Sokaktaki seçmenin dili ve mesajları…(1) (Köşe yazısı 01.06.2015 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com

Bugün ki bu köşeyi yazmadan önce çok düşündüm.
‘Sokaktaki vatandaşların, seçmenlerin konuştuklarını, düşündüklerini, beklentilerini, nefretlerini, tepkilerini yazmalı mıyım, yoksa yazma mamalıyım?’ diye.
Şunu da iyi biliyorum.
Bizim, iki yüzlü olsa daha iyi, binbir surat sonradan yetişmelerle, onların örnek aldıkları bazı abileri var. Şimdi işte bu yazıyı yine ellerine alıp, kıçlarını kıvıra kıvıra birilerine yetiştirecekler ‘Başkanım, bakanım, efendim, vekilim bak’ diyerek yetiştirip, dönme dolap primlerine prim katıp, güya yerlerini sağlamlaştıracaklar.
Olsun, reklamın iyisi kötüsü olmaz.
Zaten beni bilen biliyor.
Gazetecilik ve bazı meslekler profesyonellik gerektiren bir meslek.
Sokaktaki vatandaş ve seçmenin iktidardan, partilerden, aday adaylarından, adaylardan, atanmışlardan, seçilmişlerden, sonradan görme koltuk sevdalılarından beklentilerini ‘Birkaç kelime özetleyin’ deseler herhalde ‘Eziyet etmeyin yeter?’ olurdu.
Şimdi niye? Diye soracaksınız.
Genel seçime az bir süre kaldı.
30 Mart 2014 seçimlerinin üzerinden ise fazla bir şey geçmedi.
Yaklaşık 14 aylık sürede, şehrin göbeği dört bir taraftan bir, iki, üç, dört kez değil onlarca kez, defalarca kesildi de kesildi.
Kayseri’nin sanki trafik sorunu çözülmüş gibi, şehrin Cumhuriyet meydanı miting alanı olarak izne açık hale gelince, Düvenönü, Büyükşehir, Emek kavşağı, Yoğunburç meydanından Cumhuriyet meydanına girişler, miting saatinden saatler önce trafiğe kapatıldı.
Bu eziyet yetmezmiş gibi, liderlerin, bürokratların gittikleri, gezdikleri, gezecekleri, açtıkları, açacakları, temel attıkları atacakları yerlerde de benzer uygulamalar vatandaşa-seçmene ‘Potansiyel suçlu’ gibi kapatıldı, engellendi.
İnsan hak ve özgürlükleri, Uluslararası sözleşmeler, kanunlar, genelgeler, yönetmelikler herşey oysa ortada.
Olsun, açılmışta olsa ‘Tekrar tekrar toplu açılışlar moda.’
Ne ile?
Devletin, milletin parası, vergileri, primleri, her türlü kamu malları ve araçları ile.
Nerede?
Adeta, kamu yatırımlarında adeta cezalandırılmış bir şehirde.
Sokakta seçim havasının olmamasının tek nedeni ‘Vatandaşın önceliğinin şovlar, seçim değil, geçim ve ekmek’ olması.
Seçmen artık önüne, isimleri çeşitli şekillerde gündeme gelmiş, tanınmış-tanınmamış, yerli-ithal, yerli-köylü, bizden-sizden gibi edebiyatlarla liderlerin aday seçmesini istemiyor.
Zaten liderlere, partilere hiç mi hiç güvenmiyor.
Bu konuda, seçimi fırsata çeviren aday adayları, adaylar, partililer ve bazı karnı tok, gözü açlara da en ağır şekilde tepki gösteriyor.
Kayseri’de ‘Sucuk’ la gündeme gelen olayda, iktidar partisinin asıl kendisini sorgulamasını istiyor.
‘Gündeme getireni parti temayülde en ağır şekilde cezalandırdı’ diyor.
Ardından soruyor.
‘Peki bunun ilk tazminatı ile sucuk dağıtıp, hemen ardından Tarım Bakanlığının teşhir ettiği ‘Bozuk gıda üreticileri’ arasında iki farklı, birbirine yakın tarihte neden iki Kayseri sucuk üretim firması yer aldı. Bu ‘Kayserili işini bilir’ imajını bozma ve siyasi cezalandırma şekli değil mi?’
‘Kayseri OSB’de iki kez toplu temel atıldı, açılış yapıldı, güya fabrika sayısı arttı, çalışan sayısı azaldı. İşçi sayısı bir yana, üretim yapan fabrikalar hangarlara dönüştü, bankalar tesislerin sahibi oldu. Son ayakta kalan Dünya markamız ise bilinçli ‘İmha’ hareketi içine neden alındı?
Bu işin, eski Cumhurbaşkanımız, Bakanımız, vekillerimiz, siyasiler ne kadar içinde?
Kayseri neden bu dönem kadar en ağır şekilde cezalandırılmadı, ihmal edilmedi, unutulmadı, geriye gitmedi?
‘Şov amaçlı değil, gerçek Kayseri siyaseti, politikası, yatırımları neden saptanmadı, uygulanmadı?’
Ve seçmen artık adında ‘Toplu’ olan temel atmada, açılışta hiçbir şeye inanmıyor.