ŞİZO, İsimli Sergi Büyüledi

Sanatçı Öğretim Görevlisi Saliha Baratalı’nın Avanos Güray Müze’de açılan ŞİZO isimli sergisi, büyük beğeni topladı.

Serginin açılışı Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Meydan tarafından gerçekleştirilmişti. Açılış Doç. Dr. E. Erdem Kaya’nın solo çello dinletisi eşliğinde yapıldı. Sergi birçok akademisyen ve öğrencilerin yanı sıra Kapadokya halkının da katılımıyla gerçekleşti.
Günümüz sanatı, küresel dünya algısında, yaşamların eklektik statüye dönüşümü etkisi altında metamorfozunu gerçekleştirmiştir. Modernizm’den bu döneme değin gelen yenilik algısı da, bu bağlamda değişime uğramıştır. Sanatın sonundan sonrasında yeni bir varlık edinerek, sanatçının kimliğinde ve sanatın ne’liğinde yeni sorgulamalar gündeme getirmiştir. Değişimin sadece sanatta değil, sanatın temelinde yer alan sanatçının benliğinde de gerçekleşmesi yönünde bir anlayışın hakimiyeti görülmektedir.

Tüm değişim globalleşen dünyanın etkisi altında hızla yayılmaktadır. Bu değişimde, teknolojinin gelişimi ve internetin yaygın iletişim ağındaki gücü, oldukça hatırı sayılır ölçüdedir. Daha iyinin arayışı, gelişimindeki sınırsızlık tutkusunu besleyerek, en içten en dışa olana yönlendirmektedir. Dışa açılma arzusu da bu doğrultuda hissedilmektedir. Sanatçının kendi içindeki değişimi, dışa dair farkındalığıyla güçlenmektedir. Melankoli tavrı içerisinde bir dahi olarak, yalnız sanatçı giysisini ruhundan sıyıran üretici, bu değişimle birlikte birçok miti de deveran etmiştir. “Ben’liğiyle dışa bağ kuran, sürekli iletişim halinde ve iletişilebilir durumda, derin araştırmalar içerisinde kendini büyütmektedir. Bu bağlamda da ifadesini güçlendirmek ve paylaşımı artırabilmek adına tüm sınırsızlıkların içerisinde, farkında olarak veya olmayarak, kısmen de olsa sanatseverlere, eleştirmen ve küratörlere bağlıdır. Bu bağ içerisinde üretim alanında ortak dil oluşturma kaygısı, çağa uyumluluk arayışını da doğurmaktadır. İşte bu noktada teknolojinin sanatta kullanılabilirliğini artırma ihtiyacı duydurmaktadır. Eserde doğrudan ya da dolaylı (internette yapılan paylaşım ve tanıtımlar gibi) olarak teknoloji devreye girmektedir.
Aslolan meseleye gelindiğinde ise “Şizo” beden ve ruhlardan oluşan “Şizofrenizm”in gözetilmesi gerekecektir. Hiç kimse iken, herkes olabilme dürtüsünün ifadesi olan “Şizo”, çağımızın klinik olmasa da, hızla yayılan bir salgın vakasıdır. Şizo ki, bireyin erdeme ulaşmada ki en güçlü basamağı ve dayanağıdır. Herkesi, her kimliği, her bireyi, her ideolojiyi, her oluşumu saygıyla karşılamanın ötesinde, hisseder ve yaşar. Öteki de O’dur. Hem kendi hem diğeri, hem hiç kimse hatta hiçbir şey… Yaşamın soluğunda varlığını kusursuzlaştırma arayışı içerisinde bir duruş, bir oluş, bir bulunuşluk halidir. Şizofrenizmde tam da bu durumun ifadesi olmaktadır. Şizo olma tutkusu, şizofreni yapısını besleyen durumun, dönemini ve ideolojisini (hatta ideolojisizliğini) temsilen “ŞİZOFRENİZM” olarak karşımızdadır. 1980 sonrasında sınırsızlık arayışı içerisinde yenilik merakı, disiplinlerarası geçişliliği sağlayan algıda doğan “Deneysel Sanat”ın daha da ötesinin arayışı içerisinde, multidisiplinerliğe köprü kurmuştur. Artık sanat, sadece sanatta iletişilebilir değil, tüm bilim ve ilim yollarına tünel kurmuştur.
Saliha Baratalı’dan Son Söz: KATHARSİS

Bu sergi benim için çok kıymetliydi, katılanlar da öyle. İlk sergim değil. Daha önce birçok sergiye katıldım, kişisel sergilerim de oldu. Ama bu sergi benim hasretim, özlemim, umudum, inancım, sevgim ve soluğumdu. Yaşamımın özellikle son yıllarında birçok şeyle mücadele ettim. En çok da hayat için. Bu sergi benim yedi yıllık günlüğüm, gerçeğim. Sergimde anlatacak çok şeyim vardı. Açılışta da konuşmayı umuyordum ama süreçte yapabildiğim tek şey susmak oldu. Belki de artık konuşmak sırası eserlerimdeydi.
Herkesi hayata bağlayan şeyler vardır. Benimkilerde sevdiklerim, sanat, mesleğim ve öğrencilerim. Bugünüme tüm bunları taşırken hüznümü de gömmüyorum geçmişe, yok saymıyorum. Sadece olması gereken yerde bırakıyorum. Dört yıl önce doğum günümde bahsedilmiş ikinci hayatımı saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Evet bu da tıpkı bu sergim gibi gerçeğim. İsteğim bu serginin hayatınıza ışık olması, örnek olması. Hayat boş detaylarla uğraşılacak kadar değersiz değil. Yaşadığınız sıkıntılı süreçlere ah vah etmeyin. Alacağınızı alın ve yola devam edin. Hiçbir şey kalıcı değil, hayat da. Sevmeyi sevin, kini, öfkeyi, nefreti değil. Çünkü geçmişe baktığınızda yüzünüzü güldüren şeydir, sizi hayata bağlayan.
“HAYATI KAÇIRMAK İÇİN HİÇBİR ŞEY BAHANE OLAMAZ”.

Bir yanıt yazın