Göçebe yaşamın, iklim ve biyoçeşitlilik üzerindeki etkileri

Pastoral Göçebelik, besin kaynaklarının, suyun ve enerjinin kullanımı açısından dünyadaki en akılcı yaşam biçimlerinden biri olarak varsayılıyor. Sürüleri ile birlikte besin ve su bulmak için 10 bin yılı aşkın bir süredir gerçekleştirdikleri yüzlerce kilometrelik yürüyüşleri ile Akdeniz’in doğasına, yemeğine ve kültürüne şekil veren pastoral göçebeler gezici bir fotoğraf sergisi ile 17 – 26 Haziran tarihlerinde Ankara’da buluşuyor.

Türkiye’den Yolda Girişimi’nin üyesi olduğu Doğa ve Kültür için Akdeniz Konsorsiyumu’nun Cer Modern Sanatlar Merkezi’nin katkılarıyla hayata geçirdiği sergi, Akdeniz’e kıyısı bulunan Türkiye, Tunus, Fas, Lübnan, İspanya ve Yunanistan’dan 6 önemli fotoğrafçının eserlerine yer veriyor.

Şimdiye dek Tunus, Paris, Cenevre, Beyrut, Madrid, Pindos ve Atina’da gerçekleştirilen serginin Ankara’dan sonraki adresi ise Hawaii olacak.

Akdeniz havzası, dünyada biyolojik çeşitliliğin en yoğun olduğu 36 sıcak noktadan biri olarak sayılıyor. Bu doğal zenginliğin en önemli nedenlerinden biri olan geleneksel hayvancılıkla uğraşan pastoral göçebeler doğanın takvimine göre yaşamlarını sürdürüyor.

Birçok canlının yaşamı, habitatların korunması bu toplulukların suyun ve otlakların izinde sürüleri ile birlikte mevsim koşullarına göre gerçekleştirdikleri göçe bağlı. Ancak Türkiye’de Sarıkeçili Yörükleri örneğinde olduğu gibi bu göçebe topluluklar birçok tehdit ile karşı karşıyalar.

Bu nedenle Türkiye’den Yolda Girişimi ve diğer Akdeniz ülkelerindeki doğa koruma örgütleri bir araya gelerek Doğa ve Kültür için Akdeniz Konsorsiyumu’nu oluşturdular. Tüm Akdeniz’de hem pastoral göçebelerin biyoçeşitlilik ve iklim değişikliği ile ilişkilerini araştırıyor, hem de koruma ve tanıtım çalışmaları yürütüyorlar.

Bu kapsamda Akdeniz’e kıyısı olan 6 ülkede 6 önemli fotoğrafçının hayvancılık ile uğraşan göçebelerin sevdalarını ve sıkıntılarını, çevreleri ve doğa ile güçlü bağlarını gözler önüne serdikleri Yolda Gezici Fotoğraf Sergisini hayata geçirdiler.

Bu uluslararası serginin sekizinci durağı olacak olan Ankara ayağı 17 Haziran saat 18:30’da CerModern’de düzenlenen resepsiyon ile ziyarete açılıyor.

Yolda Girişimi’nden Engin Yılmaz, şunları kaydetti: “Yolda Fotoğraf Sergisi’nin amacı hayvancılıkla uğraşan göçebe topluluklara şükranlarımızı sunmak ve şehirlere sıkışmış insanlara başka bir hayatın mümkün olduğunu göstermekti.

Şükran duyuyoruz çünkü Akdeniz havzasında ve dolayısı ile Anadolu’daki doğal zenginliğin en önemli nedenlerinden biri Sarıkeçililer gibi pastoral göçebeler ve geleneksel hayvancılardır.

Ayrıca iklim değişikliğinden en çok etkilenen topluluklardan biri olmak ile birlikte iklim değişikliği ile mücadelede ve adaptasyon stratejileri oluşturmakta yine en önemli bilgi kaynaklarından birisi bu topluluklardır.

Ortaklaşa alan yönetimi üzerinde şekillenen yaşamlarını sürdürmeleri hem doğa hem de insanlık için vazgeçilmez bir öneme sahipken, bugün Yörükler ve Koçerler çok büyük sıkıntı ve baskılar ile karşı karşıya”

Pastoral Göçebelerin biyoçeşitlilik ve iklim değişikliği açısından faydaları:

  • Farklı habitatlar arasında ekolojik koridorlar yaratır, bu habitatların izolasyonunu ve dolayısı ile kaybını ve bozulumunu engeller.
  • Otlatma sayesinde birçok bitkinin, kuşun, böceğin ve diğer canlıların sığındığı yaşam alanları yaratır, besin döngüsünün devamını sağlar
  • İstilacı bitki türlerinin yayılımını engeller
  • Yangınları besleyen ağaç altı örtüsünü azaltarak yangınları azaltır; patikalar ve boşluklar yaratarak yangınların yayılımını engeller
  • Mevsime ve diğer doğal belirleyicilere göre yönetilen otlatma faaliyeti, bitki örtüsünün yenilenerek güçlenmesini ve çeşitliliğini korumasını sağlar; ekosistemin dirençliliğini artırır.
  • Otlatma toprağın su geçirme kapasitesini artırır; erozyonları, selleri engeller.
  • Gübreleme besin döngüsünde çok önemli rol oynar, besinler toprağa işlenir, azot salınımı azaltır, toprakta filtrelenen besin sayesinde su kirliliği engellenir.
  • Su ve enerji tüketimi minimum düzeydedir.
  • Türkiye’de Yörükler, Koçerler gibi pastoral göçebe topluluklar otlatma faaliyeti sayesinde dünyada en fazla karbon depolayan habitatlardan biri olan meraların korunmasını sağlarlar.
  • Göçebe hayvancılık ile kullanılan enerji, su, mineral girdisi çok düşük düzeydedir.
  • Pastoral göçebeliğin besin ihtiyacını yerel düzeyde sağlaması hem ekonomik açıdan hem de karbon salınımının azaltılması açısından çok önemli bir rol oynamaktadır.
  • Pastoral göçebelerin yüzyıllara, bin yıllara dayanan kültürü mevsim gibi doğa da gerçekleşen değişimlere adaptasyon ve dolayısıyla direnç üzerinde şekillenmiştir.
  • Bu stratejiler içerisinde en önemlileri pastoral göçebeliğin hareketliliğe dayanıyor olması ve ortaklaşa alan yönetimidir. Hareketlilik pastoral göçebelerin sürülerini beslemek için yeni alanlara yönelmesini sağlamakta, bu sayede hiçbir habitat üzerinde çölleşmeye, erozyona ve yüksek karbon salınımına neden olacak bir baskı oluşmaktadır. (Gıda Hattı)