla gerçekleşen etkinliğin son panelinde ise Türk mutfağının dünya gastronomisindeki potansiyeli tartışıldı.
Sempozyumda ayrıca Özyeğin Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Lisans Programı öğrencileri konuşmacılar ve basın için Türk mutfağı temalı özel bir öğle yemeği hazırladılar.
Özyeğin Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özge Samancı “Gelenek ve Yenilik Çerçevesinde Türk Mutfağı temalı 2. Gastronomi Sempozyumu, Özyeğin Üniversitesi ÖzÜ Cuisine Öğrenci Kulübü’nün girişimi ve UBYO Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümünün desteğiyle  Türk mutfak kültürünün akademisyen, araştırmacı, şef, restoran işletmecisi ve medya gözüyle incelenip tartışıldığı bir etkinlik olarak tasarlandı. Bu sempozyum aracılığıyla amacımız, öğrencilerimizi ve ilgili katılımcıları Türk gastronomi dünyasının önemli kanaat önderleriyle bir araya getirmek ve Türk mutfağının geçmişten günümüze öyküsünü dinledikten sonra, Türk Mutfağının ulusal ve uluslararası boyutta gastronomi dünyası için sahip olduğu zenginliği daha görünür vsürdürülebilir kılmak için aşılması gereken sorunları gündeme getirmek.” diye konuşu.
Etkinliği düzenleyen ÖzÜ Cuisine Öğrenci Kulubü Başkanı Ecem Karakuş ise “ÖzÜ Cuisine olarak gastronomi ve Türk Mutfağı’na ilgisi olan öğrencileri sektörün ileri gelenleriyle buluşturarak bu alanda vizyonumuzu genişletmek için bu sempozyumu düzenledik.” dedi.

Demirel, “ Astım Ülkemizde Her 100 Yetişkinden 7’sinde Görülüyor”

Kayseri Melikgazi Hastanesi Başhekimi Göğüs Hastalıkları Uzm.Dr. Mustafa Demirel, 2 Mayıs Dünya Astım günü nedeniyle bir açıklama yaptı.

Uzm. Dr. Mustafa Demirel, Astım’ın tüm dünyada yaklaşık 300 milyon kişiyi etkilediği tahmin edilen ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu ifade ederek, “ Ülkemizde yaklaşık her100 erişkinden 5-7’sinde, her 100 çocuktan 13-15’inde görülmektedir. Her yaştan bireyi etkileyebilen, doğru tedavi ile kontrol altına alınabilen, kontrol altına alınamadığında ise günlük aktiviteleri ciddi olarak kısıtlayabilen kronik (müzmin) bir hastalıktır” dedi.

Uzm.Dr. Mustafa Demirel, Astım’ın Hava yolları, ağız ve burundan başlayıp, nefes borusu ile devam eden bir rahatsızlık olduğunu belirterek, “  Astım, hava yollarının daralması ile kendini gösteren ve ataklar (krizler) halinde gelen bir hastalıktır. Hastalar ataklar arasında kendilerini iyi hissederler. Krizde hava yollarını saran kaslar kasılır, ödem ve şişlik artar, ilerleyen iltihapla birlikte hava yolu duvarı kalınlaşır. Hava yollarındaki salgı bezlerinden kıvamlı bir mukus (ifrazat-balgam) salınır. Tüm bunlar hava yollarını önemli ölçüde daraltır ve havanın akciğerlere girip çıkması engellenir. Bu durum, artan öksürük, nefes darlığı, hırıltı ile kendini göstermektedir” dedi.

Melikgazi Hastanesi Başhekimi Göğüs Hastalıkları Uzm.Dr. Mustafa Demirel, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

“ Öksürük (genellikle kuru, yani balgamsız), nefes darlığı, göğüste baskı hissi ve hırıltılı-hışıltılı solunum gibi belirtiler olur. Belirtiler tekrarlayıcı olup nöbetler halinde gelir. Genellikle gece veya sabaha karşı ortaya çıkar. Kendiliğinden veya ilaçlar ile düzelir. Bireye göre değişen bazı nedenler belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Belirtiler mevsimsel değişiklik gösterebilir.

Bireyi hekime götüren belirtiler ve bireye ait tıbbi öykü tanı aşamasının ilk basamağını oluşturur. Öyküde önemli noktalar şu şekilde özetlenebilir:

  • Belirtilerin (öksürük, nefes darlığı, göğüste baskı hissi, hışıltılı solunum) tekrarlayıcı olması
  • Ataklar dışında bireyin kendini iyi hissetmesi
  • Belirtilerin özellikle gece veya sabaha karşı olması
  • Bireye özgü allerjen ya da iritanlar ile belirtilerin ortaya çıkması
  • Egzersiz sonrası öksürük ya da hışıltılı solunum olması
  • Soğuk algınlığının “göğsüne iniyor” olması
  • Belirtilerin kendiliğinden ya da uygun astım tedavisi ile düzelmesi
  • Ailesinde astım veya allerjik hastalık öyküsünün bulunması

Astım hastalığını ortaya çıkarabilecek bir kan tahlili yoktur. Röntgen bulguları genellikle normaldir. Solunum fonksiyonu cihazları ile nefes ölçümleri (ilaçlı-ilaçsız) yapılarak tanı kesinleşebilir veya hastalığın ağırlığı belirlenebilir.”