15 Temmuz seçme…(Köşe yazısı 18.07.2017 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Burada vatandaşın tepkisini dile getirmem gerek.

*Neden 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim, 10 Kasım gibi önemli günlerde de ulaşım araçları ücretsiz değil?

*Devletin, milletin parası ile bu kadar savurganlık niye?

*Yollarda bu kadar trafiği tehlikeye düşüren araç konvoyları, gece yarılarına kadar korna çalmalar, yüksek sesle müzik dinlemeler, havaya silah sıkılması neyin nesi?

*Sadece 15 Temmuz’daki neden 248 Şehit’ten ‘Kahraman’ diye bahsediliyor. 15 Temmuz öncesi ve sonrası Şehitler Bu vatan, Millet, Devlet, topraklar için Şehit düşmedi mi? Neden onların kemiklerini, anne-babalarının içlerini sızlatıyorsunuz?

Evet şimdide sosyal paylaşım sitesinden seçtiğim 15 Temmuz’la ilgili paylaşımlara yer vereyim.

*Allah’ım sen bu ülkeyi koru(Mustafa Cengiz)

*Ne mutlu Türküm diyene.. (Recep Alemdar)

*Allah toplumumuza şerden uzak huzurlu, güzel yarınlar kısmet etsin. (Türkan Navruz)

*15 Temmuz kalkışmasının üzerinden bir yıl geçti. 240 kişinin hayatına mal olan ve Türk devlet yapısında ciddi yarılmalara yol açan bu vahim olayın bize öğretmesi gereken bir kaç önemli hususu hatırlatmakta yarar var.  Evlatlarımız hiç bir cemaate, tarikata, partiye, derneğe emanet edilemeyecek kadar kıymetli ve özel. Hepsi de, hiç bir gayri resmi yapılanmanın insafına, korumasına terk edilemeyecek kadar önemli. Devletimiz, milletimizden topladığı vergilerin bir bölümüyle, her vatandaşımıza eğitim ve öğretim imkanı sunmalı, barınacak bir yurt veya yatak vermeli, yoksula burs temin etmeli. İnsanımız birine minnet duyacaksa, milletine minnet duymalı. Birinin askeri olacaksa devletinin askeri olmalı.Kökü dışarıda, başı dışarıda, eli bir yerde, ayağı başka yerde her türlü örgütlenme şüpheyle karşılanmalı ve takibata alınmalı. Ordu, emniyet, akademi, adliye gibi ehliyetin ve kabiliyetin esas alınması gereken kurum ve kuruluşlar, siyasete ve mensubiyete kurban edilmemeli.
Daha önemlisi, birilerine haksızlık hukuksuzluk edilirken, devletin gücü, milletin bir bölümüne karşı kullanılırken sessiz kalınmamalı. Hak ve hukuk hepimize lazım. Metreye, kantara hile katarsanız, bir gün o metreyle boyunuzun ölçüsünü alırsınız, bir gün o kantar sizi de tartar. Sonra feryat edersiniz ama yalancı çoban misali kimse size kulak vermez. (Aysel Özkan)

*Hiçbir mezhep, hiçbir tarikat veya cemaate, hiçbir şeyhe kişiye veya kuruma bağlanmak insanları daha dindar yapmaz. Sadece kindar olursunuz.(Ertuğrul Gönenç)

*Aynı meydanı iktidar doldurunca 2,5 milyon oluyor, muhalefet doldurunca 175 bin. (Nesrin Eren)

*Bir cenazede bir şey olur, kıkırdarsın, ordaki cemaat seni güldüğün için ayıplar. Bugün 250’ye yakın insanın ölüm günü ve millet lay lay lom, arabalar düğün konvoyu gibi, devletin havai fişek patlamasını saymayayım, diyorum olmuyor. Ayıp, çok ayıp. Siz de öleceksiniz ve bizde sizin bu yaptığınız gibi yapacağız. Siz bunu hak ediyorsunuz.(Özlem Uğur)

*Gecenin en güzel sözlerini Cumhurbaşkanı söyledi. Fetöcüler artık tek tip elbise ile mahkemeye gelecek. Daltonlar sizi. (Nurdan Gülücük Sarıçam)

*Cezaevlerinde bu kadar fetöcü yok. Maşallah meydan cemaatçiden geçilmiyor.  (Yavuz Yıkılmaz)

*Biz fetöya Amerikan uşağı dediğimizde bana ‘cenaze namazın kılınmaz senin’ diyenler şimdi Türk bayraklarıyla meydanlardalar. Ne mutlu Türküm Diyene. Allah bu millete bir daha 15 Temmuz’lar yaşatmasın.(Tuncay Köksal)

*Adam olan yalanı giymez üstüne, yanlışı giymez, yalakalığı moda etmez kendine. Paha biçilmez olmak varken kendine bir fiyat belirlemez. (Tülin Savaş)

*Korkuyorum. Birgün şeytan çıkıp ‘Affet Allah’ım insana uydum’ diyecek .  (Emine Çerçi)

*Mustafa Kemal Atatürk’ten anı : “Eski köşkün yemek odasından bilardolu hole çıkılan kapı yanında bir kanepe vardı. Bir gece yorulmuş, sofradan kalkarak kanepeye uzanmıştım. Bir aralık kapının açıldığını hissettim. Atatürk idi. Sıçrayıp, af edersiniz demeye bile fırsat kalmadığından uyumuşluğa vurdum. El yıkayacağı yeri tam karşımdaki merdivenin sahanlığındaydı. Atatürk’ün beni uyandırmamak için ayakucuna basar gibi yavaşça merdiveni çıktığını hala gözüm yaşararak hatırlarım.” (Falih Rıfkı Atay)

*Görecek günler var daha, aldırma gönül aldırma. (Gökten Öztürk)