15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nde şehit aileleri ve gaziler unutulmadı

Vali Kamçı “ O Gece Kahraman Şehit ve Gazilerimiz Milletimizin ve Tüm Mazlum Halkların Umudu ve Gururu Olmuştur”

Vali Süleyman Kamçı, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeniyle düzenlenen yemekte 15 Temmuz Şehitlerinin aileleri ve gazilerle bir araya geldi.

Kayseri Polisevinde düzenlenen yemeğe Vali Süleyman Kamçı, Garnizon Komutanı Tuğg.Ercan Teke, 12. Hava Ulaştırma Üs Komutanı Tugğ.Selçuk Aygün, Kayseri Milletvekilleri İsmail Özdemir, Mustafa Baki Ersoy,Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, Vali Yardımcıları Mehmet Emin Avcı, Dr.M.Hüseyin Nail Anlar,Baha Başçelik, Zekeriya Güney, Ali Uslanmaz, il Jandarma Komutanı Albay Hüseyin Bekmez, İl Emniyet Müdürü İbrahim Kulular, İl Müftüsü Doç.Dr.Şahin Güven, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, şehit aileleri ve gaziler katıldı.

Yemekte bir konuşma yapan Vali Süleyman Kamçı, “ Bildiğiniz üzere iki yıl önce gerçekleştirilmek istenen hain darbe girişimi, Sayın Cumhurbaşkanımızın dik duruşu ve aziz milletimiz tarafından bertaraf edilmiştir. Bu ihanet gecesinde, vatanı, milleti, bayrağı ve sevdikleri için aziz canını feda eden şehitlerimiz ve gazilerimizin gayretleri ile bu gün burada özgürce hayatımızı devam ettirdiğimizin bilincindeyiz. 15 Temmuz günü yaşanan o karanlık gecenin sabahında Allah’a şükürler olsun ki FETÖ ve dış destekçileri istediklerini alamamış ve ülkemiz üzerinde oynanmak istenen oyunlara geçit vermemiştir.” diye konuştu.

O gece kahraman şehit ve gazilerimizin milletimizin ve tüm mazlum halkların umudu ve gururu olduğunu ifade eden Vali Kamçı, sözlerine şöyle devam etti:

“Şehit yakını olmanın gururunu yaşayan şehitlerimizin siz değerli yakınları bilmelisiniz ki şehitlerimizin bizlere bıraktığı en değerli emanetlersiniz. Vatanımızın ve bayrağımızın savunulmasında yaralanan ve gazilikle şereflenen değerli vatandaşlarımız, sizlere olan minnet ve şükranlarımızı ödemek için, bıraktığınız emanete sahip çıkmanın gayreti içerisinde olduğumuzu bilmenizi isterim. Milletimiz için vatanın ve bayrağın kutsal olduğunu, özgürlüğümüzden canımız pahasına vazgeçemeyeceğimizi, bir kez daha dünyaya gösterdiniz. Şüphesiz; ülkemize büyük zarar veren FETÖ, PKK ve diğer terör örgütlerine karşı mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir.” dedi.

Program İl Müftüsü Doç.Dr.Şahin Güven tarafından yemek duası ile sona erdi.

Program sonunda Vali Kamçı, şehit aileleri ve gazilerle yakından ilgilenerek onlarla toplu fotoğraf çektirdi.

15 TEMMUZ KAHRAMANI UNUTULMADI

Büyükşehir Belediyesi tarafından ilçelerde yapılan sosyal yaşam merkezleri anlamlı etkinliklere de imza atıyor. Sarıoğlan ilçesine bağlı Palas Mahallesi’nde yapılan Sosyal Yaşam Merkezi’ndeki öğrenciler 15 Temmuz kahramanlarından Ömer Halisdemir’i unutmadılar.

Vatanımıza kastedilen o karanlık gecenin, milletin kahramanları ile aydınlığa ulaştığı 15 Temmuz’un yıldönümünde anlamlı bir etkinlik de Büyükşehir Belediyesi Palas Sosyal Yaşam Merkezi’nden geldi. Palas Sosyal Yaşam Merkezi’nde eğitim gören öğrenciler 15 Temmuz’un ölümsüz kahramanlarından Ömer Halisdemir’i unutmadı.

Şehit Ömer Halisdemir’in ismini taşıyan Ömer Halis İnce, Ömer Halis Burak, Ömer Halis Yıldırım, Ömer Halis Güven ve Ömer Halis Demir adlı 5 çocuğa  yaz okulu öğrencileri tarafından yazılmış mektup, Türk Bayrağı ve çocuğun ismi yazılı olan künye hediye edildi. Ömer Halis isimli çocuklara yazılmış mektupta “Adın da namın da kutlu olsun” ifadeleri yer aldı.

“BİZİ, BİLGİSİZ OLDUĞUMUZ BİR NOKTADAN VURDULAR!”

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı’nın teşrifi ve İl Müftülüğümüz ile Türkiye Diyanet Vakfı Kayseri Şubesi’nin organizesiyle “Din İstismarı ile Mücadele” isimli program, 14 Temmuz 2018 Cumartesi sabahı saat 09.00’da gerçekleşti.

Program, Ali Rıza Özderici İmam-Hatip Lisesi öğrencilerinden Hilmi Altıok’un Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra Bünyan İlçe Müftüsü Mahmut Taşyapan tarafından yemek duası yapıldı.

Yaptığı selamlama konuşmasında İl Müftümüz Doç. Dr. Şahin Güven, üzerinden 2 yıl geçen ve 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişimi gibi hain operasyonların bir daha vuku bulmaması için, özellikle de din-i mubin-i İslam’ı kendi süfli emellerine alet edenlerin önüne geçilmesi ve onlara karşı gerekli tedbirlerin alınması için birtakım çalışmalar ve programlar yapıldığını ifade ettikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü:

“Diyanet İşleri Başkanlığımız, 15 Temmuz 2016 gecesinde camilerden salaların okunması kararına vararak her görüşten, her fikir ve ideolojiden insanın meydanlara davet edilmesini sağlamıştır. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. O gece, Kayseri Cumhuriyet Meydanı’nda saat 22.30 sularında birkaç yüz kişilik sayıda insan varken, saat 00.00 sularında bu sayı birkaç bine çıkmıştı. Sonrasında Sayın Cumhurbaşkanımızın halkımızı meydanlara davet etmesi ve camilerimizden verilen salalarla insanlar meydanlara akın etti. Kayseri Emniyet Müdürlüğü’nden aldığımız bilgiye göre o gece meydanda 150 bin kişi vardı.

Ayrıca Emniyet Müdürlüğümüzün de korunmasının gereğini düşündüğümüzden dolayı Kocasinan İlçesindeki halkımızı Emniyet Müdürlüğü önüne davet ederek 50 bin kişinin de orada toplanmasına vesile olduk. Yani o gece 200 bin Kayserili, vatanına ve milletine sahip çıktı.

O gecenin sabah namazını 100 binlerle meydanda eda etmemizle, aslında devlet-millet birlikteliğinin ne kadar önemli olduğunu, halkımızın manevi duygularını harekete geçirerek devletine-milletine sahip çıkmasının ne kadar yerinde bir tavır olduğunu görmüş olduk. Bu iki yıllık süreç içerisinde birçok faaliyet gerçekleştirdik; konferanslar, seminerler, paneller, okullarda öğrencilere dönük toplantılar… Üniversitelerimizde ve KYK yurtlarında kalan öğrencilerimize yönelik de programlar gerçekleştirdik.”

Sayın Güven’den sonra söz alan Kayseri Gönüllü Kültür Teşekkülleri Başkanı Ahmet Taş, “Geçmişten bugüne Diyanet teşkilatı, Türkiye’de dinin önündeki engellerin kaldırılması ve dinin doğru anlatılması konusunda hep önde olmuştur. 2000’li yıllardan sonra Diyanet teşkilatı, dinin doğru şekilde anlatılması ve yanlış olan akımların da giderilmesi hususunda çok büyük faaliyetlerin içerisine girdi” dedi.

“İNSAN, DİNİNİN HİZMETKÂRI OLMALIYDI, DİN İNSANIN HİZMETKÂRI DEĞİL!”

“Din İstismarı İle Mücadele” konusu bağlamında konuşmak için kürsüyü teşrif eden Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Sayın Martı, Yüce Allah’ın, insanı yeryüzünün en değerli varlığı yani halife olarak yarattığını ve görevinin de yeryüzünü ıslah ve ihya etmek olduğunu söyleyerek başladığı sözlerine, şöyle devam etti:

“Cenab-ı Hak, insana din gönderdi ve insanın vazifesi, dine hizmet etmekti. İnsan, dine hizmet ettiği sürece, dinin yücelmesi, yayılması, hakikatlerinin insanlığa ulaşması, yeryüzünün barışa ve selamete kavuşması için uğraştığı sürece bir sorun yoktu. Ama ne zamanki din insana hizmet etmeye başladı; işte orada problem ortaya çıktı. Eğer din insana hizmet ediyorsa, din insanın birtakım maddi çıkarlar elde etmesine, şöhret ve makam sahibi olmasına ve bunu kendi menfaati için kullanmasına hizmet eder hale gelmişse, işte orada din istismarlığı vardır. İnsan, dininin hizmetkârı olmalıydı, din insanın hizmetkârı değil.

Din istismarı dediğimiz şey, insanın dünya çıkarları için lüks devşirmek, zengin olmak ya da bir şekilde otorite sahibi olmak için dini argümanları kullanmalarıdır. İnsanın içerisinde çok derin bir maneviyat olduğunu hepimiz biliyoruz. Bizim, tıpkı ekmek gibi, su ve hava gibi maneviyata ve inanmaya da ihtiyacımız var. Bu ihtiyacın sağlıklı bir şekilde karşılanmadığı durumlarda, aç ve susuz kalmaya dayanamayacağımız gibi, maneviyat iklimi ihtiyacını gidermek için de maalesef sağlıksız beslenme yollarına gidebiliyoruz. İşte din istismarı dediğimiz şey, tam da böyle bir zamanda, böyle bir ortamda ortaya çıkıyor ve insanların maneviyat, bağlanma, inanma ihtiyaçlarını sömürerek Cenab-ı Hakk’ın adını ve sevgili Peygamberimize olan muhabbeti kullanıp, ahlaki hassasiyetlerimizi ya da bir şekilde ibadetlerimizi kullanıp kendi menfaat çarkını döndürmeye çalışmaktır.”

“DİNE HİZMET EDECEK ASİL NESİLLER YETİŞTİRMELİYİZ!”

DAEŞ İslam’la şiddeti birleştirerek sapkınlık oluşturuyorken, beri tarafta sözde barışla, dinler arası diyalogla, insanlara huzur aşılayacağı vaadiyle hareket eden FETÖ’nün olduğunu söyleyen Sayın Martı, devamında şu noktalara temas etti:

“Bu topraklarda mü’minlerin, Allah deyince, Peygamber sevgisi deyince yürekleri titredi ve onlar, bu duygusal ve manevi atmosferi kendi lehleri ve menfaatleri için kullandılar. Biz, aslında duygusu çok yoğun ve sevgisi çok derin olan bir milletiz. Din söz konusu olunca, her zaman kucağını açan bir milletiz. Ama maalesef biz, sevgisi çok olduğu kadar bilgisi de çok olan bir millet değiliz. Bilgisiz olduğumuz bir noktadan bizi vurdular. Bunun, daha derinlerdeki sebebi, İslam ve din eğitiminin, maneviyat ve değer eğitiminin ülkemizde belli süreçlerde yasaklanmasıydı. Eğer bu eğitimler, insanlara sağlıklı bir şekilde verilemezse, yürekli ve iyi niyetli kimseler tarafından çocuklarımız İslam’ın hakikatine, o sade, o mutedil, o güvenilir İslamî bilgilerle tanıştırılamazlarsa, o zaman istismara açık hale geliyoruz.

DAEŞ de İslamî anlamda eğitim alınamamış coğrafyalarda büyüdü. Irak, Suriye, Mısır coğrafyaları, hepimizin bildiği üzere II. Dünya Savaşı sonrasında Orta Doğu’da yaşanan kargaşa, o sömürge altındaki halkların dini açıdan eğitim alamamış ve baskılanmış öfke dolu gençleri, ellerine silah verilince din adına şiddet saçmaya başladılar. Benzer şekilde bizde de dini eğitimi sağlıklı bir şekilde alamayan, kapatıldıkları için Kur’an kurslarına ve İmam-Hatip okullarına gidemeyen, ailesinden, dini bütün sadeliğiyle öğrenemeyen insanlarımız, maalesef din adına bir ilerleme kat edememişlerdir. O zaman din istismarını bir daha yaşamamak adına, bizim uyanık olmamız lazım. Bu topraklarda, dine hizmet edecek asil nesiller yetiştirmemiz lazım.”

“Din İstismarı ile Mücadele” isimli  programa, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı, Vali Yardımcısı Ali Uslanmaz, İl Müftümüz Doç. Dr. Şahin Güven, Erciyes Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafaoğlu, Melikgazi Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Talas Belediye Başkanı Dr. Mustafa Palancıoğlu, Gönüllü Kültür Teşekkülleri Platformu Başkanı Ahmet Taş, İl Sağlık Müdürü Dr. Ali Ramazan Benli, AFAD İl Müdürü Osman Atsız, İŞKUR İl Müdürü Ahmet Ayçiçek, Kaymek Müdiresi Mürşide Gonca Aslan, Erciyes Kadın Platformu üyeleri, il müftü yardımcıları, ilçe müftüleri, TDV Kayseri Şubesi yönetimi ve STK temsilcileri katıldı.

12 Temmuz 2018 Perşembe gününden itibaren üç gün boyunca Kayseri’de bulunan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Sayın Martı, Mümin Akan Kur’an kursunda 1 aylık mesleğe hazırlık eğitim seminerine tabi tutulan 4/B sözleşmeli Kur’an kursu öğreticilerine konferans verdi ve Uhud Kur’an kursunda hafızlık eğitimi gören Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi kız öğrencilerini ziyaret ederek bir müddet sohbet etti ve kendilerine tavsiyelerde bulundu. Sonrasında ise Kayseri’den ayrıldı.

15 Temmuz şehitleri, Ana Vatan, Yavru Vatan ve tüm dünyada olduğu gibi, Hollanda’da dört temsilciliğimizde  anıldı.

Türkiye’de 2 yıl önce 15 Temmuz’da yaşanan  darbe girişiminde şehit olanlar, Ana Vatan Türkiye, Yavru Vatan Kuzey Kıbrıs ve tüm dünyada olduğu gibi Hollanda’da dört temsilciliğimizde çeşitli etkinliklerde  ayrı ayrı anıldı.
“Demokrasi şehitlerini anma”  ve “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” olarak başlıklarıyla yapılan anma törenlerinde, teröristler lanetlendi.

Hollanda’daki ilk etkinlik Amsterdam Başkonsolosluğumuzda yapıldı.

Başkonsolos Tolga Orkun, Sivil Toplum Kuruluşları’nın temsilcileri ile medya mensuplarının katıldığı anma töreninde yaptığı konuşmada, 15 Temmuz darbe girişiminin, Türkiye tarihinin en kanlı, acımasız ve hain olaylarından biri olduğunu belirterek, “FETÖ’nün kana susamış darbe girişiminin ikinci yıl dönümünde, özellikle şehitlerimize ve darbe girişimini akim bırakan kahraman gazilerimiz ve bütün halkımızın fedakar girişimlerini anmak için bir araya geldik.” diye başlayan Başkonsolos  Orkun, FETÖ’nün Batı tarafından desteklendiğinin herkes tarafından bilindiğine dikkati çekerek, “FETÖ, PKK gibi birçok terör örgütü ile ilişkisi ve aldığı destek aşikar olan acımasız bir terör örgütüdür. DEAŞ ve PKK’dan hiçbir farkı olmayan FETÖ’cüler hem aramıza sızıp faaliyet yapmışlar hem de diğer örgütlerle birlikte ülkemizi bölmeye çalışmışlardır. PKK ve DEAŞ ile mücadelemiz neyse FETÖ ile mücadelemiz de odur. Fakat biz birlikte olduğumuz sürece bu hain terör örgütünün faaliyetleri ve casusluk şebekesinin tamamı ortaya çıkarılacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Amsterdam’da unlu mamülleri ile ünlenen Muhammed Karadeniz’in tatlı çeşitleri, börek. kurabiye ve poğaçaların ikram edildiği törende, Anadolu Ajansı muhabirleri tarafından çekilen fotoğrafları ve sinevizyonu izleyen davetlilerin, duygulu anlar yaşandığı gözlemlendi.

Lahey Büyükelçiliğimizde:
Amsterdam’daki törenden 4 saat sonra bu kez Lahey Büyükelçiliğimizdeki tören başladı.
Tören, şehitler için bir dakikalık saygı duruşu, Kuran-ı Kerim Tilaveti ve İstiklal Marşının okunması ile başladı.

Lahey Büyükelçiliğimizin  rezidansında düzenlenen etkinlikte konuşan,  Maslahatgüzar Alper Yüksel, “İki sene önceki hain darbe girişimi, İstiklal aşığı bir milletin kahramanlığıyla demokrasi zaferine dönüşmüştür.” dedi.

FETÖ’nün bazı ülkelerde masum rolü oynayarak düzenbazlıklarını sürdürmeye devam etmesine rağmen, giderek zayıfladığını söyleyen Yüksel, “Yabancı kamuoylarında da FETÖ’nün kendisini lanse etmeye çalıştığı şekilde eğitim ve hayır işleriyle uğraşan toplumsal bir hareket olmadığı yavaş yavaş anlaşılmaya başlanmıştır. Bunun anlaşılması o ülkeler bakımından da önemlidir. Zira FETÖ’nün ihaneti sadece Türkiye’ye yönelik bir ihanet değildir. Dünyanın hangi ülkesinde yapılandılar ise o ülkenin hukuk düzenine, demokrasisine ve özgürlüklerine de ihanettir” diye konuştu.
Türkiye’nin ve halkın demokrasisine sahip çıktığını ve zor günleri geride bıraktığını dile getiren Yüksel, “Türkiye terör örgütleriyle mücadelede polisiyle, askeriyle ve 15 Temmuz gecesi tek yürek olup sokağa dökülen silahsız ama korkusuz kahramanlarıyla başarılı olmuştur” ifadesini kullandı.

Rotterdam Başkonsolosluğumuzda:

Şehitlerimiz, Amsterdam ve Lahey’deki törenden bir gün sonra Rotterdam’da anıldı.
Rotterdam Başkonsolosluğumuzda yapılan anma töreni, saygı duruşunun ardından, İstiklal Marşı ve Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başladı.

Din görevlisi Osman Gül’ün yaptığı anlamlı konuşma ve duygulandıran dualardan sonra, Rotterdam Başkonsolosumuz Sadin Ayyıldız, yaptığı konuşmasına şöyle başladı:
‘Değerli Misafirler, hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyor, 15 Temmuz Şehitlerini Anma Programı’na hoş geldiniz diyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kanlı ve hain terör saldırısını atlatmamızın üzerinden tam iki yıl geçti. Aradan geçen zaman şunu açık ve net bir şekilde ortaya koymuştur ki, 2016 yılının 15 Temmuz gecesi gerçekleşen bu hain girişim aslında darbe görünümü altında ülkeyi ele geçirme ve işgal planının bir parçasıydı. Bu hain planı yapanlar ise aklını, vicdanını ve ruhunu tek bir kişiye kiraya vermiş olan ve 40 yıldır yüce Türk milletinin dini ve milli duygularını istismar eden Fetullahçı Terör Örgütü’nün, ordu ve devlet içine sızmış hain militanlarıydı.
Adı Türkiye Büyük Millet Meclisi olan ulusal parlamentosunu bombalayan, terör örgütleriyle mücadelemizde ön cephede yer alan polis özel harekat karargahını yerle bir eden, silahsız sivillerin üzerine tanklar süren ve savaş uçakları ve saldırı helikopterlerinden ateş açan canilerle karşı karşıya kaldık.
Tarihimizde böyle bir vahşet yaşamamıştık. O gece darbecilerin gösterdiği vahşet ve hıyaneti tanımlayacak uygun kelimeleri bulmakta şahsen zorlanıyorum. Sözkonusu teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki en kanlı terör eylemini teşkil etmektedir. Ülkenin demokratik kurumlarını savunmak için sokağa çıkan masum sivillere karşı ölümcül silahlar kullanıldı. Kendilerini silah arkadaşı olarak gören ve girişime katılmayı reddeden masum askeri personel ve komutanlar öldürüldü.’

Ayyıldız, 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimindeki acı deneyimden iki gurur vesilesi ortaya çıktığını belirterek, şunları kaydetti:

“Birincisi, Türk halkının cesaret ve kararlılığıdır. Toplumun ve siyasi yelpazenin her kesiminden vatandaşlarımız, darbecilere karşı sokağa döküldüler. Bu süreçte Sayın Cumhurbaşkanı’mızın gösterdiği liderlik ve halka yaptığı çağrının kritik önemi haizdir. Ayrıca televizyon kanallarımız darbecilerin tehditlerine, baskınlarına rağmen yayınlarına devam etti. Türk milleti bir bütün oldu. İkinci gurur vesilemiz ise Türk milletinin tüm dünyaya demokrasiye sahip çıktığını ve çıkacağını göstermesi olmuştur. Halkımız, Türkiye’ye silahlı grupların değil, sadece demokratik yoldan işbaşına gelen hükümetlerin ve milli iradenin hakim olabileceğini ortaya koymuştur.”

Bu girişimi sadece sapkın bir hain grubunun ülke yönetimini ele geçirme projesi olarak görmenin hata olacağına dikkati çeken Ayyıldız, “Bunu, günümüzde giderek şiddetlenen bölgesel ve küresel ölçekteki büyük güç mücadelesinin ve küresel güçlerin Türkiye üzerinden hayata geçirmek istedikleri hain planları dikkate alarak değerlendirmek daha isabetli olacaktır.” diye konuştu.
Deventer Başkonsolosluğumuzda

15 Temmuz şehitleri, Amsterdam, Lahey ve Rotterdam’dan sonra, Hollanda’da dördüncü temsilciliğimiz olan Deventer Başkonsolosluğumuzda da anıldı.

Sivil Toplum Kuruluşları temsilcileri ve medya mensuplarının katıldığı anma töreninde konuşan Başkonsolos Tuna Yücel Modrak, milli iradenin hain darbe girişimine karşı koymayı başardığını, Türk milletinin demokrasisine sahip çıkarak, tüm dünyaya bir demokrasi dersi verdiğini söyledi.

Başkonsolos Tuna Yücel Modrak, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü vesilesiyle, o talihsiz gecede tanklara karşı göğsünü korkusuzca siper eden şehitlerimizin ve gazilerimizin minnet ve rahmetle anıldığını, çıplak elleriyle silahlı teröristlere karşı koyan kahramanların hakkının ise ebediyen ödenemeyeceğini belirtti.

Darbe girişimi gecesi Ankara’da olduğunu söyleyen  Başkonsolos Modrak, yaşanan korkunç olayları ve Türk halkının yazdığı 15 Temmuz destanını, bir ömür boyu, dünmüş gibi hatırlayacağını, bunların gelecek nesillere en iyi şekilde anlatılması gerektiğini, bunun demokrasimiz, milli birlik ve beraberliğimizin korunmasının teminatı olduğu kadar, o gece canları pahasına demokrasimizi savunan şehit ve gazilerimize boynumuzun borcu olduğunu, şehit ve gazilerimize olan minnet duygularımızın ilelebet süreceğini ifade etti.

Yücel Modrak, 15 Temmuz darbe girişiminde üzerinde durulması gereken en önemli noktalardan birinin insanların dini duygularını sömürerek gizli suç faaliyetleri yürütülmesi olduğunu, ancak bu hain ve karanlık yapıya en iyi cevabı sivil direnişin verdiğini hatırlattı.

Başkonsolos Yücel Modrak, 15 Temmuz gecesi yaşananların bir daha yaşanmamasını tüm milletimiz adına temenni ettiğini, o talihsiz gecede hayatını kaybeden Aziz şehitlerimizi minnetle andığını, gazilerimize en derin teşekkürlerini ilettiğini söyledi.

Türkiye Kamu-Sen Kayseri il temsilcisi Kamil Ünal

Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez

 “Huzurumuzun, birliğimizin ve dirliğimizin daim olması dileklerimle, tüm milletimizin 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Gününü kutluyorum.

İçimizdeki devlet ve millet düşmanlarının dış güçlerle işbirliği yapıp, seçimle gelmiş iktidarı silah zoruyla indirerek ülkemizin anahtarlarını küresel şer odaklarına teslim etmek üzere yola çıktığı hain darbe girişiminin üzerinden 2 yıl geçti.

Terör örgütü mensupları, yıllarca saf ve temiz duygularını suistimal ederek milletimizin sinesinde sinsi bir yılan gibi beslendiler. Adaleti, liyakati, ehliyeti ve hakkaniyeti ayaklar altına alarak her türlü gayri ahlaki metodu uygulayıp yandaşlarını kamuda etkili konumlara getirdiler.

Bu milleti gaflet uykusunda zanneden; masum, silahsız, kendi  vatandaşlarına dahi namlu doğrultmakta beis görmeyecek kadar gözü dönmüş caniler, ülkemizi kana ve teröre boğdular. Ancak Türk milletinin en büyük vasfı olan birlik, beraberlik ve cesareti karşısında pes edip adeta bozguna uğradılar.

O gün ülkemizi büyük bir badirenin içine düşmekten kurtaran güç; bütün siyasi, ideolojik ve sosyal farklılıklarını bir tarafa bırakarak tek bir amaç etrafında toplanan, vatanına, milletine, devletine ve cumhuriyetine sahip çıkan, vatanın varlığını, milletin geleceğini tehlike altında görerek meydanlara koşan Türk milletinin ortaya koyduğu bağımsızlık ruhuydu.

İstiklal Şairimiz M. Akif Ersoy’un “Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez” dizelerinde dile getirdiği üzere, tek amaç için sımsıkı bir birliktelik sağlayan milletimiz, ortaya koyduğu çelikleşmiş iradesi ile içerideki ve dışarıdaki düşmanlarımıza tarihi bir ders daha verdi. Dost, düşman herkese bu milletin bir ve bütün olduğunda nasıl zaptedilemez bir kale olduğunu bir kere daha gösterdi.

Ne var ki tarih; geçmişi yalnızca hikaye olarak gören, kahramanlıklarla, efsanelerle yetinip gerçeklerle yüzleşmeyi reddedenler için tekerrürden ibarettir. Elbette 15 Temmuz, bu milletin devletiyle, siyasetçisiyle, kamu görevlisiyle, işçisiyle, emeklisiyle, güvenlik kuvvetleriyle bir olup belki de tarihin akışını değiştirdiği bir gündür. Ancak ülkemizi 15 Temmuz alçaklığına taşıyan süreç iyi görülüp, anlaşılmadan bu tehlikenin tam olarak bertaraf edildiğini de söylemek mümkün değildir. FETÖ’nün yıllarca ülkemizdeki ehliyet, liyakat ve adalet sistemini tahrip ederek, değerlerimizi yavaş yavaş aşındırarak, insanları taraf olamaya zorlayarak gelinen nokta mutlak surette görülmelidir.

Benzer acıların bir daha yaşanmamasının anahtarı milli birliğimizin muhafazası, milli birliğimizin anahtarı ise kamu başta olmak üzere her alanda adaletin tesis edilmesi, ehliyet, liyakat ve hakkaniyetin hakim kılınmasındadır. Bu günden sonra yapılacak olan terör örgütünün toplum ve kamu kurum ve kuruluşları nezdinde açtığı bu yarayı sarmak, ayrılıkların, adam kayırmaların, torpillerin, haksızlıkların üzerini bir daha açılmamacasına kapatmaktır.

Bu duygu ve düşünceler içinde tarih boyunca bu millet için can veren bütün şehit ve gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyor, Milli Birlik Gününde, Allah bizleri birliğimizin kıymetini bilen ve koruyanlardan eylesin diyorum. Tüm milletimizin 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Gününü kutluyorum”

TZOB Genel Başkanı Bayraktar: daima demokrasinin yanında olduk ve darbelere karşı durduk

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ziraat Odaları ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin, daima demokrasinin yanında olduğunu ve darbelere karşı durduğunu bildirdi.

Bayraktar, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, milletin kararlılığıyla defedilen 15 Temmuz 2016’daki ihaneti ve hain saldırıyı unutmayacaklarını, unutturmayacaklarını belirtti.

İki yıl önce, 250 vatandaşın şehit, 2 bin 193 vatandaşın ise gazi olmasına neden olan darbe girişiminin, alçak bir saldırı olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:

“2016 yılında, 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece, FETÖ terör örgütünün devleti ele geçirme, milletin egemenliğini yok etme girişimini açıkça gördük. Milletimizin kararlılığı bu girişimi defetmiştir.

Ziraat Odaları ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği 5 milyona yakın üyesiyle daima demokrasinin yanında olmuş ve darbelere karşı durmuştur.

Bu ülkenin temel direği olan çiftçimiz, birlik ve beraberliğin de teminatıdır.

Çiftçimizin, bu görevini her zaman yerine getireceğinden kimsenin kuşkusu olmasın.

Geçmişte olduğu gibi bugün de yarın da ülkemizin hem ekonomik hem demokratik gelişimini engellemek isteyenler unutmasınlar ki karşılarında bizi bulacaklardır.

Türkiye Cumhuriyeti, demokrasisiyle, hukuk sistemiyle, ekonomisiyle, güçlü kurum ve kuruluşlarıyla, devletiyle, milletiyle sürekli ilerleyecek, çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkacaktır. Kimse de bunu engelleyemeyecektir. Çiftçimiz de bu hedefin sonuna kadar savunucusu olacaktır.”

Bayraktar, gücünü milletten alan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet yaşayacağını belirtti.

15 TEMMUZ ŞEHİTLERİ ANMA TENİS MÜSABAKALARI BAŞLADI

Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü Tenis İl Temsilciliği tarafından düzenlenen 15 Temmuz Şehitleri Anma Tenis Müsabakaları başladı.

14 – 15 Temmuz 2018 tarihleri arasında İl Müdürlüğü Atatürk Spor Kompleksi Tenis Kortlarında yapılmakta olan müsabakalarda toplamda 110 sporcu mücadele ediyor.

HAMLELER 15 TEMMUZ ŞEHİTLERİ İÇİN YAPILIYOR

Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü Satranç İl Temsilciliği tarafından düzenlenmekte olan 15 Temmuz Şehitleri Anma Satranç Müsabakaları açılış hamleleriyle başladı.

14 – 15 Temmuz 2018 tarihleri arasında İl Müdürlüğü Ferdi Sporlar Merkezinde düzenlenen müsabakalarda 350 sporcu mücadele ediyor.

Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Murat Eskici müsabakalara katılan tüm sporculara başarılar diledi.