1 Mayıs ‘İşsizlik ve Açlık bayramı’ (Köşe yazısı 01.05.2018 Kayseri Star Haber Gazetesi)

‘İŞSİZLİK VE AÇLIK BAYRAMI’

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ‘Ne mutlu Türküm’ dedikten hemen sonra ‘Türk, öğün, Çalış, Güven’ sözleri ile dinimizin emri ‘çalışmayı, üretmeyi’ de teşvik etmiş.

Sonraki yıllarda milli ekonominin ne kadar önemli olduğuna dikkat çekmek için ‘Yerli malı Türkün malı, herkes onu kullanmalı’ sloganı ile dışa bağımlılığın ne kadar tehlikeli olduğu anlatılmak istenmiş.

Bugün tüm Dünya ‘1 Mayıs işçi bayramı’nı kutluyor.

Türkiye’de ise neredeyse işçi kalmadı.

Memurlarda ‘sözleşmeli’ olma yolunda.

Üretim yok.

Her türlü İthalat, artan cari açık, iç ve dış borçlar, borçlanma ekonomisi, özelleştirmeler, yüksek tüketim, kadroya geçemeyen taşeronlar, ucuz-kaçak işçiler çok.

Buna birde, diplomalı işsizler, mühendisler, basın emekçilerini ekleyin.

Bu ülkenin kimliğini taşıyan ‘öz evlatları ve çalışanlar’ neredeyse enayi konumuna geldi.

Vergisini, elektrik, su, doğalgaz, telefon faturalarını, sigorta primlerini zamanında ödeyenler cezalandırılır hale geldi.

Yatırmayanlar için çıkartılan ‘af ve yeniden yapılandırmalar’ isyan ettiriyor.

Zorunlu askerliğin yerini parası olanlar için ‘bedelli’ alıyor.

Bankaların yüksek tüketici ve konut kredi faizleri, dövizin, altının zirvede yeni rekorlar kırmasına karşın, borsanın ve Türk parasının alım gücünün çöküşü, asgari ücretin, emekli maaşlarının içler acısı hali neleri artırmadı ki!

Dağılan yuvalar, boşanmalar, cinayetler, intiharlar, fuhuş, kolay ve hazır para kazanma, gençlerin hayatını karartma, uyuşturucu, küçük yaşta evlilikler, çocuk anneler, kayıplar, kaçaklar, kaçakçılıklar, kapanan işyerleri, ‘kiralık-satılık’ yazılan işyerleri,  kepenk indirme ve kilit vurmalar en basitleri.

Üretim yok, ithalat, cari açık, işsizlik, özelleştirme, tüketim, kadroya geçemeyen taşeron, ucuz-kaçak işçilik çok, memurda gündemdeki ‘sözleşme’den endişeli

Teksif Sendikası Kayseri Şubesi’nin efsane başkanlarından Tahir Horoz  bir gün bana şöyle dedi. ‘

‘Eskiden işçiler grev yaparken  ‘işçiyiz, haklıyız, kazanacağız’ diye slogan atarken yolların kenarlarına dizilen memurlar yakınırdı. Hatta ‘Bizden çok kazanıyorsunuz, çok daha fazla para alıyorsunuz’ diyerek beddua bile ederlerdi. Şimdi memurlar eylem yaparken ‘İşçiyiz, haklıyız, kazanamıyoruz’ bile diyecek onlara beddua edecek bırakın sendikalıyı, sendikasız doğru dürüst işçi kalmadı.’

Bunun neresi yanlış.

En çok ezilen, kaybeden, seslerini çıkartamayanlar ise gazeteciler-medya çalışanları.

Herkesin söküğünü dikiyor, kendi söküğünü terzi misali bir türlü dikemiyor.

Gazetecilerin ve medya çalışanlarının -borçları katlanarak artarken, onu kapatacak gelirleri yama misali o kadar hızlı azalıyor ki anlatamam. Üstelik her an işsiz kalmakla karşı karşıyalar.

Tek düşünceleri sigorta primleri yatsın yeter. Aylardır maaş yüzü görmeyenler, avanslarla idare edenler, sonrasında şirket değişimleri ile o haklarından da mahrum kalanlar.

Aynen bu iktidarın çıkarttığı ve sonrasında kaldırdığı iddia edilen taşeron işçiler gibi.

Çoğu taşeron işçi kadro beklerken avcunu yaladı. Çoğu özlük haklarından oldu. Çoğu maaşlarını bile alamadı, mahkemeye bile başvuramadı. Ama onları çalıştıranların dudaklarından ‘hak, hukuk, adalet, Ahlak, kitap, kuran, kul hakkı, alın teri’ hiç mi hiç eksik olmadı.

Bunların hepsi çalıştıran, emir verenler için geçerli.

Çalışanlar için pek uygulamada yok.

Köşe yazıma başlarken dediğim gibi, bugün tüm Dünyada ‘1 Mayıs işçi bayramı’ olarak kutlanıyor. Çalışanlar, iş güvencesi, çalışma şartlarının iyileştirilmesi, insanca yaşayacak ücret, çalışma garantisi, özlük haklarının gasp edilmemesi için seslerini yine yönetenlere duyurmaya çalışıyor ve çalışacak. Ancak, kademeli emeklilik, taşeron, asgari ücret, kıdem tazminatı derken çalışma yaşamında nitelik kalmadı ‘korku, endişe’ zirveyi de geçti.

Geçmiş yıllardaki ‘1 Mayıs işçi bayramları’nda yaşanan istenmedik olaylara karşı herkesin sağduyulu olması çağrıları tekrarlandı. İşçilerden sonra iktidarın gündeminde olan ‘sözleşmeli memur’ 657’lileri huzursuz etti. Suriyelilerin ‘ucuz-kaçak’ çalışmaları sorunları daha da katladı. Diplomalı işsizlik zirveye çıktı. İşsizliği düşürmek için ‘prim bizden, 6-9 aylık geçici işçilik’ çalışma barışını bozdu. Sosyal güvenlik ve adalet düzeni , çalışan, üreten, onurlular adına bozuldu.

Kısaca bugün ‘1 Mayıs işçi bayramı.’

Ama ülkedeki göstergelere, işsizliğe, asgari ücrete, iş güvencesi ve çalışma hayatına, kanunda yazan ancak uygulanmayan özlük hakları konusuna bakarak gerçek şu.

Bugün ‘1 Mayıs işsizlik ve açlık bayramı.’

Biz gazetecilerde dahil kimse kendini kandırmasın.

Yinede 1 Mayıs işçi bayramı kutlu olsun.