Türk İş’in açlık ve yoksulluk sınırı korkunç

DÖRT KİŞİLİK AİLENİN AÇLIK SINIRI 2.065 TL, YOKSULLUK SINIRI 6.725 TL
GIDA ENFLASYONU -BAZ ETKİSİYLE- SON ONİKİ AYLIK YÜZDE 9,05 ORANINDA…
BİR ÇALIŞANIN AYLIK YAŞAM MALİYETİ TUTARI 2.536 TL
MUTFAK ENFLASYONU AYLIK YÜZDE 0,28 ve YILLIK ORTALAMA YÜZDE 20,79 ORANINDA ARTTI.
TÜRK-İŞ (Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu) çalışanların geçim şartlarını otuz iki yıldan bu yana aralıksız olarak her ay düzenli olarak yaptığı “açlık ve yoksulluk sınırı” araştırması ile ortaya koymaktadır.
Devletin resmi verilerinde de ortaya çıkan adaletsiz gelir dağılımının somut yansıması bu çalışma ile görünür olmaktadır. Anayasada ifadesini bulan “çalışanların geçim şartları” elde edilen ücret gelirinin yetersizliği nedeniyle olumsuzdur. Toplumun temelini oluşturan ailenin -eğer gelir kaynağı ücret ise- maruz kaldıkları yaşam koşulları “insana yakışır” olmaktan uzak olmaktadır.
TÜRK-İŞ Araştırmasının 2019 Eylül ayı sonucuna göre:
Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 2.064,52 TL,
Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 6.724,81 TL,
Evli olmayan-çocuksuz bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 2.536,42 TL olarak hesaplandı.
Gıda harcaması tutarı, yuvarlama nedeniyle, toplamda farklı olabilmektedir.
Tablo 1: Dört Kişilik Ailenin Açlık ve Yoksulluk Sınırı (TL/Ay)
Eylül 2018 Aralık 2018 Ağustos 2019 Eylül 2019
Yetişkin Erkek Gıda Harcaması 518,08 536,09 571,72 570,69
Yetişkin Kadın Gıda Harcaması 434,52 446,96 473,53 473,30
15–19 Yaş Grubu Çocuk Gıda Harcaması 560,77 578,05 609,25 611,90
4–6 Yaş Grubu Çocuk Gıda Harcaması 379,84 380,06 404,23 408,62
Açlık Sınırı 1.893,21 1.941,16 2.058,72 2.064,52
Yoksulluk Sınırı 6.166,81 6.322,99 6.705,94 6.724,81
Geçen yılın aynı ayına göre dört kişilik bir ailenin mutfak harcamasındaki artış tutarı 171 TL’dir. Gıda yanı sıra yapılması zorunlu diğer harcamalarla birlikte aile bütçesine gelen ek yük bir yıl önceye göre 558 TL oldu.
Ücretli çalışanların gelirleri fiyat artışları karşısında giderek aşınmaktadır. Gelir artışlarının gecikmeli olarak enflasyona eşitlenmesi uygulaması dar ve sabit gelirli kesimlerin aleyhine olmaktadır. Nitekim devletin resmi kurumu olan TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) tarafından yapılan Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nın geçen yıl ki sonuçları, asgari ücretin enflasyonun üzerinde artmasına rağmen, en düşük gelire sahip nüfusun yüzde 20’lik grubunun milli grlirden aldığı payın 0,2 puan azalarak yüzde 6,1’e düştüğünü ortaya koymuştur. Buna karşılık nüfusun en zengin yüzde 20’lik bölümünün aldığı pay 0,2 puan artarak yüzde 47,6’ya ulaşmıştır.
Uygulanan ekonomik ve sosyal politikalar zenginin daha zengin, yoksullun daha yoksul olması sonucuna yol açmaktadır.
Aylık net 2.020 TL olan asgari ücretin yetersizliği, bekar bir çalışanın hesaplanan 2.536 TL tutarındaki yaşama maliyeti de dikkate alındığında ortaya çıkmaktadır. Kaldı ki, zaten yetersiz belirlenen asgari ücret, evli ve çocuklu işçiler açısından, artan vergi oranı nedeniyle, bu dönemde eksilmektedir. Sürekli yinelendiği üzere, mevcut asgari ücret değil bir ailenin bir kişinin bile geçimini karşılamaktan uzaktır.
TÜRK-İŞ tarafından hesaplanan gıda fiyatları endeksi ile TÜİK tarafından hesaplanan gıda endeksi ve tüketici fiyatları endeksinin son on iki aylık değişimi birlikte değerlendirildiğinde, benzeri bir eğilim gösterdiği ve gerilediği ortaya çıkmaktadır. Ancak bu ay ortaya çıkan gerilemede ‘baz etkisi’ temel neden olarak görülmektedir.
TÜRK TÜRK TÜRK -İŞ’in verileri temel alındığınd İŞ’in verileri temel alındığınd İŞ’in verileri temel alındığınd İŞ’in verileri temel alındığınd İŞ’in verileri temel alındığınd İŞ’in verileri temel alındığınd İŞ’in verileri temel alındığınd İŞ’in enflasyonu”ndaki değişim a “mutfak enflasyonu”ndaki değişim Eylül 2019’da şu şekilde oldu:
Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 0,28 oranında artış gösterdi.
Yılın ilk dokuz ayı itibariyle fiyatlardaki artış yüzde 6,35 oranında oldu
Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı -baz etkisiyle- yüzde 9,05 olarak hesaplandı.
Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 20,79 oldu.
2019 Eylül ayı itibariyle TÜRK-İŞ hesaplamasına temel alınan gıda ürünlerinin fiyatlarında gözlenen değişim şu şekilde olmuştur:
Süt, yoğurt, peynir grubunda; bu ay önemli bir fiyat değişikliği tespit edilmedi. Ancak market raflarında ürün çeşitliliği azaldı ve genellikle 4-5 markanın yer aldığı dikkat çekti. Öte yandan özellikle peynir kutularının bir bölümü 1 kilogram olurken, bazıları 800-900 gram olarak satışa sunulmaktadır.
Et, tavuk, balık, sakatat, bakliyat ürünlerinin bulunduğu grupta; kıyma ve kuşbaşı et ile sakatat ürünleri fiyatları bu ay yine değişmezken, tavuk fiyatı gerilemeye devam etti. Mevsimin başlamasıyla balık daha düşük fiyatla tezgahlarda yerini aldı. Fiyat gerilemesinde hamsi, istavrit, mezgit gibi balık çeşitlerinin olumlu etkisi söz konusu oldu. Yumurtanın fiyatı bu ay daha da artarak tanesi 75 kuruşa ulaştı. Bakliyat ürünleri (kuru fasulye, kırmızı-yeşil mercimek, nohut, barbunya vb.) fiyatları bu ay kırmızı mercimekteki artışın dışında değişmedi.
Gıda harcamasında günlük tüketimi sık olan yaş sebze ve meyve fiyatları bu ay yine mutfak harcamasını olumlu etkiledi. Ancak çoğu pazarda tezgahların azaldığı ve yer boşlukların varlığı da dikkat çekiyor. Pazar esnafı gelen müşterinin gerileyen alım gücünden ve dolayısıyla düşen satışlardan şikayet etmektedir. Ailenin harcamalarında önemli ağırlığı olan yaş sebze-meyve ortalama kilogram fiyatı bu ay 5,60 TL (geçen ay 6,12 TL) olarak hesaplandı. Sebze ortalama kilogram fiyatı bu ay 5,41 TL’ye yükselirken (geçen ay 5,38 TL), meyve ortalama kilogram fiyatı 5,85 TL’ye (geçtiğimiz ay 6,92 TL) geriledi. Limonun bu ay fiyatı neredeyse yarıya geriledi. Mevsim meyvelerinin piyasaya giriş yapması fiyatlardaki gerilemenin bir nedeni oldu. Ancak önümüzdeki aydan itibaren özellikle yaş meyve-sebze fiyatlarında artış bekleniyor.
Hesaplamada 16 sebze ve 13 meyve olmak üzere toplam 29 ürün dikkate alındı. Hesaplama yapılırken -her zaman olduğu gibi- pazarda yaygın bulunan mevsim ürünleri esas alındı. Bu ay limondaki fiyat artışı özellikle dikkati çekti. Araştırmada ürünlerin tek tek ağırlığı yerine harcama sepetindeki meyve-sebze tüketiminin toplam miktarından hareket edildi.
Ekmek, pirinç, un, makarna, bulgur, irmik gibi ürünlerin bulunduğu grupta; makarna fiyatı arttı ve fakat diğer ürünlerin fiyatı aynı kaldı.
Son grup içinde yer alan gıda maddelerinden; tereyağı, margarin, zeytinyağı ve ayçiçeği yağı fiyatı bu ay yine değişmedi. Siyah zeytin fiyatında artış, yeşil zeytin fiyatında azalış ortalamada fiyatları geriletti. Yağlı tohum (ceviz, fındık, fıstık, ayçekirdeği vb.) ürünlerinden ceviz fiyatındaki artış dikkati çekerken, diğerlerinin fiyatı değişmedi. Çay fiyatındaki artış bu ay etikete yansıdı. Baharat (kimyon, nane, karabiber vb.) fiyatı yine aynı kaldı. Şeker ve tuz ile bal, pekmez fiyatı aynı kalırken reçel fiyatı arttı. Ihlamur ve salça fiyatı bu ay yine değişmedi. Eylül 2016 Eylül 2017 Eylül 2018 Eylül 2019 Bir önceki aya göre değişim oranı (%) 1,81 1,19 4,45 0,28 Bir önceki yılın Aralık ayına göre değişim oranı (%) 0,07 6,31 17,73 6,35 Bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı (%) 1,83 9,84 24,34 9,05 12 aylık ortalamalara göre değişim oranı (%) 6,78 6,96 13,38 20,79
Konfederasyonumuzca hesaplanan tutarlar ücret düzeyi olmayıp haneye girmesi gereken toplam gelir miktarıdır. Ancak hanede çalışan sayısının sınırlı ve fakat ele geçen ücretin yetersiz olduğu durumlarda, elde edilen gelir birden fazla kişinin geçimini karşılayamamakta, kişi başına “insanca geçim için” yapılması gereken harcama tutarı yetersiz kalmaktadır.
TÜRK-İŞ’in bu araştırması alanında ilktir. Daha sonra bu alanda yapılan benzeri çalışmalara da örnek olmuştur/olmaktadır. “Açlık ve Yoksulluk Sınırı” çalışmasında hesaplamaya temel alınan gıda maddelerinin fiyatları, Konfederasyonumuzca piyasadan, market ve semt pazarları sürekli ve düzenli dolaşılarak doğrudan tespit edilmektedir. TÜİK tarafından derlenen fiyat verileri kullanılmamakta ve fakat, gelişmeleri değerlendirmek ve kıyaslama yapmak için sonradan izlenmektedir. Çalışma bu niteliğiyle bağımsızdır.
Konfederasyonumuz her ayın son haftasında ve TÜİK açıklamasından yaklaşık bir hafta önce hesaplama sonuçlarını kamuoyuna açıklamaktadır ve bu yönüyle, tüketici fiyatlarındaki artış eğilimini yansıtan “öncü gösterge” niteliğini de taşımaktadır.