Yemek alışkanlıklarımız.. (Köşe yazısı 30.01.2016 Kayseri Dergi Anadolu)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com

Son yıllarda ‘dengeli, düzenli ve yöresel beslenme’ alışkanlıklarımızı kaybettik.
Teknoloji ile tanıştığımız günden bu güne, önce Dünya ile entegre olmaya başladık.
Ayakta, susuz, hazır, ucuz, kalitesiz beslenmeyi öğrendik.
Sonra, Dünyanın ünlü yemeklerini taklite başladık ve yaşar olduk.
Tüm Dünyada olduğu gibi ülkemizde de, Kayseri’de de yemek alışkanlıkları değişiyor, söz geçiremediğimiz, teknolojiyi bizden iyi kullanan yeni nesil ile yeni trendler ortaya çıkıyor.
Ipsos Global Trends Raporu ve diğer bazı kaynaklardan toplanan bilgilerle oluşturulan raporla; dünyada yemek alanında ortaya çıkan ve günümüzün yemek endüstrisini etkileyen ve etkileyecek olan10 yeni trendden bahsediyorum. Buna göre yeni yemek trendi şöyle sıralanıyor:
*Atıştırmak
*Global lezzetlerin ortaya çıkması
*Yerele olan sevgi
*Maceraperest hibritler
*Sağlık ve zindelik
*Yemek pişirmek – aşçılık
*Tavizsiz lezzet
*Atık farkındalığı
*Aslın önüne geçen tarz
Artık atıştırma alışkanlığı ile aile ile yenen yemekler azaldı. Bizde de, anne-baba, büyükler beklenmeyecek. Çorbalar bile paketten, seyrederken içilecek.
Yapılan araştırmada, aralarında Türkiye’nin de olduğu online kitleye “Artık nadiren ailecek sofraya oturup yemek yiyoruz” söylemine katılıp katılmadıkları soruluyor. En yüksek oranda Rusya, aile yemeklerinin azaldığına katılıyor. Katılımcıların ortalama %63’ü ise hala aile ile yenen yemeklerin olduğunu belirtiyor. Türkiye’den katılımcıların yüzde 70’I ise aile ile yenen yemeklerin halen devam ettiğini belirtiyor.
Amerikalı çocukların yarısı günde 4 kez atıştırmalık yediklerini belirtiyor. Bu atıştırmalıklar meyve veya sebze değil, otomatik ürün makineleri halen şekerleme, cips ve gazlı içeceklerle dolu.
Bununla birlikte sağlıklı atıştırmalık konsepti de giderek yaygınlaşıyor, oldukça hızlı büyüyor.
me kaydediyor.
Araştırmanın bir bölümünde katılıımcılara “Globalleşmenin iyi bir şey olup olmadığı soruluyor”. Globalleşmek iyidir diyen ülkeler arasında %83’lük bir oranla Çin başı çekerken, bunu Hindistan (%71) ve Brezilya (%68) takip ediyor. Türkiye ise ortalamayla aynı şekilde %50 ile destekliyor.
Globalleşme ülkeler arasındaki sınırları ortadan kaldırırken, geleneksel lezzetler ve yemek yeme alışkanlıkları da bundan etkileniyor ve global yemekler ortaya çıkıyor.
Bu arada insanlar gittikçe daha yüksek bir oranda yerli ürün almayı tercih ediyor. Bu eğilim çoğunlukla gıda alanında gibi gözükse de giyim ve bankacılıkta da görülüyor. Yerli malı, insanların yerel ürün almalarının temel sebebi. Yüzde 46’lık bir oran yerel üretilmiş bir ürün için daha fazla para harcayabilirim diyor. Bu rakam Türkiye’de %51.
Maceracı lezzetlerde yeni karışımlar yaratmak, ramen burgerler, tatlı pizzalar gibi farklı yemeklerle dolu niş bir pazar ortaya çıkardı. Hindistan %58 yeni şeyler denemekisterken Türkiye %54 ile ikinci sırada. Bizi Çin (%52) ve Güney Afrika (%52) izliyor.
Temiz ve sağlıklı yemek bol sebze yemeği içermiyor. Aynı zamanda tam tahıllıları, kinoa gibi eski, ıspanak ve greyfurt gibi yiyecekleri tercih etmek. Tüketicilerin %59’u ‘sağlığım iyi’ derken Dünya Sağlık Örgütü 1.4 milyardan fazla kişinin aşırı kilolu olduğunu söylüyor. Sağlıklı yemek, günde 5 kez meyve ve sebze yemek değil.
Ayrıca geçim şartları zorlaştıkça, tüketiciler tassarruflu olduğu için evde yemek pişirmeye yöneliyor.
Araştırmada “benim kişisel değerlerimi yansıtan markaları satın alırım” diyenler % 53. Bu oran Türkiye’de %71. Çin’de yüzde 80, Hindistan’da yüzde 65, İtalya’da % 62.
Resesyona rağmen tüketiciler sadece lezzet için değil aynı zamanda sağlık için de dikkatlice inceleyebildikleri yiyecek ve içeriklere daha fazla para ödemeye hazır. Bu araştırmaya katılanlara göre de bir yiyecek ürünü alınırken en çok dikkat edilen faktörler arasında içerdiği malzemeler %58, gıda bilgisi %56 çok önemli.
İnsanların atıklar ve çevre konularıyla ilgili endişeleri ile çevre dostu yiyecekler ortaya çıkarken, aynı zamanda paketleme ve daha küçük boyutlu ürünler çoğalıyor. Her 5 tüketiciden 1’i kendi evlerindeki atık yemekler konusunda hassas.
Maceracı bir palate ile birlikte, tüketiciler her zaman eğlence ve yenilikçi ürünleri denemeyi seviyor.
Türkiye Obezite Araştırma Derneği tarafından 12 ilde, 15 yaş üstü, bin 563 kişi üzerinde yapılan “Türkiye’de Beslenme Alışkanlıkları ve Fiziksel Hareketlilik Düzeyi Saptama Araştırması” sonuçlarına gelince. Toplumun yüzde 68’i her gün kahvaltı yapıyor. Öğle yemeğini düzenli olarak yiyenlerin oranı yüzde 63, düzensiz öğle yemeği yiyenlerin oranı ise yüzde 37. Akşam yemeğini toplumun yüzde 72.7’düzenli olarak yiyor. En çok dışarıda yenilen öğün öğle yemeği. En çok evde yenilen öğünler ise, kahvaltı ve akşam yemeği. Dernek Başkanı Nazi Bağrıaçık’ın verdiği bilgilerden.
-Geleneksel beslenme ile ekmek, çorba, peynir, zeytin tüketimi devam. Süt tüketimi günde 70 gram yılda 26 kilo. Bu rakam ABD’de yılda kişi başına 400 kg, Avrupa’da 360 kg.
-Türkiye olarak yılda ortalama 27 kilo tüketiyoruz. ABD’de bu oran 37 kilogram, Almanya’da 40, Fransa’da 35, İsrail’de 66 kilogram.
-Yemek yemeye çalışma şartlarından çok fazla zaman ayıramıyoruz. Ara öğünlerde tost, simit, börek ve bisküvi tüketiyoruz. Yeterli ve dengeli beslenme kavramı yok. Kalori hesabı bilinmiyor. Televizyon, bilgisayar ve elektronik aletlerin başında zaman geçirmek, günlük hareketin üç misli kadar.
-Ev dışında en fazla yenilen öğün çalışma şartları dolayısıyla öğle yemeği. Evde kahvaltı ve akşam yemeği. Kahvaltıda ekmek, peynir, zeytin, reçel, bal, yumurta ve salatalık, bazende simit, yumurta, sosis, salam. Aylık ortalamanın yüzde 25 ‘inde ekmek peynir ve zeytin kaçınılmaz. Öğle yemeğinde ekmek, salata, çorba, pirinç veya bulgur pilavı, akşam ise ekmek, salata, çorba, yoğurt, pilav ön planda. Etsiz sebze ve zeytinyağlı tüketimi çok az.
-Alkolsüz içeceklerde çay, kahve ve ayran ön planda. Çay ile kahve yaz kış olsun daima tüketiliyor. 30 günün ortalaması 52. Devamlı çay ve kahve, bir ayın 25 günü ayran tüketiyoruz. Gazlı içeceklerin miktarı çok azaldı, yüzde 9. Yaz aylarında ise 10.4’e çıkıyor. Çay, kahve, ayran kadar gazlı içecek tüketmiyoruz. Süt içme alışkanlıklarımız haftada 6 gün oran olarak yüzde 9 civarında. Bitki çayları ve enerji içecekleri derecelendirmeye değecek kadar değil. Çay, kahve, ayran tiryakisiyiz. Yüzde 26.6’sı alkol alan bir toplum yüzde 73.4’ ü alkol tüketmiyor.
-Günün ortalama 2 saat 15 dakikasını bilgisayar kullanmaya veren insanlar var. Aynı şekilde insanlar 2 saat 20 dakikasını televizyon seyretmeye veriyor yani hareketsiz kalıyor.
Bu arada Dünyadaki ilk pizzacı Napoli’de açıldığından bu yana geçen 277 yılda şüphesiz çok şey değişti. Bu harika lezzetin insanları etkisi altına alma kapasitesi ise bir an olsun düşmedi. Bugün tüm dünyadaki her 5 restorandan 1 tanesini pizzacılar oluşturuyor. 5’te 1 kuralı Yemeksepeti için de geçerli: Sisteme kayıtlı 10 bini aşkın restoranın yüzde 20’sinin menüsünde pizza bulunuyor.
Pizza siparişlerinin %75’i promosyonlu. En çok promosyon yapılan ürünlerden olması pizzanın elini şüphesiz güçlendiriyor. En çok tercih edilen promosyon ise 1+1 orta boy pizza ve onu takiben 1+1 büyük boy pizza. Her iki kullanıcıdan biri, bugüne kadar en az bir kere de olsa evine pizza siparişi vermiş. Son bir yılda pizza sipariş eden tekil kullanıcı sayısı ise 980 bin.
Yediğimiz pizzaları yan yana koysak, Ankara’dan pizzanın doğduğu şehir Napoli’ye uzanan 2000 kilometrelik yolu gitmek mümkün olur. Pizzanın yanında en çok tercih edilen yan ürün litre içecek.
Tüm pizza siparişlerinin 3’te 1’ini 19-24 yaş arasındakiler veriyor.
Türkiye’de en çok tercih edilen pizza mantarlı. Sipariş edilen pizzaların yüzde 58’inin içinde mantar bulunuyor. Onu yeşilbiber ve mısır takip ediyor. Soğanlı pizzaların yüzde 70’ini erkekler istiyor.
Bugün 17 bin farklı pizza var. Bunlardan bazıları yüzbinlerce, 2170 çeşidi sadece bir kez sipariş edilmiş. Ispanaklı-pastırmalı, beyaz peynirli-anasonlu kombinasyonlar çok tutmuyor.
Pizza her dönem sevilse de kışın siparişleri yaza göre yüzde 60 artıyor. Derbi günlerinin galibi de pizza. Örneğin en çok pizza sipariş edilen gün, Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin oynandığı gün. Bunu hafta içerisinde Cumartesi ve Pazar izliyor
Siparişlerin %70’ini erkekler veriyor. Pizza en çok saat 19.00 sularında sipariş ediliyor. Öte yandan formuna dikkat eden kadınlar, ‘akşam hafif yemeli’ kuralından yola çıkarak, pizzayı daha çok öğlen tüketiyor. Erkekler için öğlen, akşam fark etmiyor. Pizza siparişlerinin yüzde 7’si saat 00.00-05.00’de.
Pizza ile %92’si gazlı içecekler, %5 ayran, %2 soğuk çaylar, %1 ise diğer ürünler içiliyor.
Bu arada üniversite öğrencilerinin yeme alışkanlıkları araştırması, üniversite ve şehirlere göre değişik sonuçlar veriyor.
Türkiye’nin en çok sipariş verilen 10 üniversite kampüsünü kapsayan araştırmaya göre, öğrencilerin ortak vazgeçilmeyen tatlarının başında hamburger ve lahmacun geliyor. Üniversiteler özelinde, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri en çok kajunlu tavuk ve pizza siparişi verirken İTÜ öğrencileri tercihini kebaptan yana kullanarak Adana dürüm ve tavuk şiş siparişi veriyor. İstanbul Üniversitesi’nin tercihi piliç bonfileyken ODTÜ’lüler tercihi Ankara’ya özgü soslu et döner.
Öğrencilerin kahvaltı tercihleri ise oldukça değişken. Kahvaltıda menemenden patatesli gözlemeye, lahmacundan ıslak hamburgere kadar her çeşit yemek var. Sabaha karşı üniversiteliler çiğ köfte dürümü tercih ediyor. Tatlı’da ortak tercih sufle ve künefe.
Üniversiteler arasında en fazla sabahlayan üniversite ise İTÜ; zira 23:00 – 06:00 arasında en çok sipariş İstanbul Teknik Üniversitesi’nden geliyor. Gece gündüz demeden ders çalışan İTÜ’lüler zihin açıklığı vermesi için bu saatlerde çiğ köfte dürüm, pizza ve adana dürüm yemeyi tercih ediyor.
Üniversiteliler yerel tatlardan da vazgeçmiyor. Örneğin Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden verilen siparişlerin %43’ünü pide çeşitleri oluştururken Konya Selçuk Üniversitesi öğrencileri diğer kampüslerle kıyasla 500 kat daha fazla etli ekmek siparişi veriyor.
Su sayıdaki köşe yazımı böyle biraz magazin ve yaşam üzerine yazmak istedim. Umarım sizinde ilginizi çekmiştir.